Sanal alemde arıcılıga başlayalı yaklaşık 4 yıl oluyor. İlk başlarda yabancı sitelerdeki çok katlı kovanlara bakıp hep hayretle izledik. Neden böyle güçlü arılarla çalışıyorlardı, neden biz zayıf arılara mahkumduk, bir sürü soru işaretleri. Bu resimler Mehmet Yüksel'in blogundan alınmıştır.
Daha sonra ise Mehmet Yüksel'e tanıştık. Bize göre çok güçlü kovanlarla çalışıyordu. Ülkemize çok önemli bilgileri, hatta bir ülkenin arıcılık kültürünü aktardı diyebilirim. Bu kültür çok önemliydi, bilim adamlarımızın yapamadıgını onun sayesinde çözdük. Bilim adamı der bahar balı alamıyoruz, neden alamıyoruz, arıza nerede çözüm yok sadece kuru söylem vardır bizim bilimcilerde. Bilimcilerimiz yılar öncesinde kalmış teknikleri hala yeniymiş gibi arıcılara gazlar, derki iki kovan arınız varsa yüksek verim alabilmek için birisini köstekle. Yıllardır 80 binlik nufuslu kovanlar oluşturmaya çalıştık. Yav hadi biz gidip yurt dışını göremiyoruz, bilimciler bir yolunu bulup devlettende harcırah alıp,beleşe bir çok toplantılara, kongrelere katılır. Bunlar hiçmi kafa yormadılar hiçmi düşünmediler bu arılar nasıl bu güçte her mevsim durabiliyor diye. Resimdeki arılar şu ana kadar üç kez sagım geçirdi, hala 20 çıtadalar. Böyle arılarımız olsa ne kaybederiz, olaya birde bu açıdan bakın, hiç bir şey yapmıyorsunuz, son hasattan sonra varrova mücadelesi ve 1-2 ay kış arıları için kekleniyor sonrasında ne kadar ihtiyacı varsa eylülde yükle bir daha bahara kadar kovanlara el sürme olay bu.
Birde bizim ameleliklere bir bakalım. Yav yıl boyu 12 ay, arıyla ugraşıp duruyoruz ondan al ötekine ver, birde bu hamballıklar yapılırken biz en iyisini yaparız havaları var. Ortada bu görüntüler varken hala bu iş olmaz diyenler var. Hem 80 binlik kovan oluşturmaya çalış çabala sonrada sağ elinle sol kulagı arkadan tutmaya uğraş dur.
Tekrar başlıktaki konuya dönecek olursak arıcılıkta ırk çok önemli. Bahar balını kaçırmamızdaki en büyük neden kafkas arısıyla çalışmamızdan kaynaklanıyor. Daha önce bu konuyu yazdım. Kafkasın Türkiyedeki söz sahibi, Ahmet İnci diyorki bu arı yaz ortasında nufusunu doruga çıkarır. Bahar gelip geçmiş bizim arımız yaz ortasında nufus dorukta. Bu linkte Ahmet incinin kitabından bölümler yayınladım kaçıranlar tekrar okuyabilir. Kafkas kötümü ıslah edildiginde neler yapıyor onuda yazdım aşagıda.http://bengittim.blogspot.com/2009/06/hwsap-kitap-isleri-ve-irklarin-farklari.html
Bu karniyol arısı ülkemiz arıcılıgını yukarlara taşıyacaktır. Arı hiç desteksiz devamlı 20 çıta üstünde duruyor. Hatta Mehmet Yüksel bazı kovanlardan bölme yaptı. Yazın en düşük 20, nektar zamanları 40 çıtaya çıkabilen bir arı oğul egilimide sıfıra yakın. Ülkemizde öyle güzel bir iklim varki, şubatta başlayan bahar, temmuz ayı gelmesine ragmen baharı zor bitiririz ülke olarak.Böyle bir iklimde neden yavaş gelişen arı tercih edilir anlamak mümkün degil. Bunu savunanların çoguda karniyolu bilmeden kötülemekte, avrupanın kısacık ikliminde bahar balını kaçırmayan arı bizde çok bilenlere göre en kötü arıdır. Ülkemizde her türlü anaarı üretilmekte. Hiç birisine ses çıkarmayanlar karniyol arısı denilince neden deli olur anlayamıyorum.
Ülkemizde ülkemizin arısı olmayan italyan arısı bayagı yaygın kimseden ses yok. Papaz arısı üretmek imkansız herkes papaz arısı üretiyor, onlarada kimse gıkını çıkaramıyor. Pazaz yada diger adı buckfast arısı, üretebilmek için ya izole bölge yada süni dölleme gerekiyor. Bu ikiside yeterli degil, papaz hangi ırkları sırayla nasıl karıştırdı onlarıda bilmek lazım. Bunlar imkansız ama bizde bucfakst arısı üretilir. Kafkas zaten milli arı, bizden başka hangi milletler safını yada F1 kullanıyor bilmiyorum. Kafkasın Amerika dört hat hibritini üretmiş %200 verim artışı sağlıyor. Bizde ise tüm ırklar ya melez yada saf işlenmemiş olarak kullanılmaktadır.Karniyol arısı bu ülkenin temel 5 ırk arısıdan biridir. Bu arıya niçin karşı çıkılmakta, yada karşı çıkanlar nasıl kıvıracak onu merak etmekteyim.
Toplam üç hasat geçirmiş karniyol arılarının gücü. Hala 20 çıtadalar, ve 20 çıtadan geriye düşmesinler diye şu an kek verildi bu güçteki arılara. Biz arıcılık yaparken ezberlerimizden kurtulamıyoruz, kendimize ya reset atacagız yada gidip format attıracagız. Bunları yapmıyorsan babadan kalmna usulle, gelenek arıcılıgımıza devam. Bu arıların bu güçte kalmasındaki en büyük etken başta ırk, ikincisi ise 20 çıta yavru faliyetine bırakılıyor. Kuluçkalığı 10 çıta ve üstüne ızgara koyun bu arı bu gücü yakalayamaz. Bu sene ben bunu denedim. Bu çok önemli bir detaymış, 20 çıtalık bir alan arıların yavrulama faliyetine bırakılmalı. Bizdeki gelenek arıcılıgına göre kullanın karniyolu, 30 çıtaya çıkması imkansız, kesinlikle detayların atlanmaması lazım.
"Dünyaca tanınan önemli hibridler
Sterline : 1949´da ABD´de üretilmiştir. İtalyan arısının dört hat hibrididir.
Midnite : 1957´de ABD´de üretilmiştir. Kafkas soyunun dört hat hibrididir. Saf hat ebeveynlere göre % 130 - 200 daha verimlidir.
Buckfast : Br. Adam´ın İngiltere´de geliştirdiği bir hibriddir. Buckfast ana X Anadolu baba hırçın ve hareketli, Anadolu ana X Buckfast baba sakin ve uysaldır. Buckfast hibridi ebeveynlere göre % 128 - 151 daha verimli bulunmuştur."(bu bölümü aşagıdaki tarım bakanlıgı linkinden aldım)
Bakın burada isminbi belkide yeni duydugumuz önemli hibrit arılar var. Adamlar kafkasın 1957 yılında kullanma hibritini üretmişler, safına göre verimine bir bakın,%130-200 daha verimli. Bu arının adı ise MİDNİTE.
Bir başka hibrit ise Buckfast denilen papaz arısı. Tarife bakıyoruz, ana belli baba belli birde bunları karıştırıp suni dölleme yaparak üretiyorlar. Verimliliği bu arıların saflarına göre%128-151 daha yüksekmiş.
Birinci sırada ise italyan arısının hibriti var. Adı STERLİNE, ilk sırada oldugun göre verimliliği tartışmanın anlamı yok.
Anlatmak istediğim arı ırklarının üzerinde çalışılmalı, çalışılmadıgında gerekli performans olmuyor. Hibrit arılar üretmek için neler gerekiyor konunun başını bir okuyun.
Bu konuda daha detaylı bilgi isteyen varsa bu linten okuyabilir.
http://www.tarim.gov.tr/uretim/Aricilik,Ana_Ari_Yetistiricilik.html
Karniyol arısının üzerinde 1930 yılından beri çalışılıyor. Gelen damızlıkların kimliklerinde bir sürü şey yazıyor, anlamasakta bir çok kayıt var. Bu arı 20 çıta kuluçkalık verdiğinizde devamlı 80 bin nufuslu yaşayabiliyor. Hemde oğul riski çok az olarak. Biz yıllardır niye ugraşıyorduk, 80 bin nufuslu kovanlar oluşturmak için degilmi. Alın size bir arı, kendi kendine sizin uğraştıgınızı sağlıyor size. Karniyolun en büyük özelliklerinden biri ise bal akımında ilk depolamayı ilaveye yapması kendisini bloke etmemesine neden oluyor. Arı kendisini kilitleyip yavrudan düşmüyor yani. Ballık doldugunda önlem alınmazsa bu arıda kuluçkalıgı bloke eder.
Bu yapmış oldugum tabloyu daha önce paylaşmıştım kimseden tık çıkmadı. Bu arı üç haftada 42 bin yumurta atıyor. Arı ömrünü 40 gün yada 6 hafta dediğimizde bu arı devamlı 80 bin üzeri nufusu devam ettiriyor. Kafkasla kıyaslandıgında felaket bir fark çıkıyor. Bu hesaplama günlük en yüksek yumurta düzeyi alınarak yapılmış tabloda bana aittir. Neden en yüksek düzeyi aldım dersem, kafkasın daha düşük verisi hepten perişan. Karniyol arısı 4 ay içerisinde 252 bin yavru yaparken, kafkas arısı 189 bin yavru yapıyor. Aradaki fark ise 63 bin arı demek. Bu ise 16 çıta arı demektir.
Memleketimizde binlerce kovan bu mevcuda hiç ulaşmadan kışa girip her sene olaylar tekrar edip durmakta.
Kafkas arısına bakacak olursak zaten günlük yumurta atışı 1500 doruk noktadır. Birde en ufak bal akımlarında balı ilk depoladıgı yer yavru civarı yani kuluçkalık olunca zaten düşük olan yavru kapasitesini kendisi kilitleyen bir ırk. Ülkemizdeki nektar akımına, yada gezginci arıcılık için uygun bir arı degil. Sabit arıcılıkta belki düşünülebilir. Nektardan nektara geçişlerde devamlı destek yapacaksın, sonbaharda yaşatmak için destek lazım, baharda geliştirmek için destek yapacaksın, tam bizim bilim adamlarımıza göre bir arı. Hızlı arılar onlara yakışmaz. Kafkas arısını siz devamlı çalıştırmaya çalışacaksınız, karniyol arısı ise sizi çalıştıracak.
Memleketimizde binlerce kovan bu mevcuda hiç ulaşmadan kışa girip her sene olaylar tekrar edip durmakta.
Kafkas arısına bakacak olursak zaten günlük yumurta atışı 1500 doruk noktadır. Birde en ufak bal akımlarında balı ilk depoladıgı yer yavru civarı yani kuluçkalık olunca zaten düşük olan yavru kapasitesini kendisi kilitleyen bir ırk. Ülkemizdeki nektar akımına, yada gezginci arıcılık için uygun bir arı degil. Sabit arıcılıkta belki düşünülebilir. Nektardan nektara geçişlerde devamlı destek yapacaksın, sonbaharda yaşatmak için destek lazım, baharda geliştirmek için destek yapacaksın, tam bizim bilim adamlarımıza göre bir arı. Hızlı arılar onlara yakışmaz. Kafkas arısını siz devamlı çalıştırmaya çalışacaksınız, karniyol arısı ise sizi çalıştıracak.
İnşallah bu tablo destekçi ve köstekçilerin işine yarar. Bu arada Mehmet Yüksel bir sürü söylem öğretti bize, kim kıvırıp söylemleri başka kelimelerle izah ederse etsin. Başta kış arıları, erkek arı çıtasıyla doğal varroa mücadelesi, organik asitlerin kullamnımı, yazın arıya kek vermek, kışın arıya hiç bir şey vermemek, tüm işlerin sonbahardan önce bitirilmesi gibi bir sürü yenilik Mehmet sayesinde kazanıldı. Aslında en önemlisi yazı biterken aklıma geldi işlediğimiz 80 binlik kovanlar, desteksiz kösteksiz 80 binlik arılı kovan mevcudu. İnşallah her geçen gün lehimize devam ediyor. Bize yardımcı olanlardan Allah razı olsun. Keşke bir kaç tane daha Mehmet Yüksel olsaydı, malisef yok.
17 yorum:
Ali bey, sizi günlük olarak takip ediyorum ve çalışmalarınızdan ve sanal alemde arıcı arkadaşlar yol haritası göstermenizden dolayıda ayrıca tebrik ederim. Ali bey ben yazın Göller bölgesinde kışında Muğla yöresinde yani gezginci arıcılık yapıyorum 2008 yılında koloni başına 20 kg Bal aldım. bu yıl bir saf dört adet de Ef 1 aldım şuan da tam manasıyla 10 çıtayı tamamlamadılar takviye verildiği halde! Sizin bahsetmiş olduğunuz söz konusu Karniyol arı benim yaptığım arıcılık ile örtüşürmü ve bu konudaki düşünceleriniz nedir.Teşekkür ederim.
Turan ÇETİN-BURDUR
her kelimesine katılıyorum...
ben kendi çapımda araştırıyor okuyorum. arıclığa uzun zamandır merakım var. yaklaşık 5 aydır fiilen arıcılıkla uğraşıyorum. en iyiyi en doğru olanı araştırıp yapmak istemekteyim, bunun sonucu olarak arı ırkı konusunda sizin dediklerinize ulaştım. "ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz." denenmiş ortada sonuçları olan gereçekleri kabul edip uygulamadıktan sonra dededen kalma yöntemlerle yerimizde sayarız... yazınız çok güzel umarım herkes faydalanır emeğinize sağlık
Almanlar bir kovandan kaç kg bal alırım hesabı yaparken ,bizler bir kovanı kaç kovan arı yaparım hesabı yapıyoruz.Mehmet bey den çok şey öğrenmeye çalıştım.Allah razı olsun.Arıcılığın sorunları hiç tartışılmıyor.Bugüne kadar arıcılara damızlık ana arı saglayan kuruluş kaç tane var.Nekadar üretim yapmış.Üretilen F1 melezi arılar standartlara göre üretilmişmi.Tarım Bakanlığı denetlemişmi.Hangi bölgelerde hangi ırklar daha verimli olur yol gösteren varmı.Paket arıcılık niçin uygulamaya konamıyor.Yerli ekotiplerin durumu ne.Bilenlerin yazmalarını istiyorum.Bu konular önemsizde bizmi bilmiyoruz.Ali bey gelişmiş ülkelerle aramızdaki fark hep alehimize işliyor.Önemli bir konuya deginmişsin.Sınama yanılma yöntemi insanlara doğruyu öğretir ama sakıncaları değerli zamanı çalar ve pahalı bir yöntemdir.Selam ve saygılarımla.
abi izahların için teşekkürler
mehmet yükseller sayende uykudan uyanır gibi olduklarını görür gibi oluyorum.
selam ben arıcılıga bulaşalı 1 sene oldu 15 kovan arım var sizin blog larınızı okluyarak cok şeyler ögrendim inş başarılarınızı devam ettirirsiniz türk arıcılıgı için cok önemli bence. allah kolaylık versin
saygılar
Abi yaptığım arıcılığa değer verdiğin için sana çok teşekkürler,
çalışmalarında başarılar diliyorum.
selamlar saygılar.
ALİ ABİ,
TÜRKİYE'DE DE ALİ TÜRK VAR.MEHMET YÜKSEL VE SİZ BAZILARINDAN ÇOK BEDDUA ALIRSANIZ DA ONLAR KÖSTEKÇİ TAKIMI... BİZDEN ÇOK DUA ALIYORSUNUZ ÇOOOOK.
SAYGI VE SELAMLAR.
sayın ali bey,
araştırma incelemelerinizi takdirle karşılıyorum.
bildiğim kadarı ile sizin karniyol kolonileriniz var.bu karniyol anaları nereden temin edebiliriz?
sizin karniyol aldığınız adresi "m.aksungur@hotmail.com "e-mail adresime atarsanız sevinirim.
kolay gelsin.ürününüz bereketli arılarınız bol olsun.
Turan sizinle karniyol örtüşürmü örtüşmezmi bilemiyorum. Bir çok kişiye örtüşmüyor birazda bu işi bilmek gerekiyor.Yeni başlayanşlar için en iyi kafkas arısıyla çalımaktır, karniyol arısı çok hızlı bir arı, kovanlara hakim olamadıgında her tarafı oğul yaparsınız.
Tüm istatstiklere bakın kafkasın günlük atacagı yumurta en fazla 1500 dür.Kafkas ne kadar iyi gelişirse gelişsin, karniyol iki ayda 7 çıta ful arı fark atıyor, dört aylık süreçte ise 15-16 çıtalık bir fark bu fark çok büyük bir oran. Ben çıtadaki arı sayısını sıkışık kış aylarına göre hesapladım, yazın çıta üzerindeki arı dagılımı çok yogun olmaz.1000-1500 arı olur yaz aylarında.Sıkışık hesaplamnmış arıların yazın saracagı çıta sayısı 30 çıta cıvarıdır. Gene bakanlıgın sitesinde yazılanlara bakıldıgında karniyol kafkastan daha iyi kışlıyor.
Mustafa 5 aylık fiili arıcılık bence çok kısa bir süre. Bunu seni küçümsemek için söylemiyorum, gözünde çok büyük arıcı dediklerine bir kaç yıl sonra başka gözle bakacaksın bunu unutma. Araştırıp arıcılığı öğrendiğinde işi bilirim diyenleri sollaman çok doğal.
Bizlerin araştırması o kadar önemli degil, dünya bal ortalamamız ortada. başka ülkelerinkide ortada, kullandıkları arılarda ortada bizim kafkasımmızda ortada. Türkiyedeki ekotipler bile bana götre kafkasın ileri derece melzleridir. Çünkü her tarafa kafkas girdi ve hepsi aşırı derecede ne oldugu belli olmayan melez sürüsü çıktı ortya. Bir anaarı eşleşecegi zaman 18 km çaplı daire içerisindeki tüm erkekleri tetikliyor.Mustafa önündeki uzun aşamında başarılar dilerim.
Vecdi abiciğim hızlı bir degişim geçiriyoruz. İşide işi bilenlerin kaynagından öğrenmek en iyisi. Biri kovan başı 50 kilo bal alırken, diger tarafta 10 kilo bal alan heralde öernek alınmaz. Bizde arı sayısı çok önemli. Daha konuşurken adam sorar kaç kovanın var diye. Kovanın çoksa çok arıcısın azsa az arıcı::)))
Anaarıcıları dinlersen işler yolunda ve damızlıkları serfitikalı ve anaarı üretme izinleri var. Bunlar yeterlimi bence yetersiz ve işin prosüdürüdür. Araba kullanmasını bilmiyorsun ama paran var damızlık alınmış mersedes marka diye, birde bu mersedez marka damızlık anaarıyı sürüp yollarda üretim yapmak için ehliyet vermişler hepsi bu ama sen araba kullanmasını bilmiyorsun ki::))
Daha önce yazdım bir kaç kez oldu sanırım. Bursa kongresinde Doç Halil İyinar bir sunum yapmıştı.Konu anaarı kalitesiydi, K.Maraşa 6-7 firma anaarı veriyor, tartımda hiç bir firmanın anaarısı istenilen agırlıkta degilmiş. Bu bir kongrede işlendi,gerisi hikaye bana göre. Zaten denetlenen anaarı üretim istasyonları kapanıyor, bakanlıgın listesine bakın bir sürüsü kapatılmış. Kimisi işletme ruhsatı almış üretim yapmıyor, birde ülkemizde anaarı kıymeti bilinmiyor ucuz olsunda kaliteye bakanda yok, bu iş bu kadar ucuz yani.
Asım abi bir kaç sene sonra yeni nesil arıcılarımız olacak. Eskilere ne anlatırsan anlat fayda etmiyor, anlatıklarımızı ve verimi gördüklerinde işler tersine dönecek.
Bekir arıcılık bir tutkudur, bu tukunun degeride biçilemez. Ben kaç gündür dışardayım, birisine gel yevmişyeyle çalış desen adam yönünü dönüp bakmıyor.Bilgilerimizi paylaşıyoruz, isteyen faydalanır isteyende namkörlük eder o herkesin kendi bilecegi iştir. Allah hepimize kolaylık versin.
Mehmet degeri işten anlayanlar verir. İşten anlamayan nasıl deger verecekki. Düşün hurdacıya altını götür bakır diye almaya kalkar, altının degerinide kuyumcu yada sarraflar bilir. Hurdacılarla hurda alır sarraflkarda hurda alır, fark ise deger biçmededir. Sen benim gözümde altınsın, altını çamurada atsan degeri düşmez altın altındır. Bazı tenekelerede altın degeri biçsen, tenekeden başka bir şey olmadıklarını sarafta anlarsın::)) Malisef sanal arıcılıkta kenddisini altın zanneden çok.
Tuncay kardeşim, ben yıllardır ne biliyorsam en ufak detayına kadar blogumdan anlatmaya çalışmışım. Bir hadisi şerif vardır "insanların hayırlısı, insanlara faydalı olanlarıdır" Biz arıcılara faydalı olmaya çalışıyoruz. Bunun karşılıgınıda Allah verecektir.Çünkü arıcılık bir ilim ve bu ilimi bildigimiz kadar başkalarına tarif ediyoruz.Bendede sana saygı ve selamlar.
Mustafa bey. Almanyadan gelme Karniyol saf ve F1 lerim var. Ayrıca kendimde F1 üretmekteyim.
Nereden temin ederim derseniz Almanyadan temin edebilirsiniz. Bu iş o kadar basit degil, bir sürü meşakkati var. İki sene içinde 2 bin avro para harcayıp şimdiki duruma geldik.Bir sürü telef verdik çok şükür şimdi son suni döllenmiş 5 adet safım saglam. Birisini Muhteşem abiye verdim 4 tanesi bende inşallah seneye kendim saf üretmek en büyük idealimdir. Şu an çalışmalarımız saf üretmek için devam ediyor. Almanya dan anaarı alacaksanız çok önceden davranmalısınız, kaliteli üretim yapanlar temmuz ayından sonra üretim yapmıyorlar.Almanya da bu işi takip eden yoksa işinizde zor.
Ben size 2 adet F1 yollayacağım bana meil atın adresinize gönderirim. Gönderdiklerimden F2 üretirsiniz bir iki turda ırk bozulmaz. Bende bu arının tüm bölgelerimizdeki performansını görmek istiyorum, hoşça kalın.
İlk defa yorumlara verdiğim cevap kabul edilmedi bununda sınırı varmış iki seferde cevapladım ne yapayım.
merhaba ali bey sizden iki adet karniol aldım eylül 29 .2009 tarihi itibarıyla kafkas f1 kovanlarıma verdim ve sonucu merakla bekliyorum çanakkaleye uyumu konusunda görüşlerinizi merak ediyorum ben maceraperesttim kafkas aldım lakin memnun kalmadım nedeni ise çok ana kaybediyor ve kışa çok zayıf koloniyle girdiği için insanı arıcılıktan soğutuyor.çanakkaleye adepte olması konusunda tecrübelerinizi bekliyorum
Önce bir kabul ettirde sonra performansına bakarsın. Senin hayalin şimdilik denizdeki balıgı nasıl pişirsem gibi bir şey, hayırlı olsun Hidayet bey, Çanakkale'ye buradan selamlar.
Ali abi arıcılıkla hiç alakam yoktu arı görsem korkardım taki 2 yıl önce İnternet'e senin videonu izleyene kadar gerek ilk bahar bakımı gerek bal sağımı sonbahar bakımı varova mücadelesi invert şurup bizlere çok güzel şeyler öğrettin allah razı olsun senden halende senin videolarını izliyorum
:)
Keşke arıcılıkla alakası olanlar sizin kadar kendisini geliştirseydi bu ülkede.
Malisef bilim caiası hala yerinde saymaya devam ediyor arınıza sahip olun, arılığınzdaki en iyi arıdan ana arı üretin diyorlar. Ben bu yazıyı yazalı 9 yıl olmuş hala eski hamam eski tasla yolumuza devam ediyoruz.
Ülkede adı arıcılık duayeni olmuş ama ülkeye kambur olmaktan başka iş yapmayan bilimcilere yalakalığa devam ettiğimiz sürece arıcılıkta gelişme düzelme olmayacaktır.
Ali bey ben sabit ariciyim karniyol ilk defa deniyecegim ve cok ozeniyorum cok sakin bir ari cok yavru atiyor diyorsunuz ya kestanede izgara kullanmak gerekir mi tsk ederim
Izgara niçin kullanılır, arıyı ana arıyı bir bölgeye hapsetmekte, ızgara kulanmadığınızda bol yavrulu üzeri bal kemerli çıtalarınız olur ve bal alamazsınız.
?Ali Bey ben hobi olarak 20 kovan kadar bir arı ile çalışıyorum. Kışın sahil yazın ise 1400 rakımda Arıcılık yapıyorum. Geçen yıl kovaların yarısı Kafkas yarısı belfasttı. Sahilde sonbahar ve ilk bahar Balı yoğun. Yayla dönüşüne kadar yavru atımı neredeyse bitme durumuna geliyor. Ve yayla dönüşünde kadro yaşlanıyor ve yoğun çalışma olunca kovan yıkılıyor. Belfast kadroyu tutup devam ediyor ancak Kafkaslar cidden sorun yaşadı.25 kovandan 7 kovan kayıp oldu bunların 5'i Kafkastı. Karniolü denemeyi düşünüyorum kadro gücünü tutması konusunda ancak birkaç yerde de kışı zayıf kadroyla geçirir gibi birkaç şey okudum. Ben az sayıda ama güçlü koloniyi hedefliyorum. Karniol anlattığım durumlarda beklentiyi karşılar mı?
Yorum Gönder