Turan Özden.
Niğde Bor Balcı köyü, eski adı Cücü köyü.
Köylümüz Turan Özden, yöremize ait kelime ve söylemleri derlemiştir. Kedisine teşekür ve şükranlarımızı sunuyorum.
CÜCÜ SÖZLÜGÜ
A
ABARUGG : Çok şaşırmak..aynı zamanda çok demek
ABA : Anne ana
ABULOBUT : Çok fazla yiyen
ACEP : aceba
ACUR : bi çeşit kelek, süngü
AGMA : yükün bi tarafa kayması
AĞI : Zehir
AGIL : Etrafı taşla çevrili üstü açık davar evi
AGILLAMAK : Kuzuyu koyundan ayırmak
AGIZ : İnegin dogum yaptıktan sonraki ilk sütü
AGZINI AYIRMA : Oyalanma
AHİZAR : Bıktırmak
ALACEBİT : Yarım yamalak
ALAF : Sıcak,sıcak vurması
ALAŞA : Çok konuşma,yalakalanma
ALAYI : Hepsi
ALAZ : Hafif alevlenme..Yeni tutuşma,sinirlenme
ALEMEŞKERE : İnkar etme
ALIÇ : Bir çeşit küçük meyve
ALLEK : Uyanık,tülek ve kalleş kimse
ALMAZLIK :Yavrusunu emzirmeyen koyuna kuzusunun zorla emzirildigi yer
ANADUT : Çiftçilikte kullanılan agaçtan yapılma 3 tırnaklı alet
ANDAVAL : Saf,kafası çalışmayan uyanık olmayan
ANGABUT : Karabasan
ANARAT : Aleni,,ap açık,gizli olmayan
ANDAL : tarlanın bir bölümü
ANGUT : Ahmak, sersem, akılsız,
ANNAÇ : Alın ön
ANNISAKAR : Alnında küçük bir beyazlık bulunması..inek ve atlarda olur
APDESLİK : Eski taş evlerdeki banyoluk
ARALAŞTIRMA : Kavgayı ayırma
ARAYI GİTME : Telef olma boşa gitme
ARKAÇ : Davarların açıkta toplu olarak yattıkları yer, düz dağ sırtları
ARSIZ : Yaramaz yaramaz çocuga denir
AŞGAL : Yüz,surat,durum hal
AŞLIK : Bulgur
ATE : Hala
AHTİMŞAH : Eskiden kalma
ATMAK : Ulak yada örme ile 2 ye ayrılmış Bir götürümlük yük.
AVCARSIZ : 1. Gelişigüzel. 2. Abuk sabuk. 3 dussuz
AVKİTME : Susturma..teselli etme..inandırma
AV GALDIRMA : Gaza getirme..Doldurma..dolduruşa getirme
AVŞARLAMA : Bir işi üstün körü yapma
AVUT : Yanak
AYAGI SEKİLİ : Ayaginda beyazlık olan hayvan
AYKIRI : Yamaç, yan. 2. Karşı. 3. Düz yol, kestirme yol.
AYRIK : Çayır otu,Bir çeşit ot
AZAYSIZ : Arsız
AZIK : Yol yemegi yolluk
B
BABACCA :Papatya çiçegi
BABAL : Günah vebal
BADIL : Yok etme,geçersiz kılma
BAĞCAK : Bağlamada kullanılacak ip
BAGDAŞ : bacakları çapraz şekle getirerek oturma şekli
BAHA : Bir iş karşılıgı verilen ödül para yiyecek vs
BALDIRCAN : Patlıcan
BALEMİT : Palamut agacının meyvesi...Şişman kişiler için kullanılır
BALLIK : Yenen bir ot çeşidi
BANDIKMA : Terlemek, bunalmak
BANDIRMA : Tatlı sucuk ta denen bor ilçemizin meşhur tatlısı
BANMA : Bir yiyecege ekmek batırma.
BANNAKCAK : Derme çatma kapı,,,Bıhçı ile bişey yolarken parmakları kesmemek için parmaga takılan tahta parmaklık
BAREY : Abartı, Abartma
BARUU : Çok anlamında,korkma, şaşırma
BASDA : İçinde Kavun karpuz satılan sergi
BASDIRMA : Tavugu kuluçkaya yatırma,,,Pasdırma
BAŞŞAK : Sahibi topladıktan sonra arta kalan meyve sebze yiyecek
BAŞTAN ATMA : Çocogu üzmeden başından savma
BATDI ÇIKTI : Su kanallarında altından su geçen küçük köprücük
BATMAN : 8 kğ degerinde agırlık ölçü birimi
BAYEM : Badem
BAYRAKLI : Attıgı her adımdan herkesin haberi olan kimse.gizlisi olmayan
BAZAR EKMEGİ : Bordan alınan ekmek somun ,çörek
BAZI : Ekmek yapılırken hamurun yuvarlak hale getirilmesi
BEBİLLEMEK : El üstünde tutmak
BEHDEMSİZ : Elinden iş gelmeyen ,çönge
BEKERE : İplik eğiren çıkrık iğlerine geçirilmiş olup, iğin süratle döndürülmesini temin eden, boynuzdan yapılmış dişli makara
BELEŞ : İddia....2.. bedava
BELETME : gözünü ayırarak bakma
BELLEME : Bir işi ögrenme...bahce belleme
BENNIKLENME : Buyuklenme
BENT : Tarla suvarırken suya yön vermek için yapılan engel
BEŞERİK : Beceri.behdem eli uzluk
BESDİRME : Kapıyı sürgüleme
BEYİT : Keklik tuzagı
BEYTAMBAL : Sahipsiz mal..Ortada kalmış
BEYZİR YAGI : Vazel
BIBIK : Çelik çomakla oynanan bir tür oyun
BIDIK : Ufak tefen insan
BINGILDAK : Gırtlak bogaz
BITDI : Pekmez salça vs kaynatmaya yarayan orta boy bakır kap
BİCİK : Inek yada koyun memesinin her biri
BİDİMİNEK : Bir çeşit bitki
BİL : Genellikle kazmada kullanılan kürek
BİLYE : Misket
BİŞİRGEÇ : Ekmek pişirirken kullanılan agaçtan yapılmış sopa
BİŞİRİK : Damlarda topraktan önceki konan agaç parçaları
BİYNAMAZ : Yüzü yıkanmamış kimse...namaz kılmayan kimse
BİZĞİN : Usanmış hayatından bıkmış.yaşama sevinci kalmamış kimse
BOCUT : Küçük su testisi
BOLAMADIYA : Çokca bolca
BOLUN : Bugday ambarı
BOSİ :Kısa boylu
BOŞANMA : Eşegin zincirinden kurtulup kaçması
BOYDAN : Tam boy Bayan elbisesi
BÖGÜR : Böbrek,böbreklerin oldugu bölge
BÖGÜRME : inek sesi
BÖYCÜ : Her türlü küçük mahlukat
BUHAYLİ : Ekmek yapılan evlerdeki tandırın bacası
BUKÜM : Yufka ekmegin bükülerek sogutulmuş hali
BULAMA : İnegin dogum yaptıktan sonraki ilk sütü ile normal sütün karıştırılarak pişirilip elde edilen yiyecek
BULUP BUŞURMA : saglama,arayıp bulma temin etme
BUNAGISMA : Fırsattan istifade.İşe yaradıgı halde işe yaramama
BUNEK : Danayı inegin ayagına baglamak için kullanılan ip
BUNELEK : Bir çeşit sinek
BUTURAK : (Adanadan yünün içinde dedem İbrahim Özden in getirdigi söylenen bitki) Çoban çökeren..Çakıl dikeni
BUZALAMA : İnegin dogum yapması
BÜZEYDEN : Pekmezin aşırı kaynatılmış hali
C
CAAZ : Adet tane
CANCIKMA : Üzülme..üzüntüden canı sıkılma
CARSE : bir tür kaygan kumaş
CAVLAK : Soyulmuş ceviz,veya fazla traş edilmiş kafa
CAVURDAMA : Konuşma, çok konuşmak
CAVZUTMA : Ateş alacak gibi gelip gitme
CAYDAK : Kuru yavan kurucalı boş
CAYIRDAK : Ekmeksiz yenen katık yiyecek
CAYIRTI :Gürültü..beklenmedik aşırı gürültü
CAZGIR : Çok konuşan bir türlü susmayan belalı kadın
CEHİNDEMİN AGI : Uzak demek.Aslında cehennem zehri demek
CEHRİ :Yeşile çalan bir renk
CENGARİ : Koyu lacivert renk
CEREME : Bir şeyin kötülügü,zorlugu,kötü ödül
CENK ALMA : Bir yiyecegin bakır kap tan zehir alması.
CIFITLIK : Hile yapan düzenbazlık yapan...2..ara bozan oyun bozan
CIKCANLI : Aceleci
CIMÇIKLA : suya çıkma
CILBIR : Su yogurt ve yumurta ile yapılan yemek türü
CILK : İçinden yavru çıkmayan yumurta
CINGIL : Koparılmış üzüm parçası
CINGIR : Bozuk para
CINNAK : Tırnak
CINCIK ŞEKER : Akide şekeri,sorma şeker
CIRBA : Üzüm posası.
CIRKIDIK : Aşırı ezilmiş
CIRTIK : Şımarık lüzumsuz
CILGA : İnce yol
CINCIK : Cam kırıgı,parlak güzel
CINGI : kıvılcım ateş parçası
CILLIK : Oyun bozan,
CIRADAN : Bir şeyin aniden hızlı akması
CIRCIR : ishal
CITCIT : Bir çesit böcek geceleri cıt cıt diye öter
CIPDANTI : Üzüm posasından damlayan şıra
CIZBÜZÜK : Çok çabuk küsen kimse
CIZI : Traktörle tarlaya açılan ark,,su yolu
CIZLAGAN : ısırgan otu
CİBİT : Aşırı ıslanmış
CİDAVLI : Kirli yagırlı
CİMCİK : 1. Çimdik. 2. bir tutam
CİNATLIK : Hır gür kavga dövüş
CİNAZ : Ortalıgı karıştırma... hır çıkarma
CİNGİL : Küçük helki..aynı zamanda akan sümük
CİTCİLİBACİ : Bir tür küçük kuş..takkalı kuş
COBUKLANMA : Ohlazlanma..övünme
CORUKSUZ : Çok israf eden
COZUTMA : Sapıtma...Yoldan çıkma
CUKGA : Para kesesi
CULLUK : Hindi
CURKADAN : Bir şeyin hızlı ve kolay şekilde bogazdan geçmesi inmesi
CURUN : Şarapananın tahliye deligi
CÜLÜK : Kanatlı hayvanların yavrusu
Ç
ÇAGŞAK :1: koyunlarda dışkının yünün yada derinin bir bölümüne toplanmış hali 2: Taşlık alan
ÇAKIL : Taş yıgını
ÇAKMAK BÖYCÜSÜ : Ugur böcegi
ÇALÇOP : Bir işi hızlı ve üstün körü yapma
ÇALKAMA : Ayrana ekmek katılarak yapılan yiyecek
ÇALMA : Toparlama...
ÇALIDUDU : Bögürtlen
ÇANAK : Bez parçalarından top yapılarak Küp parçalarıyla oynanan bir çocuk oyunu
ÇAPCI : Üç kagıtcı yalancı,dolapcı
ÇAPIT : Bez parçası
ÇATMA : Gölgelik
ÇAVDIRMA : Çok uzun kavak.ince uzun kavak
ÇEBİÇ : Genç keçi
ÇEGMEL : Ucu oval çoban sopası
ÇEKİNTİ : Kürekle tarlaya yapılan geçici ark su yolu
ÇELERME : Bir çeşit hayvan hastalıgı
ÇELLAV : Hırçın yapılı,,köpek ismide oluyor
ÇEMKİRME : yüze karşı bagırarak karşı gelme
ÇENET : 2 ye ayrılmış cevizin herbir bölümü
ÇENİLEME : Köpegin acı duyunca çıkardıgı ses
ÇENTME : Bıçagın düz tarafıyla ve dua okuyarak iyileştirme şekli
ÇERÇİ : Eşekle köylerde satış yapan seyyar satıcı
ÇERKEZ : Bir tür agaç.Artık köyümüzde fıstık aşılandı bu agaçlara
ÇEVİRME : Üzerine ekmek konulan hasırdan yapılmış yuvarlak nesne
ÇEVLİK : Yayladaki hayvan agılı
ÇEVRE :Mendil büyük mendil
ÇIĞIN : Omuz
ÇIĞIRMA : Seslenme çagırma söyleme
ÇIKIN : İçine erzak yada malzeme konulan bez parçası
ÇIKLA : Aynı benzer
ÇIKRIK : Yün eğirme aracı
ÇINGIRAK : Çan,zil
ÇINIÇITLIK : Bir çeşit ot,yenilebilir bir ot
ÇINILAMA : Kulakta duyulan ses, çınlama sesi
ÇIRPMA :Sobayı ve borularını temizleme,halı silkeleme
ÇITIGIN DİLKİSİ : Genelde sarı veya boz insanlara denir
ÇİGİT : Yarım kalmış sabun sabun,
ÇİLİNTİ : Hafiften yagmış yagmur
ÇİLTE : Çil çilte,eski bezlerden dikilmiş örtü
ÇİMME : Yıkanma
ÇİNERME : Gözünü beletme.sert sert bakma
ÇİNİ : Bir göz rengi
ÇİNKAV : Emaye kaplı tas tabak
ÇİKMİ : Yaş ince sopa
ÇİRKEF : Bulaşık bela kimse
ÇİTLEME : Sulanmış ekmegi katlama
ÇOKRAMA : Canı kaynama
ÇOLPA : Behdemsiz,elinden iş gelmez.beceriksiz
ÇOM : El veya ayak parmagı olmayan yada eksik olan
ÇONA : Çocuk
ÇONTAK : Agacın bir parçası
ÇONUR : Çalının dikeni
ÇOPUR : Kayalık yamaç yer
ÇOTANAK : Cevizin 2 li büyümüş hali 2 tane birden ceviz
ÇÖĞZÜRME: küçük abdest,işeme,İdrar yapma
ÇÖMÇE : Yemek konulan kepçe
ÇÖMME : Çökme egilme
ÇÖNGE : behtemsiz çolpa,beceriksiz uyuşuk
ÇÖRDÜK : Çok zayıf kişi...aynı zamanda bir çesit ot
ÇÖREK : Somun ekmek. bazar ekmegi
ÇÖRTEN : damlarda yagmur ve kar suyunun yere akmasını saglayan sac
ÇUKUR : hindibağı bitkisi
ÇUL : Semerin altına serilen eski bezlerden dikilmiş parça
ÇULLU : Kötü ve çok fazla giyinmiş kimse
ÇULTA : Eski kumaşlardan dikilmiş.battaniye gibi kullanılan bez
ÇULTALI : Bağ yapragı ve bulgurla yapılan bir yemek
D
DABIKLAMA : Oldugu yerde uyuklama.sızma
DADANMA : Alışma
DAGDAGAN : Kızlar yemişi de denen nohut büyüklügünde meyvesi olan bir çeşit bitki
DAGIM CINGI : Darmadagin paramparca
DAH : Eşegi sürmek için kullanılan kelime
DAL : Sırt
DALAMA : ısırmak.haşlamak
DALAŞMA : Bulaşma
DAM TANASI : 7 .8 aylık dana
DANDAN : Akşama doğru çıkan bir tür böcek
DANDIN : Yufka yaparken oklava dizilen takoz
DANGIRDAMA : Gereksiz konuşma,çok konuşma boş konuşma
DASTALLANMA : Bayanların tülbent örtünme şekli
DAŞEGRİSİ : Yaramaz arsız çocuk
DATDİRİ : Kısa giyinen...2. Şalvar
DAVŞAN EKMEGİ : Bir tür bitki
DAYLAK : Sakalı, bıyığı çıkmamış delikanlı...İnce uzun boylu kimse.
DAYLI : dert..Büyük çıban.yara
DEBELLEŞME : Uğraşma.Çabalama.boguşma
DELALET : İz işaret..alamet
DELBEK : Darbuka
DENE : 1 tane..2 Hoşafın içindeki yiyecekler .3 bugday
DEPİK : Tekme
DEPİŞME : At ve eşeklerin kavgası, tekmeleşmesi
DEPME : At veya eşegin insana ayagıyla vurması
DESTİ : Topraktan yapılmış geniş gövdeli dar bogazlı su kabı
DEVLİSİ GÜN : Yarın degil öbür gün...yani bugün salıysa perşembe
DEVRİLEGALMA : İnsanın Oturdugu yerde canının kesilip yan dönmesi
DEVŞİRME : Toplama
DEVRE : Aksi
DEVRİLECCE : Ölesice...
DEYNEK : Sopa
DEYRANBER : Ay çiçegi
DIĞRAMA : Hastalıktan iyileşme
DIKAÇLI : Burnundan konuşan
DIKIŞTIRMA : Alel acele karnını doyurma..atıştırma
DIMMA : Az bişey uyuma
DINARMA : Soguktan çok üşüme
DINIRGAMA : Dinleme
DIMGIRMA : Yari uyur bi halde oturma
DIMDIZLAK : Bomboş
DITMIK : Hasattan sonra kalan ekinleri toplamaya yarayan ucu dişli demir parçası
DİPİTATARİ : Saglıklı insan.güçlü kuvvetli hızlı
DİDİNME : Çok ugraş verme,ugraşma
DİLİK : Dilinmiş,dogranmış
DİKİLME : Ayakta durma..domuşma
DİNEK : adet gelenek görenek
DİNELME : Ayakta durma
DİNİZLEME : Rahatlama,rahata erme,ferahlama
DİRELME : Hastalıktan iyileşme.canlanma
DİRENEGALMA : Eli kolu tutulma,yıgılıp kalma
DİRİ : Pazartesi.....,canlı
DİŞİRME : Toplama
DİYNEME : Toplama
DOGUŞTAMA : bir bakma şekli..yeni uyanmış çocugun bakması
DOLAŞMA : gezme gezinme
DOLYAMBAZAR : Götürü...kabala..gabal
DOMA : Bir mevkii,hafif yüksek yer
DOMUŞMA : Ayakta durma
DONCAK : Pantolonsuz,,,,çıplak
DONNUK : Yük iplerinde bulunan tahta parça.
DÖK AGACI : Egrilmiş ipin gelep haline getirildigi ucu büyük çivili tahta
DÖKÜLE GALMA : Öle kalma..ölme.uzun yaşa
DÖKÜNTÜ : Davar kırkarken Düşen yün parçaları
DÖLEK : Yokuştan sonraki düz yer,,
DÖLEK DUR : Dogru dur.düzgün dur.yaramazlık yapma
DÖLENDİRME : Düzeltme
DÖŞ : Bağır
DÖŞEK : Yatak
DÖYNEME : Sürekli.devamlı
DÖYÜS : Deyyüs
DUBARA : oyun. alavere dalavere
DUDUMİLİ : İnce yapılı narin
DULDA : Rüzgar veya yagmur değmeyen yer ıhdı
DUMACIK : aşırı rahatsızlığa yol açan bir tür sinek
DURMAÇ : Surat
DUT AGACI : Sıcak Tencere tava tutmak bezden yapılmaş tutacak
DURUKMA : Atılan yere ilginç bi şekilde durma..yavaşlayıp durma
DUSSUZ : Gereksiz şeyler konuşan,agzında yarım mercimek ıslanmayan
DUZBUZ : Paramparca darmadagin un ufak
DUZU GURU : Durumu iyi hali vakti yerinde
DÜGLEME : Dügümleme...İstemdışı dügüm atma
DÜNEME : Kuş yada tavugun agaçta yada tünekte durması uyuması
DÜNÜR : Hısım...Oglu ve kızı birbiriyle evli olan aileler
DÜNÜRCÜ : Kız istemeye giden grup
E
EBESİ : 5 küçük taş ile oynanan bir oyun
EGLENME : Biriyle kafa bulma..dalga geçme
EĞSİKLİ : Kadın bayan
EĞRİDOMA : Bir yere yada dama yapılan duvar
EHNEZİME : Agrısı hafifleme
EL GALEM : Çıt kırıldım
ELETİRİK......el lambası
ELİCEK : Çıkrık kolu....bıhcı ile ot yolarken parmaga takılan tahta parça
ELMAYUVARLAYAN : B.k Böcegi
EME YARAMA : İşe yara,işe yarama
EMİSME :Kuzunun yada dananin annesini emmesi yada emzirilme
EMLİK : Küçük yavru.süt kuzusu.annesini emen
ENDERME : Boca etme..aniden boşaltma
ENDEZE : Alet edevat
ENEK :Sermaye
ENGEL : tarladaki buğday, arpa ....bir miktarı
EPİTME : Biraz atma..azıcık epeleme
ERBEYEM : beceriksiz..becerisi olmayan
ERİNME : Bir işi yapmaya üşenme
ESBAP : Çamaşır
ESGİ : Bayan elbisesi
EŞGANE : ambar kiler
EŞGİLİ ŞEPE : Kırmanas ve altunhisara özgü küçük yuvarlak ekmek
EŞGİLİ MANTI :Kaynamış mantıya.yag yakılıp sirke dökülerek yapılan yemek
EVDİNME : Oyalanma
EVGİN : Aceleci,,acele eden
EVİŞTİRME : İşleri yoluna koyma
EVLEK : Bir ev yapılabilecek kadar arsa
EVŞİRLEME : Bir iş acele yapma,üstün körü geçme
EVTİK : Oyalanacak malzeme
EZA : Cenaze
F
FALDIRAMA : Titreme.aşırı titreme
FARIÇ : Keklik yavrusu
FASIL : Fasulyeye benzer bir bitki meyveleri yenir
FAŞE : Genellikle idrarını tutamayan veya idrarını yapmış çocuk
FEHİM : Önem
FELFENE : Beraber yenen yemege edilen masraf..paylaşılan ücret
FERMANA : Uzun kadın yelegi
FIKARE : Fakir..gariban kimse
FILDIRMA : Hızlıca atma
FIRGALAYDI : Hızlıca dönme
FIRILDAK : Topaç
FIŞGI : Genellikle idrarını tutamayan veya idrarını yapmış kız çocuk
FISGIL : bir tutam
FITDIRMA : Aşırı sinirlenme
FITLIK : Çok ekşi
FİĞ : Hayvan yemi yapılan bir bitki
FİLASE : Sözün özü,,,sözün kısası.lafın kısası
FİLİNTA : Küçük namlulu tüfek....güzel yakışıklı kimse
FİREZ : Ekinin başaksız hali
FİRİK : Genç tavuk
FİŞAN : Agaç sürgünü
FİŞGENE : Salyangoz sümüklü böcek
FİRİK : Genç tavuk
FİRS : Aşırı hırs
FİZAN : Uzak .Çok uzak
FİZAY : Agrı
FLORAS : Uzun beyaz lamba
FOCCUKLAMA : Kurcalama,karıştırma
FOLU : Tavukların yumurtlaması için kümese konulan kandırma yumurtası
FORAKLAMA : Alıp atma gıcıtma
FOS : İçi boş olan...boş
FOSGULAK : Mantara benzer içi boş bir tür mantar
FOTAKLAMA : Alıp atma fırlatma
FOTLAK : Sümük
FOTUK : yeşil renkli burun akıntısı
FOTULAMA :1 Suyun tanzikli akması..2.sinirli hareketlerde bulunma
FRENGİ : Eski kapıların kilitleme düzenegi
G,,,,Ğ
GABAL : Bir işi götürü alma.rasgele
GABINA GOYMA : Yorma, ugraştırma,canına doyurma
GABIŞ : Saçını fazla kesmiş,saçsız, tüysüz
GABİYET : Kabahat kusur
GAÇIL : Çekil..kenara çekil
GADAK : Bardak
GADE : Kardeş
GADIBUDU : Yuvarlak uzun karpuz
GAFAKAGIDI : kimlik,nüfus cüzdanı
GAĞIŞ : Bir tür yakacak,kermenin ufalanmışı
GAHANMA : Özenme,imrenme,,bir şeyi canı çok çekme
GAKLIK : Taşların oyukları..içine yagmur suyu biriken oyuk
GALEE : Önemsememe.mesmeneye almama durumu
GALGÖTÜRÜM : Evi darma duman etme.dagıtma
GALGIMA : Zıplama.tepinme.gürültü çıkarma
ĞALIÇ : Küçük orak...oragın küçügü
GALİYET : Dügünlerde atılan hediye
GALENGUŞ : Kırlangıç kuşu
GANAAT : gözü doyma,yeterli görme..2.İnanma
GANARA : buda göpülle aynı anlamda çok yiyen doymak bilmeyen
GANAYAKLI : zavallı kız kadın bayan
GANIRAK : balgam
GANI ILIK : Sıcak kanlı
GANNAPA : Çok yiyen
GANNIYIN AGRISI : Çagrıya cevap verme şekli,,,bir beddua
GANİYETSİZ : Aç gözlü ,gözü doymaz
GAMGA : Ele batan tahta parçası
GAPALI PAZAR : Pazar günü
GAPGACAK : Tencere tava
GAPMA : Köpek ısırması
GAR GATMASI : Pekmezle kar ın karışımı
GARAMAÇA : Esmer insanlara söylenen bir kelime
GARAMET : Suçlama..suç atma..haksız yere suçlama
GARARADERT : Bir beddua şekli,agır bir beddua
GARAGIŞ : Kışın en soguk zamanları
GARGABİYNİ : Pekmez ile yogurt un katması
GARIK : Bagın bölümü
GARLANGOP : Cumbul cemaat. Herkes
GARSAMBA : eşya, kalabalık eşya, gereksiz eşya kalabalıgı
GARSAMBAÇ : Pekmez ile kar ın karışımı
GASALAK : Kendini begenmiş,ukala övüncek
GASPANEK : Zıgarma ...karşı gelme
GATIKSIZ : Sade ekmek
GATIK : Ekmegin içine konulan yiyecek
GAVDUDU : Eski taş degirmende çekilen bulgurun kenara düşmüş kabukları ile pekmezin karışımı
GAVLUK : Yılanın soyundugu derisi
GAVRANMA : Bir yeri agrıyınca veya birşey kaybedinceki kapınma
GAVUMSAK : Kanı ılık sıcak kanlı insancıl
GAVURGA : Buğdayı soba yada sac d kavurarak yapılan bi çeşit yiyecek
GAVURLUK : Bilerek yapılan kötülük,
GAYFE : Kıraathane,kahvehane
GAYGANA :Yumurta ve pekmezle yapılan bir yemek
GAYIL : Razı
GAYIRMA : Kollama.adam ayırma.
GAYIT : Yiyecek
GAYNATA : kayınbaba
GAYNAYYOR : aşırı çok
GEBELEK : Genelde ineklere musallat olan bir tür böcek
GEBERYATLIK : Yatmadan önce yenen yemek örü, de denir
GEDİK : 2 Duvar arasındaki geçilebilecek yer
GELENİ : Gelincik
GELEP : Yün egirildikten sonra dök agacında dökülmüş hali
GELİN ABLA : Gelin
GENAZ : Sanırım,Gumanım
GEN DEYZE : yenge
GENNEŞME : Yorulunca veya uykudan uyanınca yapılan gerinme hareketi
GETLEK : Gırtlak
GETLEME : Yabani marul,bi çeşit ot
GEVREK : Yufka ekmegin sulanmamış hali
GIBAL : Sima
GICILAMA :Aşırı Hızlı hareket etme, 2 öfkeli hareket etme
GICITMA : Aşırı hızlı atma
GIFADAN : Habersizce, gizlice
GIĞ : Keçi koyun dışkısı...Gübre ve yakacak olarak kullanılır
GIKLIK : Davar kırkılan alet
GIMÇITMA : Az bişey söyleme,agzından kaçırma
GIMILTI : kıpırdama...gıpranma
GINCIRAT : Salıngaç
GIRAANLI : Bir sürü, çok
GIRAN : Ölet,..telef olma.toplu ölüm
GIREDE : Başkasına sinirlenmiş kimse
GIRKMA : Saçı veya koyunun yününü kısaltma kesme
GIRMA :1 tarlanın bir bölümü....2.işlem görmüş hayvan yemi.3...av tüfegi
GIT : 1 Az bulunan,az 2 Çelik oyununda çalınmaması gereken yer
GIRPINTI : dokumacılıkta halı iplerinin kesilmiş hali
GITEL : Katil
GITIR : Ara bozma,ara bozuculuk
GIPÇI : Çikmi,Agaçtan yaş çubuk
GIPDI : Cimri,eli sıkı
GIPIRDAMA : Hareket etme
GILÇIK : Bazı otların sararmış parçalarının çoraba takılmış hali
GINNAŞIK : ütüsüz..buruşuk..
GINNAP ÇALISI : İt çalısı...Bulaşık insan
GISKA : Küçük sogan
GISSILMA : Dar bi yere sıgmaya çalışma...büzüşüp sıkışma
GIVRAK : 1 Çok hareketli 2 sözünden dönen kıvıran
GIVRANMA : 1 Aşırı agrıdan yerinde duramama, 2 dolaşma
GIVRATMA : Yuvarlak
GIVRIŞIK : Dolanmis dolaşık
GIY : Kenar
GIYKIMSIZ : İşini hesaplamadan yapan kimse. üstünkörü
GIYLAMA : Kenara çekme..tek duruma getirme
GIZINMA : Isınma
GIZIŞMA : Birine sürekli sinirlenme.kızma
GİCİMİKLİ : Bulaşık,
GİDİŞME : Kaşınma bir yeri kaşınma
GOANMA : Gasalma..Övünme
GOCAYUMAK : Gocaogmak da denir.peynir ve ekmek ufagı hafif ıslatılarak yapılan yiyecek türü
GOCUK : Palto
GODAAL : Bırak gel
GODAZ : Kasalak.kendini begenmiş.ukala
GOLUCAK : Kola takılan bez yada deri parça
GOLAN : semer yada palanı eşege baglamak için kullanılan ipten örülme kemer
GONUR : Bir renk
GONURSU : Bir tür koku
GOPMA : koşma,Koşarak gelme
GORUCAK : Pekmez kaynatirken pekmezin icine dusen dal kül çöp benzeri yabanci maddeler
GORUK : Üzümün olmamış hali
GOSA : tırpan
GOŞAM : Bir tutan
GOYUN CİBİ : İç cep
GOYUYURMA : Bırakma,salıverme
GÖCEK : göceklenme, genelde köklenme, bir tane atılıp bir kaç tane olması
GÖDELEK : Şişman,kiloluca
GÖDEN : Karın
GÖDERME : Büyüme,genellikle karın ın büyümesi
GÖĞ : Bir renk,yeşile çalar bir renk
GÖĞERME : Yeşerme
GÖLEK : Su birikintisi
GÖLERME : Altını ıslatma
GÖLÜK : Merkep... Yüklü eşek
GÖMÜK : Yarı çamurlu su bataklık
GÖNEN : Bir çeşit ıslatma şekli..ıslak bayagı ıslak
GÖNLÜNDEN KOPMA : İçinden gelme
GÖPCÜME : İçinden gelme,,Gönlünden kopma
GÖPME : Çok fazla yeme,
GÖPÜL : çok yiyen karnı doymak bilmeyen
GÖREMEZ : Çig süte gevrek kırılarak yapılan yemek
GÖRENEKSİZ : Terbiyesiz,bir şey ögretilmemiş,aile terbiyesi almamış
GÖRESİ GELME : Özleme
GÖYNEK : gömlek
GÖZER : Büyük elek
GÖZLE : Bakar ol..takip et.. bekle
GÖZ DEGMESİ : Nazarı degme,Nazar
GUBARMA : Kuş yada tavugun tüyünü kabartması..insanında kabarması
GUBUZ : Böbürlenme
GUBÜR : Hayvan gübresi
GUCÜN : Zorlayarak,zoru zoruna
GUĞLEMPE : Yüksek, yüksekten
GULAKASMA : İnanma İtibar etme
GULEK : Bugday fasulye vs ölçüsü birimi...ortalama 33 kğ
GUMANIM : galiba,sanırım,genaz
GUANMA : Köpek kedi at ve eşegin yavrulaması
GUNNAYICI : hamile hayvan
GURAKSAMA : Bir yiyecege karşı aşırı özlem
GURDAMA : Karıştırma..kurdalama
GURK : Yavru çıkartmak isteyen veya yavrulamış tavuk
GURPEDEN : Birine aniden ve habersiz vurma
GURSAK : Mide
GURUCALI : Yavan katıksız
GURUBOŞUNA : Boşu boşuna
GUSKUN : Semer eşeğin sırtında iken öne kaymasını önleyen, hayvanın kuyruğu altından geçen kayış, urgan.
GUŞ LASTİGİ : Sapan
GUŞLUKLAYIN : Sabah karşı
GUYRUK ÖLÜSÜ : Bir tür zehirli böcek
GUZAY : Kuzey
GUZLAMA : Tavuk yumurtlamasi koyunun kuzulamasi
GUZUOGLAK : Ekşi bir ot.kuzukulagı
GÜCÜBELA : Çok zor...zorla..zorunan
GÜĞÜM : Aliminyum ve bakırdan yapılmış su kabı
GÜLBÜNDÜ :Kuş burnu
GÜLLAP : Kapı sürgüsü, menteşe.
GÜME GİTME : Arayı gitme.kim vurduya gitme.boştan yere telef olma
GÜNÜLEME : Kıskanma
GÜRDÜKME : Coşma...kudurma
GÜTME : İnek yada koyun otlatma.2 Takip etme
GÜVE : Halı veya giyecekleri yiyen bir tür böcek
GÜVEYİ : Damat
H
HACAT : Alet edevat..kullanılan malzeme.işe yarar parça
HACET : gereksinim..ihtiyaç
HAFTAN : Ahır hayvanlarının toplu şekilde yem yemesi için agaçtan yapılan yemleme kabı
HAK : Çobanın yılboyu otlattıgı koyunlardan 10/1 oranında aldıgı koyun
HAKKIRDAMA : Yüksek sesle gülme
HAKLAMA : Dayak atma.dövme
HALBİYSE : halbuki
HALKALI : Kötü çirkef insan..köpege benzetilen çirkin insan
HALLİTME : İşini görme.işi bitirme
HALVETER : un ve pekmez pişirilerek yapılan tatlı yiyecek
HAMAMLIK :Bonyoluk
HAMIRSAMAK : Uzun süredir yenmemiş bir şeyi canın çekmesi
HAMUT : Atı at arabasına baglamak için atın boynuna takılan deri oval büyük parça
HANGIRA :Neresi
HANGIRDA :Nerde
HANGIRDAMA :Çirkin bir şekilde Gülme
HAPPE : Çizgilerle oynanan bir oyunun taş parçası düz taş
HARAR : Büyük çuval
HAIM : Harman yeri
HASSEK : Hastalıklı veya gelişmemiş koyun
HASSIR YASSIR : Darmadagın olma
HAŞGAŞ : Yenilen kötü dayaktan sonraki vaziyet hal . Darmadagın
HAVI : Halveter,pekmez ve unla yapılan bir tatlı türü
HAVLİ : Avlu
HAYALLI : Kendi kendine hayaller kuran hayalle yaşayan
HAZAL :Kurumuş yaprak...gazel de deniyor
HAZLANMA : Hoşlanma
HEĞ : İçinde üzüm çekilen büyük sepet
HELEŞEM : Kalabalıkla yapılan Eglence
HERENİ : büyük yayvan bakır kazan
HELİK : Küçük taş parçaları
HELKİ : İnek sağmaya yarayan küçük kap
HEYEDEN YOGADAN KESİLME : Aşırı yorulma,yorgunluk
HIKSUMAK : İpe un serme...Kem küm
HILLI : dogru düzgün
HINAZA : Sinsi kötü niyetli
HINDIKMA : Kendi içinde üzülme strese girme
HIMBIL :Pısırık...
HIMKESTİ : İçinden pazarlıklı,karnı dar
HIR : Kavga gürültü
HIRBEŞER : Sagı solu belli olmamak..bir anı bir anını tutmamak
HIRTIBI : Tamamen
HIRTIL : Havuç
HIRTIŞLAMA : Kesmek için sürtme..Bıçagı aşagı yukarı sürme
HISIM : Dünür
HIŞ : Çok aşırı çok
HIŞLAN : Sarı..sap sarı
HIZMAT : Birine bir işi düşmesi,,yada birinin size işi düşmesi
HİNCİK : Şimdi
HİYERİ : Be beyav yahu
HİZEN : Evlerin damında kullanılan kalın agaç
HOHAA : İnek sürerken kullanılan kelime
HOMAK : Avuçlama.bir avucun alabildigi kadar
HONÇA : Koyunun kuzuladigini haber veren cobana verilen pekmezli helvali dürüm
HONDEVE : deve gibi uzun boylu
HONNUK : Bahçeye suyun giriş yaptıgı yer
HOPBEYZİR : Omuza alma,çocugu iki omuza oturtma şekli
HORÇ HEYBESİ : Çobanın azık koydugu heybe
HORHÖBELEK : Ortalıgın karışması
HOŞGİŞİ : Yalakalık. yaranmaya çalışma
HOYDANA : Kavak gibi uzun kimse
HOYDUR : Biçimsiz şekilde uzamış kimse
HOYMİNA: Uzun boylu (mumgecesi dedigimiz gün yaktıgımız kandille bu kelimeyi kullanırdık ) ( hoyminamina mina )
HÖA : Bakale.bak şuna.hala yapmıyor.veya yapıyor,gibi hafif kızma şekli
HÖĞELME : Diklenme,karşı gelme,kendinden büyüge direnme
HÖBEK : Yıgın,yakacak yıgını
HÖDÜKLENME : Huylanma,şüphelenme
HÖKKEM : Gasalak ,kendini begenmiş,ukala
HÖREKE : Halı tezgahı
HÖSDÜR: Uzun boylu,iyice uzamış
HÖST : Bir at sürme kelimesi
HÜSUSÜ : Kasten..Bilerek Özel
HÜLÜK : Tatlık kurmak için evin içine eşilen eşik
HÜNGÜRDEME : Aglama
I
IGRALAMA : Sallama
IGŞALAMA : Çırpma sallama
IHDI : Dulda,kuytu,rüzgar yagmur degmez yer
IHMANLI : Maharetli becerikli
IKMA: Çömelme..oturma
ILDIR ILDIR : Işıl ışıl.aydınlık
ILIŞLAMA : Karıştırma Sıcaga sogugu kötüye iyiyi katma
IMIK : Ilık, hafif sıcak
IMIRSIK : İşini yavaş yapan,mızıklı
IRBIK : İbrik plastikten su kabı genellikle abdest almada kullanılır
IRGAT : İşci.
IRIM GIRIM : Biri bi tarafta biri diger tarafta,birbirine uzak
IRIŞGAN : Birine karşı,kasten,bilerek,hüsusi
ISTAR : halı
İ
İBİBİK : Çavuş kuşu ..übbük de deniyor
İBİKLEME : Kurcalama,Voccuklama
İFRİT : Kötü koku
İKİCANLI : Hamile kadın
İGLEME : Aşırı usanma,bıkma
İHİYA : İşte burada
İLAĞENÇE : Legen
İL EKMEGİ : Sahur
İLEŞ : Kötü kokan hayvan ölüsü
İL İYİSİ : Başkalarına iyilik yapıp kendi ailesini önemsemeyen
İLİK : dügme dügme deligi de deniyor bazen
İMRENME : Bir şeyi görür görmez çok begenme,canı isteme,aşırı hoş
İN : bel.kayvanın kulagına konulan sahiplik işareti
İNCE SIZI : İnceden inceye çaktırmadan kötülük yapan kimse
İNCİRLEME : Oyunda ebeyi belirlemek için sayma
İNNELEME : Laf vurma,çok inceleme
İLBİZ : Ag örümcek agı
İLAŞİ : Ele karşı yapılan iş
İNGİL : Dananın boynuna baglanan ip
İNEME : Kulak kesip bel koyma..
İNİ : Kayın, kayınço
iPDA : Önce,evvel
İPİY : Bayagı
İREZLE : asma kilit baglanan demir toka
İSGEMİ : Tatlık kurmak için konulan masa
İSSIRAN : Spatula
İŞDA : İşte burda,burada
İŞGİLİK : Sucuk
İŞGİLLENME : Şüphelenme,iştahı kaçma
İŞDONU : İç çamaşırı,kilot
İŞLİK : Pijama gecedonu
İŞMAR : İşaret.işaret ederek harekete geçirme
İTEĞİ : Büyükçe savan,geniş örtü
İT BONCUGU : Eskiden nazar boncugu yerine çocuklara takılan deniz canlısı kemigi, ortası somun ekmek gibi yarık kemik
İVME : Acele etme
İYRETİ: Emaneten..saglam olmayan
İZBANDUT : İri yarı,kocaman kişi
İZBET : Zayıf, hastalıklı, sürüden ayırdedilmiş koyun vb. hayvanlar.
İZOZ : Kendini begenen kimse
J
K
KAKLAMA : Dograma.küçültme
KEK : elma armutun kesilerek kurutulmuşu
KARAOVLUK : Yenilebilen bir çeşit ot
KARDEN GELME : Gurbetten para kazanıp gelme
KAKİL : saç a şekil verme.saç şekli tarama şekli
KAKIRDAK : Hayvanın yaglarından yapılan kıkırdak yiyecek
KANAATİN OLSUN : İnan,güven,kanaaat et
KECİRE : İp sarmak için ipin takıldıgı agaç parça
KEÇENİŞ : Bir şeyin yumuşama hali
KEKRE : Bag ve tarlalarda biten bir ot
KELE : Uyuz..uyuzu çıkmış hayvan
KELER : Magara,in
KELİK : Ayakkabı
KEMÇİKLEME : Oyalanma.bir işi üstünkörü yapma
KENDİR : Ulak örme halat büyük ip.saglam urgan
KENNAY : inadına yapma
KELP : Çok yiyen doymak bilmeyen
KES : Samanın inek yedikten sonraki arta kalan kısmı
KERATA : Küçüklere sevgi ile söylenen bir sitem sözü:
KELP : bostanlarda her bir bölüm
KEREM İT : İnsaf et
KERME : katmanlaşmış, parçalara bölünmüş hayvan dışkısı
KERMEN : Elde yün egirmeye yarayan tahta alet
KERTİŞKELE : Kertenkele
KESGAAN : İyi kesen bıçak.. yırtıcı aşırı saldırgan köpek
KESİRİNDEN GELME : İnat yapma..damarına basma
KESSEK : Bag ve tarlalardaki elma büyüklügünde toprak
KESTELLİK : Halı dokuma işi bittiginde kutlamak için yapılan yiyecek
KETLEK : Gırtlak
KEŞ : bir tür peynir
KEŞLİ : Patavatsız..saçma sapan konuşan
KETLEZ : Hastalıklı kız çocugu
KETTİRİ : Zayıf işe yaramaz kız
KEVEN : Bir çeşit dikenli bitki.yakacak olarak kullanılır
KEVGİR : Sıvıları süzmek için kullanılan, delikli, genellikle yuvarlak biçimli mutfak kabı, süzgeç.
KEVKE : 2 Ye bölünmüş cevizin herbir bölümü
KIRI : Genç eşek
KISIR : Bulgur ve yeşillikle yapılan bir tür yemek
KİŞŞİK : İmece, ortaklaşa yapılan iş,bir işi beraber yapma genelde ekmek yapmak
KİPE : Hayvan midesi
KİRİŞ : Halı çizilen ip,,,taş evlerde aralara konulan agaç
KİRTERME : Soguktan donma, dişleri birbirine sürtme
KİRTİŞ : Çok,bayagı kalabalık,sık,
KİŞE: Tavuk kovalama kelimesi
KİŞNİŞ : Küçük taneli üzüm
KİTİLEME : Aşırı sinirlenme.burnundan soluma
KOKANA : Yaşlanmış gözden düşmüş
KONAK : Kepek
KÖFERE : Arının içine bal yagtıgı balmumu
KÖFTER : Pekmez ve unla yapılan bir çeşit tatlı
KÖKEN : Kavun karpuzun fasulyenin otu
KÖMELTİ : Karartı,doma
KÖMÜS : Kuyu ve sulama sularına bakan görevli
KÖPÜRME : Sinirden çatlama,aşırı sinirlenme
KÖREKEN : damat
KÖSSEGİ : Ocak karıştırılan siyahlaşmış sopa deynek
KÖSSÜKÖME : Köstebek
KÖSTEME : Hayvanların ayaklarını kaçmaması için birbirine baglama
KÖTEN : Pulluk
KULÜK : Küçük balyoz
KUSSÜK : Manivela
KUYMAK: Mısır unu tereyag ve penırle yapılan bir yiyecek türü
KÜLLE : Tandırın hava alması için açılan büyük delik
KÜLLEME : Üzümün hastalıklı hali
KÜLLÜ : İçine su konulan büyük küp
KÜLLÜK : Kül dökülen yer
KÜLLÜM : Tamamen, Tamamı
KÜNCÜ : Susam
KÜNDEKİ : Her günkü
KÜPECİK : Küçük küp
KÜREKGE : Gelberi,bir çeşit kar küregi
KÜRELEME : Kovalama,kovma
KÜREM : Bir tutam,,2. çok,kalabalık
KÜT: Eli veya ayagı olmayan.yada kesilmiş olan
L
LAF EBESİ : Hazır cevap,altta kalmayan,cevabı yapıştıran
LAMBUR LUMBUR : Dengesiz yürüme şekli.. dengesiz konuşma
LAVGAR : Geveze, boşboğaz.her söze karışan kişi
LEF : Çok pişmiş
LENGERİ : Geniş yayvan tabak
LODA : Höbek gibi,depo,yakacak koyma yeri,erzak koyma yeri
LÖKÜS : Eski tip aydınlatıcı
LÖLÜBOGAZ: Goca bogaz..Bir şeyi hızlı ve biçimsiz yiyen
LÖMP : Agır çekimde yürüyormuş gibi bir çeşit yürüme lömp lömp
LÖYLÜM : Portakal
M
MAARİMSE : Megerse
MACAR : Yikanmamis yuzdeki kir.yuz kiri
MACCA : Pasak kir
MAĞSUZ : Hususi..bilerek..kasten 2.. yalancıktan
MAK TANASI : Fazla gelişmemiş dana,sürekli bir insana bakar
MALTIZ : Bacalı mangal
MALA : Bulaşık bezi
MAL GELİNİ : gelincik
MAN : şaşırma ünlemi
MANE VERME : Bahane verme,begenmeme
MANKAFA : Kalın kafalı laf anlamaz beynine laf girmez
MANTI : Sapsız eski bıçak
MATAK : Kendini naza çekme.magrurlanma
MAVAL : Yalan
MAVZER : Kırıkkale olarak bilinen tüfek
MAVZER YAGI : Vazelin
MAYDA : Yiyeceklerin tümü..yemek
MAYHA : Rezil
MAYIL MAYIL : Bir bakma şekli,masum bir bakış
MAZARAT : Zararlı..yaramaz cocuk
MAZI: Meşe ağacı ve meyvesi.
MAZLIM: Mülayim.yaramazlık yapmayan
MELLEŞ : Yorgunluktan uğuşma
MERKEP : Eşek
MESME : Önemsememe,galeye almama
MEST : Çorabın üstüne ayakkabının içine giyilen deriden çorap
MEŞKEF : Pasak kir
MET : Çelik çomak oyununda çeligin altına konulan her bir taş
METEL : Masal
MEVGI : Mevki,bölge
MEYDURAN : Merdiven
MEYMENETSİZ : Suratsız..surat asan. suratı asık
MEZELENME : Söylenen bir şeyi alaycı bir şekilde tekrarlama
MEZURA : Bez metre
MIHLI : Büyürken hastalık kapmış kavun karpuz
MIK : Mıh çivi
MIKLANMA : Uyuma
MIMBAL : ucu demirli tahta genelde eşek sürmede kullanılır.
MINGIR : Para
MIRIK : Surat cehre...... tarla topragının sel ile giden çamuru
MISIRGA : Hindi culluk
MISMIL : Helal kesilmiş hayvan
MIŞK ETME : Heves etme.heveslenme özenme
MITDIRDAMA : Ortada iş yapmadan dolaşan avare
MITIR : Cimri
MITMIT : Aceleci yerinde duramayan
MIYMINTI : İnsanın sabrını tüketecek derecede yavaş iş gören
MIYMIY : Mızmız sinekli kimse
MIZIKLANMA : Oyalanma..işi agırdan alma
MIZMIZ : Yavaş..pısırık
MİLİZ : Bal arısı
MİLLENME : Uyuma
MİLLEMİCİR : Evin dagınık olma hali,darmadagın
MİNTAN : Gömlek
MİSKİN : Aciz zavallı garip uyuşuk gibi anlamları var
MİTİL : Yatak yorgan
MUCUK : Küçük yuvarlak, taşla ve düz taşla oynanan bi çeşit oyun
MUDARA : Muhtaç olma.muhtaçlık
MUKAAT : Sahip olma.sahip çıkma
MUŞGULA : sümeydiye.kabala.boşu boşuna
MUŞGÜL : İşi düşme
MUŞULAMA :Bir şey yerken yada nefes alırken çıkarılan yogun ses
MUSALLAT : Basa bela.bas belasi
MUSAKKA : Karpuz kabugundan yapılan yemek
MUZAYKA : üzüntü sıkıntı.
MUZU : Başa bela.baş belası:sürekli bela
MÜNACAAT : Müracaat.bir işi düşme muşkül
MÜRDÜMÜNE : Boşu boşuna. beyhude
MÜS : Agaçların dalında ve dibinde türeyen yapışkan sakız türü madde
MÜZÜMSÜZ : Gereksiz işler yapan.gereksiz konuşan
N
NAAKIT : Ne zaman
NALÇI : kullanılabilir Düz taş
NANE MULLA : Süs biberi, sosyetik
NARGINA İRME : Bozma.hallitme.
NAŞTAHLI : İştahlı neşeli kimse
NAVRIYAZ : Kökü yenen daglarda yetişen bir çeşit bitki
NEBİYİM : Nerden bileyim.bilmiyorum
NECASET : Pislik...inatcı çirkef çocuklarada denir
NEZANIM : Güzelim.kaliteli iyi
NİKAH : Yufka ekmek yazma işi bitince yazıcıların her birine verilen 5 er adet bükülmüş yufka ekmek
NİKBET : Necaset,Bulaşık kimse
NOGRÜN : Napıyorsun
NOGRÜYÜM : Napıyım
O
OĞ : Bir seslenme ünlemi
OHLAZ : Kasalak.hökkem.kendini begenmiş.ukala
OHMATSIZ : gözü doymayan.çok yiyen
OKCE : Topuk
OK İTME: İyi yapmışsın
ONDAN GİLLİ : Sonra
OSKİSLEME : Bir köpege saldırması için verilen komut
OVMA: Hamur ve sütle yapılan bir çorba
OYULGAMA : İğne iplik ile elde dikme,dikiş şekli
Ö
ÖDÜ SITMA : Korkma çok korkma
ÖĞENDİRE : Uzun sopalı mimbal
ÖĞREK : Grup...keklik sürüsü...sürü
ÖGÜME : Kusmaya çalışma
ÖGÜRSEK : Kızgınlaşmış inek
ÖĞKELENME : Kızma.kızarak fırçalama
ÖLEĞ : Bataklık yer
ÖLET : Gıran....toplu ölümlere sebep olan hastalık
ÖLLÜYÜN KÖRÜ : Öfkelenince söylenen bir kelime.
ÖNESE: Avlanmak için saklanılan yer
ÖNMEK : Nişan almak.takip etmek
ÖNNEK : 1 surat. 2..marifet...
ÖREN : Yıkık viran
ÖRME : Elde örülmüş kalın ip
ÖRMEZ : Bir çeşit dikenli bitki.eskiden damlara konurdu
ÖRÜ : Genelde davarcıların koyunları gece yemlemeleri.gece yemegi
ÖRÜLME : Birine yada bi yere sıkıca sarılma
ÖŞÜR EŞŞEGİ : Kalabalık Gelme
ÖTEBERİ : Gar garsamba.alet edevat..malzeme..mal mülk.yiyecek
ÖZENME : Bir şeyi canı isteme..imrenme hoşuna gitme
ÖYCELEME : Elleri birbirine sürtme...bir masaj şekli
P
PAKLA : Fasulye
PAKIRCAK : Topraktan yapılmış yemek tenceresi
PALAN : Eşegi semeri
PALANLI : Çok giyinen.üst üste çirkin bir şekilde giyinen
PALASPANDIRAS : Alel acele
PALAZ : Bezlerden dokunma halı
PALAZIMA : Dengesiz koşma
PALAZLANMA : Durumu düzeltme.biti kanlanma..paralanma
PALİ : Köpek bakımsız sokak köpegi
PANAVUE EŞEGİ : Panayır eşegi
PANGURUT : Para
PANUS : Eşek yük eşegi
PARÇ : Maşrapa
PARÇAPİNÇİK : Param parca darmadagin
PARPILAMA : Koyunları kısırlaştırma işlemi
PAPARA : Köyümüzün en meşhur yemeklerinden biri.domates sogan ve yumurta ile yapılır
PASAKLI : pis kirli
PAVKURMA : Ateş püskürme...çok sinirlenme. sinirden saga sola çatma
PAZEN : Bir çeşit kumaş
PEL PEL : Bir bakma şekli...garip garip bakma
PELEZİME : Sakarca koşma şekli
PENES : Altın..yuvarlak altın
PENS : Çivinin ıslak zemine saplanmasıyla oynanan bir oyun şekli
PERAĞANTE : Aynı çobana davar katan yayla ahalisi veya halkı
PESTİL : Yorgunluktan yıgılıp kalma...aşırı yorulma
PIRADAN : Bir kuşun aniden uçması. Ani olan sey
PIRTI : Kumaş örtü, düğünden önce kız ve oğlan evinin yaptığı alışveriş
PISMA : Korkup saklanma
PISIRIK : Çekingen.utangaç
PİLME PİRİŞAN : Perişan olma durumu....evi dagıtma.ortalıgı dagıtma
PİNDAR : Bir seyi begenmeme Seçici olma. (Yemek secme gibi)
PİRŞEMBE : Yenen bir tür bitki daglardan toplanır
PİŞKİR : Havlu
PİYGAM : Haber salma..söylemek istedigi lafı başka biriyle yollama
PİYNİLLEME : Emzikli bebegin kusması
PÖKÜS : Yumruk
PORUK : Bir tür dikenli bitki
PÖÇ : Kuyruk sokumu
PÖRSÜME : Kurumaya dönme..suyu çekilme
PÖRÜŞME : Kurumaya dönme..suyu çekilme
POSUTMA : Sigara içip dumanını savurma
PÖTLEK : Bir göz şekli.....
PUNDUNA GETİRME : Ortamını bulma...tongaya düşürme..denk getirme
PUNNAT : Bir avuç
PUNTAK : Agacın küçük dalları
PUSGÜT : Bisküvi
PÜR : Ocak soba veya tandir yakarrken kullanilan tuutturacak
PÜRÇEK : saçın yazmanın altından çıkan bir bölümü, kakil
PÜTLEK : Yükün bir bölümünün ortadan istem dışı çıkması
S
SABISI : Sahibi
SADEYAG : Hakiki tereyagı
SAÇAKLI :Dagınık ,derli toplu olmayan kimse
SAÇGI : Tandır yada ocakta yakılan yakacak..hayvan gübresinden elde edilen küçük yakacak
SAHIN : İçinde yemek yenen bakır,aliminyüm,yda porselen kap
SAKAMETLİK: Aksilik terslik..zararlık..kaza çıkarma
SAKIRGA : Kenenin küçügü
SAKI : Ceket
SALAVATSIZ : Tipsiz,suratsız .yakışıksız
SALIK : Haber
SATLICAN : Üşüyünce yakalanılan bir tür hastalık
SAMARIK : Hastalıklı gibi, yorgun bitkin gibi.kandırılmaya elverişli
SAMIRDANMA : Uykuda konuşma....Agzının içinden konuşma
SAN : Su kaplarının içine yosun tutması
SANITMA : Sessiz durma agzını ayırma smile ifade simgesi boş boş bekleme
SARKITMA : Bir yiyecegi başka birine göstere göstere yeme
SAÇMA : Bir yakacak türü.inke gübresinden yakacak
SAVADINI SALLAMA : Morali bozulma.iştahı kaçma
SAVAK : Aptal, şaşkın. 2.Sakar.salak
SAVAN : Büyük yayvan örtü
SAVMA : Baştan atma,yollama gönderme
SAVRAN : Beceriksiz, dağınık, savruk.
SAVSATA : Saf,safca,safca hareket eden
SAVURMA : Atma
SAVUŞTURMA : Ugurlama
SEĞİT : Koş Koşma
SEĞLİ : Şap
SEĞRİME : Gözün titremesi
SEHİM : Pay.üleş
SEKMEK : Merdiven
SEKTE : Yufka ekmek yaparken tahtanın altına konulan eski yastık
SELEVİR : İçinde toprak gübre vs taşınan,hasır
SIDIRMA : Yumurta kırma
SIKINMA : Eşkili şepe ile dürüm dürünme
SINAR : Akran arkadaş yaren
SINDI : Halı kesme makası....bitkinin büyürken bir yere tutundugu kolu
SINIKCI : Kırık saran kimse
SINNAŞMA : Yamrışma bulaşma yakınlaşma
SIRACALI : Yaramaz çocuk
SIRÇA : 2 Kulplu küpten küçük küpecik
SIRÇANTÜYÜ : Bir tür renk..griye yakın renk
SITKINI SIYIRMA : Soguma.artık sevmeme
SIYIRMA : Genellikle eşeklere yedirilen dikenli bir tür bitki
SIZGIT : Kıkırdagın eritilip sogutulmuşu
SIZMA : yüksek yerlerde bir aralıktan akan su.içme suyu,kaynak suyu
SİLİK : Kişiliksiz,kendine güveni olmayan kimse
SİNATLIK : Yemek sinisini yükseltmek için altına konan agaç veya demirden yapılmış madde
SİNCE :Yüz surat
SİNECEN : İçinden pazarlıklı,karnı dar kimse Hilekar.düzenbaz.3 kagıtcı
SİNEKLENME : Oyalanma vakit gecirme
SİNEKLİ : Bir işi çok geç yapan,mızıklı kimse
SİNGİL : Sinsi.
SİNME : Saklanma
SİTİL : domates biber bitkisinin küçük hali
SİPLEME : Çiviyi isabetli şekilde batırma
SİVSİ : Düdük yapmaya yarayan agaç dalı
SİVTİNME : Vakit geçirme amaçlı oyalanma
SİY : Çizgi
SOGULMA : Sütten kesilme
SOKUM : Lokma
SOKRANMA : Söylenme
SOMRUK : Kuru üzümün yazmaya sarılarak bebeklere emzik olarak verilmesi...bunu emen çocuklar pekmezi çok sever
SOKURDANMA : Agzının içinden söylenme,sitem etme
SOMURMA : İştahlı bir şekilde su içme.İçe çekme..2..öpme şekli
SOMUTMA : Suratını asıp oturma..surat asma
SOYKA : Ölü elbisesi
SÖĞME : Küfr etme
SÖGÜRME : Bir tür yemek.et ile yapılan bir tür yemek türü Niğde nin
SÖĞÜŞLEME : Kandırarark parayı alma.çarpma.tokatlama
SÖKÜN : Bir yere hücum etme.orada birikme.toplanma oraya gitme
SÖMEK : Çıkrıkta egirilmiş ip yumagı.
SÖVE : Kapı kenarlarına çamurdan yapılan sıva
SÖYPÜME : Uzama gelişme.boy atma
SUÇUKMA : Suclanma. Sucunu anlayip pısıkma. Sinme
SUGDU : Sinci.karnından pazarlıklı insan
SUSA : Asfalt yol
SUVARMA : Sulama su verme
SÜDE ÇALACAK : Bir kaşık yogurt...maya olarak kullanmak amaçlı yogurt
SÜMEYDİYE : Gabala.boş.boşuna
SÜMKÜRME : Kuvvetli bir şekilde burnunu silme
SÜNAALMA : Uyuya kalma.istem dışı yorgunluktan uyuma
SÜNEPE : Halsiz..cansız cılız boş gezen
SÜNGÜ : Bir çeşit kelek acur
SÜNME : Uzama.boylanma
SÜPRÜNTÜ : Zibil pislik
SÜREKSİZ : akılsız
SÜRGÜN : Uzamış Agaç dalı
SÜTLEGEN : Bazı bitkileri kesince çıkan süt
SÜYME : Çıkrıkla egrilmek için sarılarak hazırlanmış yün
Ş
ŞAABI : Bir üzüm türü
ŞABLA : Yakacak olarakda kullanılan bir çeşit bitki
ŞALAK : Olmaya yakın karpuz
ŞAPILAMA : Koşma,aniden hızlı koşma dengesiz koşma
ŞAPIRDAMA : Birşey yerken yada sudan geçerken çıkarılan ses
ŞAPLAK : Tokat
ŞARAPANA : İçinde üzüm çiynenen büyükçe tahta havuz
ŞAŞINMA : Umursamadan oyalanma
ŞATAF : Bagların bozulma vakti gelmesine ragmen olgunlaşmamış üzüm
ŞATAFAT : Gösteriş fiyaka
ŞATAFLAMA : Övme, ballandırma
ŞELEK : keven sıyırma bugday vs nin taşınabilecek kadarı.İnsan yükü
ŞELPENEK : Etin ince zarolan bölümü..
ŞEPE : Yufka ekmegin küçügü dürümlük olanı
ŞERBET : Nişan..
ŞIRA : Üzüm suyu
ŞIRK İTME : Sanki yapmış gibi bir durum.aslında yapamama
ŞİFEYDEN : Gizli gizli
ŞİKİRSİZ : Sevimsiz, kılıksız, yakışıksız.çirkin
ŞİRAZEDEN ÇIKARMA : sinirlendirme, Çileden çıkarma
ŞİR : bitkilere düşen bir çeşit böcekli hastalık
ŞİP ŞİP : Bir tür çocuk ayakkabısı
ŞİPCİ : Bir şeyi yemeden içmeden başkasına söyleme, yetiştirme
ŞİPİDİK : Terlik smile ifade simgesi
ŞİPLEME : Anında laf taşıma,yetiştirme hemen deme
ŞİRİT : Bir çeşit parazit
ŞİŞEK :Genç koyun
ŞİŞGİN : Sonradan görüp gerinme...zenginlikten dolayı kendini begenme
ŞİYİTME : Bişey yapma
ŞU GEÇE : Yan, taraf
ŞU YANNI : Buda yann taraf
T
TABANSIZ : temelsiz..çürük...2.. korkak
TAKKE : Halk oyununda başa takılan halka
TALBA : İçinde bazı götürülen demir tepsi.2. def...3..seyyar araba
TALVAR : Bir agacın etrafını çevreleyen.agaçtan bannakcak
TAĞADAN : Sonuna kadar açık.
TANDIR : Üzerine sac konarak ekmek yapılan büyükce ocak
TAPADAN : Aniden
TAPAN : Tarla düzeltmek için traktörün arkasına baglanan kalas
TAPILDAMA : Hoşuna gitmeyen bir durum karşısında yürüme şekli
TAPIŞLAMA : Tokatlama.dövme.dayak atma
TASLAMA : Gözetleme
TAS : Peş.peşimden,peşinden
TATAR : Asbuzunun ekmegi
TATAVI : Eli ayagı birbirine karışan
TATİŞ :Kekeme
TATLIK : Evin ortasında ısınma yeri
TAVATIR : güzel..iyi..hoş
TAVŞILTI : Kuru gürültü
TAZE ÇOCUK : Yeni dogmuş çocuk
TEBELLEŞ : Baş belası..muzu.birine sürekli sıkıntı verm
TEBERİK : Atadan kalma,Aileden kalan miraz harici eşya Vs
TECEME : İdareten tamir etme..uydurup ayarlama
TEÇ : Dana sürme şekli
TEHLE : Dikkat et,,kolla..bir bölgeni koruma
TELEME : Az pişmiş yumurta.rafadan
TELİS : Torba..içine sogan patates konulan naylon ipten yapılan torba
TELLAL : Anons ilan.
TERS : Gübre
TETİR : Cevizin yeşil kabgunun verdigi renk
TEVEK : Yeni çıkmış taze bag yapragı,bag yapragının ucu tazesi
TEVĞE : Dengesiz.sakar dikkatsiz
TEYDAA : Aha.işte orada
TEZEK : İnek dışkısından elde edilen yakacak
TIĞADAN : Bir şeyin hızlıca geçmesi.
TINLAMA : Önemsememe
TIGINA SAYMAMA : Duymamazlıktan gelme.önem vermeme.aldırış etmeme
TIK DOLU : Agzına kadar dolu
TIKI : Yaşı büyük, bedeni az gelişmiş, akıllı çocuk
TIPIŞLAMA :Övme,,,Övme gaz verme anlamında yavaş yavaş vurma..Çocugun gaz çıkarması için yavaşca vurma
TIRIP : Çok.aşırı çok
TIRTIKLAMA : Öyle böyle kendine geçirme.aşırma çalma
TISBIK : Baş parmak ile orta parmak ile vurma şekli
TISBIKLI : Özenli giyinen, titiz, temiz
TIZIK :Koş
TİNGİLDEME : Koşmayla yürüme arası,
TİNTİN : Dinç, canlı, hızlı, aceleci, çabuk sinirlenen
TİKİ :Sıkı.sıkıca baglama anlamında..tikile
TİRKİ : Derin bakır tepsi.bakır legen
TOKLU : Genç koyun
TOKUÇ : çamaşır yıkarken çamaşıra vurulan kalın agaç parçası
TOKUŞMA : Kafaların çarpışması
TOL : Tarlaların arasındaki küçük ince yol
TOMBULCAK : Gelincik çiçegi.bir çeşit ot
TONGA : Tuzak
TOMAİL : Araba
TOSBAGI : Kaplumbagı tosbagı
TÖNGE : Tırpancıların ekini ayaklarıyla toplarken kullandıkları çapraz şekilde baglanmış ot
TÖNGÜLDEK : Büyük koyun çan ı
TUMAN : Pantolon....kıspet
TUTURUK : Kömürü yada sobayı ocagı tutuşturmaya yarayan agaç parçacıkları
TÜLEK : Uyanık gözü açık
TÜTSÜ : Nazarı savması için yapılan duman
U
UÇKUR : Donun bele bağlanmasını sağlayan ip yada lastik
UGUNMA : Şiddetli agrı karşısında kıvranma şekli
UĞRA : Yufka ekmek yazarken yufkaya atılan un
UĞRUN :Saklı gizli
ULAK : Halat.örme.urgan kalın ip
ULGUN : Salkım sacak giyinen,,deli gibi gezen kimse
URGAN : Halat.örme.ulak kalın ip
ULU BAZAR : Salı
ULUMA : 1. Köpegin ezan okunurken çıkardıgı ses.2 kurt sesi
UMMA : Verilmesi beklenen birşey..canı isteyerek bekleme.'2 şaşırma
URBA : Elbise
URUP : Tarımda ölçü birimi yaklaşık 8 kğ
USUL : Yavaş
UŞKUREVİ : Don ya da şalvarın bele gelen kısmına lastik geçirmek için yapılan yer
UYKU SEMESİ : Uykudan yeni uyanmış insan hali
UYUŞUK : Çönge..agır çok yavaş.behtemsiz kimse
Ü
ÜGRÜNME : Topragın azar azar kayma şekli
ÜLEŞME : paylaşma
ÜLÜSÜN : Gelenek görenek adet
ÜMÜGÜ ÖTME: Yokluktan açlıktan perişan olmak
ÜMMÜK : Gırtlak bogaz
ÜPBÜK : İbibik kuşu
ÜRTME : Kandırararak alma.Yada oyunda kazanıp alma
ÜSDE : Degiş tokuşta fazladan verilen mal yada para
ÜSDELEME : ısrar etme
ÜYÜTLEME : İçinden seçme..iyilerini alıverme
ÜZLÜK :Topraktan yapılma küçük küpecik içinde yemek pişirilir
ÜZÜMLÜ : Üzümle yapılan et yemegi..dügün yemegi
V
VAKDIKAN : Zamanı iken,tam zamanındayken
VALLI : Durumu iyi zengin
VANVAY : 9 Tabaklı tohum ekme aracı
VELESBİT : Bisiklet
VELLEYLİ : İşin özü...işin aslı
VELVELE : Ortaligi ayaga kaldirma.
VESAİT : Araba Taşıt araç
VICIRIK : Çok var..çok fazla var
VICITMA : Hızlı atma. fıldırma
VITDIRIVIZIK : Olmadık yere.yalandan
VIZIKVILI : Muhallebi
Y
YABA : Büyük dirgen.ucu tırnaklı saman yükleme aleti
YADIRGAMA : Tuhafına gitme garip bir durum
YAĞAR : Sakar insan
YAGIR : Kir pislik
YAGLI : Yufka ekmegin yaglanmış hali
YAGLI UFAK : Köy ekmeginin yagda kızartılarak yumurta ile karışımı ymk
YAHİYAREDEN : Yarabbim..bir hındıkma şekli
YALAK : ahırlarda hayvanların yem yemesi için duvarın içine dogru yapılan yer
YALLUS : Obur ne bulursa yiyen,aç gözlü
YAMALIK : Yama,genellikle giysilerin yırtıklarına yapılan ek
YAMRILMA : Yan gelme,yana dönme rahat oturma
YANAL : Olgunlaşmaya yakın elma
YANAŞIK : Ortak
YANGABAZ : Yaramaz çocuk
YANIKMA : Derdini dökme
YANTİRİ : Egri,yan yürüyen kişi
YAPIŞMA : Tutunma...sıkıca tutma
YAPMA : inek dışkısının taşta kurutulmasıyla elde edilen yakacak
YAR : Uçurum
YASAN : Kastettigim sensin.kastım,niyetimdeki
YASLAMA : Dövme dayak atma,bir yere kıstırma
YASSI : yatık.yanlamasına düz
YASSIR : Küçük kene
YAV :Yahu
YAVAN: Kuru, katıksız boş
YAVSI : Kene yavrusu
YAYMA : Serme
YAYNIKMA : Yerinden yuvasından uzaklaşma...soguma...tedirgin olma
YAYILMA : Geniş şekilde yatma
YAZAR : Genaz gümanım.galiba heralde yani
YAZMA : Tülbent örtü kadınların başına örttügü örtü
YIGILAGALMA : Yorgunluktan bitap düşme
YIKIK : Yıkılmış yer virane
YILGIN : Usanmış..2. tüfek sesinden korkmuş köpek
YILIKGAN : gevşek.yalama olmuş
YİL ELEGİ : Aceleci,yerinde durmayan
YİMLİK : Yenilebilen bir çeşit ot
YİNLİ :Hafif
YİNLİ TEZEK : Uçarı uçar akıllı,Oturaklı olmayan kişi
YİRİK : Yilinmiş.diklemesine bölünmüş.insan vücudundaki yarık
YOBAZ : Görgüsüz
YOGA : Anne babaya asi.itaatsiz kimse
YONGA : Kesilen, yontulan veya rendelenen bir şeyden çıkan parça, kamga:
YORDAM : Yol yordam.iş bilirlik.
YORGUN : Erincek,,iş yapmayan.daha iş yapmadan yorulmuş kimse
YOLAK : patika yol...dag yolu
YOLUK : Parasız,züğürt
YOZ SIGIRI : Verimsiz inek
YÖNDEMSİZ :Çirkin,fiziki çirkinlik
YÖNNEŞTİRME : Bayagı yoluna koyma,Eviştirme
YÖRÜKGEN : İyi yürüyen at veya eşek
YUUGGGG : Seslenme ünlemi
YUKA : İnce
YUMA : Yıkama
YUMUŞ : Buyruk emir verme.iş buyurma
YUNAK : Hamam..banyo
YÜKLÜK : Yatak yorgan konan yer
YÜGRÜK : şişkinlikle beliren bir hastalık.
YÜKLÜ : Hamile kadın ,,ıkı canlı kadın
YÜZ DAİM : Sürekli her zaman
YÜZE DURMA : Olsa verirdim,olsa yok demezdim
YÜZELLİK : Kokusu hoş bir bitki
YÜZÜNGUYLU : Yüz üstü
Z
ZAAR : Galiba.sanırım
ZALIM : Güzelim.nezanım
ZANNIMCA : Sanırım, sanırsam
ZARİNNE : Çatal iğne
ZEBELLAH : Çok büyük,,iri dev gibi insan adam
ZELZELE : deprem
ZEMBEREK : Köy kapılarında kapatma açma düzenegi
ZEMHERİ : Karakış...aşırı soguklar
ZERADEN : Çok küçük..zerre parçası kadar.. azıcık
ZIGARMA : Karşı gelme..itiraz etme
ZIBARMA : Uyuma
ZIKKIMIN PERKİ : Zehir ..beddua şekli..zehirin katı yeri
ZIKKIMLANMA : Yeme,karnını doyurma
ZIKLANMA : yeme,karnını doyurma
ZINK ALMA : Bir yere yada bir şeye arkası boş iken vurma
ZIMBIK : Yumruk
ZIPPIRDAMA : Genellikle damda ayakla yapılan gürültü..gürültülü oyun
ZIRINCIMA : Acıkma
ZIRKADAN : Genellikle sırtta vurulunca çıkan bir ses
ZIRTAPOZ : Cahil..
ZIVANADAN ÇIKMA : Çok sinirlenme
ZIYKIR : Takı,,kolye türü takı
ZIYMA : Kayma kayak yapma,ayagı kayma
ZIYRINCAK : Kayma yeri kızak
ZİBİL : süprüntü pislik
ZİFİRİ KARANLIK : Aşırı karanlık çok karanlık göz gözü görmüyor
ZİYANLIK : Zarar verme, zarar
ZİYÇELİN KÖSTEGİ : Baştan atma..baştan savma
ZOLLU : İyi, güzel, çok iyi süper
ZOMP : Küçük balyoz
ZORUNSUMA : Bir işi yapmaya üşenme,gücüne gitme
ZÖBER : Büyük
ZÖHÜR : İl ekmeği,sahur
ZÖLLEME : Sesin gelişmesi,erkek sesi
ZUĞMA :Zuvakla damın topragını pekiştirme akmasını engelleme
ZUVAK : Dam topragını sıkıştırmak için damda gezdirilen taştan yapılma agır silindir
Bu kelimelerin hepsini bizde kullaniyoruz,aslimizin bordan geldigi soyleniyor,koyun adi kizil kaya, kaya ismi gecen koylerin kayi oldugu soyleniyor dogrumu aceba?
YanıtlaSil