26.04.2009

TRANSFERE DEVAM, YALNIZ TRANSFERE GELEN KOVANDAKİ ANAYA VE YUMURTALI ÇITALARA EL KONULUR

23 Nisan gününden resimler. 22 nisanda soğuktu 23 nisanda soguktu. Bu iki günlük soğuklarda arılar içerde ölenleri bile uzaga atamayıp geceleyin kapıya bırakıp içeri çekilmişlerdi. Bu gözlemler saatliktir, sabah erken gitmiştim arılığa, bir kaç saat sonra gitseniz arı uçmaya başlasa bunların hiç birisini yakalayamazsınız. Kovanlarımda hala kış arıları var, simsiyah ve kanatları yıpranmışlar ve hala hizmet etmeye çalışıyorlar. Geçtiğimiz iki yıl erken ilkbaharda kek verdiğimde bu tabloyu görüyordum. Bu sene erken ilkbaharda arılarımı kek vererek kırmadım.
Tüm kovan önlerinde arı ölüleri vardı, genelde ölenler yaşlı arılar ve bazıları erkek pupalarını sökmüş.


Arılıktaki en kuvetli kovan bu. Yaklaşık 18 çıtaya basıyor, birde hazır tutmuş anaarı memelerini verdik, bitirici kovan olayını üstleniyor. Hacıda bu kovan sürünün en iyisi diye ne zaman surup bidonunu eline alsa buna şurup basıyor. Erkek arıları sökmesine bir anlam veremedim. Bir başka kovan bu işi yapsa şundandır diyecegim ama bu kovana diyecek bir şey bulamıyorum. stok ve gücü çok iyi.
Bu kovan anasız alayı kış arısı ölsün diye bekliyorum ölmüyordu. Bunda arı ölümü normal ve hepsi kış arısı.
Tüm çıtaları alarak hazır kapalı meme vermiştim, dün baktım memeyi sarmıyorlar. Tekrar başka meme verdim birde çıta verdim artık. Memeyi yeniden sarmışlardı. Bu gün çok ilgin bir olay oldu::)
Bu kovan birden analandı.::))
Aşagıda hikayesi gelecek.
23 nisanda hava soguktu ben kendimi marangoza attım. 400 civarı çıta biçilmişti biraz daha tahta boylamıştım onlarıda biçeyim dedim. En son akşam oldu işi bitirdim ama bende bittim.
Önceki 400 çıtayada kanal açtım, biçilen çıtaların alayı yerde.Hem yorgunum hemde merak ediyorum. Acaba kaç çıta oldularki diye. Dükkan benim olsa bırakıp gidecegim. Fakat makınanın civarda boşaltılmalı. Artık kucagıma biraz alıyorum gidip sandalye oturup dizmeye başladım.
En sonunda dizim işide bitti saydım 900 küsür. Ohbe doğru eve::))
Bir kaç gün öncesi yumurta atılan metro çıtalarını katlı kovanlara aktarmaya başladım. Çıkmak üzere olan yavrularıda almıyorumki metrolar bir arı dolsun diye. Bir türlüde dolmuyor. Bu arada 17/18 nisanda yapılan iki tranferde tutan meme sayısı 77 adet. buda 26 adet anaarı kutusunun arılandırılması. Kum saatide çalışmaya devam ediyor yukardada kum azaldı::((
İlk tur çok zorlayacak, sonrası gel keyfim gel::)))
Yumurta atılmış çıtalar bu şekilde katlı arılarda bekletiyorum. Fakat ne yapsam yeterli degil.
Tüm hazır metro çıtalarını arılıga getirip bazı kovanların katlarındaki çıtaları aldım.Erzincanlı Vecdi abinin verdiği fikirde işime geldi. Metro yeterli kabartma yapamıyor sürede malum. Doktorumda çay demlemek için can atıyor bakalım sonuç ne olacak.Arıcının düldülü...
Bu kovan yaklaşık 15 çıta ve çok kaşınıyor. Gene bu gün alt katta 2 adet kapalı birde açık meme buldum, anasıda çok iyi kata bile çıkıp yumurta atıp alt kata inmiş. fakat kafaya taktıya oğula gidecek. Şu petekleri bir kabarsın, bundan sonraki turun başlatıcı kolonisi bu olacak. iki üç çıtayla anasını alayım , madem meme besleyeceksiniz besleyin diyecegim.
Kata çıtaları nasıl koyarsam koyayım, 26 çıta alıyor, üç kovanın katına bu şekilde çıtaları dizip 5 litre şurup verdim poşetle. kattaki yavrulu çıtaları başka katlı kovanlara verdim.
Bu esnada İsmail Taşer tekrak larva transferine geldi. Daha önceki turda çok az arı getirmişti. Tutmaz dedim 1 tane tutmuş. En az 5 çıta ful arı getir dedim gene bana ghöre gelen arılar yetersiz. işin garibi gelen kovandaki çıtalarda günlük yumurta vardı. Hemen yavrulu çıtayı benim anasız kovana verdim. Tekrar gelip öteki çıtayı incelerken birde ne göreyim yeni çıkmış bir anaarı.::)))
Hemen onuda götürdüm benim ölsün diye beklediğim anasız kovana verdim birde şurup püskürttüm arılara ve anaya.
Bu sefer transferi çok sütlü yaptım. İşçi arı az bari benim verdiğim süt, işçilerin 5-6 saatte salgılayamayacagı kadardı. Birde ben çok minik larvaları alırım bu resimdeki larva iki kıl kadar ancak vardır kalınlık olarak. C oldugunda biraz sanki yaşlanıyor bunu tranfer yapanlar bilir ve kapanma sürelerine bakıp anlarlar. Fakat C olanların tutması daha kolay.
Tranfere gelenler sayesinde zayıf arılarım güçlenmeye başladılar. Bu ismailin getirdigi kapalı yavrulu ve yumurtalı çıta.

Buda bizim yenigelen taze inek. Öyle bir dolaşıyorki çıtada sanki ezelden bu kovanın anasıymış gibi. Neden inek diyorum derseniz ismail gitti, Muhteşem abi aradı ne yapıyorsunuz diye. Bu gün gene satışa geldik orası ayrı mesele tabiki.
Bende telefonu hacı abiye verdim doktorumuz arıyor diye. Ne yaptınız filan derken hacı dediki, ismail inek getirip danayla degişip gitti. Ama nasıl gülüyorlar. Acayip espiriler vardı. Ben aldım telefonu dedimki abi tarnfer falan lazımsa bekleriz, böyle giderse zayıf ve anasız arım kalmayacak. Benim karnım agrıdı gülmekten.

23.04.2009

BENİM İŞLER YAVAŞ YAVAŞ RAYINA GİRİYOR

Düldül ve ben yeniden tırmalamaya başladık. O kadar karışık bir tempomuz varki, nerde ne yapacagım belli değil. Metro kovanlarıma kat yaptım, yeni suluklar ve metro kovan şuruplukları arılığa taşınırken.
Metro kovanlarımın şu an itibariyle üçü kata çıktılar. Birisinide yakında kata çıkaracağım. Bu kovanlara ilk etapta karniyol melezi anaarılar verildi. Diğer anaarıların ne gibi performans gösterecegi belli olmadıgından, bilindik bir anaarıyla yola çıktım. Karniyol kafkas arılarına göre günlük 500 yumurta fark atan bir arı ve bu kovanlarında bir an önce arıyla dolup peteklerine yumurta basılması gerekiyor.
Bir kovanın arısı yetersizdi, tüm kovanlardan birer çıta arı alıp bu kovvana ilave verdim.
Kutuçıtalarını kabartıp birde yumurta basıldımı gerisi kolay. Bir hafta sonrası arılıkta çok az katsız arım kalacak. Bu metro çıtalarına yavru basıldıgında, örnek 15 çıta arıya larvalı çıtaları dizdiniz, kovandaki genç işçiler bu çıtadaki larvaları besleme gelecekler. Bir kaç gün sonra üstündeki arıyla alıp kutu gözlerine koyacagız. Bunlar benim kendi kendime bulduğum yöntemlerdir. Yada metrolar çok güçlendiginde üçer çıta alıp gene kutulara verilecekler. Nasıl kovan bölüyorsanız bu metro kovanıda üçer çıta anaarı kutularına böleceksiniz. Kutuların arılandırlmasında daha önce yaşananlar olumsuzluklar yaşanmayacak artık. Zaten bu hafta sonuna 70 kutu gözü bu sistemde arılandırılacak, hep birlikte görecegiz. Bu aradada hafta sonuna kalifiye bir elaman yardıma geliyor.
Metro kovanlara yapmış oldugum şurupluklar, heralde üçer litre şurup alıyor, hacı bayıldı bu şurupluklara. Hiç arı boğulması olmadı, ilk etapta pet şişeyle verdim bayagı bir arı kaybı yaşadım. Pet şişenin içini zımpara yaparsak o sorunda yaşanmıyor onuda çözdüm. Şuruba düşen arı pet şişenin içinden yukarıya tırmanmaya çalışıyor ve tutunamayıp ugraşa ugraşa bitiyor ve ölüyordu. Sonrasında poşetle şurup verdim, alan dar olunca şurupta istedigim kadar verilemiyordu.
Bekledigimiz gibi olaylar gelişiyor, üç metro kovan alt katlardaki çıtaları kabartıp, birde yavru kapattılar. İlk etapta kapalı yavrulara dokunmayacagım bu kovanda bir posta yavru çıkması çok işime yarayacak. Metroların mevcutları zirve yaparsa bundan sonraki turlarda işim dahada kolaylaşacak.
Bu resimler 8 nisanda çekilmişler. Bu hafta sonuna genel bir kutu haberlerimiz olacak. Anaarılarımızın üretimleri başladı. İlk etapta istediğim şekilde başlayamadım, bunu ilerde açıklayacağım. Fakat sorun benden kaynaklanmıyor::)))

Metro kovanlarımızın çıtaları minik minik. Peteklerin kabarmasıyla yumurtaların basılması bir oluyor. Zaten karniyol arıya karşı çıkanlar bu arıdan ve arıcılıktan anlamadıklarını anlatırlar. Almanya ne kadar soğuk bir memleket ve karniyol arılardan yakında bal sagımlarını izleyeceksiniz. Benim elimdeki kafkas arım bahara 3 çıta çıktı, iki çıtası yavrulu bir çıtada ben kapalı yavru verdim şu an arılığımın en zayıf arısı. Yavru takviyesi yaptıgım arılar yalancıya kaçanlarlar ve kafkas arısıdır. Yıllarca bu ülke boşa kürek çekti. Ben karniyolu övdüğümde yada tavsiye ettiğimde karşı çıkanlar var, bazı bilim adamları diyorki Kafkas her yerde olmaz. Kafkası her yere sokanlara neden kimsenin gıkı çıkmıyor. Kafkas arısı diğer ırkları tehdit etmiyormu, bu ülkenin kafkastan başka arısı yokmu.? Madem arı zenginiyiz niçin her taraf kafkas o zaman.? Bazı kovanlarıma geç kaldığımda bana niye geç kaldın diyorlar şekildeki gibi.
Bu sene yılanla erken tanıştık, Gebze'nin bir köyüne gidildi arazi çalışmasına. İlk defa bir yılana bu sene kıyamadım, isteseydim çok rahat öldürülecek pozisyondaydı. Azıcık dokundum hızla uzaklaşıp bir yerde durdu o esnadada ben makinayı çıkarıp fotoladım. Degişik bir tür ilk defa böyle parlak yılan görüyorum. Bu arada yılandan korunmanında bir yolunun oldugunu öğrendim. Arılıgınızın bulundugu yere kükürt atarsanız yılan kükürtlü bölgeyi terk ediyormuş. Cildini eriyen kükürt tahriş ettiğini söyedi bir zıraatçı.
Çıta işleri son sürat biçilmeye devam ediliyor. Yaklaşık günlük 400 civarı çıta biçiliyor iş çıkışı. Bu gün 23 nisan tatil, havalarda gene sogudu ful çalışma var marangozda.
Seyithan abim eski çıtaları delip telliyor. Bu sene telleri dikine takmaya başladık. Bu şekildeki tel esnemeyecektir. Bazı kişiler bunu henüz anlamış degiller. Enine taktıgımızda telin uzunlugu 42 cm oluyor. Dikine tel takarsak bu mesafe 23 cm ye düşüyor. Size şöyle tarif edeyim 50 cmlik çıtayımı daha iyi esnetip kırarsınız 25 cm lik çıtayımı. Çıtalarımızdaki peteklerimiz çok önemli sizde kendi menfaatlerinizi düşünüyrsanız, peteklerinizi koruyunuz.
İlk defa böyle matkap üçları görüyorum, hacı hızını alamayıp uçları ne hale getirmiş. Bu nasıl uç ve nasıl çıtaya delik delmekse??.
Dün akşam marangozdayım, çıtalarımı biçiyordum. Tunç Çalık geldi. Çoktan beri ziyaretime gelip gidiyor ama bir türlü ne resim çekindik nede onun arılığına gidebildik bazı sıkıntıları var benim işlerde başımdan aşkın. Hacının yanına gidelimmi dedim gidelim dedi, petek götürecektim madem arabayla gidilecek hemen 10 dakikada birde eksik olan metro kovanın katlarından birisini yaptım. Tunç'ta bana yardım etti. Bir gariplik oldu normalde 21 çıta alması gereken metro kovan katı 22 çıta aldı.::))
Uzunluk 83 cm olması lazımdı ben içten 83 biçmişim, diş tahtalarıda koyunca boyu 87 cm oldu. Bir filim düşünüyorum kısaltmaya gerek kalmadan kullanacagız artık.
Sonrasında Tunç, Cemil usta ve ben arılığa gittik. Hava tabiki çoktan kararmıştı. Genede Tunç arılığıma geldi bende bir ara onun arılıgına gidecegim inşallah.
Bir kaç gün öncesi İzmit'teydim. Müdürüm sen kafana göre takıl işim bitince seni ararım dedi bende çarşıda dolaşırken bir kırtasiyeye girdim. Çoktan beride araştırıyordum, dedimki kalın uçlu asetat kalemi varmı var dedi. Bir görebilirmiyim dedim odane resmen kocaman keçeli kalem. Dedim bu çok kalın daha inceleri varmı , var dedi. Bir sürü seçenek var, anaarı boyamada kullanılabilir. tanesi 2 liraya kalemler, birde bu kalemin özelligi cama yaz hemen kurur ve çıkaramazsınız. Naylona yazın yazılır. Anaarının kanadına neden işaret konulmasınki::)))
Beyazı yoktu, 3 adet aldım deneyecegim bakalım nasıl duracaklar. Zaten bu günlerde yumurta atmak üzere olan yerli 2009 anaarılarım işaret beklemekteler.

19.04.2009

ARTIK HAFTA SONLARI VE HAFTA İÇİ HEP FUL, YANDIMKİ NE YANDIM::)))

Tahtaları bir halıcı arabasıytla getirdik. Bu sene bir daha bu kadar malzeme alırsam seneyede artık malzeme işim kalmaz gibi.
Bu hafta sonu Sultanbeyli'ye tahta almaya gittim. Bu malzemeler çoktan alınmalıydı bir türlü ucu ucuna denk getiremedik işleri. Bunlar kovan çıtalarının üst eşek dedigimiz parçasıyla çıta alt çıtası yapaılacak.
Tahtacı abiyle bu hafta hiç uğraşmadım. Havaya bakarmısınız peşin satıyorya dedigi dedik. Dediki ne alacaksan al seçtirmiyorum sıradan olacak dedi. Dedim bulduk belayı. Abi tamam dedim sen ver, birine kızmışın hıncını benden çıkaracaksın, ne biliyorsan yap. Sonra yumuşadı onun verdiklerini ben kantara götürürken çogunu başka yere yükledim::))
Aldığım tahta 500 kiloydu. Bir yakınımla gittik tahtaları almaya, oda gittigine pişman. Sana kim dedi benimle gezmeye gel diye. Ben arabayı istedim ,abi çoktan beri görüşmüyoruz birlikte gidelim sohbet edecekmiş::))

Tahtalar kaymasın diye şimdide önden bağlama çekiyor. Doğan SERT; kendisi halı, mobilya ve çeyiz işiyle ugraşır.
Sonunda malzemeleri Cemil ustanın marangoza indirdik. Birazda kontraplak aldım. Trakyaya gitmeden iki anaarı verecegim tüm kovanların arasına 4 mm kalınlıgında. Ortaları büyükçe kesilecek ve tellenecek. Bu aparat yolculuklardada kullanılabilecek.
En son işleri bitirdik saat gündüz üç gibiydi. Hacı abiye dedimki sen evine git bende evime gideyim. Motoru alıp geliyorum. Hacı abi önceden hazırladığım janter ekipmanlarının çıtasınıda götürdü. Çünkü birazdan transfer işlerine başlanılacak.
18 Nisanda dün yapılan tranferlerin büyük bölümü tutmuş. 26 tranfer bir kovana vermiştim, 17 tane tutmuş. 26 tane bir başka kovana verdim,20 tane tutmuş. Bir kovanada 6 tane vermiştim hepsi tutmuş.
20 tutana yandaki tutan 6 taneyide ekleyip ilk defa bitirici kovana verdim. 17 tutana, 9 adet yeni ilave tranfer yaptım. 6 tane tutup alınanada tekrar 6 tane tranfer yaptım. Şu an 70 civarında tutmuş meme var. Hafta sonuna kadar 70 civarı göz arılandırılacak. Peşinden bir tur daha gelecek ve toplam üç turda 200 civarı göz arılandırılacak ve memelendirilecek. Ayrıca 10 gözlü üç adet başka kutum var onları başka işte kullanacagım.
O kadar çok işim varki Allah bana ve tüm arıcılara yardım etsin.

17.04.2009

YENİDEN HEMDE GÖNÜLLÜ, DOKTOR KONRÖLÜNE GİRDİM::))

Nihayet bu gün ehliyetim çıkmış ve almaya İstanbul'a gittim. Gitmişken lazım olan bazı malzemeleri almak için bir petekçiye gidip çay ve muhabbetten sonra bazı şeyler dikkatimi çekti onları resimledim. Kovanla katı birbirine tutturan menteşe türü alet, seyyar menteşede denebilir bir taraf sabit tabiki.
Bu senelerde kovanların üstünden havalandırma yapmaya çalışan malzemeciler görmekteyim buda onlardan biri. Plastiğe tül degilde o tarzda bir malzeme, kovan üstten hava alsın diye. Almanyaya bakıyoruz emmi dahi düz naylon örtüyor, minicikte üstten hiç bir kovan hava alamıyor. Bizimkilerde kovan üstüne delikler açmaya çalışıyorlar. Dedimki bu malzemeyi arı kapatır, kovanda rutubeti üstten degilde alttan çözmemiz gerekiyor, bunu iyice anlamamız lazım. Hele yeni kovan yaptıracaklar mutlaka polen tuzaklı kovanlar yaptırırsa rutubet filan olmaz.

Bir kaç gün önce üstten nasıl surup verilir mevzusu vardı. Bu yeni örtü neyii bilmiyorum kovan örtüsüde üst yemlik kondugunda yukarıya çıkış açılacak bir yeri var. Bu tarz yemlikler örtü tahtası kullananlarda çok rahat örtü tahtasını delerek kullanabilir. Hatta ben daha önceleri çift taraflı bantla yemlikle örtü tahtasını birbirine yapıştırmıştım. Yemlik sabitlenmezse çıkış kaymalardan kapanıyor.

Kovan , hazır çıta derken artık petekleri takılmış hazır çıtada satılmaya sunulmuş. Hobiciler için, çok arısı olanlar zaten her işini kendisi bir şekilde görüyor.
Petekleri tellere yapıştırmakta kullanılan adaptörmü trafomu?
Hem şebeke elektiriginde hemde aküyle çalışabiliyormuş.
Bu sene lazım olacak malzemelerden boyama ojeleri, üç degişik renk aldım bana kayıtlarımda tarihleri karıştırmamamı sağlayacak.

En hoşuma giden ise bu parça oldu. Hem huni hemde huniye oturan süzgeç. Daha önce süçgeçle huniyi birbirine uyduramıyorduk.

Agzı açılmış bal tenekesine göre tasarlanmış, huni ve süzgeç. Sonra malzemeciden ayrılıp ehliyetimi Güngören emniyetinden aldım. Muhteşem abiyle telefonlaştık zaten dünden haberi vardı.

Metroyla topkapıya geldim beni orada bekliyormuş. Arabaya binecektim dediki arkaya bin. Bir baktım bu akşam yazlıga geçecek dün akşamdan invert şurup hazırlamış. Bir notta bizim hacıdan düşeyim. Yapmış oldugum sulukları kullanmaya başlamış, dün yanına gittim,dediki birisine su birisinede invert şurup doldurdum ikisinede akşama kadar arı konmadı. Bu çok önemli invert şurup kokmuyor ve kovanlarınızın yağma riski çok aza iniyor. Hacı abiye dedimki biraz kestane balı dök gör gününü, bak kokuyu alan ne yapıyor.

Halkalı Meslek lisesinden gelen gönüllü ilk yardımıcılar. Bizim doktorun havası 1500 haa. Gerçi üst resimde kızlardan ikisi parmak işareti yapmışlar ama genede çok mutlu::))


Ve yemekteyiz, kendi elleriyle doldurdu yemeklerimi, tabiki bu suratın karşısında yemekmi yenilir. Öbür Doktor abimiz Cüneyt'te resimlerimizi çekiyor, bizimkini fırçaladı. Bu ne surat gülsene diye. Tabi bende iştah filan yoktu.

Birden acayip iştahım açıldı, hatta bir dilim daha ekmek ilave vermek zorunda kaldı.



Sonrasında bir sınıfın imtihanına söz vermiş sizi ben imtihan edecegim diye. Tabi bende denetlemeci olarak girdim. Makinayı görünce dedilerki kopyacıları tespit etmek için demekki filim çekiyorlar.


Sınıfta iki kişi hariç hepsi süper puan aldılar. Muhteşem abinin kapanış konuşmasını yarıda yakaladım. Dediki bu iki arkadaşımız suçlu degil suçlu olan biz egitim verenleriz. Zaten gönüllü gelmiş zorlama yok, demekki biz o iki arkadaşın anlayacagı seviyeye inip onlara gerekli bilgileri veremedik dedi.


Bence süper bir kapanıştı. Yurt dışındada aynı şeyler söz konusudur. Bir çocuk başarısızsa talebe degil o talebenin hocasını suçluyorlarmış.


Arıcılıktada durum aynıdır, egitim verenlerin ne kadar egitime muhtaç olduklarını verdikleri derslerden ve yaptıkları uygulamalardan çok rahat anlarsınız.