16 Temuzdan itibaren izine ayrıldım,ağustosun başında iş başı , ee o zaman yatma zamanı::))
Cumartesi günü tası taragı toplayıp, Şile Kızılca köye vardık.
Sagım çadırını kurduk.
Ben fazlalık katları boş dururken indirdim akşam oldu.
Pazar sabahı 5:30 da bir kalktım. Kavaltıyı hazırladım hacıyı kaldırıp ormanda kavaltıya yumulduk.
İlhami abileri bekliyoruz.
Hava acayip sıcak ve bunaltıyor.
İlhami abi geldi, Gebze adliyesinde görev yapan hakim Zaim abide misafirlerimiz arasında.
Birde Yağcılar köyünden yılların arıcısı Kamil yardıma gelmiş.
Hacı ormandan dal keserken yakalandı, şimdi karpuzla teşvik işleri yapıyor, Zaim abi ise her şeyi kayıt ettim boşuna kendini yorma diyor::))
Bu sırada hazırlıklar yapıldı ve kovanlara dalıyoruz.
Bizim hemen arkamızda bulunan üç kişiye ait yaklaşık 100 kovan cumartesi akşamı yüklenip Trakyaya gitti, onların demesine göre kovanlarda gram bal yokmuş, hatta şurup veriyoruz diyorlardı.
Bende onlar gittikten sonra oraları bir kolaçan ettim, bir yeni körük ve 5 litrelik invert şurup unutmuşlar.
Demek ki bu invert her yere yayılmış, bu üç arıcının sanal alemden haberi yok, körük ve invert resimlendi ilerde araya sıkıştırırız.
Hacıda diyor yav onların arılardan hiç ses çıkmıyor, bizimkiler niye inliyor::))
Kaldırılan arılar gittikleri yerdede iş yapamayacaklar, kovanlarda kat var arı yoktu.
Bu sene geçen senenin kopyası gibi gene bal yok.
Köydeki Eskişehir'li Halil amca 30 kovan açtım, 33 kilo bal çıktı durum berbat dedi.
Hacı abi ve Zaim abiyi çadıra aldık, bu sene ne kadar kapalı yavru varsa alıp balını süzdüm. Bal iki gurupta çadıra istiflendi, ballılar ve yavrulular olarak. Öncelik yavrulu çıtalardaydı, balı alınan yavrulu çıtaları hemen geri vermeye çalıştım.
Arılarımız genelde çok sakindi, bitişikte başka arılar olmasına rağmen rahat çalıştım.
İlhami abiye ilk olarak eldivenlerini bir çıkart dedim, yav arı saldırmıyorki, eldivenle tutulmuyor, tutamadınmı arı ezersin ve arı seni sokar.
İlhami abi acayip titiz birisi, arabaya biner, 100 metre bile gidilecekse emniyet kemerini takar, beni böyle aşırı emniyet sıkar be.
Bir anaarı, çekmiş oldugumuz çıtada.
Kamil ise şaşkın yav bu arı niye patır patır maskeye vurmuyor demekte::))
Sakinlik nedir hiç duymamışki.
Ballar çadırda yemek zamanı.
Balları çadıra attınızmı işin en büyük bölümü bitmiştir, istersen bir haftada sağ, tabi yavrulara acımıyorsan. Yavru varsa acilen yavrulu çıtalara zarar vermeden balını alıp, kolonilere vermek gerekiyor.
Yemek ve çay faslı bitti, balı alınan koloniler dışarda gardını aldılar ama içerden çökertildiklerini anlayamadılar.
Zaim abi kovanların bu durumunu soruyor ve anlamaya çalışıyor. Dedim ki yağma olmasın diye arılar dışarda savunma hattı oluşturdular.
Sen gel adliyeden birde arıları sorgula, başka işin kalmadımı::))
Başka arılar olsaydı böyle karşısında duracaktın, hemde kestane balı alındıktan sonra...
Bu sırada Kadir Gürkan da arılıga geldi, dün akşam köyüne gitmişti, sağımda yardım edecem demişti.
Arıların karşısında muhabbete ve görüntüye bakın.
Bu kolonilerin balları yaklaşık bir kaç saat önce alındı ve durum bu.
Bu arada Kadir abide iş elbisesini giyinip geldi, birazdan çadırda çalışmaya başlıyacak.
Zaim abinin babası rahatsız, ona kendi elleriyle süzdügü, kestane balından pet şişeye doldurup ikramda bulunduk. Misafirlerimizin gitme vakti geldi, Zaim abi akşam 18:00 bir yerde olması gerekiyormuştu, İlhami abi ve Kamil üçü birlikte ayrıldılar, ellerinize sağlık, çok teşekürler. Ömrümüz olursa seneye de bekliyorum::))
Allah hepinizden razı olsun.
Ben sağılmış yavrulu çıtaları dagıtırken kovan içinde verilen erkek çıtalarına işlem yapmak için ölçüp biçen işçi arılar vardı.
Bu sene verdiğim erkek çıtalarını hep işçi gözü ördüler, nedenide hızlı bir bal akımı olmaması.
Bir başka kolonide hesap yapan arılar.
Ballı çıtalar başkanımın::)
Zaten yavrulu çıtaları gündüzden ilk etapta halletmiştik.
Hadi kadir abi az kaldı.
Kadir Gürkan, Gebze bal üreticileri birlik başkanı.
Aynı zamanda AKP, Kocaeli il genel meclis üyemiz.
Böyle güzel sırlı bal bulmak bir kaç senedir Şile de çok zor.
Ben doğal bal üreticisiyim, kolonileri nektar olan yere atıp geliyoruz, bir daha anaarı üretiminden dolayı kolonilere gidemiyorum.
Kestane balına gelmeden arıyı besleyip, kestanede bir şey vermedik diyenleride biliyoruz::))
Ben buraya arıları getirmeden sağıp getirmiştim.
Sabah 5:30 kalkmıştım.
Gece üç oldu, çok şükür bitti.
Ben gece petekleri dagıtırken, elimden bayagı bir iğne yedim, çıtayı verirken arı gece sokuyor. Kendi kendime bende saydırıyorum, gece gece derdin ne, dimi::))
Tabi bende bittim.
Olanına bereket versin. Kestane balı bizim bölgemizde çok kıymetli bir baldır.
Tenekesi bin liradan aşagı etmez.
10 teneke kestane balı hasadı yapmışız, bunada şükür.
Ertesi gün sabah 8 gibi kalktım, yatsan yatılmıyor, kalksan salak gibisin, ortalıgı toparlamak için 2 saat yeterli olmasına rağmen bir türlü o iki saatlik çalışmayı yapamadık ve öğleden sonrası ancak arılıktan ayrıldık.
Hemen yanı başımız deniz ve bu senede denize giremedik, hatta hacıyada şort almışken bile::((
Madem denize giremedik, şortu giydik diyelim::))
2011 Yılı kestane bal hasadı, hatırası. Ben ve Kadir Gürkan. Yer Şile Kızılca köy. Başkanıma ayrıca yardımlarından dolayı teşekür ediyorum, inşallah bizde ona yardıma gideriz.
Gebze yaklaşık bir haftadır ana arı toplayamadık ve hazır ana arılar birikti, arıcıların gözleri yollarda, bunları halledip, en kısa sürede arılarımızı Trakya ya atmam gerekiyor, bu nasıl izin bu nasıl tatil anlamadım ki:)))
Arıcılık bu işte, sürünmeye devam....