ARI SATIŞI VE ARICILIK

Ali Yiğit Adapazarı tarafında arıcılık yapıyormuş...
 Kışın arı satacağım dediğimde fiyat sorup hemen parasını yatıranlar arılarını teslim almaya devam ediyor :)
Kesin diyorlardır, bir taraftan arı alırken bir taraftan arı satıyor, bu nasıl iş...
Bu yıl geçmiş yılların aynısı olmadı. Arıların kışın gelişmedi, kışın arı gelişirmi derseniz Gebze ve Darıca'da gelişirdi. Bizi takip edenler bilir bu zamanda arılarımızın kata çıkması lazımdı. Geçen sene Dr.İsmail abinin ikişer çıta bölünen arılarının birisi mart ayında 5 çıta birisi 7 çıtaya ulaşmıştı. Nisan 15 olmuş arılar geçen seneki mart ayını yakalayamadı.

Arılar istediğim gibi gelişseydi, analı beş çıtasını verip, geri kalan ana arı kutusu veya meme beslemede kullanılacaktı.

Birde sonbaharda toplama yaptığım 50 civarı yarım plastik çıtalı kolonileri üçüncü karda kaybettim.

Pelitlide bulunan bölmeler ise durumlarını koruyamadılar, sönme diler ama adam olacak gibi değildi, hepsine arılı ve yavrulu çıta takviyesi yaptım.

Sonuçta kışın iyiki fazla kişi para yatırmamış, sonuçta sözümüzü yerine getirmek zorundaydık. Sattığım arılar kendi arılarımdır.

Ali bey baştan maske ve eldivenle işe girişti sonra baktım açıldı, hayırdır dedim senden cesaret aldım yani gaza geldim dedi...

Ali bey sayesinde ilginç bir şey keşfettim, saldırgan arılar bu doktor eldivenlerinden sokmuyor...
Aşağıda gelecek...

Ali Beyi cumartesi yolcu ettik...

 Pazar günü ise Zonguldak'tan Coşkun Çevik misafirimiz oldu.
Bir çuval fındıkla gelmiş :)

 Bizim arıların önünden geçemezsin dedi...
Buldu sakin arıları...

Arka planda İlhami abi enginarları çapalıyor, bu yıl enginara doyacağım :))

 Hazır şurup denedim, hiç bereketi olmadı, zorda kalmaz isem hazır yem kullanmayacağım invert şuruba devam...

İlhami abi krem tartarı ezberlemiş, kaşıkla filan ölmüyor.
Geçenlerde biri bana mesaj atmış, abi invert şurup yaptım lokum gibi oldu diyordu. Bir biz şu lokumu yapamadık gitti...

Çoksun beyin arılarıda teslim ettik, Allah hayırlı ve bereketli etsin inşallah.
Şimdi arı satış haberini gören arı istiyor. Bu arılar çok önceden hesapları görülmüştü ve vermek zorundaydım.
Şu an itibari ile arı satışı yok. Ana arı üretimine arı yetmediği için ben dışarıdan arı almak zorunda kaldım.

 Bu arada ana arı üretim hazırlıklarının sonuna gelindi...
Mevsim birde izin verse...
Gebze Denizli mahallesinde bulunan fidecimiz ve arıcımız Bekir abiyi ziyarete gittim. Sonbaharda bekir abiye kanola tohumu vermiştim, yeri müsait, traktörü var, ilk defa kanola ekti biraz geç kaldı birde gübre verilmeliymiş...
Kanolalar açalı 15 gün olmuş.

 Arılara 400 metre uzaklıkta.
Bende buraya 10 kovan getirdim metrolara koyup buradan köpük kutulara doldurup arılığa alacağım.

 10 Dönüm filan kanola var.

 Bazı kanolalar tohuma bile durmuşlar.

Seneye daha iyi olur bu yıl acemilik göze çarpıyor...

Denizli mahallesindeki arıların, aktarılacağı metrolar...

 Arılar bir gün kaldıktan sonra metrolara aktardım...
Üç arı zaten saldırgandı akşam üzeri havada soğudu yediler beni.
Bekir abiden eldiven istedim, verdiği eldivenden daha çok sokuldum. Bir kovanın silkelenmesi yarıda kaldı, ellerim şişti...
Arabada doktor eldivenleri vardı. Onları giydim yarım kovanı yeniden silkeledim, elimden hiç sokmadılar.
Doktor eldivenlerinin nesine arı saldırmıyor anlamadım.

 Silkelediğim kovanlar metroya girmekte zorlanıyorlar. Darıcada metrolardan birisi terk etti. Bende ana arıların kanatlarını kestim. Metroları yere koydum, kanatlar kesik terk etse bile uçamayacak geriye yürüyerek dönsün diye yere sıfır yaptım.

 Bu arada petek örmeler yemliğe kadar dayananlar var.
Ana arı üretimine start verildi.

 Yemliğe kadar örülü çıtalar alınıp arısı silkelenecek anasız kovanlardan arı verip memeleri takılacak.Bir tür daha aynı metrolara petek ördürmem gerekiyor arısıyla alınırsa yeniden bu düzeni kurmak zor.

Köpük kutuları geçen yıl boyasız kullanmıştık. Bu yıl boyamaya başladım, bazı kutular haşat olmuş...
Bazıları farelere beşik...
Pazar gününden itibaren yeni bir soğuk ve yağışlı haftaya girdik.
Kış artık gidiyorum diye haber vermeye geldi sanırım.
Pazar günü arılıkta yapılacak hiç bir şey yoktu. Hava 10 dereceye düştü, arıları beslemeye devam ediyoruz, inşallah memeleri kesmezler. Bu gibi durumlarda arı biz bu kadar memeyi ne yapacağız diye bozabiliyor...
Arılıkta beslemeden başka bir şey yapamayınca yaptığım aşıları bir kontrol ettim.

 Videosunu yayınladığım meşe ağacına kestane aşısının son hali.İki kalem tutmuş görünüyor birisinde hiç hareket yok. Ütteki resimin videosu altta...

 Cevizlere yaptığım aşıların bazı kalemleri yaprak patlatmak üzere.

 Zaim abinin yazlıktayım. Hava buz gibi arı uçmuyor, şuruplarını verdim ve aşı sözüm vardı onu yerine getirdim.

 Toprakta gömülü kalemler hala uykulu idi...

 İki meşe ağacına kestane kalem aşısı yaptım. Bazı kalemleri kabuk altına soktum bazısını kabuk keserek aşıladım.
Bazı kalemleri çivi çakarak sıkıştırdım.
Bir sürü seçenek kullanıldı.

Meşeler yeşermişler, bu şıyı tarif eden Bekir Donat, meşeler yapraklansın demişti. Yapraklanmadan yaptığım aşılarda uyanma oldu, bunlar inşallah daha iyi olacak.
Arıcılar açısından meşeye kestane aşısı çok önemli...
Meşe her yerde oluyor ama kestane yetiştirmek çok zor...
Bazı meşeleri kestaneye çevirirsek haziran ayında polen ve nektar olarak bize geri dönecekler, kestaneler meyvesi ise ayrı bir keyif verecek.