Bu hafta acayip yogun geçiyor,daha hafta sonuna gelmedik ama.Salı günü Pendik belediyesinde idik.Öğlene Gebze dönüşü bir yere uğradık.Hayallerimde ki arılığın dürümcüsü::)))
Harita mühendisi arkadaşlar ve ben,dürümleri götürdük.
Bu tırı görünce yurt dışındaki arıcılar geldi aklıma.Kasaya dizeceksin arıları,indirme derdi yok yükleme derdi yok.Arıcılık böyle yapılmalı.Daha önce bir kaç kez bu konuları tartırşmıştık.O zamanlar sanal ortam yoktu.Birlikler bu işi organize edebilirse,bir sürü kamyon hurdaya ayrılıyor.Kamyonun şasesi kesilip tır kafası kapılıp,arkasınada tır kasası olursa.Bunada izin alınmalı ve kamyonda verğiden düşerşe rezilliklerin çogu biter.Tır kafası dediğimiz kamyondan kesilen kafa sadece arıcılıkta kullanılmalı.İnşallah bu dediklerimiz hayalden gerçege dönüşür.Bu dürümcüyü ben arılık olarak bayagı bir izledim.Ne güzel de arılıkmış ,yat kalk,canın sıkıldı bas git arılarınla.
İki gündür kara sosyeteye gitmedim.İki gün öncesi vitesi dörde atmıştı.
Gebze'de dolaşırken gördügüm bir minik sera. Ve içindeki pepinolar.
Bu bitki yeni yeni yurdumuzda üretilmeye başladı.
Bu bitki yeni yeni yurdumuzda üretilmeye başladı.
Evin bahçesinde yada balkonda saksıda bile yetişen bir meyve.Tadını daha önce yemiştim anlatayım salatalıkla kavunu anımsatan bir şey,siz anladınız.Bunu görünce dedim ne güzel,yapan bir göçmen vatandaşımız.Arıcılktanda anlıyor ilerde görüşecez.Seranın içine saksıdaki pepinoları doldurmuş.Bu bitki sıcaklık 5 dereceden az olmayan yerlerde kışlayabiliyor.
Bir fidede tek meyve bırakırsanız 1,3 kg agırlıgına ulaşabiliyor.Ben daha önce balkonda yetiştirmeye çalıştım olmadı,sorun az rüzgar esen yer olacakmış.Yoksa yaprakları böcekleniyor,bende öyle olmuştu sorunu çözdük ama artık şimdilik fide yok.
Çarşamba günü Kartal süreyya paşa hastanesinde bir iş çıktı oraları gezdim.İlk defa meslek hastalıkları ne oldugunu oradan taburcu olan birinden öğrendim.Allah kimseleri buralara düşürmesin bazı bölümleri hastalıkları bayagı ilerlemiş hastalar kalıyormuş.Dev gibi dört beş tane ayrı bölümde hastane binaları.
Çarşamba akşamı arkadaşlarım balığa gidiyorlardı abi gelirmisin tabiki gelirim.
Yav bir tılla be,sanki deniz kurudu.Eşkine avına çıkmıştık daha önce vardı şimdi tık yok. Bi gudümsüzlük var ama kimde bilmiyorum::)))
Dünya kadar yem tuttum bir işe yaramadı.Kovadakiler canlı yem,adınada teke diyorlar.Gözleri gece sinyal veriyor,öyle bir mahluk işte.
Perşembe akşamı İstanbul Kozyatagında karfurdayım doktorumla birlikte.Cumartesi sınav var,ve sınava gireceğim kimlik olmadan olmuyor .Sınav giriş kimligimi aldım,Cumartesi İstanbuldayım.
Sepeti söndürdügü yetmiyormuş gibi,hala gözü sepetlerde.Birilerini paşa yapmışlarda,bir deri görmüş ne güzel elek olur demiş.Bununkide o hesap.Sicil kabardı haberi yok.Arı hakları mahkemesi kuracam bu adam yüzünden::)))
Yemeklerde görüntü almadık,sadece idil hanımı yerken görüntüledik.O da aynı babası haa.Yav bir poz verecek burnumdan getirdi ya.Hafta bitmedi ama yogum bir hafta oldu diyebilirim.
Aşagıdaki linlerde güzel filimler var.Varroanın petek gözünde yavrularını bile gösteriyor.Bu filimleri yayınlayan kimse bana yorum atmış ne diyor bilmiyorum.Tabi bizim filimler bunun yanında külüstür kaldı.Benim filimleri yutupta yayınladıgımda böyle seri filim atanda yoktu.Şimdi onlarda seri filimler atıyor ve filimlerde kalite.İzlerseniz belki birşeyler kaparsınız diye düşünüyorum.
Arıcılık bilgi merkezi ve arıcılık bilgi forumu.
Açıldı.
Ali Bey helal olsun ne diyelim...
YanıtlaSilAra vermenden belliydi biryerlere kaybolduğun.Kıskanmadım değil yine doktorunla kaybolmuşsun.
Tırla ilgili bölümü okurken gülmekten kendimi alamadım.Dışarıdaki her ortamı Arı dünyasına dönüştürme isteğin nasıl bir arı sevdalısı olduğunu gösteriyor.
Tabii bu arada senden bir haber bekliyoruz ki bir yemek vesilesi ile tanışalım...