Beykoz ilk öğrencilerimin mekanıda denebilir. Oktay arıcılığını anlatırken, abi biz arıcılığın ünüversitesinden başlamıştık diye anlatır. Sanalda ilk tanıştıgımız kişilerden olup ilk larva tranferleri yaptıgımız zamanlarda daha arıcılagın "A"sından haberi olmayanlara larva transferi yaptırıp yada izletmiştik.::))
Bu karedede ilklerden sadece kaptan vardı. Son tanıştıklarımızdan Yusuf Şimşak ise araziler başıydı. Bizim açımızda iyi bir bayram sonu oldu, en üzüldügüm ise gelecegine ihtimal vermediğim, Trakyalı abi daha önce niye haber vermedin işlerimi ona göre ayarlayıp gelirim demesi.
Bende bu geziyi önceden planlayanlardan degilimki, yav Muhteşem abiyle Nimet abiyi bir türlü bir araya getiremedik, milletin derdine bakın. Eee getirelim o zaman deyip, toplantı kararı alıyoruz, deli bir ben degilimki, sürüsüne bereket, senmisin hadi toplanalım diyen, iki günde olan oldu işte. Bir sonrası büyük ihtimal Yusuf Şimşa'gın mekanında olacak, bu sıralar çok olmaya başladı::))
Sabah Gebze'de erkenden kalkmışım, direk hacının bahçedeyim, karakovanın şurubunu tamamlayıp, birde başka bir kaç iş vardı onlarıda düzenledim. Hacı hala yatıyor, telefonla zor uyandırdık beyefendiyi. Sonrasında çarşıya benim motorla geldik, hatta Akbaba köyüne motorla gitsekmi diye de düşünmedik degil.
Otobüsten kavacıkta indiğimizde Zafer Anlayışlı ve Asım Kadıoğlu abilerim bizi bekliyorlardı.
Beykoz Akbaba köyüne vardıgımızda ise mangalın dumanı uzaklardan gözüküyordu, sanki kızıl derili kapm ateşi gibi.
Yeni bir arıcı vardı Kastamonu'lu
Mustafa yılmaz. Arıcı olmayanlar giremez yazısı yazmış, heralde ilk giremeyecekler liste başıdır::))
Saim abinin köydeki evinin bahçesi, sanki düğün dernek var herkes koşturup durmaktaydı. Karedekilerin hepsiyle Mugla Milas'ta birlikteydik. İlyas Uyanık ta koşuşturanlar arasında.
Nimet abi gene hiç boş durmaz, bir yerden balık diziyor bir yerden pişenleri izleyip duruyordu.
Aziz Mumcu ise balıkları pişirmek için didinip duruyordu. Mugladaki ekip komple burada.
Balıklar pişerken Saim Gürel abimizin depoda buldugum bir resim. Gemici düğümü çeşitleriymiş. 8-10 resmin içinde en iyisi buydu. "Gemicidüğümü" bir sürü düğüm seriside denilebilir.
Gurbette arıcılık zor, eve gitmenin adıda çamaşırları yıkatmaya gidecegiz diyorlardı Milas'ta. Afrikalı Cemal abi evine geldiginde çok çamaşır yıkayanlardan sanırım, iyice çökmüş, hemen sen arıların yanına dön, çamaşır kirletmeye başla bu ne hal be. Hafta sonu Milasa arıların yanına kampa gidiyorlar, ekip olaraktan tabiki.
Gurbette yemek işlerini Afrikalı Cemal yapardı, köyde biraz uzak durdu, heralde çamaşır işi afrikalının iflagını kesmiş be.
Nimet abiyi bu konuda bir yokladım, gülüyordu. Ahı gitmiş vahı kalmışı bırak lafla çamaşır yıkanmaz diye.
Hacı sofraya kuruldu asım abiyle birlikte herkes beklemede.
Yemekler yolda çok aç olanlara salata ve bal çeşitleri vardı, üstünede meyve götürebilirsiniz. Masa mükemmel hazırlanmıştı, yemede yanında yat, zaten ben muhteşem abi geç kaldı diye bogazımdan bir şey geçmedi, soguyup ziyan olmasın diye bir kaç hamsiyi zorla yedim.
Alın size Muhteşem abiyle Nimet abiyi bir araya getirdik, derdiniz bumuydu. Başka bir araya getiremedikleriniz varsa müracat edin degerlendireyim.
Doktorumla Nimet abinin arasında özel bir durum vardı içeriğini tam öğrenemedik, mevzu doktorla hasta arasında kalırmış::))
Muhteşem abi misafirini ekip geldigi için yada misafirini ekebilmek için diyeyim bayagı bir geç kaldı.::))
Sonrada az yeme dememe rağmen durumuna bir bakın.
Daha sonra Salih başak Ve kayınçosu Kemal abi geldi. Kemal abi ve Salih abinin gelmesiyle ortalık birden karıştı. Gülme kirizleri başladı. Ben ikisinide uzun zamandır tanırım, çoktan beri arıcılık yaparladı bende onlara bal satardım. Nihayet bu sene arılarının balını aldık bir sagım gördülerde konu komşuyada bal ikram etmişler.
Kemal abiden gelip bal istiyorlarmış, hastamız var bal lazım diye, Kemal abide bizim arılar daha acemi bal yapmasını bilmiyorlar daha arıları büyütüp bal yaptırmaya alıştıracagız demiş 5 senedir.::))
Bir kovan yapılmış arıcılara gösterildi nasıl diye. 1x1 cm ıhlamur tahtası arasına strofor preslenmiş. Kovan ve kat acayip hafif, ben en çok hafifligini begendim.
Kovan muslugunu degişken bir aparatla daraltıp yada yolculukta hava girisi sağlanıyor.
Aparatı tamamen aldıgınızda girişte genişliyordu. fakat şunu ilave etmeliyim, yeni kovan yapacaklar mutlaka kovan altına mümkünse büyük havalandırmalar koysunlar ve çekmeceli yapmaya çalışsınlarbu çok gerekli. Bu kovanda alttan havalandırma yoktu.
Yedik içtik şimdide arılıga gidiliyor.
Tam bahçeden çıkışta Oktay aradı, dedim arılarıyın yanına gidiyoruz varmı selamın. Sonrada Hafta sonuna arılarını İzmir'e götürecek olan Nimet abiye verdim telefonu. Benim arılarımı hazırlayın diyordu, bu kadar arıcı bir çivi çaksa ::))
Afrikalı Cemal abim karakovanların hangisi çalışıyor diye karakovanların önüne gitmesiyle , namaz duruşuna geçmesi ve oradan uzaklaşması bir oldu.
Saim Gürel Kardeşimizin arıları bu karakovanların arkasında.
Cemal abi sana kim dedi karakovanların önüne git diye.
Saim abimizin arıları güzel çalışıyorlardı. Bu sıranın 5 metre altında bir sıra arı daha var, orası çalışmıyordu, nedenide gölgede kalmasıydı.
İlk olarak anaarı yetiştirme kovanlarına dalındı. Yeni çiftleşmiş bir anaarılımkovan harici ne kadar kovan açtıysak yumurta ve yavru göremedik. Sadece yeni çiftleşmiş anaarıda kapalı ve yumurta vardı. Geceleri 7 dereceye düştügünü barakadaki termometreden gördük, dışarda belkide 5 derece altına düşüyordur.
Arılar hala nektar çekiyor.
Yerlere damlayan balın tadına baktık, acıydı ve bu kocayemiş balıdır.
Karşıdaki arıcı Mustafa Yılmaz, hikayesi ise ilginç, babası ölene kadar arılarla hiç ilgilenmemiş. Babası öldükten sonra arılar başına kalmış, ve ne yapabilirm diye kıvranırken benim siteden arıcılık öğrenmeye başlamış, anlatımlarına göre miller metodu anaarda üretip başarılı olmuş.
Benim 2007 yılında çekip youtube de yayınladıgım filimlerim hala süperler. Bir çok arıcılıga yeni başlayanlara ışık tutmaktalar.
Siz bilgi ve tecrübelerinizi paylaştıgınızda birisinin mutlaka işine yarayacaktır. Sonrada Muhteşem abiye dönüp abi kutu arılandırmayı senden öğrendim. Tabiki bizimki bak gördünmü dedi, bende dedimki kimin talebesisin ki::))
Mustafa köyde bir arıcıdan bahsetti, demişki anaarı üretelim, köylüsüde demişki bilmediğimiz şeyi nasıl üretecegiz. Arıcıyı alıp internet kafaye götürmüş, benim filimleri izletmiş, birbuçuk saat sonra tekrar o arıcıya sormuş anaarı üretebilirmiyiz diyedemişki tabiki üretiriz.::))
Çok pis gaz veririm, bazıları yanımızda bazıları kakarsız bazılarıda karşmızda sanalı sürüklüyoruz. Başka bir Ali Türk olmasını çok isterdim. Ülke arıcılıgımızın gelişmesinde çabalayan kişilere çok ihtiyacımız var. Fakat 4 kişi tozu duma katmışız, bunlar
Mehmet Yüksel,
Dr.Muhteşem Turunç,
Ali Şekerli, bilgilerini karşılıksız sunmaya devam ediyorlar.
Bana diyorki sana ulaşmak için çok çabaladım ulaşamadım. Benim gibi bir çok kişi sana ulaşamıyor. Bende kendisine dedimki, baharda bir telefon numarası yayınlayacagım, yeni bir hat aldım, sırf arıcılıkta kullanmak için. Şu zamana kadar anaarı işinde tanıdıklarıma yetiştiremiyorum, bakalım önümüzdeki sene neler olacak. Mustafa Yılmaz'da seneye karniol anaarı isteyenlerden.
Aziz kardeşin oğlu,maşallah çok tatlı ve çeneli, hazır cevap bir velet.
Kaptanım götür bakalım be, utanmana gerek yok, bu resimden öncekini hatırın için yayınlamadım, belki resim sitesine girer::))
Doktorum ise evden bir şeyler yiyemediği için buralara kaçıyor diye düşünmekteyim, yenge gör bak neler yapıyor.
Arılıktada gerekli işlerden sonra Oktay'ın hafta sonuna gidecek arıların yanında, malzememelerde gidecek. Hadin bari malzemeleri arabanın girecegi yere kadar taşıyalım, hurra bir manga asker iş başında.
Kaytarmayın bakayım alın alın.
Herkes iş başında.
Doktora bakın uyanık bir kapak aldı birde kat durumu süzüyor. Göbek derseniz eh işte. Bu çalışmaya bu göbek erimez be abi diyorum içimden::))
Oktay kardeşimin kovanlarından 007 jemist bont. Bir kovan üçe bölünmüş ve anaarı üretimi için planlanmıştı. Zafer abide onu kapmış gidiyor, gel vatandaş gel göç nedeniyle beleş.
İki senedir şu karakovana ogul koyamadılarya, gerçi doktorun suçu, bastıgı yerde ot bitmiyorki. Gitti geçmişte birde bu kovanın üstüne oturmuştu, ogulmu girer girse bile terk edecegi kesindi zaten.
Bu arılığa saim ve kaptandan sonra en çok gelenlerden birisi benim. Ne günlerimiz geçti.
Yabancı sitelerde gördüğümüz kovan ön yüz resimlerini burada bir ruşet kovanda görüyoruz. Önünde resim çekerken ayak bilegimden soktular, biriside ayagımdaki bota iğnesini bıraktı kaçtık, birde açsaydık ne olurdu bilemiyorum. Resimleri heralde Oktay'ın küçük kızı yapmıştır, babasına hediye olarak. Tabloya bakıldıgında aile fotosuda olabilir.::))))
Boş kovan ve malzemelerde taşındı, bana ne kovan ne kapak bir şey kalmadı. Beni buralara niye yorarsınız ki.
Kahvehanede çay içiyoruz, başka arıcılarda masamıza ugrayıp üç beş kelam edip gidenler var. Bu amcada arıcıymış. Zafer abiye sordu kaç arın var diye,8-10 dedi amcamızı kesmedi,
Asım abiye sordu onun söyledikleride yetmedi, baktım sıra bana gelmiş. Dedimki amca 100 kovan, 300 anaarı üretim kapasitem var, adam kitlendi kimseyede artık soru soramadı::))
Sayı hastası çok memlekette::))
Kendisinin kaç arısı vardı, sormayıda unuttuk be yav.
Çay faslıda bitiyor. Bu arada doktor benim misafirim var dedi vınlayıp gitti. Hatta Salih abiler çaya bile kalmadılar. İyiki kalmamışlar, eve gelip haberlere baktıgımda Adapazarı'ndan İstanbul'a kadar yol tıkalydı deniyor.
Son resimleri alıyoruz. Ve vedalaşıp ayrıldık. Ben hacı ve Asım abiye Zafer abi yerlerimize götürecekti. Kavacık yoluna bir çıktık konvoy vardı, dedim abi hemen kavacıga geri çık ve eskiden kullandıgım yollardan Çavuşbaşı ve oradan Çekme köye indik, 10 senedir geçmediğim yolardı. Asım abiyi bırakacagımız yer ise tornacı nazmi abiye yakındı. Bende bal götürmüştüm Nazmi abiye veremezsem bile Asım abiye versem o iletir diye. Nazmi abiyi bulabilmek için yatsı namazına onun gittigi camiye gittik, namazı kılıp çıktık nazmi abi piyasada yok, telefon ettim abi neredesin diye Şişli'deyim dedi. Bizde senin evin yanındayız ve evine balını bırakıp başka zamana görüşmek üzrere Taşdelen'dede ayrılıyoruz. Nazmi abi aşırı pimpirik, hatta kendi tabiriyle kıl diyebilirsin demişti bir konuşmamızda. Anaarı suni dölleme aletini elinden almadıktan sonrada kafasındaki ürettikleri bitmeyecek. Zaten bitmiş ama bu seferde gitmemize rağmen görmek nasip olmadı işte.
Taşdelen'den Paşaköy oradan ise Kurtköy sapagına inip, Orhanlı, Tepeören altından Şekerpınar Gebze'ye geldik. Zafer abiyle hacıyı bırakıp çarşıda direksiyondan inip Zafer abiyi yolcu ettim. İnşallah E 5 ten gitmiştir, dedimya eve gelip haberlere baktıgımda otobanın felaket tıkalı halini görünce eyvahdedim ama telefonda edemedim ne yaptın diye.
Arıcılar olarak iyi bir bayram yapmış olduk, hemen başladılar nerde ve ne zaman toplanacagız, bana niye sorarsınızki bunları anlamadım gitti.::))
Başta Saim abi ve tüm arkadaşlara teşekür ediyorum acilen yenisi nerde olacaksa toplanalım be yaw::))
9 yorum:
Anlaşılan o ki biz arılığın yerini değiştireceğiz sanırım. Arılara bahara Gebze taraflarında bir yer bulmam lazım.
SLM...
Sayın Bakanım.
Beni anlamadın ya ,Ben ona yanıyorum.
Bu dizeleri bir yerlerden hatırlıyor olmanız lazım.Başka söze hacet yok .
Ortam,muhabbet ve hepsinden önemlisi ev sahibiniz Saim Bey sizi süper ağırlamış.O kadar ikramda bulunmamak lazım,bakarsın alışkanlık yapar,arıcıları tembelliğe iter:))
Benim ev sahibliğim farklıdır deme di deme:)
Süprizleri severim.
Arı dostlarını ağırlamak bizim için bir zevk olacaktır.Bekliyoruz.
Abi sana yaranamadım gitti; göbeğim, taşıdığım kat kapak sen elde makina kırıttın durdun mahalle .....arı gibi:)ondan sonra gezme işini niye sana soruyorlarmış:) yok sana değilde trakyalıya soracaklar. Adamı da ayartacan ne güzel işinden evine evden işine gidip geliyor.
Abiler bayramınız mübarek olsun aynı zamanda afiyet olsun anladığım kadarı ile toplantınız çok güzel geçmiş muhabbetlerinizin daim olması dileklerimle.muhteşem abi ne işi be yirmi gün oldu elektrik kesik tatildeyiz abi anlıyacan evden işe işten eve değil evden eve]]] selamlar afiyet olsun hışırda yakaladımmı kıredi kartınıda yanında bulundur abi ceptekiler yetmiye bilir ona göre özellikle çok aç gelicem haberin olsun demedi deme]]].kolaygelsin selamlar.
Enarıcı Ali abi bizde sizin civarlara hasta olmaktayız. Yerleri karşılıklı degişelim. Egede kış yokki, 12 ay arıcılık var emekli adamsın hiç canında sıkılmaz.
Yusuf şimdi yan yattı çamura battı edebiyatları yiyecek halim yok. Yok beni anlamadılarda falan, zaten beni doktor bile anlamıyorki sen çogula hitap ediyorsun.::))
Muhabbet ve yemekler ve salatalar süperdi, senin ev sahipliğinide geldiğimizde görecegiz.
Bizde arıcılar olarak agırlanmanın şekline göre mutlu olacakmıyız bakarız::)
Muhteşem abi ne yaptında bana yaranamadınki, azbir hasta oluyorum , verdiğm tadaviler sayesinde mafoluyorum, bir daha sana ben hastayım dersem gör.
Abi gezme işi birden patlıyor, nerden ben akıllarına geliyorsam hadi milleti toparla diyorlar. Asıl ben sana yaranamıyorum, bu kadar gezip bazılarıyla bir araya getirdik hala yaranamadıkya. Kalın sağlıcakla.
Ayrıca ayartmaylada hiç işim olmaz.::))
Ah be Şenol ah;
Ne kadar kısmetsizsin.Aynı anda yorum yazmışız::))
Seninde bayramın mubarek olsun, inan çok isterdim gelmeni ama gelecegine ihtimal vermemiştim, nerden bileyim yan gelip 20 gündür yattıgını::))
Beykoza gelseydin şu senin tartar kremanıda verirdim. 2 kg.dan dagıta dagıta az bir şey kaldıda::))
Sen hele bir hışıra gelde sonrasını hallederiz, nasılsa çoktan beri yatıyorsun biraz bulaşık yıkadınmı açılırsın be yaw::))
Hayırlısıyla senide bir emekli etseydik be.
ali abi arıcı olmasam g2 zirvesine almazlardı beni
ali abi arıcı olmasam g2zirveginekatılamazdım
Mustafa sana ne desem bilmemki::))
Aslında güzel espiri, g2 arıcılar toplantısı ha::) Gelişmekte olan çağdaş arıcılar toplantısı demen daha iyi olurdu, hala gelişmeye çalışıyoruz, ve bununda sonu yok, önemli olan gelenek arıcılıgını bırakıp çagı yakalamak.Onun içinde çok çalışmalıyız ve hatalarımızı en aza indirmeliyiz.
Yorum Gönder