Benim için en önemli ayrıntı, 2007 yılından beri sanaldan tanıştığım Emrah Karadeniz festivaldeydi...
Aradan kaç yıl geçmiş...
8 Yıl geçmiş...
Hiç tanımadığınız biri ile sanaldan 8 yıl yazmak hediyeleşmek anlamayanlara garip gelebilir...
Zaten ne kadar arıcı tanıdığım varsa genelde hepsi yabancı ve benden uzaktalar...
Gebze deki arıcıların bir çoğu beni tanımazken ülkemin öbür ucunda beni tanıyan ve seven arıcılar var...
Arıcılık ve bal fuarından söz edecek olursam, her yıl bana göre katlama yapmaya devam ediyor, yani büyüyor...
Esnafların geneli ise bu büyümeden rahatsız çünkü rekabet artıyor ve birisi 20 liralık malı 15 şe, öbürü 13 çe, bir diğeri ise 10 liraya veriyor ve bundan bizim karımız ne diye sorgulamalar var.
Gerçekten 5-6 sene öncesi fiyatlarla şimdiki arasında acayip farklar var.
Bu yüzden belkide büyüyor her gelen alışveriş yapıp geri dönüyor...
Birde insanlar sanaldan tanıyıp faydalandıkları kişileri yüz yüze görmek istemekteler...
İki gün boyunca bol bol iltifat aldık, sizi izliyoruz, yaptıklarını bize ışık oluyor diyenler...
Bu arada ana arı siparişi almaya devam ediyorum, bu gibi festivaller herkesin işini artırmakta...
Bir çok kişi nisan ayını istiyor ama bu yıl geçmişte yaşadıklarımı bir daha inşallah yaşamamak için mayıs ayı başına sipariş alıyorum.
Bahar erken gelirse listem aynen nisan ayına çekilecek, ben ana arı isteyenlerden daha çok istiyorum bir posta erken üretim yapmayı...
İşin ilginç yanı ise beni tanıyanları benim tanımamam...
Alanya'dan Gelen Mehmet Türker, Engin abinin yanında. Acilen geri döndüğü için resimlerimizde yok....
Emrah ile Yusuf'ta ilk defa tanışanlardan....
Emrah ile uzun uzun sohbet ettik...
Fuar içinde gezerken sürekli, bir yerde durduğumuzda tanıyanlar sohbet etmek istedikleri için kısa sürede durduğumuz stantların önü kapanıyordu.
Zaten fuarda adım atacak yer yoktu, bir yerde az bir laflayım diyorsunuz gelen takılıyor Ali Türk burda :)
Cumartesi geneldeçay içilen bölümde kaldık, gelip giden en azından geçişleri kapamadı, ikinci gün ise Sadri abinin standına takıldım, beni tanıyanlar ayak üstüde olsa bir kaç kelam edip ayrıldı...
Oturup konuşmak güzel...
Gerçi nereye gitsek bizi buluyorlar :)
Emrah, Yavuz ve Adem ...
Arıcılık sorularak öğrenilecek bir meslek değil...
Sorular fuarda da devam etti...
Antalya Alanya'dan Mehmet Türker'de fuardaydı.
Nasip olmayınca sopa bile yenmez diye buna deniyor...
Geldiği gibi geri dönmek zorunda kaldı, baldızı vefat etmiş Allah rahmet eylesin...
Oturduğumuz yerden konuşmak daha rahat, farkında olmadan dikile dikile yorulmuşuz...
Saim abi birisini getirdi bu abi sana ulaşamıyormuş diye, benim özel telefonu bulmuş, oradan arayanları engelliyorum.
İnsanlar niye telefona bakmıyorsun diye sitem ediyor.
Bizim bir kamu kuruluşunda çalıştığımızı genelde herkes biliyor.
Günlük telefon trafiği çok fazla ve çoğu gereksiz yere...
Öğlen yemeğe çıkıyorum 3 kişi aradımı ben yemek yiyecek zamanım kalmıyor.
Diyorum ki ana arı siparişi vereceksen ara telefona sarılan ne derdi varsa çare arıyor. Bu iş telefonla yapılsaydı keşke...
Ana arı siparişi verecekler, öncelikle aribakani@gmail.com adresine mesaj atın, seyahatte değil isem o gün içinde genelde cevap vermekteyim.
Yazın günlük telefon trafiğim, 50 kişi üzerindedir, siz bunu yaşamadığınız için hikaye gelecektir...
Hiç tanımadığınız 10 kişi ile bir görüşme yapın ne dediğimi anlarsınız. Mesaj işi iyi oldu, kiminle ne yazışmışım belli, ne cevap vermişim belli. Akşama kadar kiminle ne konuştum kaynayıp gidiyordu...
Baştaki arıcı Tavşanlılı, ismini hatırlamıyorum, diğer ikisi Gebzeli Ahmet ve Bekir abiler..
İsimleri aklımda tutmam imkansız, bir günde bir sürü kişi ile konuşup ayrılıyorsunuz.
Tavşamlı'dan leblebi gelmiş anında götürdük...
İbrahim leblebilere dalarken...
Bizi tanıdığını söyleyen abilerimizden biri daha...
Kusuruma bakmayın...
İsim ve memleket konusunda eksik yayın yapıyorum...
Mücahit bu işe bayağı merak sardı, Allahtan hayırlısı...
Sadri abi yeni mikroskoptan ekrana görüntü veriyor...
Bir kıl bile ne kadar görünüyor...
Eğitim ve video almak için gerekli olan bir mikroskop kamerası...
Bana sitem edenlerden oluyor...
Arıcılık konusunda çok yakın arkadaşlarım haricinde kimseye şunu yap, şunu kullan demem...
İlle bizden öneri istenmekte, arıcılıkta bir şeyi tavsiye edecekseniz arıyı görmek lazım, arıcının ne kadar arıcı olduğunu bilmek lazım.
Lafa geldiğinde herkes arıcı, icraata gelince ana arı kabul ettirmekten aciz kişiler var, bunları kendilerine hatırlattığınızda acayip bozuluyorlar ve hata bizim demiyorlar, böyle tiplere ne önere bilirsin ki...
Sonuçta biz yaptıklarımızı paylaşmaktayız, arıcıyım diyenler kendisine yayınlardan pay çıkartmalılar.
Adamın 10 kovanı varsa, her şeyi soracağına 2 tanesinde bir işi bir dene bakalım...
Zaten soru soranların büyük bölümü dediklerimizi yapmıyor, madem bildiğini yapacaksan niye soru sorarsın, birde bu durum var yani...
Bir başka önemli konu, biz kimseye size yardım edeceğiz, biz kendimizi size adadık demedik. Blok yayınlarının yan tarafında arşiv bölümü var, yılın 12 ayı ne yapmışız oradan bakabilirsiniz, yüzlerce yayın var...
Gene Arı bakanı forumda benim yazdıklarım haricinde başka arıcıların da tecrübelerini aktardığı yazılar var...
Konu içinde verilen cevaplar doyurucu ve anlayacağınız dilde yazılmıştır...
Bu karede solumda duran Muzaffer bey, sağımdaki ise Ergun İşmarcı, Engin abiyi herkes tanıyor...
Muzaffer bey, Egeye yolun düşerse manğalım hep yanar dedi, tam aradığım yer beya dedim, nasılda damardan girdi hemende oltaya geliverdim :((
Genede davet güzel, bir gün elbet yolumuz Ege'ye düşer :))
Etkinliklerin aranan siması, yada vaz geçilmesi, Efraim abim...
Babası Ramazan amca, dünürü de vardı, bu karede bizim seracı ve arıcı Bekir abi ile...
Festivalde torunu kaybetmiş aranıp dururdu :))
Bizim Kadir Gürkan başkan bak dedi sır bıçağı aldım, çıtanın her tarafına girer, hayırlı olsun dedim, nerede ilginç arıcılık malzemesi bulsa alır, arılığı müze gibidir...
Acayip kara kovan meraklıları vardı...
Karakovanlarda güzel olmuş çanta gibitut sapından götür...
Bizim Çetin,kara kovan aldı galiba...
Bizde kara kovan imalatçısı ile bir resim aldık...
Tamamen strafordan yapılmış bir kovan, 4cm kalınlığında piyasadaki strafor kesilip biçilmiş kovan oluşturulmuş...
Bazı kişileri tanımıyorum, isimleri sorsam bile aklımda kalmıyor...
Enver abi ile oldukça eskiye dayanan bir tanışıklığımız var. Hem cumartesi hemde pazar festivaldeydi...
Uzun süren bekleyiz bu yıl bitiyor, Hüseyin Avcı abimiz strafor kovan imalatında basıma girmiş...
Yusuf asker yolu bekler gibi strafor kovan bekler :))
Strafor kovan ...
gözlemlerimiz strafor içinde arı daha iyi kışlıyor, ahşap kovanlarda yavru yokken strafor kovanlarda yavru olmakta.
Bunu söylede izah edebiliriz, izole edilmeyen evleri ısıtmak zor ve yüksek enerji harcamanız gerekiyor, evi dıştan izole ettiğinizde daha az enerji ile ısıtabiliyorsunuz.
Yazın peki bu kovan sıcak olmamı diyen olabilir, alt zaten plastik taban ve havalandırmalı, straforu termos gibide düşüne biliriz, termosa soğuk koyun koruyor, sıcak koyun gene koruyor.
Henüz paylaşmadım, Aydıncıkta tuttuğumuz balıkları bir balıkçıya paketlettik dediki abi yolda bir şey olmaz. Dedim yol uzun iki gün sürebilir, dediki sürsün, strafor kutuya koyduğu buzlar iki gün sonrası kutu açıldığında çözülmemişti...
Resimlerini çektim, bayağı ilgimi çekti, çünkü ben baştan buna inanmamıştım...
Hüseyin abi yılların arıcısı ve köpük kovan ve ruşet üretiyor. Ruşetleride çok güzel.
Bu arada karede bir tanıdık arıcı diyecem tanıdıksa adı nedir diyen olur diye demeyeyim beni tanıyan biri :)
Ercan Bektaş, arı evi stadındayız...
Bir çok ürün cumartesinden bitmişti, bazı ürünler pazar günü yok, olmayan şey satılır mı...
Bana, battal boy bardakla çay içirdiler, senin diline düşeceğimize gibi laflar edildi, dilimizde ne varsa :))
Kumrular mutlu idiler, Allah mutluluklarını daim etsin...
Nihayet cumartesi akşamını ettik.
Sadri abiye uğradık, akşam vakti hala çay için diyordu dedik bunun durumu iyi değil başımızın çaresine bakalım.
Biz birazdan geliriz diye Sadri abiden ayrıldık, telefon geldi neredesiniz çay oldu diyor, dedik biz yemekteyiz beya...
Açlıktan harap olmuşuz, ne çayı :)
O kadar bilendik, Sadri abi yemek ısmarlayacak diye, gerçi benim için sorun yok, bir başkası girdi devreye :)
Allah keselerine zeval vermesin, birini bin etsin.
İyi yedik ha...
Bu İlhami bir acayip yediği neresine gider bir türlü anlamadım...
Yusuf bey kesene bereket, inşallah tekrarını bekliyoruz, kabine olmayınca biraz kabineye ayıp ettik gibi hissediyorum kendimi...
Bide zaten boğazımdan geçmedi, düğümledi desem yalan olur :))
Yusuf listesini tamamlayıp eksiklerini, arabaya doldurmuş...
Ben ise bu yıl hiç bir şey almayacaktım :)
Geçen yıl İlhami abinin imam tanıdığında kalmıştık bu yıl Aksaray'da otelde kalacağız.
İnternette sörf devam ediyor. Sorun var, doğum günü etkinliklerini göremiyormuş. Ben kendi facemde o bölümü kapadım, bu giremiyorum diye üzülüyor.
Allah ne virirse her şiyin hayırlısını virsin...
Yapacak bir şey yok...
Bu arada İlhami abinin o kadar tanıdığı varki bunu her yerde görmek mümkün. Otele gittik hoş geldiniz, çay kahve ikram bol. Odamıza geçtik, ertesi gün aşağıya iniyoruz kafamdan geçiriyorum acaba ne fiyat ödeyeceğim diye, kahvaltıyı yaptık, dedimki hesabı ödeyip çıkalım...
İlhami abi ne hesabı birde paramı vereceğiz dedi...
Bu şaka olmaz diye düşündüm ama para ödemeden bizi uğurladılar...
Aksaray'dan Sirkeciye kadar yürüdük hem bilmediğim yerleri öğrendim hemde görmediklerimi görmüş oldum. İlhami abi ayaklı harita, geçmişte buralarda turist gezdirmiş..
Pazar günü yeniden festivaldeyiz tanıdıklarla hoş beşe devam ediyoruz.
Bazı tanıdıklarımızı uyardım bir şey lazımsa hemen alıp kenara koyun birazdan adım atamayacaksınız gerçekten mamulleri inceleme fırsatınız kalmıyor adım atamıyorsunuz.
Uzun zamandır görmediğim Mustafa Kabaoğlu abimi gördüm. Bir ara ameliyat filan olmuştu, görüntüsü çok iyi sağlığı yerinde. Karede Ana peteğin sahibi var, Enver abi var, Adem abi var...
Sabah biraz tenhaydı, öğleden sonra birde sıcak olunca insanlar bunaldı, festivalde içerisinin havalandırılmasına dikkat edilmedi yada gözden kaçtı, bir kaç kez dışarıya serinlemeye çıktık...
ortam yeniden dolmaya başlayınca Sadri abinin standına geçtik...
Batı Trakyalı arıcı Halil abi ile biraz sohbet ettik...
Bizi tanıyanlar Sadri abinin standına geldiler, böyle olması bir yerden de iyi oldu. Gelen görüşüp çıktı. Arıcı fırsatını bulsa sizi akşama kadar bırakmaz...
Bilecik'ten Kadir Gültepe bu yıl oğlu ile fuara birlikte gelmiş.
Hala arıları tam değiştirememiş bana bu yıl bu işi bitirelim dedi. İnşallah halledeceğiz.
Kaç yıldır benim arılarımı kullanıyor, hepsini F1 yapmak için çalışmakta.
Sadri abinin maşallahı var, gelip gidene anlatıp, birde bize kameramanlık yapıyordu...
Aliosman abim, geçen yıl seçimlerde ayağını kaydırdılar, başkanlığa başkası geçti...
İlgi görmek güzel, bunu tanıdıklardan görmek güzel, samimi olduklarını biliyorsunuz..
Nihayet bizimki fuarda.
Trakyalı Şenol telefonda neredesiniz diyor..
Bilecik birlik başkanı Arif Uysal görevi Sadettin Engine devretmiş. Bizimki hemen atladı, abi nasıl adamın ayağını kaydırdın birde bana anlat ben bu ustanın ayağını kaydırmak istiyorum filan...
Taktik almaya çalışıyor, bizimki koltuğa bir yapıştı gitmiyor...
Zafer abi dediki bari 23 nisanda ustasın diye koltuğa otursun gibilerinden çözüm önerisi sundu. Ben ne olur ne olmaz diye 23 nisan da da olsa kimseyi yerime geçirmem arkadaş diye resti çektim...
Pınarhisardan gelenler var, Mümin abi ve yeni bal birlik başkanı, bizimki şimdide buna soruyor, ayak kaydırma konusunda kurs almam lazım sende birisini kaydırmışın dedi:)
Bizimki Güner Kayral meraklısı, belkide yıllardır verdiği hizmetlerden dolayı vefa sergiliyor.
Genelde her etkinlikte Güner beyi görmek mümkün. Bazı ürünler cumartesi gün bitti dedi...
Mustafa hocamızla bazı konulara girdik. Daha öncede bu konuları aslında konuşmuştuk. Muhteşem abi diyorki, birisi müdür olduğunda arkadakilerin önü kapanıyor, bu başarılı olsada başarısız olsada aynıdır o kişi sonuna kadar müdürdür. Hükümet kendi millet vekillerine bile 3 kez şartı koydu. Başkalarıda seçilsin hep aynı kişiler olmasın diye. Müdürler konusunda böyle bir sıkıntı var, geridekiler müdür olamıyor dedik. Mustafa hoca çok başarılı ve dediklerimize hak veriyor ama izlenen yol yanlış benim itirazım izlenen yola dedi.
Ayak üstü güzel sohbet oldu, alınacakları almak için bir tur atmamız gerekiyordu, iyi alış veriş yaptık...
Enver abi ile doktor özel bir şey konuşuyordu, biz ise yan tarafta başka şeyler konuşuyoruz, konuşmalar yanlış anlamalar birbirine karışıp durdu...
Yunus Kantar abimizde tatlı alacağımız var, bir türlü tahsilat yapamadık gitti...
Ben emekli olup gideceğim hala tatlı yiyeceksin diye takıldı bize...
Çetin ve abisi...
Trakyadan bir arıcı, kendisi emniyet personelimiz...
Goca usta, üç bej....
Bizimki ufaklığa ayar verdi, bazı bilgiler aldı...
Şenolun tipe bakın, parmak kadar çocuga eve gidince görüşeceğiz diyor, ayıp beya...
Düzce Gölyaka bal birlik başkanı ve Vize bal birlik başkanları...
Şile kestane balı...
Bir kamyon çakılmadık çıta satıldı...
Paketleri kapan gitti...
Şenol başkan birlik için stantlardan numune alıyor..
Sadri abi bizi resimlerken bende onu resimledim hak geçmesin :)
Sadri abi bizi yemeğe götürmeden yemleme yapıyor az yiyelim diye pasta börek getirmiş, biz oyuna gelirmiyiz, başkalarına ikram ediyoruz...
Ağvalı arıcı ile biraz uzun süre sohbet ettik.
Mobilyacı imiş. Bir ara kızmışım, konu ise ben ana arı kutularını biçip montaja girmişim, kenardan şurası şöyle böyle olsun diyenlere kızarım. İş bitmiş ve montaj aşamasındayız, pişmiş aşa niye su katmaya çalışıyorsunuz...
Zaten hangi ürün üzerinde çalışmış isem hepsi büyük firmalar tarafından kopyalandı...
4 lü, 3 lü ve tekli ana arı kutularım aynen kopyalanmıştır...
Bir başka konu bakın iki aydır hesabıma para yatırılıyor, arıcılar ana arı siparişi veriyor ve bir listem var. Bu liste sırasına göre teslimat yapılacak.
Siz kalkıp bana acil ana arı lazım dediğinizde veremem, verirsem bu sıradakilere terbiyesizlik olmazmı. Yada şöyle düşünün siz trafik tıkanmış, yan tarafta emniyet şeridinden adam basıp gidiyor, ileride önünüze geçiyor, siz bu adama ne kadar güzel yapıyorsunuz diyormusunuz...
Bir başka konu ben fazla ana arı alacağım, indirim mevzusu var, ben bir kişiye 50 ana arı vermek yerine 10 arıcıya 5 er ana arı vermek taraftarıyım.
Zaten yıllık 100 arıcıya ana arı verdiğimizde bizim gibi ufak üretim yapanlar sezonu kapar, belli bir müşteri potansiyelimiz var ve her yıl bu katlıyor. Yani üretmiş olduğum ana arıları hiç bekletme şansım olmadı...
Elimde geçmiş yılların listesi ve telefonları var. Alış veriş yapanları telefonuma kaydetmiyordum. Artık şablon oturdu sayılır, alış veriş yapanları kayıt ettim.
Bir sürü biz ona ulaşamıyoruz ana arı alamıyoruz lak lakı yapanlar laklakları ile kaldılar. Mesaj atanlara cevap veriyorum.Adam 10 tane alacaksa atıyorum 2 tane ödeme yapıp ciddi olduğunu bildirmesi gerekiyor.
Laf ile geçmişte ne siparişler aldık, bana 50 -100 tane lazım diyenler vardı baharda hiç birisi ortada olmadı, hatta 200 ana arı alacağım diyen bir tane ana arı almadı :)
Sonuçta satış sorunumuz yok ve isteyen bizi işletiyordu. Şimdi ise ödeme yapmayanları listeye almıyorum.
Bizden ana arı alacaklar, ben ana arı istiyorum ve senin ana arılarını kullanacağım demeliler.
Yok efendim bizde olurmu gibi söylemlere cevap bile vermem. Bizi ve arımızı tanımayanlar bizden alış veriş yapmalarını istemiyorum...
Bu ana arı işi güvenle alakalı...
Güvenmediğiniz kişi bende olsam alış veriş yapmayın...
Kişilerin geçmişte yaptıkları ve yaşadıkları çok önemli kimler geldi kimler geçti, Allah'ıma çok şükürler olsun, ben hala buradayım, kimselere yüzümü kara çıkarmasın...
Sohbetin arasına bir genç arıcı daha girdi, bayağıda arısı var ve benden arı koyacak yer ve isim istiyor.
Sanki benim yetkilerim var. Bizde arı koyacak yer konusunda sıkıntılar çekmekteyiz...
Emrahın akrabalarıda ziyaretçilerimiz arasındaydı.
Fenerlilere bizim hoca hasta...
Sadri abi en son dayanamayıp, aletin resmini çekmeyin yazdı...
Ülkemizdeki aletleri beğenmeyenler var....
bendeki alet ülkemizdeki ilk alettir. Acayip sert, Sadri abi bile bununla nasıl çalışıyorsun der, seneye hakkımda iyi şeyler düşünüyor dur bakam... :))
Bize iltifatlarını ileten bir arıcı daha...
Bizde selamlarımızın sunuyoruz...
Genç bir arıcımız daha...
Gelecek bunlarda...
sadri abinden öğrendiğime göre ana arıı suni tohumlama usta birisiymiş resimdeki bayan kardeşimiz...
Kemal Bayraktar, demekki hafızam iyi unutmadıklarım var:) Bu yıl ilk sıralarda ana arı alacak abilerden birisi...
Kemal Bayraktar...
Bir başka arıcı abimiz...
Yoğun bir festivali geride bırakmak üzereyiz...
Sadri abi komplo kurmaya devam ediyor, kuru pastalardan sonra börek çıkartı ortaya direniyoruz, kalfada bana satacak hamur işi bana yasak diyor, sanki bana yasak değil...
Kararlıyız yemiyoruz...
Bir arıcı abimiz daha, beni tanıyor ama biz kim sorsakta unutuyoruz...
Beykozlu arıcılardan birisi...
Akşam üzeri festival rahatladı bir dolaşayım dedim. Bir baktım İzmirli Ersan yemlik getirmiş dedim bunların ölçüsü nedir. Baktım benim üçlü kutulara biçilmiş kaftan. 100 tane bana yolla, dediki abi niye kargo parası verelim...
Kimse yokmu deyince hemen doktorun araba aklıma geldi, dedim 150 tane olsun, yok derlen 200 de fren yaptık.
Geçen sene kontradan 70 tane yapmıştım. Bir kaç gün uğraştım dı. 200 Taneye malzeme alınacak, biçilecek en az üç dört gün çalışmalıydım. Tanesi 1 liradan 200 yemlik aldım belki 100 tane daha alırım.
Maşallah doktorun araba kamyon gibi doldurduk malzemeleri...
Güzel bir etkinlikti, seneye ömrümüz olurmu bilmem, olursa inşallah yeniden bu yaşadıklarımızı yaşamak güzel olur...
Sonra Sadri abinin yemek sözünü yerine getirmesini sağladık, sayemizde sevaba girdi :)
Köfteci Ramiz, bayağı ünlü bir yermiş...
Manda yoğurdu da vardı, mandaların yoğurdu oluyor ama mandalar nerede bilmem, veya memlekette manda kaldımı...
Sadri abi baştan biraz bocaladı ama sonra toparladı...
Yav altı üstü garibanlara bir yemek söyleyeceksin, ne surat asarsınki, bir daha filan yerde yemek ısmarlayacağım diye kimseye söz verme bizi gibi birisi çıkar gelmez zannettiğin yere senden önce gelir haberin olsun...
Bu arada B planına gerek kalmadı, her türlü olumsuzluk düşünülmüştü, Zafer Anlayışlı abim yemek için davet etmişti.Dedik sakata gelirsek neden olmasın :)
Her şey için dost ve arkadaşlarıma sonsuz teşekürlerimi sunuyorum. Benim gibi NiğDeli birine katlandıkları için...
Kaç gündür bileniyorduk...
Köfteler güzelmiş...
Günün hatırasına bir resim alınıyor...
Mutlu arıcılar :))
Birisi sırayı savdı, yeni araba alanlardan biriside bizim eski kalfa, kara kara düşünüyor, sıra bana gelecek diye, hiç bocalama gerek yok...
Bilirsin bizden kaç ve uçan bile kurtulmaz...
İbrahim leblebilere dalarken...
Bizi tanıdığını söyleyen abilerimizden biri daha...
Kusuruma bakmayın...
İsim ve memleket konusunda eksik yayın yapıyorum...
Mücahit bu işe bayağı merak sardı, Allahtan hayırlısı...
Sadri abi yeni mikroskoptan ekrana görüntü veriyor...
Bir kıl bile ne kadar görünüyor...
Eğitim ve video almak için gerekli olan bir mikroskop kamerası...
Bana sitem edenlerden oluyor...
Arıcılık konusunda çok yakın arkadaşlarım haricinde kimseye şunu yap, şunu kullan demem...
İlle bizden öneri istenmekte, arıcılıkta bir şeyi tavsiye edecekseniz arıyı görmek lazım, arıcının ne kadar arıcı olduğunu bilmek lazım.
Lafa geldiğinde herkes arıcı, icraata gelince ana arı kabul ettirmekten aciz kişiler var, bunları kendilerine hatırlattığınızda acayip bozuluyorlar ve hata bizim demiyorlar, böyle tiplere ne önere bilirsin ki...
Sonuçta biz yaptıklarımızı paylaşmaktayız, arıcıyım diyenler kendisine yayınlardan pay çıkartmalılar.
Adamın 10 kovanı varsa, her şeyi soracağına 2 tanesinde bir işi bir dene bakalım...
Zaten soru soranların büyük bölümü dediklerimizi yapmıyor, madem bildiğini yapacaksan niye soru sorarsın, birde bu durum var yani...
Bir başka önemli konu, biz kimseye size yardım edeceğiz, biz kendimizi size adadık demedik. Blok yayınlarının yan tarafında arşiv bölümü var, yılın 12 ayı ne yapmışız oradan bakabilirsiniz, yüzlerce yayın var...
Gene Arı bakanı forumda benim yazdıklarım haricinde başka arıcıların da tecrübelerini aktardığı yazılar var...
Konu içinde verilen cevaplar doyurucu ve anlayacağınız dilde yazılmıştır...
Bu karede solumda duran Muzaffer bey, sağımdaki ise Ergun İşmarcı, Engin abiyi herkes tanıyor...
Muzaffer bey, Egeye yolun düşerse manğalım hep yanar dedi, tam aradığım yer beya dedim, nasılda damardan girdi hemende oltaya geliverdim :((
Genede davet güzel, bir gün elbet yolumuz Ege'ye düşer :))
Etkinliklerin aranan siması, yada vaz geçilmesi, Efraim abim...
Babası Ramazan amca, dünürü de vardı, bu karede bizim seracı ve arıcı Bekir abi ile...
Festivalde torunu kaybetmiş aranıp dururdu :))
Bizim Kadir Gürkan başkan bak dedi sır bıçağı aldım, çıtanın her tarafına girer, hayırlı olsun dedim, nerede ilginç arıcılık malzemesi bulsa alır, arılığı müze gibidir...
Acayip kara kovan meraklıları vardı...
Karakovanlarda güzel olmuş çanta gibitut sapından götür...
Bizim Çetin,kara kovan aldı galiba...
Bizde kara kovan imalatçısı ile bir resim aldık...
Tamamen strafordan yapılmış bir kovan, 4cm kalınlığında piyasadaki strafor kesilip biçilmiş kovan oluşturulmuş...
Bazı kişileri tanımıyorum, isimleri sorsam bile aklımda kalmıyor...
Enver abi ile oldukça eskiye dayanan bir tanışıklığımız var. Hem cumartesi hemde pazar festivaldeydi...
Uzun süren bekleyiz bu yıl bitiyor, Hüseyin Avcı abimiz strafor kovan imalatında basıma girmiş...
Yusuf asker yolu bekler gibi strafor kovan bekler :))
Strafor kovan ...
gözlemlerimiz strafor içinde arı daha iyi kışlıyor, ahşap kovanlarda yavru yokken strafor kovanlarda yavru olmakta.
Bunu söylede izah edebiliriz, izole edilmeyen evleri ısıtmak zor ve yüksek enerji harcamanız gerekiyor, evi dıştan izole ettiğinizde daha az enerji ile ısıtabiliyorsunuz.
Yazın peki bu kovan sıcak olmamı diyen olabilir, alt zaten plastik taban ve havalandırmalı, straforu termos gibide düşüne biliriz, termosa soğuk koyun koruyor, sıcak koyun gene koruyor.
Henüz paylaşmadım, Aydıncıkta tuttuğumuz balıkları bir balıkçıya paketlettik dediki abi yolda bir şey olmaz. Dedim yol uzun iki gün sürebilir, dediki sürsün, strafor kutuya koyduğu buzlar iki gün sonrası kutu açıldığında çözülmemişti...
Resimlerini çektim, bayağı ilgimi çekti, çünkü ben baştan buna inanmamıştım...
Hüseyin abi yılların arıcısı ve köpük kovan ve ruşet üretiyor. Ruşetleride çok güzel.
Bu arada karede bir tanıdık arıcı diyecem tanıdıksa adı nedir diyen olur diye demeyeyim beni tanıyan biri :)
Ercan Bektaş, arı evi stadındayız...
Bir çok ürün cumartesinden bitmişti, bazı ürünler pazar günü yok, olmayan şey satılır mı...
Bana, battal boy bardakla çay içirdiler, senin diline düşeceğimize gibi laflar edildi, dilimizde ne varsa :))
Kumrular mutlu idiler, Allah mutluluklarını daim etsin...
Nihayet cumartesi akşamını ettik.
Sadri abiye uğradık, akşam vakti hala çay için diyordu dedik bunun durumu iyi değil başımızın çaresine bakalım.
Biz birazdan geliriz diye Sadri abiden ayrıldık, telefon geldi neredesiniz çay oldu diyor, dedik biz yemekteyiz beya...
Açlıktan harap olmuşuz, ne çayı :)
O kadar bilendik, Sadri abi yemek ısmarlayacak diye, gerçi benim için sorun yok, bir başkası girdi devreye :)
Allah keselerine zeval vermesin, birini bin etsin.
İyi yedik ha...
Bu İlhami bir acayip yediği neresine gider bir türlü anlamadım...
Yusuf bey kesene bereket, inşallah tekrarını bekliyoruz, kabine olmayınca biraz kabineye ayıp ettik gibi hissediyorum kendimi...
Bide zaten boğazımdan geçmedi, düğümledi desem yalan olur :))
Yusuf listesini tamamlayıp eksiklerini, arabaya doldurmuş...
Ben ise bu yıl hiç bir şey almayacaktım :)
Geçen yıl İlhami abinin imam tanıdığında kalmıştık bu yıl Aksaray'da otelde kalacağız.
İnternette sörf devam ediyor. Sorun var, doğum günü etkinliklerini göremiyormuş. Ben kendi facemde o bölümü kapadım, bu giremiyorum diye üzülüyor.
Allah ne virirse her şiyin hayırlısını virsin...
Yapacak bir şey yok...
Bu arada İlhami abinin o kadar tanıdığı varki bunu her yerde görmek mümkün. Otele gittik hoş geldiniz, çay kahve ikram bol. Odamıza geçtik, ertesi gün aşağıya iniyoruz kafamdan geçiriyorum acaba ne fiyat ödeyeceğim diye, kahvaltıyı yaptık, dedimki hesabı ödeyip çıkalım...
İlhami abi ne hesabı birde paramı vereceğiz dedi...
Bu şaka olmaz diye düşündüm ama para ödemeden bizi uğurladılar...
Aksaray'dan Sirkeciye kadar yürüdük hem bilmediğim yerleri öğrendim hemde görmediklerimi görmüş oldum. İlhami abi ayaklı harita, geçmişte buralarda turist gezdirmiş..
Pazar günü yeniden festivaldeyiz tanıdıklarla hoş beşe devam ediyoruz.
Bazı tanıdıklarımızı uyardım bir şey lazımsa hemen alıp kenara koyun birazdan adım atamayacaksınız gerçekten mamulleri inceleme fırsatınız kalmıyor adım atamıyorsunuz.
Uzun zamandır görmediğim Mustafa Kabaoğlu abimi gördüm. Bir ara ameliyat filan olmuştu, görüntüsü çok iyi sağlığı yerinde. Karede Ana peteğin sahibi var, Enver abi var, Adem abi var...
Sabah biraz tenhaydı, öğleden sonra birde sıcak olunca insanlar bunaldı, festivalde içerisinin havalandırılmasına dikkat edilmedi yada gözden kaçtı, bir kaç kez dışarıya serinlemeye çıktık...
ortam yeniden dolmaya başlayınca Sadri abinin standına geçtik...
Batı Trakyalı arıcı Halil abi ile biraz sohbet ettik...
Bizi tanıyanlar Sadri abinin standına geldiler, böyle olması bir yerden de iyi oldu. Gelen görüşüp çıktı. Arıcı fırsatını bulsa sizi akşama kadar bırakmaz...
Bilecik'ten Kadir Gültepe bu yıl oğlu ile fuara birlikte gelmiş.
Hala arıları tam değiştirememiş bana bu yıl bu işi bitirelim dedi. İnşallah halledeceğiz.
Kaç yıldır benim arılarımı kullanıyor, hepsini F1 yapmak için çalışmakta.
Sadri abinin maşallahı var, gelip gidene anlatıp, birde bize kameramanlık yapıyordu...
Aliosman abim, geçen yıl seçimlerde ayağını kaydırdılar, başkanlığa başkası geçti...
İlgi görmek güzel, bunu tanıdıklardan görmek güzel, samimi olduklarını biliyorsunuz..
Nihayet bizimki fuarda.
Trakyalı Şenol telefonda neredesiniz diyor..
Bilecik birlik başkanı Arif Uysal görevi Sadettin Engine devretmiş. Bizimki hemen atladı, abi nasıl adamın ayağını kaydırdın birde bana anlat ben bu ustanın ayağını kaydırmak istiyorum filan...
Taktik almaya çalışıyor, bizimki koltuğa bir yapıştı gitmiyor...
Zafer abi dediki bari 23 nisanda ustasın diye koltuğa otursun gibilerinden çözüm önerisi sundu. Ben ne olur ne olmaz diye 23 nisan da da olsa kimseyi yerime geçirmem arkadaş diye resti çektim...
Pınarhisardan gelenler var, Mümin abi ve yeni bal birlik başkanı, bizimki şimdide buna soruyor, ayak kaydırma konusunda kurs almam lazım sende birisini kaydırmışın dedi:)
Bizimki Güner Kayral meraklısı, belkide yıllardır verdiği hizmetlerden dolayı vefa sergiliyor.
Genelde her etkinlikte Güner beyi görmek mümkün. Bazı ürünler cumartesi gün bitti dedi...
Mustafa hocamızla bazı konulara girdik. Daha öncede bu konuları aslında konuşmuştuk. Muhteşem abi diyorki, birisi müdür olduğunda arkadakilerin önü kapanıyor, bu başarılı olsada başarısız olsada aynıdır o kişi sonuna kadar müdürdür. Hükümet kendi millet vekillerine bile 3 kez şartı koydu. Başkalarıda seçilsin hep aynı kişiler olmasın diye. Müdürler konusunda böyle bir sıkıntı var, geridekiler müdür olamıyor dedik. Mustafa hoca çok başarılı ve dediklerimize hak veriyor ama izlenen yol yanlış benim itirazım izlenen yola dedi.
Ayak üstü güzel sohbet oldu, alınacakları almak için bir tur atmamız gerekiyordu, iyi alış veriş yaptık...
Enver abi ile doktor özel bir şey konuşuyordu, biz ise yan tarafta başka şeyler konuşuyoruz, konuşmalar yanlış anlamalar birbirine karışıp durdu...
Yunus Kantar abimizde tatlı alacağımız var, bir türlü tahsilat yapamadık gitti...
Ben emekli olup gideceğim hala tatlı yiyeceksin diye takıldı bize...
Çetin ve abisi...
Trakyadan bir arıcı, kendisi emniyet personelimiz...
Goca usta, üç bej....
Bizimki ufaklığa ayar verdi, bazı bilgiler aldı...
Şenolun tipe bakın, parmak kadar çocuga eve gidince görüşeceğiz diyor, ayıp beya...
Düzce Gölyaka bal birlik başkanı ve Vize bal birlik başkanları...
Şile kestane balı...
Bir kamyon çakılmadık çıta satıldı...
Paketleri kapan gitti...
Şenol başkan birlik için stantlardan numune alıyor..
Sadri abi bizi resimlerken bende onu resimledim hak geçmesin :)
Sadri abi bizi yemeğe götürmeden yemleme yapıyor az yiyelim diye pasta börek getirmiş, biz oyuna gelirmiyiz, başkalarına ikram ediyoruz...
Ağvalı arıcı ile biraz uzun süre sohbet ettik.
Mobilyacı imiş. Bir ara kızmışım, konu ise ben ana arı kutularını biçip montaja girmişim, kenardan şurası şöyle böyle olsun diyenlere kızarım. İş bitmiş ve montaj aşamasındayız, pişmiş aşa niye su katmaya çalışıyorsunuz...
Zaten hangi ürün üzerinde çalışmış isem hepsi büyük firmalar tarafından kopyalandı...
4 lü, 3 lü ve tekli ana arı kutularım aynen kopyalanmıştır...
Bir başka konu bakın iki aydır hesabıma para yatırılıyor, arıcılar ana arı siparişi veriyor ve bir listem var. Bu liste sırasına göre teslimat yapılacak.
Siz kalkıp bana acil ana arı lazım dediğinizde veremem, verirsem bu sıradakilere terbiyesizlik olmazmı. Yada şöyle düşünün siz trafik tıkanmış, yan tarafta emniyet şeridinden adam basıp gidiyor, ileride önünüze geçiyor, siz bu adama ne kadar güzel yapıyorsunuz diyormusunuz...
Bir başka konu ben fazla ana arı alacağım, indirim mevzusu var, ben bir kişiye 50 ana arı vermek yerine 10 arıcıya 5 er ana arı vermek taraftarıyım.
Zaten yıllık 100 arıcıya ana arı verdiğimizde bizim gibi ufak üretim yapanlar sezonu kapar, belli bir müşteri potansiyelimiz var ve her yıl bu katlıyor. Yani üretmiş olduğum ana arıları hiç bekletme şansım olmadı...
Elimde geçmiş yılların listesi ve telefonları var. Alış veriş yapanları telefonuma kaydetmiyordum. Artık şablon oturdu sayılır, alış veriş yapanları kayıt ettim.
Bir sürü biz ona ulaşamıyoruz ana arı alamıyoruz lak lakı yapanlar laklakları ile kaldılar. Mesaj atanlara cevap veriyorum.Adam 10 tane alacaksa atıyorum 2 tane ödeme yapıp ciddi olduğunu bildirmesi gerekiyor.
Laf ile geçmişte ne siparişler aldık, bana 50 -100 tane lazım diyenler vardı baharda hiç birisi ortada olmadı, hatta 200 ana arı alacağım diyen bir tane ana arı almadı :)
Sonuçta satış sorunumuz yok ve isteyen bizi işletiyordu. Şimdi ise ödeme yapmayanları listeye almıyorum.
Bizden ana arı alacaklar, ben ana arı istiyorum ve senin ana arılarını kullanacağım demeliler.
Yok efendim bizde olurmu gibi söylemlere cevap bile vermem. Bizi ve arımızı tanımayanlar bizden alış veriş yapmalarını istemiyorum...
Bu ana arı işi güvenle alakalı...
Güvenmediğiniz kişi bende olsam alış veriş yapmayın...
Kişilerin geçmişte yaptıkları ve yaşadıkları çok önemli kimler geldi kimler geçti, Allah'ıma çok şükürler olsun, ben hala buradayım, kimselere yüzümü kara çıkarmasın...
Sohbetin arasına bir genç arıcı daha girdi, bayağıda arısı var ve benden arı koyacak yer ve isim istiyor.
Sanki benim yetkilerim var. Bizde arı koyacak yer konusunda sıkıntılar çekmekteyiz...
Emrahın akrabalarıda ziyaretçilerimiz arasındaydı.
Fenerlilere bizim hoca hasta...
Sadri abi en son dayanamayıp, aletin resmini çekmeyin yazdı...
Ülkemizdeki aletleri beğenmeyenler var....
bendeki alet ülkemizdeki ilk alettir. Acayip sert, Sadri abi bile bununla nasıl çalışıyorsun der, seneye hakkımda iyi şeyler düşünüyor dur bakam... :))
Bize iltifatlarını ileten bir arıcı daha...
Bizde selamlarımızın sunuyoruz...
Genç bir arıcımız daha...
Gelecek bunlarda...
sadri abinden öğrendiğime göre ana arıı suni tohumlama usta birisiymiş resimdeki bayan kardeşimiz...
Kemal Bayraktar, demekki hafızam iyi unutmadıklarım var:) Bu yıl ilk sıralarda ana arı alacak abilerden birisi...
Kemal Bayraktar...
Bir başka arıcı abimiz...
Yoğun bir festivali geride bırakmak üzereyiz...
Sadri abi komplo kurmaya devam ediyor, kuru pastalardan sonra börek çıkartı ortaya direniyoruz, kalfada bana satacak hamur işi bana yasak diyor, sanki bana yasak değil...
Kararlıyız yemiyoruz...
Bir arıcı abimiz daha, beni tanıyor ama biz kim sorsakta unutuyoruz...
Beykozlu arıcılardan birisi...
Akşam üzeri festival rahatladı bir dolaşayım dedim. Bir baktım İzmirli Ersan yemlik getirmiş dedim bunların ölçüsü nedir. Baktım benim üçlü kutulara biçilmiş kaftan. 100 tane bana yolla, dediki abi niye kargo parası verelim...
Kimse yokmu deyince hemen doktorun araba aklıma geldi, dedim 150 tane olsun, yok derlen 200 de fren yaptık.
Geçen sene kontradan 70 tane yapmıştım. Bir kaç gün uğraştım dı. 200 Taneye malzeme alınacak, biçilecek en az üç dört gün çalışmalıydım. Tanesi 1 liradan 200 yemlik aldım belki 100 tane daha alırım.
Maşallah doktorun araba kamyon gibi doldurduk malzemeleri...
Güzel bir etkinlikti, seneye ömrümüz olurmu bilmem, olursa inşallah yeniden bu yaşadıklarımızı yaşamak güzel olur...
Sonra Sadri abinin yemek sözünü yerine getirmesini sağladık, sayemizde sevaba girdi :)
Köfteci Ramiz, bayağı ünlü bir yermiş...
Manda yoğurdu da vardı, mandaların yoğurdu oluyor ama mandalar nerede bilmem, veya memlekette manda kaldımı...
Sadri abi baştan biraz bocaladı ama sonra toparladı...
Yav altı üstü garibanlara bir yemek söyleyeceksin, ne surat asarsınki, bir daha filan yerde yemek ısmarlayacağım diye kimseye söz verme bizi gibi birisi çıkar gelmez zannettiğin yere senden önce gelir haberin olsun...
Bu arada B planına gerek kalmadı, her türlü olumsuzluk düşünülmüştü, Zafer Anlayışlı abim yemek için davet etmişti.Dedik sakata gelirsek neden olmasın :)
Her şey için dost ve arkadaşlarıma sonsuz teşekürlerimi sunuyorum. Benim gibi NiğDeli birine katlandıkları için...
Kaç gündür bileniyorduk...
Köfteler güzelmiş...
Günün hatırasına bir resim alınıyor...
Mutlu arıcılar :))
Birisi sırayı savdı, yeni araba alanlardan biriside bizim eski kalfa, kara kara düşünüyor, sıra bana gelecek diye, hiç bocalama gerek yok...
Bilirsin bizden kaç ve uçan bile kurtulmaz...
Abi selamlar;
YanıtlaSilYahu ne kadar arıcı varsa etrafına toplamışsın. Geçen seneden biliyorum o kalabalık sohbetleri. Kime ne laf anlatacağını şaşırıyor insan.
İyi ki kalfa gelmişte senin yükünü hafifletmiş. Yoksa festival biter sen hala oralarda dolanıyor olurdun :)
İnsanlara hizmet etmek böyle bir şey seven olduğu kadar sevmeyen veya çekemeyen de olacak.
Emrah ile bende görüşmek isterdim ama bu defa böyle oldu seneye inşallah diyelim.
İşin gücün beleşe geçinmek birde İlhami abi olmasa halin perişan.
Neyse o güzellikleri bizde tattık bir zamanlar sayende.
Hayırlı günler...
Selamlar Fatih...
YanıtlaSilArı topladığımız arıcı nedirki, bizi canı gönülden seven çok arıcı var.
Dediğin gibi sevmeyenlerim de var, başta bizim kalfa ustanın yerine nasıl geçerim taktik almaya çalışıyor...
Arıcılık soru ile öğrenilmez bunu arıcılar kafasına koymalı...
Sen konuları bildikten sonra anlatması kolay:)
İki sene öncesi Beykozda bir etkinlik yaptık, anlatıyorum konu bitti sorularda bitti diyerumki mola verelim kimse kalkmıyor :))
Kalfa yükü ne hafifletecek ağdırır o beya...
Emrah ile nasipte görüşmek varmış bende gidemedim oda gelemedi ve nihayetlendi...
İlhami abim bir tane be, halim niye perişan olsun Allaha şükür paramız var, birileri gibi pintide değiliz...
Sağlıcakla kal.
Selamüm Aleyküm Abi.
YanıtlaSilFestival baya güzel geçmiş.Her kesimden insan var.İnşallah birgün sizlerle tanışmak nasip olur.Aslında bu tür etkinliklerin bölge bölge ülkenin her yerinde yapılsa daha çok kişiye ulaşır.
Sağlıcakla.
Aleykümselam Eyüp...
YanıtlaSilFestivalde adım atacak yer yoktu, oldukça iyi idi...
Ülkemizde her bölgede festival yapmak zor, bu tür etkinlikler oldukça yüksek maliyetlerle düzenleniyor.
Her stant iyi paralar vererek kiralanmakta, bölgelere diyelim etkinlik yapıldı, kim gelecek, satış olmaz ise kimse cebinden parta harcayip parasını çöpe atmaz...
Ulaşım artık kolay ayklar öncesindenotobüs biletinden daha ucuza uçak bileti alınabilir, bazı kişiler uçakla gelip geri dönüyor...
Hızlı tren bayağı yayılıyor, bazı arıcılar ülkemizin bir ucundan kalkıp araçları ile gelebiliyor gibi...
İnşallah tanışırız, nerde ne zaman olacağını Allah bilir ...
Sağlıcakla kal.
Selamlar Ali abi sizlerle tanışmaktan bende çok memnunum.Ne uzun zaman olmuş tanışalı Senle sohbet etmek ama zor yahu hiç boş anın olmuyor nerdeyse, fazla meşhur olmakta iyi değilmiş.)))Gerçeğiniz sanaldan daha sıcak arkadaşların.ilgi ve alakanıza tekrar teşekkür ederim.sağlıcakla kal.
YanıtlaSilAleykümselam Emrah...
YanıtlaSilEvet yıllar su gibi geçip gitmiş.Senin yolun İstanbula, benim yolum kara denize düşmedi. Bazen askerlik yaptığım Orduya gitmeyi düşünürüm ama hangi ara gidilecek orası belli değil...
Bizi insanlar gözünde büyütüyor, sıradan birisi yaptıklarını paylaşıyor. Soru soranlar yaz<dıklarımızı okusalar soru sormayacaklar. Birde seni takip ediyorum deyip soru sorarsa hepten raydan çıkıyorum, takip etmiyorsun niye palavra sıkıyorsun diyemiyorsun :(
Aslında yoğunluktan düşünemedik bir yere yemek yemeğe gidebilirdik, arada kaynadı.
Birdaki sefere inşallah bu hatamızı telafi edeceğim...
Bende size teşekür ediyorum, sana ve arkadaşlarına selamlar...
Sağlıcakla kalın.