Bu gün 28 aralık 2013. Hava güzel 13 derece sıcaklık var. Darıcada bulunan arıları bir göreyim dedim. Öğlen sıcağında bir kaç kovan açtık, Dr.İsmail abinin kovanlarının son durumlarını videoladık. Son durumları merak ediyorduk, merakımızı giderdik::))
7 Çıtaya sıkıştırılmış bir koloni açıyoruz.
El kadar yavru vardı, bu çıtaya yapışık çıtada ise el kadar yumurta ve larva mevcuttu.
Mevsim olarak arı açmamak gerekiyor, hemde yavru varsa. Çok kısa sürede gerekli kontrolü yapıp kovanları kapattık.
Siz bu işleri maskesiz denemeyin, ben arılara hipnoz yapıyorum :) ...
Yukarıdaki resim 15 Aralık 2013 de yaptığımız uygulamada çekilmişti.
15
Aralıkta yaptığımız oksalik asit damlatma sonuçları. Varroa yok
diyordum, iyi ki uygulama yapmışız, polen tuzaklı kovan, arı sağ tarafa
sıkışık arının az olduğu bölümde dökülen varroaya bakın...
Varroayı bitirme şansımız yok, en aza indirmeye çalışıyoruz...
Ne yaparsanız yapın bitmiyor, arılardan şüphe etmeye başladım, bu varroalar arıların bir parçası mı diye...
Çekmecenin kenarına düşen varroalar.
Altaki resmin yakın çekimi.
Bu yol gibi dökülen yer polen tuzagı, arı kovanın arkadan bakıldığında sağ tarafında sıkışık. Videolardan da hatırlarsınız bu kovanlar Dr.İsmail abinin . Asıl arının merkez bölümünün altı kapalı, oraya ne kadar varroa döküldü bilmem artıkın, kenara bu kadar döküldüğüne göre.
Buda dökülen varroaların bir kısmının makro fotosu... Bu kadar varroa beklemiyordum...
Darıcadaki işleri bitirip, İlhami abi ile biraz sohbet edip ayrıldım.
Bir bahçede enginarlar vardı. Enginar sahibikafalar çok küçük oluyor diyordu. Dedim bahara çıkmadan yapılacaklar var yapıyor-musun yok, o zaman ben bir el atayım oraya::))
Bir ocakta bir sürü filiz var, tek kök kalmalı,İlhami abiden öyle öğrendik.
Fazlalık piç denilen filizleri söktüm. Enginarın dibini iyice açtım.
Bir kürek gübre getirip enginar köküne döküyoruz...
Kök etrafına gübre döküldükten sonra toprakla dolduruyoruz, gene piç verirse kopartılmalı, tüm kuvvet bu köke bırakılacak ki güzel ürün alınabilsin.
Gübrelendi ve kök toprak ile dolduruldu, ara sıra çapa yapılacak...
İki ocaktan 20 den fazla kök çıktı, ölmesinler diye bir yer kazıp onları ektim. Bahçede ekilecek yerler tespit edilirse buradan söküp ekim yapılacak, yada isteyenlere verilecek.
Can suyunu da verdim, bu gün hem arı ile hem toprak ile oynadım...
Akdeniz hattı olan arımı ziyaret ettim, iki turda mum gibi oldu. Arı deseni de Akdeniz olmaktan çıktı.
Suni tohumlanmış, Akdeniz hattı kraliçe arım...
Bir çıtada el kadar yavruda bunda vardı. Arılıkta şekerde vardı. İnvert olsa daha iyi olurdu ama yok. Hemen soğuk su ve şekeri çalkalayıp şurup yaptım. Bu tür şuruplarda arı alamadığında ekşime olur,arıyada zarar verir. İnvert şurup ise arı isterse bir haftada alsın şurup bozulmaz ve arıyı yormaz.
Tam erimedi ama olsun, arının gücü iyi, şurubu bir gecede alacağını umuyorum.
Yemlikte arıları taşıyan plastik var ama tedbir en dal parçaları koydum boğulmasınlar.Arıların keyfi yerindeydi ve acayip sakinler, hemde Akdeniz ::))
Karahindibalar açmaya başlamış.
Nergis çiçekleri de açık, arı nergise konuyormu bilmiyorum.
Bahçede demir-hindiba otları ilgimi çekti. Bunun bizim memlekette adına çukur derler. Çocukken bağlara bu ottan toplamaya giderdik. Bu ot bile o kadar kıymetli idi, ekmeğe katık yapıyorduk.
Bir poşet demir hindiba topladım, yufka olsa süper olurdu, dürüm yap, sadece tuz yufka ve çukur.
İlhami abide bir poşet marul vermişti, en az evin bir haftalık yeşilliği tamamdır....
Bir yılı daha geride bıraktık, ömür hızla tükenmeye devam ediyor, kimiside bu tükenişi kutluyor.....
28.12.2013
21.12.2013
ARICILIK MALZEMELERİ VE BAL
Bu gün bazı arkadaşlarla anlaşıp hafta sonu köpük kovanlara bakmaya gidecektik :)
Bu sıra kayışlar düzen tutmuyor, kayış atan atana. İstanbul gezisi, Nasrettin hocadan fil istemesine döndü, Timur'un karşısına çıktığımda arkamda kimse kalmamış.....
Bu gün Marmaray ilede tanışmış oldum, Üsküdar'dan, Kazlı çeşme 7 dakikaydı, ben ayrılık çeşmesinden bindim toplamda süre 10 dakika sürdü. Zaten metrolar yer altından gidiyor, denizin altından gittiğimi göremedim, hükumet milleti kandırmış olabilir, bu sıra her şeyin altında buzağı aranmaya devam ediyor...
Dış güçler iyice iç işlerimize burnunu sokmaya devam etmekte....
Erkan ile Kazlıçeşmede buluştuk, hedef Arıkent denilen köpük kovan üreticisi.
Yolda giderken erkan anlatıyor, şurası şu, burası bu diye, bana her yer sur ve kale...
Arı Kent tarafından üretilen köpük ruşet kovanlar...
Fuarda kendisile görüşüp model konusunda istediklerimizi iletmiştik. Ahmet bey çok uyanık biri, habire bilgi topluyor, yaptığı numuneyi de bize göstermedi.Benim köpük kovanlarda acelem yok, seneyede devreye sokabilirim.
Benim asıl alacağım malzeme ana arı üretim kutuları idi, önümüzde sürede var, kutu işi tamam İnşallah.
Arı kentin bulunduğu kat ruşet ve bal doluydu.Bir sürü denemede burada yapılmaya devam ediliyor.
Konuş konuş nihayet yemek yiyelim dediler, hele şükür dedim::)) Kuru kuruya çayla muhabbet pek sarmamıştı zaten. Avrupa yıllar öncesi köpük kovanlara geçmiş biz yeni keşfedeceğiz. Erkan ruşetlerden çok memnun bir çıta arı bile kışlıyor demekte. Şu an tüm kovanlarını strafora çevirmeye karar verdi. Bir kaç arkadaşla bende bir düzenlemeye gitmek istiyorum, bir sürü yerden arı aldık, çıtalar kovanlar acayip oldu, tek tipe dönmeye çalışacağım.
Arı kentin asıl işi memleketleri olan Hakkari'de üretilen balları satmak, Ahmet daha önce birlikte uzun süre başkanlık yapmış.
Bu yıl bal satılmadı diyor, ellerindeki bal stoku 120 ton. Her yer bal dolu.
Balların kargoya veriliş şekli.Her teneke kartonlanıyor, güzel bir ambalaj olmuş. Yemekten sonra gene uzun uzun konuştuk ve ayrılma zamanı. Dönüşe geçtik, ne zaman akşam oldu gene anlamadım...
Atatürk hava limanına peşi peşine aralıksız uçak iniyor, neredeyse bize toslayacak...
Gün batıyor. Akşam acayip trafiğe yakalandık dön dön, yarım saatlik yolu iki saatte geçip, yeniden Marmaray'dayım, denizi görmeden gene karşıya nasıl geçtim anlamadım, bu işte hipnoz var...
Bu sıra kayışlar düzen tutmuyor, kayış atan atana. İstanbul gezisi, Nasrettin hocadan fil istemesine döndü, Timur'un karşısına çıktığımda arkamda kimse kalmamış.....
Bu gün Marmaray ilede tanışmış oldum, Üsküdar'dan, Kazlı çeşme 7 dakikaydı, ben ayrılık çeşmesinden bindim toplamda süre 10 dakika sürdü. Zaten metrolar yer altından gidiyor, denizin altından gittiğimi göremedim, hükumet milleti kandırmış olabilir, bu sıra her şeyin altında buzağı aranmaya devam ediyor...
Dış güçler iyice iç işlerimize burnunu sokmaya devam etmekte....
Erkan ile Kazlıçeşmede buluştuk, hedef Arıkent denilen köpük kovan üreticisi.
Yolda giderken erkan anlatıyor, şurası şu, burası bu diye, bana her yer sur ve kale...
Arı Kent tarafından üretilen köpük ruşet kovanlar...
Fuarda kendisile görüşüp model konusunda istediklerimizi iletmiştik. Ahmet bey çok uyanık biri, habire bilgi topluyor, yaptığı numuneyi de bize göstermedi.Benim köpük kovanlarda acelem yok, seneyede devreye sokabilirim.
Benim asıl alacağım malzeme ana arı üretim kutuları idi, önümüzde sürede var, kutu işi tamam İnşallah.
Arı kentin bulunduğu kat ruşet ve bal doluydu.Bir sürü denemede burada yapılmaya devam ediliyor.
Konuş konuş nihayet yemek yiyelim dediler, hele şükür dedim::)) Kuru kuruya çayla muhabbet pek sarmamıştı zaten. Avrupa yıllar öncesi köpük kovanlara geçmiş biz yeni keşfedeceğiz. Erkan ruşetlerden çok memnun bir çıta arı bile kışlıyor demekte. Şu an tüm kovanlarını strafora çevirmeye karar verdi. Bir kaç arkadaşla bende bir düzenlemeye gitmek istiyorum, bir sürü yerden arı aldık, çıtalar kovanlar acayip oldu, tek tipe dönmeye çalışacağım.
Arı kentin asıl işi memleketleri olan Hakkari'de üretilen balları satmak, Ahmet daha önce birlikte uzun süre başkanlık yapmış.
Bu yıl bal satılmadı diyor, ellerindeki bal stoku 120 ton. Her yer bal dolu.
Balların kargoya veriliş şekli.Her teneke kartonlanıyor, güzel bir ambalaj olmuş. Yemekten sonra gene uzun uzun konuştuk ve ayrılma zamanı. Dönüşe geçtik, ne zaman akşam oldu gene anlamadım...
Atatürk hava limanına peşi peşine aralıksız uçak iniyor, neredeyse bize toslayacak...
Gün batıyor. Akşam acayip trafiğe yakalandık dön dön, yarım saatlik yolu iki saatte geçip, yeniden Marmaray'dayım, denizi görmeden gene karşıya nasıl geçtim anlamadım, bu işte hipnoz var...
PROPOLİS EKSTRASI YAPIMI, PROPOLİSİ NASIL ÇÖZERİM
Propolis ekstresi nasıl yapılır. Propolis ekstresi yapmak için propolise ihtiyaç vardır. Bu propolis sanayiden uzak, asfat ve cam macunu olmayan yerlerden uzaktaki arılardan alınmalı. Bunu neden söylüyoruz, propolis arıların çatlakları delikleri ve koloniden atamadığı tehlikeli gördüğü şeyleri kapladığı malzememin adı.Bazı arı ırkları asfalt, cam macunu ve kimyasal boyaları, propolis diye toplayıp kovana getirebiliyor.
Resimde görülen propolis Mersin Aydıncık'ta bulunan yerel arılardan alınmıştır.Aydıncıkta sanayi yok, doğru dürüst asfalt yok, yayla gibi bir yer. Bir tanıdığım uzun zamandır istiyordu, bende bir deneyelim bakalım dedik.
Propolis ekstresi nasıl yapılır, Arı bakanı forumda var.Mehmet Yüksel tarif etmişti.Bunu insanlar nasıl kullanıyor tam bilmiyorum. Bir yerde görmüştüm, çözülen propolis toz şekere emdiriliyor du. Açıkta bırakıldığında alkol uçacak, propolisi toz şekere kaplamış oluyorsunuz.
Kovan girişinden topladığım propolisi bıçakla doğradım.
Bir kavanoza koydum.
50 Gram propolise küçük kavanoz dolana kadar %70 lik alkol ilave ettim. İlk defa karıştırdım görüntü buydu.
4-5 Saat sonrası.
Çalkaladım, propolisler parçalanmış ve dağılmaya başlamışlar.
Bir kaç gün sonrası...
Ara sıra sallıyoruz...
Bir kaç gün sonra olay netleşti, dağılan dağıldı, bazı parçalar günler geçmesine rağmen bölünmeden kaldılar,ama parçalar ufak.
Bir hafta sonrası.
Propolis ekstrası hazır, sıvı olarak kullanıldığı gibi, toz şekere de emdiriliyor. Bir çok kişi kullanıp faydalı olduğunu söylemekte, bu bir ilaç değil bunu herkes bilmeli.
Propolis çözeltisi hazır hale geldi. Propolis konusunda en önemli konulardan birisi arıların sanayi ve büyük şehirlerden uzak olması önemli. Bazı arılar propolis diye, asfaltı, çam macununu ve boyaları propolis diye kovana taşırlar.
Kavanozdaki damıtılmış propolis Mersin Aydıncık'taki yerel arıların kovanlarından alınmıştı.
Alkolde çözülen propolis toz şekere emdiriliyor.
Akol içinde çözülmüş propolisi günlük 10-15 damla arasında bazı kişiler tüketebiliyor.
Şekere emdirilen alkollü propolis çözeltisi, bir kaç gün kavanozun ağzı açık bırakıldığında, alkol uçuyor ve toz şeker propolis ile kaplanıyor.
Ara sıra karıştırmak gerekiyor.
Propolis çözeltisinde alkol uçunca, geriye kalan propolis şekeri kaplıyor.
Propolis kaplanmış toz şeker.
Bir miktar şekeri ağzınıza attığınızda,şeker eriyor, ağzınızı ince bir propolis kaplıyor hissi var.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)