29.06.2015

ARICILIK ANA ARI ÜRETİMİ, SEZONU YARI ETTİK...


Damızlık arı satışı...
Arıcılıkta damızlığın önemi anlaşılmaya devam ediyor. Daha önce bizim bala çalışan arılarımızı kullanan İzmitli arıcı Harun özel iki çıta arılarımdan aldı.
Yıllarca ülkemizde damızlık konusu arılığındaki en iyi arıdan üret mantığı ile yürüdü, bunun nasıl boş bir şey olduğu zaman ilerledikçe ortaya çıktı.
Arıcılıkta gelişmiş ülkeler yıllar öncesinden damızlık sorunu için soy ağaçları oluşturup bir sürü hatlar oluşturmuş ve hiç kimseye oralarda arılığındaki en iyi arıdan üret demiyor.
Ülkemizde ıslah yapılmalı veya yapılmamalı konusunda bile birlik olmadığı gibi ıslah edilmiş arıda yok.
Dostlarımdan Fatih hediye bir ana arı yolladı. Kendisinden Allah razı olsun, arşivimi oldukça güçlendirdi.
Avusturya'da yaklaşık 70 yıldır damızlık üreticisi bir firmanın ana arısı.
Adamlar 70 yıldır damızlık üretimi ile uğraşıyor, bizde ise ilk ana arı üretimi 1983 lü yıllarda Amerikadan gelen kafkas arıları ile başlamış.
Kafkas arısı ile yapılan çalışmaların alt linkte bilgileri vardır merak edenler bir göz atsınlar.
http://www.aribakani.com/forum/index.php?topic=367.msg2549#msg2549
Hediye gelen ana arı yumurtaya başladı.
Saf, Sklenar ana arı...
İlginç mesajlar almaya devam ediyorum.
Mesajı okuduğumda  bir karar veririm. Kafa yapanlar oluyor, dalga geçenler oluyor, acemiyim ayakları yaparak işletmeye kalkanlar oluyor.
Arıcılığa meraklı birisi hemen 3 kovan arı alıyor ve sonrası bizim Kırşehir arısına kadar dayanmış...
Gelen mesaj altta. :)

 Arkadaşm, arıcılığa çok meraklıyım. 3 kovan arı aldım bu yıl. Anadolu ırkı diye bir arı aldım. Sakin dedi satıcı ama 100 m2 de kim varsa sokuyorlar. Etraf bahçe,mahalle kenarı bir yerde. Sakin diye oraya koydum. Ama bugünlerde oğul veriyor, korkuma bakamıyorum, ben yeni yeni öğrenmeye çalışıyorum bu işi. Analarını Karniyol ana ile değiştir dediler. ama bugünlerde tutar mı ? Karniyol sakinmidir ? Sizin siteyi inceledim Kırşehir ırkından bahsediyosunuz, nasldır, sakin midi? Yeni ana nasıl verilir ? Sakin arı hangisidir? Bazı arkadaşlar maskesiz bakıyor, arı gayet sakin, imreniyorum arkadaş ya.... İlginize şimdiden teşekkürler....
Fatihten aldığımız yumurtalı çıtadan üretilen ve daha sonra nikahları tarafımızca kıyılan sertifikalı kızların bazıları yumurtaya girdi.
Bu yayın ister istemez damızlık ağırlıklı olacak görünüyor.
Bu yukardaki Kırşehir arısının anası, Almanya da bir arıcılık enstitüsününde üretilip test edilmiş.
Kırşayn gibi bir yazılışı vardı dedim niye uğraşırsın bu bizim Kırşehir arısı, Almanlar da benim gibi telaffuz sorunu olunca Kırşehir yazamadılar,Kirchhain yazmılar :)
Doğrusu Kırşehir olmalı, ben onları anladım.
Kırşehir arısını Almanlara sorduk, dedikki bu damızlık karniol arısına ne diyeceğiz, seklanırmı, torisekmi, pecezmi gibi...
Adamlar seklanır desek yalan olmaz ama değil, neden diyorsunuz...
Diyorlarki bu bizim kendi ürettigimiz ve testlerden geçen aynı zamanda sefitika almış ana arılardan üretilmiş çiftleşeceği zaman özel adalara götürülmüş, izole adalarda ise karniol arısının 8-10 hattının olduğu erkeklerle doğal çiftleştirilmiş yani babalar olarak karniol hatlarının hemen hepsini içinde barındırıyor...
Birde bizim Kırşehirlinin annesini nasıl çaprazladılar onu bilseydim iyice rahatlayacaktım ama söylemiyorlar, söyleseler aynısını yaparım çünkü...
Biraz fazla inceleyince bölmedeki Akdeniz arıları, namahremdir deyip analarını saklamaya kalktılar...
Kırşehir saflarımıza uzun ömürler diliyorum...
Fatihten alınan yumurtalı çıtalardan ürettiğimiz gene Kırşehir F1 leride yumurtaya girdiler...
Böyle güzel haberlerin arkasından elemanımız tarafından yapılan varroa mücadelesi ve olumsuzluk....

Aşırı dozda uygulanan fulimetril etken madde ile arıların zehirlenişi.

Yıllardır uyguluyoruz sorun yoktu, sonuçta zehir ve şakası yok, ensülin enjektörü kullanmayıp ilacı kafana göre ayarlarsanız felaketler kaçınılmaz...
Bu konuda 2008 yılında olması lazım bir yazı yazmıştım.
Aynı etken maddeyi birisi ruhsat alıp piyasaya sürer ise sorun yok siz aynı dozu bulup uygularsanız olmaz diyen bir gurup var.


Babam avcıydı bende 6-7 yaşında babamla ava gitmeye başladım.
Eskiden nerede böyle hazır fişekler...
Herkes fişeğini kendisi doldururdu, boş kapçık veya kovan bile o kadar kıymetliydi anlatamam...
Yapmanız gereken ölçüleri bilip ölçüye uyacaksınız yoksa felaket kaçınılmaz.
Babamı fişek doldururken izlerdim, sorardım her şey belli.
Babam gurbete gittiğinde annem av malzemelerini saklardı.
Ben babam gurbete gitmeden barut, saçma, kapsülleri arakladım, tüfek zaten duvarda asılı...
Babam gurbette ben 13 yaşındayım ava gitmeye karar verdim tabi annemde evde değil.
Yürüttüğüm malzemeler ile fişek doldurmam lazım ama boş kovan bulamıyorum, ne kadar aradıysam nafile. En son boş kovanların arkasındaki metalli bir parça buldum.
Dedim kapsülü buna takarım, tüfeğe de fişeğin arkasını koydum mu, eskiden dolma tüfekler nasıl doluyorsa aynen devam...
Kırma tüfeği demir bir çubuk bularak namlu ağzından doldurdum...
Ateş ettim ses az geldi, dedim barutu artırmak lazım...
Barutu biraz artırdım, yeniden doldurdum...
İki tane güvercin yan yana duruyordu ateş ettim.
Ateş ettiğim gibi kasılıp kalmışım arkadaş arkadan uzun oğlan bu ne ses deyince kendime geldim, namlu bir elimde dipçik bir elimde.
Sonradan öğrendim ki, dolma tüfeklerde sert dumansız barut kullanılamazmış, dolma tüfeklerde daha yavaş patlayan yumuşak dumanlı barut kullanılırmış, bilseydim evde yarım kiloda dumanlı barut vardı...
Neyse hani derler ya yedisinde neysen yetmişinde de aynısın diye...

Ülkemizde arıcıların büyük bölümü hobiciler hariç genelde varroa için kendileri etken maddeleri ayarlayıp veriyorlar...

Sonuç etken madde elinizde olursa dozu da ölçe biliyorsanız sıkıntı bana göre olmaz.
Efendim yapamazsınız diyenler ise genelde ilaç satanlar...


Kovan içinde bulunan ve dışarıya kendisini atamayan arılar kovan tabanına serilmişler...
Bazı kovanlarda sanki açlık ölümleri gibi arılar petege kafasını sokup ölmüş, bazı yerlerde salkım yapılmaya çalışılmış...
Bazı kovanlarda yavru üzerleri açıldığı için kıyıda köşede ilaç verilmeyen kovanlara hemen kat atıp açıkta kalan yavruları onlara bindirdim geçici olarak.
Rahmetli Özal'ın orta direk dediği bölüm yok oldu.
Dışarıdan gelen tarlacılar ile yeni doğanlar hayatta kaldılar ve bu günlerde zincirde kopma oldu.
Acil yapılması gerenleri o akşam koştura koştura yapmaya çalıştım.

Cumartesi gene sıradan zehirlenen kovanlara müdahalede bulundum.
Sonuç meme besleyecek elimde kovan kalmadı, acilen arı lazımdı...
Öğleden sonra dört gibi Beykoz'a gitmeye karar verdim.
Bir ruşette ise neredeyse tüm arılar ölmüş çok az arı vardı.
Bu güne kadar böyle bir durumla karşılaşmamıştım benim açımdan değişik bir tecrübe oldu.
Bazı kovanlarda kovan musluğu ölülerden tıkanmış.
En önemli kayıplardan biriside 2011 yılının kopyalarında bir damızlık ölenler arasında.
Bu yıl kestane için gidip gitmemekte kararsızdım çalışırken her yere yetişemiyorsunuz.
En son Yusuf'a dedim. Sorun yok buyur gel demişti, iki sefer Yusuf'un arılığına gitmeme rağmen görüşemedik.
İkindi vakti arılığa girdik, hemen ağırlık kontrolü yaptım en hafiflerden 5 tanesini seçip parçalayıp arabaya atmak bir saat sürmüş. Akşam yedi gibi Gebze'deydik.
Kestaneden zayıflar bile katlara bal serpiştirmiş.
Ballı çıtaları oradakki arılara ilave kat koyarak verdik.
Gebze içinde ızgara koymadığım arılardan birisi acayip bal çekiyor.
Karniol arısı balı bulduğunda böyle anında depolar ve agartır. Bilmeyende acayip seker vermiş diye bilir görüntü o yönde.
Gebze de erkek üretimi için bırakılan kovanlarda acayip bal var ve akım devam ediyor.
Izgara kullandığım arıda daha güzel görüntüler var.
Pazar günü ise önceden ödemesi alınan özel arı teslimatı vardı.
Mitat Akdoğan Gebze li arıcı.
2010 Yılından beri benim ana arılarımı kullanır.
F1 lerden f2 üretirdi, bu yıl dediki kendim f1 üreteceğim.
Janterle ana arı üretiyormuştu, damızlığı jantere koymaya kıyamam bana larva transferini göster dedi gösterdik.
Kendi ana arısını üretecekler için en iyi yöntem ise miller metodu, birde gözleriniz iyi görmüyorsa larva transferi ile uğraşmaya gerek yok.
Mitat amcayı sabah sabah eğitip özel arısıyla yolcu ettim gitti...
Öğleden sonra amca oğlu Ali ziyaretçimizdi.
Stres atmaya gelmiş...

Birlikte stres attık...
Çalışmalar devam ediyor.
Ramazan ayı içinde arıcılık zor...
Ramazanın üçte birisi gitti, ömrümüz olursa ne ramazanlar bitiririz...

22.06.2015

ARICILIK, YAPTIK OLDU...

Özel ana arılar hazır oldu, sorun teslimatta, iki çıta arısıyla olunca teslimat zorlaşıyor. Gelin teslim alın dediklerimizden ise ses çıkmıyor.
İlk teslimat gerçekleşti, İnşallah bundan sonrası gelir diyorum.
Ramazan ayı içinde çalışmak zorlaştı, yola gidecek arının ana arısı kafese alınıyor, akşamdan kapatılıyor ertesi gün için yola hazırlanıyor.
İlk gönderim oldukça bize pahalıya patladı, sonra yazarım, değişik bir yol izlendi :))
Sağ salim arımız teslim alınmış...
Aynı yoldan gitmeye devam edeceğiz...
Hafta içi sürpriz bir ziyaretçim vardı.
Seyit hocam haber vermeden bizi ziyaret etti.
İlhami abide bu ziyareti bizden saklayanlardan...
Mesai bitimi ise bayağı yorduk gidene kadar çalıştı.
3. Turda tohumladığım ana arılardan birisi yumurtaya başlamış onuda kendisine hediye ettim.
Daha sonra kargoya verilecek ana arıları paketledik, Konya'ya bir paket vardı elden teslim etti.
Gidecek arıları paketleyip adreslerini yazmanız ve kargoya teslim etmenize bazen 1-2 saat yetmiyor.
Urfa'da bir arıcı arkadaşımın arılığına eşek girmiş, kışın kovanları devirmiş, devrilen kovanlar sönmüş.
Birde eşek kancık demişti...
Bu hadiseye çok gülmüştük.
Gülmemek gerekiyor...
Bizim ana arı kutularının içine koyun sürüsü girmiş. Komşu bir yere gidince acil birisine koyunlara bir gün bak demiş gece olan hadise bu :((
Bereket kayıp yok, bir iki kutunun kapağı kırılmış...
Gene hafta içi mesai bitimi Zaim abinin keçiyi hallettik.
Zaim abi yeni aldığın arabanın tekerine Allah taş değdirmesin...
Hafta sonu ise felaket iş vardı.
Mirili Fatih'ten aldığımız larvalardan ürettiğimiz Kırşehir arılarının tohumlanması vardı. Bu arının marifetleri çokmuş, yarışmalara girip test edilmiş ve lisans vermişler.
Hedefimiz böyle bir kaliteli ana arının kızlarını elimizde bulunan verimi yüksek, sakin, oğul meyli olmayan arıların erkekleri ile nikahlamak...
33 Adet bölme bu işe ayrılmıştı.
28 Tanesi nikah masasına geldi.
Nikahtan bir gün önce sağdıç kızları bayıltır...
Bu toplu nikah şimdiye kadar yapılanların sayı olarak en fazlasıydı...
Kurulu düzen olmadığında tezgahı açıp kapamak bile bir saatten fazla süre ister.
Aynı gün 10 ana arıya sperm topla ve uygulama yap günü yersiniz.
Değişik bir yol izlenmiştim, önceden sperm depoladım.
Daha önceden 16 gün bekletilmiş sperm kullanmıştım, ana arı hala yaşıyor.

Önceki kullandığım detantörü emekliye ayırdık, çok hassas değildi, Sadri abiden yeni bir detantör aldım.
Şimdi daha hassas narkoz verebiliriz...
Cumartesi günü pazar gününe hazırlık yapmaya devam edildi.
Ertesi gün kullanılacak spermleri bu sefer serumun içinde beklettim.
Bir gün bekleyeceği için bekletme tüplerine almadım, encekte edeceğim iğnelere çekilen spermler ucu ve sonu serumlu olduğu halde serum içine atılıp bekletildi.
Pazar günü tezgahı kurup hadi Bismillah deyip işe başladım.
Çalışma arkadaşlarımdan hiç birisi yoktu. Dört kişi davet edildi hepside gelemediler.
Yerli Kırşehirliler yolda...

Bazıları çok istekliydi, bayılmasıyla birlikteki pozisyonlar...
Stoklanmış spermleri normal iğneye alırken Amca oğlu geldi, bir kaç resim aldı.
Öğleden önce saat 11 gibi başlayan nikah töreni oldukça uzun sürdü.
Karbon gazını kapattığımızda tüpteki suyu içeri alıyordu hortumu tavana bağladım.
Akşam 18:00 gibi işi bitirdim ama bende bittim. Oruçlu olduğunuzda dahada zor oluyor.
7-8 Saat süren çalışmadan zihinsel olarak göz olarak bedenen yorulma kaçınılmaz.
Ön hazırlıklar olmasaydı aynı gün bu işi başlayıp bitirmek tek kişi ile mümkün değildi. Önceden sperm toplayıp depolamak bundan sonraki çalışmaları da rahatlatacak.
Avrupada arıcılar arılıklarında kendileri ıslah yapıp ürettikleri damızlıklara isim verebiliyor.
Bizde aynı yoldayız arılıklarımızın en iyilerinden ürete ürete Alitürk arısına ulaşıyoruz...
28 Ana arıdan 4 tanesi olmadı, olanların içinden kaç fire olur onuda yakında göreceğiz.
Her şey normal giderse 4 gün sonra yumurtaya başlamaları lazım. Yumurtaya en erkek iki kez bayıldıkları için 4 gün sonra başlarlar...
Bazen yumurtaya girmesi 8-10 günü bulabiliyor.
15. Sıraya kadar bir gün öncesi toplanmış sperm verildi.
16. Sıradan itibaren 13 haz. toplanan sperm verildi.
İşin en ilginç yanı ise 3-4 doz sperm fazlalık vardı, kullanacak yer olmayınca çöpe gitti.
Bu işler yatarken olmuyor...
Kaç yıldır üzerinde çalışıyoruz hala eksiklerimiz var.
Hiç bir eğitim almadan gelinen nokta.
O kadar çok emek verdik ki bunlar yazılarla filan anlatılmaz.
Bu yollardan geçmeyenlerin, oturdukları yerden ürmeleri ne kadar anlamsız bir bilseniz...
Nikah işlemleri bitti az uzanıp dinlendim, eleman 25 tane ana arı belirlemiş, onları almak lazımdı.
Her kutunun içinde işçileri doldurulmuş kafesler var. Ben belirlenen kutulara gidip ana arı ve yavru durumuna bakıp, ana arıyı alıp boyamasını yapıyorum ve kafese koyuyorum.
Çoktan beri sipariş almıyorum, adam siparişi veriyor ne oldu bizim analar demeye başlıyor.
Almış olduğumuz siparişlerin tamamı bu hafta sonuna biter, artık arayana ana arı var demek istiyorum...
Sezon başından beri arayanlara ana arı yok dedim.

Ana arı ile ilgili bir kaç şey daha yazmam lazım.
Ana arılar ilk doğduklarında iri olurlar.
Ana arılar çiftleşmeye gidecekleri zaman iyice ufalır veya küçülürler.
Ana arılar yumurtaya başladıklarında irileşirler, yumurtayı kestiklerinde gene küçülürler.
Kışın kovan içinde parmak gibi ana arı göremezsiniz.
Bunları niçin yazdığımı bir başka yayında yazayım...