Aydın Söke, ilk defa gidiyorum. Orada hiç yüz yüze tanıdığım yoktu. Didim'li Erkin bey Söke'de Ali Kılıç diye birisinin telefonunu vermişti, Ali beyle bir kaç kez görüştük, ben zaten fazla arı almayacaktım, senin işi her türlü ayarlarız diyordu. Biz İzmir'de iken yağmur devam ediyordu, Aydın yolu boyuncada devam etti. Söke girişinde Ali beyi aradım bekle geliyorum dedi,biraz sonra beni alıp arı malzemeleri satan iş yerine geçtik.
Çok yağış oldu, benim arılığa girmeniz imkansız, başka bir yerden işinizi halledeyim diye birisini aradı, Hüseyin yardımcı kısa süre sonra yanımızdaydı.
Ufak bir pazarlık ettik ama öylesine pazarlıktı, zaten ben bu gibi durumlarda diretmem, Egedeki insanların çoğu gariban zaten.
Arılığa gidip bir kaç kovandan çıta çektim, yavru durumları ve kolonilerde yavru çürüğü var mı onlara dikkat ettim, arılara çok iyi bakılmış. Hatta kapalı erkekleri bile kontroller sırasında kesen birisi Hüseyin bey.
Tekrar ilçeye gelip yemek yedik ve ilçe tarıma gidip durumu bildirdik. Aranızda bir satış sözleşmesi yapın dediler hemen kağıt kalen verdiler, sözleşmeyi yaptık. Hayvan sevk belgemizi aldık, bu arada menşey belgesi kalkmış.
İlçe tarımda bize yardımcı olan veteriner hekim Hasan Şahin bey.
Arılığa gidip aktarımı bitirdik mi yola çıkılacak. Tarih 10/04/2012 günlerden salı, sallandık::))
Ruşetlere çuval çakıyoruz, bu konularda en ideal alet el zımbası. Çuval zımbalama işi bitti, ve aktarıma geçtik. Aktardığımız kovanlarda ana arıyı bulmamız gerekiyor. Sadece yavrulu çıtaları seçiyoruz, ana arı bulundu mu iş kolay. Bir bulut geldi, derken yağmur gene başladı, şimdi açar azalacak derken iyice hızlanan bir yağmura yakalandık. O esnada telefon geldi, Ali bey ben geldim, Erkin Ilguzer. Dedim abi ben sana gelene kadar vakit harcarız bekle işi dağıtmayalım filan desek te arılık ta çalışılacak durum kalmadı. İş ertesi güne kaldı, gene Söke'ye geri döndük. Misafirimiz, Ali Kılıç beyin işyerinde bizi bekliyor. Hüseyin abiyi dişçiye bırakıp, doğru Ali beyin dükkana daldık.
Aktarım sırasında çekmiş olduğum işaretlerden birisi, bu kovana müdahale gerekli imiş, yeşil ot varsa bu anlamı taşıyor da,ertesi gün ot yeşil kalır mı bilinmez::))
Erken beyle ilk defa yüz yüze tanışıyoruz, yapmış olduğumuz alış verişe de kendisi sebep oldu. Facedeki resimlerde nasılsa öyle birisi, oradan buradan derken bana balık yeme sözü vermişti, hadi filan diyor.
Çaylarımızı bitirip, balıkçıya geçildi. Soldaki Ali Kılıç, ortadaki Erkin Ilguzer.
Balık olarak çupra'yı seçtik. Siparişler verildi, sohbete başladık, hastaneden bir telkefon geldi, Erkin benim gitmem gerekiyor, kusura bakmayın dedi::((
Çok acayip bir durum.
Balıkları oğlumla yedik. artık bunun üstüne ne yazılabilir ki.
Bu arada Hüseyin abi beni arıyor, yemek hazır eve gelin, dedim abi biz yedik,o zaman eve çıkalım dinlenin.
Eve çıktık, çay kahve derken, evde internette varmış, ben sokmayan arılardan bahsediyorum, Hüseyin abinin hanımı Menekşe hanım, yav sokmayan arı olur mu diye tutturdu. Ben bizim videoları aileye izlettim, herkesin ağzı açık kaldı, diyorlar ki böyle arıcılık yapmaya ne var::))
Bu arada Aydın ve yöresinde çok arı hırsızlığı oluyormuş, herkes tedirgin ve gece bile kovanların olduğu yerleri kolaçan edip geliyorlar.
Çarşamba sabah kalktık, kahvaltı filan derken hava bir türlü ısınmıyor vakit geçiriyorum. Pazar yeri çok güzel, burası Söke pazarı, çarşamba günleri Söke de pazar kuruluyor. Kapalı bir mekan. Gebze'de böyle bir yer düşünülüyor, hal gibi devamlı açık olacak, zaten bir kaç ay sonra sokaklara kurulan pazarlar kaldırılacak gibi gözüküyor, Avrupa uyum yasaları gereğince.
Pazarda bir şey dikkatimi çekti, bizim bölgede böyle bir şey yok. Bu nedir dedim, sarmaşık mış, haşlayıp kavurup yeniliyormuş. Üç demek sarmaşık 5 liraya. Hatta şimdi ucuzlamış, daha önceleri bir demeti, 5 liraya dediler, yav bir avuç ot sonuçta::))
Bayağı büyük bir pazar. Ne kadar büyük olsa da zaman geçirmeye çalıştınız mı, zaman geçmiyor. Bu esnada saat 10 filan oldu, Hüseyin abiler kahvede, bende gittim artık arılığa geçelim.
Saat 11 filan ama hava hala nazlı ve esinti var. Yeniden körüğü yakıp aktarıma başlayacağız. Eğe yöresindeki arıcılar ailecek arıdan anlar, yani arıcıdırlar.
Yaklaşık bu arılık ta 130 arı varmış, ben 34 ruşet götürmüştüm. Yaklaşık olarak 20 10 çıtalı kovanı alabilecek kapasitemiz vardı.
9-10 Çıtalık kolonilerden 6 çıta alıp, diğer koloniye geçildi.
Hüseyin abi ben bu kış bu arılara 21 çuval şeker verdim dedi. Bu şekilde bir bakım ile 2 kayıp vermiş. Çamda balında yan yana olduğu arkadaşının 250 kovan arıdan bir tane arı kalmamış, şu an arı arıyor dedi. Bakın ayını yerde iki sonuç, birisinde hiç arı kalmıyor birisi iki kovan kaybıyla baharı buluyor, arı cinside aynı. Neymiş arılara bilinçli bakmak gibisi yok. Arılara kek niçin verilir hala çözemeyen bir milletiz.
Zamanında yapılanları yaparsanız kışın ve baharında arınıza bir şey vermenize gerek kalmıyor, Mehmet Yüksel yaptıklarını paylaşıyor, son baharda bakımı yaptı, baharda bir tırmalarken üçüncü katları verdi, yakında bal hasadı yapacak, biz hala nelerle uğraşıyoruz.
Bu resim çok özel::)) Arı sırlı bal kemerini çözmeyip, etrafını dolaşarak, bala yavru kemeri yapmış. Aktarımda dikkatimi çekti hemen resimledim, ben 20-25 senelik arıcıyım, böyle çıta ilk defa gördüm.
Kapalı yavruların, doğduktan sonrası kapladığı alan sıcağa göre değişsede en az üç çıtayı sararlar.
Kapalı yavrular en fazla 10 günde doğarlar ve ben acilen bunları bölmem gerekiyor.
Arılık düne oranla daha gergindi. Maskeniz var, ayaklardan sokuyor, ayakları hallediyorsunuz ellerinizden sokuyor, eldiven giyiniyorsunuz, bu seferde maskenin yapıştığı yerlerden sokuyor. Bu arılar bir ay içinde Anadolu arısına dönüşecek, hepside mum gibi olacaklar::)))
Anadolu arısı sakin, bal verimi yüksek, hastalıklara dayanıklı ve oğul vermeyen, hızlı gelişen arıya deniliyor artıkın. Bizlere de bu yakışır.
Saldırgan arılarla çalışmak gerçekten ızdırab verici, en son arılıktan ayrıldıktan 250 metre ötede maskeleri çıkarabildik. Ben arabayla yola çıktım, diğerleri yürüyerek geldiler ki, peşlerindekiler geri dönsün.
Enes Emin ve kot pantolonundaki görünen iğneler.
Arılıkta çalışmanın bir kısmına böyle devam edebildim. Ben arı saldırsa da eldivenle çalışamazdım, çalıştım ama gelin bana sorun. Birşey tutamıyorsun, çivi çakılacak, zımbayı tutamıyorsun, çuvalı gerdiremiyorsun....
Hazırladığımız ruşet kovanları yol kenarına aldık. Bu arada dağ taş zeytinlik. Arabanın arka tarafında bir kaç sene oluşturulmuş bir zeytinlik görüyorsunuz.
Arıları yüklemeye başlıyoruz.
İki sıra yaptık, üst sırayı aldığım kolon şeklindeki ip ile sıkıştırıp uçlarını hem çaktım, hemde zımbalayarak tutturdum. Sağa sola kaymaması içinde yan taraflara dayanan parçaları ruşetlere çaktım.
Arılıkta işlerimizi bitirip Söke'ye indik. Hüseyin abi ve eşi Menekşe hanımla vedalaştık, Allah razı olsun, bizi çok iyi ağırladılar. Daha sonra biz Ali Kılıç beyle vedelaştık, biraz malzeme ve gelmişken zeytin yağı aldık. Haber içinde fazla bahsedemedim, Egede gözünüzün alabildiğine zeytinlikler var, bir çoğu yeni oluşturuluyor. Ali bey bizi gene çıkışa kadar götürüp yolcu etti. İlk defa görüştük yapmış olduğu iyilikleri unutmayacağım. Allah hepisini razı olduğu kullarından eylesin, başka ne denir.
Gelelim başımıza gelenlere. İzmir'e gidiş yönünde 2400 ceza yazıldı. Bir yanlış yorumlama var zannediyorum, K belgesi istediler dedim yok. Olması lazım yoksa yük taşıyamazsın. Bu yük değil, kendi kovanlarım dedimsede ben ne olduğunu anlayana kadar yazmışlardı bile sanki yangından mal kaçıran vardı.
Dönüş yolunda aynı olay Balıkesir ağırlık kontrölünde tekrar etti. Taşıdığın yükün irsaliyesi yok diyorlar. Arılar benim ve nakil belgem var dedimsede karşı taraf, bu ticari bir maldır, bir kovandan yılda kaç para kazanıyorsun hesap yapmaya başladı.
Yani sizçiftçisiniz tohumu kendi arabanıza koydunuz, tarlaya ekmeye gidiyorsunuz, bu vatandaşa yakalandı iseniz yandınız, tohumun verimini ve bir kaç yıl ötesini hesaplar ise trilyoncukları nız olur ve aynen cezayı hak ettiniz demektir.
Yada tarladan saman getiriyorsunuz, bunun irsaliyesini göstermelisiniz.
bana irsaliyem yoktur diye bir kağıt imzalatacaklardı imzalamadım.
Gidiş ve dönüşte 4800 lira tarafıma ceza yazıldı, bakalım sonun nasıl olacak. "Sizin şer bildiklerinizde hayır, hayır bildiklerinizde şer vardı", diye bir ayet vardır, şu an olay şer gibi duruyor....
Bunlarda benim belgelerim ve arıcı kimliğimide vermeme rağmen, memurlar kendilerine göre olaylara bakıp, yanlış yorum yaptılar diye düşünüyorum. bu belgeler şu an çok önemli.
Kendi arabamızla kendi işimizi yapmayacaksak o zaman niye araba alıp, diğer arabaların iki katı vergi ödeyeyim ki.
İlçe tarıma gittiğimizde kendi aranızda bir söleşme yapın dediler, yaptık.
Arıların satıldığı ve sevk edildiğine dair ilçe tarım tarafından verilen belğe.
Buda aracımızın dezenfeksiyon belgesi.
Çölde kutup ayısı misaline döndü bizim iş::)))
Allah ne virirse hayırlısını virsin.
arı sokmalarına alerjisi olanlar, Aydın Söke'de... ile Ali_Turk
Yöresel arı sokma tedavisi::))
sadırgan arılar ile çalışmak ile Ali_Turk
Saldırgan arılarla çalışmak gerçekten çok zor. Hele yazın o sıcağında astronot gibi giyinik olduğunuzu bir düşünsenize::))
10 yorum:
selamun aleyküm ani ceza yazdıklarına çok üzüldüm çok geçmiş olsun inanılır gibi deyil
kendi aracanla kend,i işini görmeyeceksin gerçekten inanılır gibi değil ne diyelim tekrar geçmiş olsun kal sağlıcakla
SLM...
Sayın Bakanım.
Hem hayırlı olsun ,hemde geçmiş olsun.
Sen devletin çok iş bilir memurları ile ilk defa karşılaşıyorsun,ben ise hergün::((
Onun için haline şükret derim.
K belgesi taksi plakası gibi aracı ile nakliye yapan taşıtlara aittir.Şahıs kendine ait özeline kullanıyorsa ,K belgesine gerek yoktur.Tabii memuraa anlatabilirsen::))
İrsaliye ise yine T.T.kanuna göre ticaret malını sattığında onun sevkine ilişkin belgedir.Satın aldım dediğinde sıkıntı olur.Fakat kendi arımı nakil ediyorum demen kafidir.
Anlaşılan bu yıl aldığın arıda sana pahalıya gelecek::))
Not.( hizmet bedelinin faturasını adresine yollarım.Ne de olsa artık sende bir tacirsin::))
SLM ve Muhabbetle...
ali bey öncelikle geçmiş olsun.gereksiz bir ceza yemişsiniz.bunca emeğe yazık.
arılarınız hayırlı olsun .rabbim bereketini versin.sağlıcakla
Ali abi çok zahmetli bir yolculuk olmuş cezalar çok üzücü inşallah halledersin.Senin adına çok üzüldüm.Arıların hayırlı olsun.
sayın bakalım,
haber iyi başladı her şey güzel
ama sonunda başına gelene çook üzüldüm gemiş olsun.
sayın bakanım verilen cezaya hayret ettim ya. Azda değil be.
böyle şey olurmu. Bence bu tamamem memur arkadaşların yorumlamaları.Bizim durumumuzu bilmediklerinden.Mecburen kanunları uyguluyorlar ama insan
kendine ait bir eşya veya malı kendi aracı ile taşıyamayacakmı ya...
Bu gün senin başına gelen bu olay yarın bizim veya başka arkadaşımızın başına gelebilir. Bence bu cezayı ödemeden önce bir avukatla konuşup
konuyu adli mercilerde takip etmekte fayda var. Bizler ekip olarak en azından şahsım olarak yanında olduğumuzu bilmeni siterim. Bu konuda birliklerimizde müdahil olmamlılar.
Bu gün orman şefliğine gittim ordaki arkadaşlar bakanlıktan yeni tamim geldi arcıların işlerini kolaylaştırınız konaklama konusında yardımcı olunmasını içeren yeni tamim gelmiş.
yine haberinde belirttiğin gibi menşe belgesi kalkmış eeeee...
hükümetimiz bu kadar teşvik ve yardımcı olurken bu durum ne . SUBHANALLAH.
bu durumu gerekli mercilerede bildirelim. Bu konuda banada bir görev düşüyorsa yapmaya hazır olduğumu bimeni isterim.
Çünkü bu Ali Türk'ün sorunu değil
Tüm arıcı arkadaşları ilgilendiren bir durum.
Tekrar geçmiş olsun inan çok üzüldüm ya....
Yunus abi üzülmemek elde değil ki. Bazı birimlere performans getirmişler, yani icraatına göre pirim alıyorsun, ne kadar ceza kesersen pirim var yani.
Slm Yusuf olayı en iyi sen anlıyorsun, çünkü defalarca bunu yaşayan birisisin. K belgesi alsanda gene yırtamıyorsun, K belgesi dediğin gibi ticari iş yapanlara lazım, diyelimki K belgem var, bu seferde fatura ve irsaliye yok, gene işin içinden çıkamıyorsun. Kamyoncular vardı, arabasına mazot alamıyan, kamyonunda lastik olmayan, yaz gitsin bakalım nereye kadar.
Bucakoğlu sağolasın, emege yazık diye bir şey yok, hak ediyorsam ceza yazılsın, benim anlamadığım ülkemizdekibir sürü araç kanyonet gözüküyor, dablolar, wosvagen kediler, kangolar, hepside hususi, komşunuzun bir televizyonu bozulsa, tamire götürürken bana ceza yazanlara denk geldiniz,i aynısını yapacaktır.
Emrah Bursa çıkışında gene agırlık noktası vardı mola verdiklerinde geçtik, birde orada öpebilirlerdi, birisi yazınca ötekilerde başımıza iş gelmesin diye yazmak zorunda kalıyorlar.
Zafer abi sakin ol beya, ucunda ölüm yok. Bu gün Zaim abiyle görüştük oda bir sürü şey söyledi, ben onu teselli ediyorum, diyor ki yav ben seni teselli etmem gerekiyor, şu işe bak sen beni teselli ediyorsun::))
Hepinize teşekürler sağlıcakla kalın.
arıların hayırlı olsun ali abi, cezaların için de geçmiş olsun. üzülerek söylüyorum ama malesef k belgesi için söyledikleriniz doğru, kendi malınızı kendi aracınızda olsa taşıyamıyorsunuz. ruhsatta kamyonet yazıyorsa hiç bir türlü yük kabul edilmiyor. tekrarden geçmiş olsun allah beterlerinden korusun.
Ali abi hikaye çok güzel başlamış ama sonu kötü bitmiş.Böyle saçma bi cezaya gerçekten bende üzüldüm, geçmiş olsun.Benim aracımda doblo Kayseriden malzeme almaya gidecem Valla bende korktum şimdi yakalanırsak yandık.Sağlıcakla.
Selamünaleyküm;
Abi arı yavruları hayırlı olsun bereketini görürsün inşallah.
Yavrulu petekler ilginç olmuş.
Ceza işine gelince yasadaki boşluktan herkes haberdar günde bir sürü vatandaş ceza alıyor bütçeye gelir sağlayan bir boşluğu ise kimse düzeltmez.
Dünyanın en pahalı yakıtının ve araç vergisinin ödendiği bir ülkede böyle saçmalıkların olması bence çok normal.
Allah ne verirse hayırlısını versin diyordun ya yine öyle diyelim hayırlısı böyleymiş.
Ama ben Enese de çok üzüldüm çocuk ömründe bu kadar saldırı görmemiştir be :)
Hayırlı ve bereketli günler dilerim.
Ali Abi,
Arıların hayırlı olsun,ceza yemişsin geçmiş olsun.
İrsaliye (taşıma irsaliyesi)yükü taşıyan ticari araçtan Maliye memurlarının istediği kıymetli evraktır.Senden sadece malı aldığın yer ticari işletme ise sevk irsaliyesi veya fatura sorabilirler.Aranızda satış sözleşmesi yaptığınıza göre arıyı aldığın yerde tüzel kişilik veya tüccar değil.Dolayısıyla işin özü cezayı hemen yatırıp 1 haftalık itiraz süresi dolmadan mahkemeye vermeni tavsiye ederim.Tekrar geçmiş olsun.
Yorum Gönder