30.10.2014

CUMHURİYET BAYRAMI VE ARICILIK... 29 EKİM 2014.

Cumhuriyet bayramında bayram ettim. Bayramın arifesini değerlendiremedim, çalışamayıp uyudum :)
Bayramların hafta içi günlerine gelmesine acayip seviniyorum, fazladan çalışma zamanınız oluyor...
29 Ekim 2014 tarihi oldukça yoğun oldu.
Öncelikle bazı yerlere uğramam gerekiyordu, kontrol edilmesi gereken bölmeleri bir elden geçirdim sorun yok sayılır.
Yavru durumları güzel...
Bir bölmede yemlik çıtalardan uzaklaşmış arılarda boşa dalak örmüşler...
Boşa giden emeklere hep üzülürüm...
Bu nasıl yıl anlamadım hala kış gelmesine rağmen böğürtlen var çalılarda...
Tabiki affetmedim....
Bu hafta sonu alınacak fideleri alamadım, pazar günü unutmuşum, akşam İlhami abi arayınca eyvah dedim ama unutmuşuz işte.
Pazar alınacak fideleri çarşamba almış oldum.
Darıcada 350 kök marul ekiyoruz:)
4 Mevsim çiftçiliğe dönüş var, yaz kış boşluk bırakmıyoruz...
Allah sonumuzu hayır eylesin..
Zaim abinin yazlığa geçiyorum, önceden hazırladığım invert şurup var,sıradan bir servis yaptım.Başka ileri ayarladım. Etrafı kolaçan ettim. Çilekler toplanmayınca çürümüşler, üzümler dalında perişan olmuş, sadece sivri biberlere bir şey olmuyor. Biraz biber biraz üzüm topladım.
Hangi çilege el atsam çürümüş, sanki soğuklar kavurmuş gibiydi...
Hala çilek var,çiçek var, nasıl iş anlamadım, sera olsa kışında verecek bu çilekler...
Çileklerdeki durumlar, olmuş çilek, olacak çilek ve çiçek hepsi bir arada.
Hakim abinin durum vahim, annesi hastanede, kayın pederide hastanede, buralara çoktan beri uğramıyor, arada onun işleride halletmiş oldum.
Bu kadar gezen kişi acıkmıştır...
Memiş abinin mekana uğradım...
Burası hayvanat bahçesi gibi, bir sürü evcil hayvan var. Tabiki arılarıda var arıları sarmış...
tokat tavuğu ve civcivleri, geceleri ağaçta yatıyorlarmış. Sürüyü anne baba birlikte gezdiriyor:)
Takat tavukları bana keklikleri hatırlatı verdi, Kısmet olur ise kışın köyümde bir hafta av yapıp yatmayı düşünüyorum...
Yeşilbaş ördek doğadan tutulmuş ve dul kalmış eşini kaybetmiş. Eksiden bir dul horuzumuz vardı, şimdi birde dul yaban ördeğimiz oldu :)
Memiş abi Trakyadan ona bir karı bulacağım bu kış dedi, hayırlısı...
Geçiyorum arılığa, acil alınması gereken 4 ana arı var. Yusuf Şimşak son kontrolde 4 anasız kolon,i tespit etmiş, dedim hemen yollayayım.
Bu mevsimde kimseden ana arı alınmaz,herkese de ana arı verilmez. Hazır ana arı demek koloni demektir...
Anası olmayan 20 çıta arıda olsa artık o koloni sönecek demektir...
Aldığım analardan birisi yavrusu bir iki gün içinde sökülecekmiş sıradan aldığım için bekletmeyip aldım.
Beklemiş olsaydı, sökülen yere yavru basılırdı.
Köpük kutuları bu yıl ilk defa kullandık. Notlarımızı kutu üzerine koyduğumuz fayansları not defteri olarak kullandık, memenin verilmesi ve geçen süreleri not ettik, hemde kutu kapağına ağırlık yaptık...
Tabi farklı işaret yöntemlerimiz de var.
Dışarıdan bir göz gezdirdiğimizde hangi kutu ne aşamada ve ne istiyor işaretlerden biliyoruz...
 Anasız köpük kutuyu, içeride kapalı yavru kalmayınca, analı zayıf ruşetlerle birleştiriyorum. Bu işi akşam üzei yapıp birleştirme sonrası ruşeti kapatıp başka arılıga götürüyoruz. Ana arıyıda kafese almıyorum bir kaç kes denedim anasız kutudaki arılar ana arıya dokunmadılar....2014 Model arı birleştirme yaptım, bu işi ilk ben yapıyorum habarınız olsun :P

Bazı ruşetlere tek kutu verdim, cümlede acayip oldu...



Anasız koloni davranışı videosu çektim. Anasızlık zor, inim inim inliyordu...




Günün en son kısmında Darıcaya geçtim. Biraz yer değiştirecek arı vardı onları taşıdım. Aklıma fidelerin sayısı takılmıştı birde sayayım dedim. Sıralama 20x15 di bunların çarpımı hesaplamadım ama gerekli sayıyı oluşturacaktır...
Arılıktan ayrılırken yatsı ezanı okunuyordu...
Bu nasıl bayram anlayamadım...
Arıcının bayramı aslında tüm boş günlerdir...
Çevre illerden minicik marullara sulananlar kişiler var ::))



27.10.2014

ARICILAR GEZİDE...

24 Ekim 2014 tarihinde Dr. Muhteşem hocamıza misafir olduk...
Gezecek zamanımız var, yok mu davet eden dedik, erkekseniz gelin dedi :))

Sonuçta gezi işlerini açtık...

Muhteşem beye arıcılıkta tamam usta oldun demiştik geçmişte...

Ustanın ilk işi körüksüz katlı kovan açıp gösteri yapmak oldu....
Havalar 1500 dedikleri bu olsa gerek...
Kovanları kışa hazırlamış maşallah Allah nazarlardan saklasın...
Sonra geçtik suni tohumlama damızlık bölmüne...
Bu günleri görmek için yıllarımızı harcadık...
Bizimle geçmişte dalga geçenleri unutmuyoruz...
Laf yapanların alayı silinip gitti...
Kızın birisini bulamıyoruz, sar başa...
Bazen böyle olabiliyor sen çıtada arıyorsun geçiyor kovan yüzüne aktar dur...
Bir başka damızlık daha....
Ana arıya iğne sok damızlık olsun çok basit...
Sadri abi oldukça neşeliydi, bu sefer o kadar yoğun bir ortam oldu, hiç boş kalamadık diyebilirim.
Dolayısı ile Sadri abinin çok özel fıkraları vardır hiç onlara sıra gelmedi, sadece bir konuda takıldım, baba bir dedi güldük....
İlhami abi ise asli görevinin başında, tesbih çeker gibi körük çeker. Körük çekerken etrafı seyrediyor, ekip sıkıştıralım kararı verilen ruşete malzeme bulmaya gitti...
Operasyon bitmek üzere diyorduk....

Bir kovan daha açıldı, 10 çıta zımba gibi, örtüsünü açtık az arı uçuşu var ama hiç rahatsızlık vermedi bize. Bizim yeni usta bu kovanın altı tel ve açık dedi, inanmadık oda gösterdi :)
Normalde soğuk ve yağışlı hava olacak diyordu raporlar, süper bir gün oldu. Arıları karıştırdık. Sadri abi arıyı fazla karıştırmamak lazım diye bize öğütler verdi...
Benim A takımım diyebilirim...
Masa tenisi maçı vardı, biz deplasman takımından yanaydık, ev sahibi çamur yapsada yenildi...
Ben yanımda kestane ve kestane şekeri götürmüştüm.
Sadri abi kestane çizimini begenmedi, kestane öyle çizilmez...
Tariften gene anlamadılar bu sefer uygulama yapıldı...
Kestane tutuşundan çizimine kadar incelikleri geniş espiriler eşliğinde gösterildi...
İlhami abi kıs kıs gülüyor, Sadri abi İlhami abiye göre daha olgun ve kestane çiziminde daha tecrübeli imiş filan...
Ev yapımı kestane şekeri, arı açarkenki surata birde buraya bakın :)
Sadri abiyle Muhteşem abi kestane şekeri kokladılar...
Uzun zamandır peşinde olduğumuz kart horuz burada...
Ziyafetler beş yıldız oldu....
Menide yok, yoktu...
Burnumuzdan gelene kadar yemişiz....
Biftekler, Adana Urfalar.....
Sezonun ilk gezisi, yılın özeti gibi oldu, başlangıç sanki fianlş gibiydi...
Sohbet hiç bitmedi, her şeyi özlemişim...
Yoğun bir yılı veya sezonu sonlandırdım, ufak defet rutuşlar yapılacak arılıkta...
Bu gibi işler bana hafif gelir....
Sadri abi bir tepsi evde tatlı yaptırmış. Bir bölümünü kimse görmeden göçürdüm hangi ara tatlı aşırırken resmimi çektiler anlayamadım....
Tatlıya pek bakan yok herkes kestane şekerine yumuluyor...
Sadri abi harika olmuş dedi ve tarif aldı, kestane şekeri imalatı yapacak :)
Muhteşem abide bırak yapsın bizede düşer dedi...
İyilik yap denize at dedikleri bu olsa gerek...
55 Mum yakıp Muhteşem abiye söndür dedik, gelmişken birde yaş günü kutlansın ::))
İlginç bir alet, hem sac tava oluyor, hem sac olarak yufka ve börek pişir...
Kestane pişirmeye geçiyoruz...
Çizilen kestaneler, 2 saat tuzlu suda beklettik...
Bu taktik Sadri abiden.
Düzce Güven köyden topladığımız kestaneler, taa nerelere kadar gitti kimlere kısmetmiş...

Pişen kestanelerin bir kısmı kaldı yiyecek kimsede yer kalmamıştı....
Akşam olmuş hava kararmış biz hala sohbete devam ediyorduk.
Sohbet iyide birde bu işin geri dönüşü var...

Sonuçta süper bir gün oldu her şeyi ile dört dörtlüktü, herkese teşekürler, Allah sizlerden razı olsun...