Arıcı bir ahbabımız vardı. Kendisiyle sanal alemden tanıştık, birgün nerdensin filan derken Tokat'lıyım dedi neresinden Yeşilyur. Yokya bizim müdürümüzde oradan filan derken samimiyet iyice arttı.
Bu sıralar müdürümüz izindeydi, tabi memleketinede gidince bizim Ezcacılık yapan Ayhan Babacan Ali abi buralardan bir isrteğin filan varmı dedi. Yok kardeşim canının sağlıgı dedim abi ille çemen yollayayım diyor, severmisin?
Dedimki çemene acayip sinir olurum. Neden derseniz acayip ekmek yediren bir şey, boşuna iştahınız kapandıgında filan doktora gitmeyin. Alın bir çemen tok otursanız çiftli ekmek bitirip kalkarsınız::))
Bunun için hiç sevmem, senmisin sevmeyen. Müdürüm memleket dönüşü telefon etti gel bir paketin var bozulacak filan vardır diye.
Paketi eve getirip bir açtımki, bir sürü çemen, acıka,Zile pekmezi ve bir tomar kalem.
Hemen Ayhan'ı aradım, Ayhan bu ne diye, abi kusura bakma, aceleyle bu kadarlık oldu diyor hala.
Bu kadar çemen olursa ancak pastıma imalatında bitirilir.
Bu sıralar sinirim tepemde anlayacağınız.
Aradan bir gün geçti ben iş icabı yerinde tespitler dolayısı için dışardayım. Diyorlarki bir paket geldi. Arkadaşlara dedim nedir bilmiyoruz, nereden geldi dedim Tokat'tan diyorlar.
Hemen ayhanı aradım, bana bir şey filan yolladınmı diye yok abi dedi. Bende arkadaşlarıma dönüp dedimki paketi teslim almayın.
Paket geri gitti, yav kim yollayabilir ya yanlışlık varsa bir başkasınınsa diye düşünüyorum. Bu arada Gebze'de 50 civarı Ali Türk var. Bana geldiysede nasılsa iade edeceğim tanımadığımız birinden gelen paketi ne yapalımki.
Aradan üç gün geçti kar kış kıyamet nasılsa iade edecegim diyede üstüne düşmüyorum. Bir meil geldi, Ali abi sana bir paket yollamıştım, teslim tarihi geçti hala postanede duruyor diye.
Bu kişi ise Ahmet Acaroğlu, bir akşam az bir msn muhabbetimiz olmuştu. İllede kutuyla kış günü arı istedi, birazda fazla asıldı bende konuşma bitince engelledim. Hala msn de engellidir::))
Birilerini engelleye engelleye engelci olduk zaten::))
Ahmet ise sinirimi iki katına çıkardı.
Salı günydü hışırın orada Saim abiyle hamsileri yuvarladık, dedimki bir paket varmış gidip paketi alalım.
Paketi bir açtıkki içinde başka bir paket daha çıktı.
Diyorki bunuda Dr.Muhteşem beye iletirseniz çok menmun olurum.
Nerden bulur beni böyle püsküllü işler bilmem ki?
Paketten gene bir sürü çemen, Zile pekmezi ve ayrıca birer kavanoz üzüm pekmezi çıktı.
Sayın doktorum buralara gelir iseniz paketinizi iletecegim, aksi hale sen bilirsin.
GELELİM KAYMAK İŞİNE........
Milletin işi gücü yok benimle ugraşıyor. Bu vatandaşta güya bize katkıda bulunurken kafa bulmayada devam etmekte. Bir gün Ali Türk kadar başınıza taş düşecek haberiniz olsun. Buna benzer bir meil gelmişti, onu silmiştim. O meildede aynı taktikle kovana iki anaarı veriyorduk, gazozla bayılttığımız anaarıların iğnesini kesiyoruz ve birbirlerini öldürmüyorlarmış. Bu akıllı anaarıların içerde birlikte yaşayıp yaşayamayacagına iğne karar veriyor sanmakta.
Gazozun markası önemli degilmiş::))
Buyrun aynen meil bu, 2 ayı geçmiştir geleli::))
selamun aleyküm ali bey ben sizi konyadan takip eden biriyim isimim mesut ve şimdiye kadar bütün yazdıklarınızı tasdik ediyorum allah razı olsun hizmetleriniz için aciz hane bizde küçük 1 hizmet ilave etmek istiyoruz bu ana arı işaretleme ile (eger kabul ederseniz )şimdi iş şu:
POŞETİN İÇİNE ANA ARIYI KOYDUKTAN SONRA HERHANGİ BİR GAZOZ ALIP (KÜÇÜK ŞİŞE)GAZOZ ŞİŞESİNİ İYİCE SALLAMALI VE SONRA GAZOZ ŞİŞESİNİN AGZINI POŞETLE BERABER BİRLEŞTİRİYORUZ SONRA GAZOZ KAPAGINI YAVAŞCA GEVŞETİYORUZ TAŞIRMAMAK ŞARTI İLE BUNDAN ÇIKAN GAZ ANA ARIYI AZ BİR ZAMAN İÇİN BAYILTIYOR VE İSTEDİGİMİZ MÜDAHALEYİ YAPIYORUZ HEPSİ BU
benim blogum yok sizler hizmetleri daha iyi aktardıgınız için bu mail li düşündümbende sizin gibi karniyol düşünüyorum türkiye için ve bu yüzden fransadan karniyol getirttim fakat bizim insanlarımız anlamıyor illede kafks diyor zaten sizde bunu daha önce defalarca belittiniz lafı uzatmaya gerek yok.yakında fransaya gidecem nasip olursa fırsat bbulursam sizi nasıl ziyaret edebilirim istambula iniş yaparım ekseriyet
(bir masuru yoksa tabi)
Allah cemi cümlemize akıl versin::))
Bire gafil, anaarı bayıltacaksam bende karbon tüpü var, süni döllemede kullanmak için 380 lira bayılmışım, birde başımıza gazoz hikayesi çıkarıyorsun.
Görüldüğü gibi kareşimiz bize Konya diyor ama ülkemizden katkısını yaptı::))
Yukarda dedimya nerde püsküllü bela var buluyor. Beni bir rahat bırakın, hacısı, benle ugraşır, hocası benle ugraşır, akıllısı delisi benle ugraşır, bunlar yetmiyormuş gibi doktorumda bizle ugraşmakta.
Bir gün görmeden ölüp gidecem bak. Sevende sevmeyende uğraşmadan duramıyor.
Bi rahat bırakın rahat::)))
Ben olmasaydım bu arıcılar ne yapacaklardı bilemiyorumki::)))
Bu arada Laktik asitle alakalı bir katkı geldi.
Emin Benli abimiz yıllardır ben laktik asit kullanıyorum diyor, İşte yorumu.
"emin benli dedi ki...
Benim yıllardan beri kullandığım laktik asit nihayet hak ettiği yere gelmeye başladı.Tecrübeyle sabittir ki hiç bir yan etkisi yoktur.fazla attım diye tasalanmayın diğer asitler gibi arıları kavurup yakma ihtimali yoktur.Basit ölçüsüde altı ölçü suya bir ölçü laktik asittir.işçiliğide abartıldılığı gibi değildir.sprey olarak çıta aralarına ve kovan iç duvarlarına sıkın.keyfinize bakın.Bazı formik asit fanatiklerinin tüm çabalarına rağmen varraodan kovanları sönerdi bunu ben değil kendileri bloglarında yazarlardı.Ali Türk'e teşekkürler." Kalın sağlıcakla, ocak ayıda bitti.