Ana arı ütretimi ile alakalı kursumuzun uygulama bölümündedeyiz. Uygulamada rahat hareket edebilmemiz için arılıgımdan karniol arı götürdüm. Yaklaşık 25 kişiden oluşan kursiyerlerin hiç birisi sokulmadı. Biz zaten arımızı biliyoruz ilk etapta bir çok kişi uzaktan seyredip sonra çıtların ve kovanın başına toplandı. Resimde gördüğünüz gibi bu ara acayip tempodan olsa gerek şavtımız biraz kayık.
Evet bunlar çakma karniol degil, şimdi her şeyin çakması var, arıcılıgı bilmeyen çakma arıcılar bu arıya neler demişlerdi, arılıga bile sokulması büyük hata imiş::))
Şimdi kendileri arıya sokulmaya devam ediyorlar….
Arıcılık dedeyasalarıyla veya babayasalarıyla yapılır ise bu arıyla çalışmak münkün degil, arıcılar önce gelenek arıcılıgını bırakıp, modern arıcılıga geçmeli.
Arıcılıkta yogun bir hafta dememizin boşuna degil. Gecelergündüzler birbirine girdi. Arıcılık genelde gündüz yapılsada, gece yapılanı işlerimizde var. Bu sene üç sefer Şile Kızılca köye gittik, üçüde gece. Beykozdaki arılarımızı akasyalar biter bitmez kestane kaldırmamız gerekiyordu. Bir gün öncesi gidip kovanları çaktık. Ertesi gün kamyonu götürüp yükledik, gece kızılca köye indirdik ve eve gece geldigimizde 04:00 dü.
Ertesi gün anaarı kursu başladı, kursun ilk akşamı evime gece 23 de geldim, kayınço misafir::))
Ben az yatacam diyemiyorum::((
Hiç 24 de kadar oturmayan kayınçonun oturması tuuttu.
Hemen yatıp, saati gece 01:30 kurdum, hava alanına gidilecek, dostum Mehmet Yüksel'i ben alacagım.
Hava alanına vardıgımda gece 02:00 yarım saat sonrası uçak indi, Mehmetin çıkması, saat gece üçü buldu, eve gelmemiz neredeyse gene dört olmuştu::))
peşişi peşine 2 gün gece dörtte yattım.
Tabi bu arada izine ayrıldıgımız yazmayı unutmuşum, 3-4 günlügüne izine ayrılmışım.
Ertesi gün Yusuf Şimşak'ta kabine toplandı. Bu toplantı ayrı olarak paylaşılacak.
Kursumuzun larva transfer uygulamasına geldiğinde hocamız, Feyzullah Konak , suni tuhumla aletini kesin görmek istiyorum demişti, çünkü kendiside böyle bir alet yapmak için çalışmaları olan birisiymiş. Sadri abiyle görüştüler, bana da bu aletten yaparmısın dedi, Sadri abim neden olmasın dedi ama::)) Muhteşem kalfam araya girip, Sadri abi belgeleri alana kadar aleti teslim etme diye diretiyor::)))
Larva tranferi başlıyor.
Uygulamada larva alamayana belge yok....
Burada önemli bir konuya açıklık getireyim, ben hep merak etmiştim hangi larvayı almalıyız, bunu hiç bir egitimde görmedik biz bu işi kendi kendimize buraya kadar getirmiştik.
8-12 saatlik larvalar anaarı üretiminde çok ideal olanı imiş.
Larvayı kaşıga alıyorsunuz ve azıcık sütün içinde larva varmı yokmu onu kestiremeyip görmek için ugraşıyorsunuz, he bu larva 12 saatlik larvaymış.
Çin kaşıgında larvayı çok zor seçiyorsunuz, zaten larvayı gördügünüzde o larva kurumuzur dedi Feyzullah bey.
13 gün sonrası dogmayan anaarı memelerini imha edin, çünkü onlar yaşlı larvalardan oldugundan 13 günde doğamıyormuş.
Ben bir soru sordum binlerce kutusu olan bir işletme hangi gün memelerin dogdugunu kontrol ediyor? diye, soru biraz havada kaldı.
Alınacak larva kıl kadar ancak vardı.
Bizim kalfa bir larva aldı, hoca larvaya bakıyor bunu almayı nasıl başardın, tabi kafadaki büyüteçli gözlügü görmüyor::))
Bizimkide hocam dersi geçtim dimi diye hemen orada işi bağladı gitti.
Sadri abi arkada sırasını bekliyor, hocam benim gözlerim keskin, gözlüksüz istediğin larvayı alırım diye havasını attı.
Bu arada ben duyduklarımdanacayip etkilenip kursta hocamıza tekrar sorma geregi duydum, bir başlatıcı koloniye 66 anaarı yüksügü verebilirsiniz dedi, bu yaklaşık 8-10 çıta genç arısı olan bir koloni için. Bana göre çok fazla ama dogrusu buymuş. Ben kendi arılıgımda 8-10 çıtalı bir kolonide 26 meme veririm ve bunun bir kaçı tutmaz, ortalama 20 meme yi besletip olayı o kovanda bitiriyorum, hoca bana dediki sizinki çok zengin işi, işin en ekonomik ve verimli boyutu benim anlattıklarım dedi. Bende zaten biz ekonomiden anlamıyoruz, biz hobi anacıyız, herkes gülüyor.
Yakında şu ekonomik boyutu bir uygulamaya koyacam. Az arıyla çok iş.
Kursun ilk ayagını tamamladık, kursiyerler Saim Gürel kardeşimizin arılıgında bir hatıra fotosu alındı.
Hafta içi gene bir misafirim vardı. Zafer Anlayışlı abim, ruşetle arı istemişti onları ayarladık. Bu sefer anaarı kestirmeyecek::))
Zafer abi yolun açık olsun sağlıcakla git ve gel. Birde anaarı kutusu verdik çalışır vaziyette anaarısıda çiftleşip yumurtaya başlamıştı.
Bu sene ilk defa kanola balı ile tanıştık. Trakyada binlerce koloni vardı hiç bir arıcıyı sagımda göremedik. Hatta kanolada arı söndürenler oldu onlardanda ses seda çıkmıyor. Balın rengi aşırı açık, resimde gene biraz koyu duruyor. Üstteki bal kestane balı. Arılıktaki tenekeler donmaya başladılar. Evdeki balı 3 gün 45 derecede beklettiğm biraz kıvam kazansın diye kıvam filan kazanmadı olan bizim elektirik faturasına oldu sanırım, bal su gibi cıvık. Bu ısının faydası bal donmadı.
Kanola balını, anaarı memesi besleyen kolonilerin beslenmesinde kullanıyorduk. Bu mevsimde donmaya başladı. Birilerinden duyduklarınız yalan yanlış veya palavra olabiliyor, arıcılıkta hadiseleri yaşamak daha güzel. Bakın aynı bal birisi evde donmadı, ısıtılmayanı bu mevsimmde dondu.
Kullanacagımız bal tenekelerini, mum eritmede kullandığımız camlı buzdolabına alacagım.
Alın size bal eritme. Donmuş balı beleşe eritme teknigi::))
Balı sulandırıp meme beslemenin yanında, anaarı çiftleştirme kutu kontröllerinde gıda sorunu varsa, hemen sulandırılmış balı çıtalara fışkırtarak dolum yapıyoruz.
Cumartesi gecesi kestanede bala çalışacak son kolonileri götürdüm, son götürdügüm 9 koloni devşirme kolonilerden oluşuyor. Gebze de yatacaklarına kestane balı yapsınlar, kestane balı çok kıymetli, geçtiğimiz sene kilosunu ben 40 liradan sattım. 70-80 liraya satanlarda var.
Aynı akşam Gebze Bal Üreticileri birlik başkanımız Kadir Gürkan beyde arılarını Kızılca köye indirdi.
Koloniler açıldı sorun varmı onlara bakıyor.
Ben çarşamba gecesi kamyonla gelen arıların musluklarını açarken, arabaya yakın olanlar aracın farına uçuş yaptılar söfore arabayı ya ileri al, yada farları söndür dedim, söfer piyasada yok, hacının yanında sıgara içemiyor, hacı ben alayım diye arabaya çıktı, bu seferde el frenini bulmadı, arı o esnada bana sardı, ister istemez kızıyorsunuz, zaten haşat olmuşunuz birde gece iğne ye.
Hacının oğlu gelip ileri kanyonu aldı ama bizde bayagı bir iğne yemiştik, kalan kolonileri açtım, o karmaşada bir kovan atlanmış.
Bu akşam gittigimde olayı fark ettik 30 çıtada çalışan bir koloni, komple sönmüş::((
Küçük bir detay veya ihmal, yorgunluk, dikkatsizlik, sıgaranın faydaları ne derseniz deyin, zayıf arı olsa kesinlikle sönmezdi, çünkü üç katın içinde dünya alan vardı, üç günde koloni bu şekle gelemez.
Koloniler açıldıktan sonra kesinlikle yeniden kontrol edilmeli. Ben eşekten düştüm, siz düşmeyin, eşekten düşen, bir daha çok zor düşermiş.
Osman Efe Gürkan;
Sünnet düğünündeyiz. Kadir Gürkan beyin oğlu.
Yav bizim çocuklugumuzda köye davulcuyla bir zurnacı gelirdi, köyün altından bir girerlerdi, elinde çantası olan adam eve girip, budamamı, aşılamamı, ucundan azıcık alıp hemen başka eve geçilirdi, bazı çocukları yakalamak için enderde olsa safari olurdu.
Birde şimdiye bakın, oh be, padişah maşallah::)))
Kadir bey dün gece Kızılca köydedi, şimdi Eskihisar köyü, kapatan köşkünde misafirlerini karşılıyor.
İnşallah oğluyun, damatlıgını hatta torunlarınında sünnet cemiyetinide görürürz sayın başkanım::))
İyi dua ettim hani::))
Hemen buradan yigenimin düğününe geçiyoruz, yav yaz günü size ne oldu, güzelim kış günleri duruken şimdimi evlenilir.
Yakup Baştürk;
Yegenim 19/06/2011 günü dünya evine girdi.
Dayı olmak zormuş, bir yerden yaşlandığınızı fark ediyorsunuz, daha dün bunlar çelik çomak oynuyorlardı, hayret büyüyüp evlenmişler bile::))
Başka zorluklarıda var dayılıgın, yok sandığın üzerinde oturanı indir, yok kapı açılmıyor onu aç, sanki çilingiriz. Sanki memlekette başka dayı kalmamış::))
Hele şükür gelini dışarıya çıkardıkya gerisi kolay, hadiyin damat evine.
Merasimler bitti artık gelinle damadı evine yolcu ediyoruz.
Damadın sadıcı, abi hep damadı çektin birde beni çek dedi.
Ayıpsın dur birde seni çekeyim, resim alıp postaladık, dünya iş hafta arasına sarktı, ama::))
Oh be kurtulduk::)))
SLM...
YanıtlaSilSayın Bakanım.
ooohhhhh. Yoruldum bee.Ordan oraya bu ne yaaa.Sana kim yemekta yasak koymuşsa ,onu birgün yanında dolandır kafi:))
SLM ve Muhabbetle...
Canım ustacım benimmmm...:) Kendi kalene gol attın be:) demek "Bizimkide hocam dersi geçtim dimi diye hemen orada işi bağladı gitti." dedim ha ve hocada tamam dedi ha ve sen buna şahitlik ettin ha:))) sağolasın be ustam desene ustalık belgesini aldım....Ha unuttum ya sana ne dediydi hoca:(
YanıtlaSilS.A Mola ver, mola ver...
YanıtlaSilOkurken yoruldum be:=)
Slm. Yusuf gerçekten çok acayip bir tempadayız, hiç boş vakit yok. Önümüzde iki ayımız kaldı, sonra zaten istesekte bu tempoda bir şey yapılamayacak. Zaten bizim çalışmayı birisi izlese yorulup küt diye düşer.
YanıtlaSilMuhteşem abi başka hocadan bana ne, hoca başka bir şey ustalık başka bir şey, hastalıkta başka bir şeydir. Sen çalışmana devam et emekleriyin karşılıgı elbet bir gün verilir, karşında namkör bir ustamı var?
Hoca ne derse desim be sen işine bak belaya kaldık yav::((
A.s. Ali abi, basket oynamıyoruz ki ne molası::))
Abi Allah herkese sağlık versin, bir grip oluyorsun, yedi seksen insanı uzatıyor, sağlığımız yerinde. İş olduğu müdtetçe mola yok::))
Kalın sağlıcakla.
Ali bey,hışır değişmiş,eski yere benzemiyordu.Sosyal çevrenin bolluğu bu kadar olayı bir arada yaşamana sebep oluyor.saglıcakla kalın.
YanıtlaSilMaşallah diyelim bu işler zor be okurken yordu.
YanıtlaSilYalnız merak ettim hoca ana arı üretimini anlatırken sizi tanıyormuydu. Suni tohumlama cihazı filan şaşırmıştır.