Dostlarım
Kalfam niye gülüyor anlamıyorum.
Ali Şekerli abim.
Vecdi abi hafiye gibi adamsın. 2008 yılındaki yazdığım
yazıyı nerden buldun. Ben 2007 de Uludağ üniversitesinde yapılan arıcılık
kongresinde, suni tohumlama işini sormuştum yetkili kişi bir sezonda 3 tane
başardık demişti, yapılan bir sürü uygulamada tüm ana arıların felç olduğunu
söylemişti. Yani siz bu uygulamayı bilenlerle laboratuar ortamında yapıyorsunuz
ve acayip bir başarısızlık var. 2007 Yılından bu güne çok seneler geçti,
sonrasında neler oldu bilmiyorum ama sonuçlar benim açımdan üzücüydü. Birilerinin
yaptığı işi sen yapamıyorsan, birde her türlü imkân ve eğitime rağmen, ne denir
bilmem.
Yazının tamamınıtam anlamak için altaki linki okuyup, sonra
devam etmenizi tavsiye ediyorum.
Bazılarının karın ağrısı var.
Bir isi,
Bilen Yapar.
Az bilen akil verir.
Bilmeyen Elestirir.
Yapamayan Çamur Atar.
Bilen Yapar.
Az bilen akil verir.
Bilmeyen Elestirir.
Yapamayan Çamur Atar.
İşin garip tarafı ise biz bu işi yapıp çıtayı %100 lere
çekince, işin mundar olmasıydı. Küçümsemeler, yav bunda ne var demeler. Beni
küçük görenler, bu işte söz sahibi olanlara bakmalılar, şimdiye kadar ne
yaptınız demeliler. Geçmişte larva transferi yapıp, yaptığı transferle
konuşanlar vardı, işte ben seni seçmeseydim, sen işçi olacaktın, bak şimdi
kraliçesin ve bununla övünen çapsızlar, birisi anayı ve babayı seçince ben
doğaldan yanayım demeye başladı, peki doğaldan yana arıcılık yapacaksan, neden
biraz sepet veya kara kovan alıp doğal arıcılığını yapmıyorsun. Doğal adamın
fenni kovanda ne işi var, larva transferiyle ne işi olur, ben suni tohumlama
yapınca niye çamura yatılıyor. İşin garip tarafı biz bu işlere girene kadar bu
işleri kimse bilmiyordu. Şimdi akıl veren mi? ararsın, eleştiren mi? ararsın,
çamur atan mı? Ararsın hepsi mevcut.
Bazı kişilerin bazı şeylere kasıtlı olaraktan kafası
çalışmıyor. Bu kişiler zekalarını geri vitese takmışlar, bakın yanlış
anlaşılmasın geri zekalı filan demiyorumJ
Bir sorun olduğunda birileri sorunu çözüyorsa genelde ona
kimse bir şey sormaz. Ben kendim bir şeylere kafayı takmışım ve bir ekip
oluşturup ülkemize suni tohumlama cihazı kazandırmışız. Bu işleri ben mi yapmam
gerekiyordu diye bazen kendime soruyorum. Bu soruyu bazı arkadaşlarımda
bilimcilere sordular.
Şimdi olaylar daha iyi anlaşılsın diye başka örnekler
vereyim. Bor madeni çok kıymetli, bir işe yaraması için onun nerelerde ne nasıl
kullanıldığının teknolojisini bilmen lazım, bilmiyorsan bizim Bor madenimiz çok
diye aval aval bakıp durursun ve bu bir işe yaramaz. Birisi çıkıp bu Bor
madenimizi ülkemiz adına işler ise ne yaparsınız.
Bir sürü yerli arımız yok oldu, yok edenlerde belli, hesabı
kime sormak lazım. Hala papaz bizden arı götürdü ve bir ırk oluşturdu diye
boşuna övünür durursunuz. Papaz buradan götürdüğü madeni ülkesinde işledi, sen
hala övün. Aynı arı sende çok niye bir başka arı oluşmuyor, demek ki bu işler
laf ile olmuyor.
Bir yere gittiniz, adresi bilmiyorsunuz. Adres sormak için tahsilli
birini mi ararsınız?
O bölgedeki birçok kişi sizin bilmediğinizi biliyor, sizde
prof’sunuz şimdi ne yapalım.
Galile dünya dönüyor dediğinde tüm ülkesi karşı çıktı, bak
sözünden vaç geç yoksa asacağız dediklerinde, ben sözümden vaz geçsem bile
dünya dönmeye devam ediyor diye cevap vermişti. Hala aynı kafada olanlar var.
Gerçi benim bir şey ispat etmeye çalıştığım yok. Bazıları
benim hakkımda başka şeyler ispatlamaya çalışıyor, onlarla oynamaya
bayılıyorum.
Şimdi insanlar
karşındakileri kendisi gibi sanır, çünkü o gözle bakar, birde dolmuşa
bindiyseniz vay halinize. Bir örnek vereyim, bir gün Hz. peygamber bir yerde
oturuyor, ebu cehil gelip senin sülalende senden daha çirkini yok diyor,
peygamberde ona haddi çok aştın ama doğru söyledin diyor.
Biraz sonra Hz. Ebu Bekir gelip, peygambere diyor ki o kadar
güzelsin ki, peygamber gene doğru söyledin diyor. Orada bulunanlarda bu nasıl
iş, iki tarafa da aynısını diyorsun, cevap ben bir aynayım bana bakan kendisini
görür demiş.
Kişilerin kendilerine göre fikirleri ve karşıtlıkları
vardır, dolayısı ile fikirlerini zikrederler.
Yalancı yalancıyla olur, üç kağıtçı üçkağıtçıyı kesin bulur.
Yalaka, yalakayı bulur.
Birisi hakkında bir şeyler söylemeniz için onu tanımanız
gerekir. Tanımak içinde başta komşuluk edeceksin, yolculuk edeceksin ve borç
verip, sonra kişi hakkında bilgi edinirsiniz. Bir de birini tanımak için
etrafındakilere bakacaksın, onun içindir ki arkadaşını söyle kim olduğunu
söyleyeyim derler.
Bizim ekibe karşı olanların neler yaptıklarına bakmak lazım,
yıllardan beri laklaktan başka icraatları var mı? Birilerine ayar verip maşa
olarak kullanıp bazılarını da peçete gibi çöpe atmışlardır, bazılarına da
binmeye devam ediyorlar.
Başa dönecek olur isek gerçekten başarılması bizim açımızdan
imkânsızı başardık. Alet yok, bilgi yok, danışabileceğin biri yokken, sıfırdan
geldiğimiz noktaya kimse inanamıyor, isteyen istediği kadar dünya dönmüyor
diyebilir:J
Kişiler bilgi ve becerilerine görüp konuşurlar,
çapsızlarında dedikleri bizi oldukça eğlendiriyor, bir çoban bunları yapmaması
lazımdı!!!!!
Vecdi abi kervan yoluna anlayacağın devam ediyor, elbette
kervan uğurlayıcıları olacak, onlar ancak ürürler.
Hiç yazacağım yoktu, gene neler yazmışım.
2012 yılı takvimlere göre bitti.
Yarın 2013 başlıyor hayırlı olsun.
Hiç yazacağım yoktu, gene neler yazmışım.
2012 yılı takvimlere göre bitti.
Yarın 2013 başlıyor hayırlı olsun.
Ana arı ve yapay döllemeyle alakalı yazılarımızın tamamı alt
linkte.
Şimdi aklıma gelen bir hikaye var senin işlere uygun yeri gelmişken;
YanıtlaSilKöroğlu’nu hepimiz biliriz.
Köyün birinden geçer iken bahçesinde çapa yapan yaşlı teyzenin kendisine türlü türlü beddua ettiğini duyar.
Kadına bakar lakin tanıyamaz.
Yanına gidip sorar,
Teyze Köroğlu’nun sana bir zararı mı dokundu? Onu tanıyormusun?
Der ki; yok tanımıyorum! Bir zararı da dokunmadı.
O halde ne diye Köroğlu’na beddua ediyorsun dediğinde;
Eh be oğlum köyde öyle konuşurlardı bende kızdım saydırıyorum der.
Bu tür bilmediğini eleştiren tipler nüfus sebebi ile epeyce arttı haliyle sarkıntılıkları olacak o kadar...
Sevgili ustam; bir insanı tanımak için demişsin ya, ben bu mesajından anladımki sen beni henüz tanıyamamışın. Neden dersen hele bir yol bir borç ver bakalım ki ödeyecekmiyim değilmi:) bu tespit çok önemli..hiç aklıma gelmedi. Heleki sen bana ustalık belgesini tanımadan nasıl verirsin. Hani benin kaderim kötü, düştük sana tanısak nolur tanımasak nolur köprüyü geçene kadar ustamsın demek zorundayız:) o nedenle sen beni iyice tanımaya çalış derim seneye görüşmek üzere:) sağlıcakla kal.
YanıtlaSilyeni yılda tüm dileklerinizin gönlünüze göre olması dileklerimle
YanıtlaSilSLM ...
YanıtlaSilSayın Bakanım
Gelinen nokta bir basarı hikayesidir,yatsinamaz.Sayet bunu birileri göremiyor veya görmek istemiyorsa bu realiteyi değiştirmez.
Hedeflenen bir yol vardır ve alınacak daha çok yol vardır.Guzergahtaki yan yollara sapmadan ,otobanda tam gaz yola devammmm....
SLM ve Muhabbetle...
Yapılan iş ortada...
YanıtlaSilGeçenlerde,kariyer sahibi "birisi" tv.de; bloglarda yazılanları eleştiriyordu. demek ki bloglar takip ediliyor. Birileri de rahatsızlık duyuyor demek ki!
Atalarımız; "meyve veren ağaç taşlanır" demiş...
O zaman, paylaşıma devam...
Fincancı katırları ürküp, çanak, çömleği kırsa da paylaşıma devam.
Hadi kal sağlıcakla...
Fatih benim iş köroğlunun işine benziyorda, biraz farklı. Bazıları birilerini güzel işleyip bize karşı kuruyor, başka türlü bizi tanımayanlar bizim hakkımızdaki bilgileri nasıl bilecek, zaten bilmeyen bizi izlediğinde bir şeyler öğrenecektir, fakat birileri birilerine at gözlüğü takıp birde üstüne binince, başkalarının gözüyle olaylara bakıyor.O tiplerin nufusunun artması önemli degil, nasılsa ürmekten başka icraatları yok.
YanıtlaSilMuhteşem Kalfam::))
Ben seni tanıdığım kadarına zaten pişmanım, nerden tanıştık, arı kontrölü yaparken arıları yoldan çıkarmak için körük sıkmayıp, birde yandan tekme attığını hala unutamıyorum, birde borç verip başımı belaya niye sokamki::)) Tanıdığım kadarın bana yeter, daha fazla tanımamayım.
İlhami abi cümlemizin dilekleri yeni yılda gönlümüzce olur inşallah. Birileri bu yaştan sonra ne Dileği dermi der...
Slm Yusuf.
Gelinen nokta ve hikayesi oldukça ilginç. Ellerinde tüm imkanlar var iken böylebaşarı yakalayamayanlar bizi kıskanmalı. Biz bir başka ülkede olsaydık, burada masallarımızı anlatırlardı, papaz buradan arı götürmüş onu bile yıllardır masal olarak anlatmaya doyamayanlar var ve bu adam bizimkilere örnek, papazın yaptığını birisi yapmaya kalktığında hemen kimlik soruyorlar sen kimsin diye, papazın işi bizim ülkede ne idi ve bu adam ne yapmış.
Artık bizim iş raydan çıkmaz, belli bir şablon oluştu, etrafımdaki kişileri belli bir başarıyı yakaladı, bunların sayısını artırmam lazım.
Ali abi yapılan iş ortada fakat körler nasıl görsünki, adamlar kör ve biz onlara renkleri tarif ediyoruz::))
Tv lerde ağlananları eskiden olduğu gibi dinleyen yok, uyutma devam etsede uyananlar var. Adam kendisini dev aynasında görüyor ama uluslar arası kaç makalen var, veya kardeşim makale çevirmekten başka ne gibi yenilikler yaptın dediğinde ses çıkmıyor. Unvanlı veya etiketli olmak bumu?
Ben eğitimsiz biriyim bsaşkalarına gre hatta çoban, yazdığım yazılarda bir yerlerden aşırma değil benim fikirlerimin ürünü, 5 sene önceki yazımı bu gün okuyan yanlışlarını düzeltiyor, geçmişte bizde hatalar yaptık, hala hatalarda ısraraın anlamı nedir bilmiyorum.
Etiket sahipleri kendilerini yenilemek zorunda, bu yaştan sonra o kişiler degişirmi bana göre çok zor, şişi ve kebabı yakmadan ölene kadar durumu idare edeceklerdir diye düşünmekteyim.
Fincancı kalmadıki, katır ürksün::))
Sağlıcakla kalın.