Doktorum bana gelebilirsiniz dedi, Yusufa sordum bana gelebilirsiniz ama biz zaten bankoyuz başkasını yok mu? felan dedi :)
Fatih durumu öğrendi, dedi ki Yusuf gelmez ise hiç biriniz gelmeyin, evet biri oltaya geldi...
Hemen Yusuf'u aradım bu hafta sonuna Bursa var geliyormusun geliyom, Muhteşem abiyi aradım dedi geliyorum (layt gelemedi tabiki), Sadri abi gelirim dedi, Engin abi gelirim dedi, Efraim abi gelirdim ama umreye gidiyorum dedi ve anında program tamamdır :)
Cumartesi kendimizi arıların başında bulduk, bunlar Fatih'in uludağ arıları :))
Hemen biri sormuş, özelliği nedir? diye, cevap verdim, karniol arısının yumurta ikizi özellikleri tespit etim diye :))
Yav ne meraklılar var, görüntülere bakınca dedim bunlar nereye bakıyor...
Toplantımızda birde ziraat mühendisi vardı, aşı konusunda oldukça yetenekli ve çalışkan biri olan Selahattin Yılmaz da meraklılar arasındaydı.
Hava arı açmaya elverişli olmasada biz her zaman arı açarız, bir seferinde gece açmıştık, gece papaz arı göreceğim demişti kıramamıştık :)
Taş fırın erkekler olarak ziyaretimizi yaptık...
Arı karı derken karnımız acıktı, gelsin keçiler :)
Bursa pidesiymiş, bir pidenin üstündeki malzemeyle kesin üç pide yapılırdı, pideci sanki görmemiş gibi ne kadar malzeme varsa işi bitirip gideyim diye mi bu kadar malzeme koydu anlamadım. Sonuçta bursa pidesi süpermiş, Fatihim kesene bereket...
Serdar ve arkadaşı Hanifi hizmette kusur etmediler. Hanifi benim hayranlarımdan biriymiş tanıştık.
Yemek üstüne tatlı çeşitleri vardı, tatlıyı fazla kaçırmışım :(
Fatih kardeşim bir daha ki sefere doktora oyna , Yusuf'a oynadın kaybettin :)
Geçen sene biz gene Yalova'daydık, o zaman susek tavuk almaya gitmiştik gene fidancıya uğramıştık.
Fatihe gitmeden fidan işlerini halledelim dedik.
Fidancı Ruhani bey bir bitki ithal edeceğini söylemişti.
Manuka çay ağacı, balı çok meşhurmuş.
4 Çeşidi varmış, çiçeklenmesi sonbaharda oluyormuş, bir tane fide 1.5x1.5 çapında alanı kaplıyormuş.
Suyu sevmeyen bir bitkiymiş, çelikleme ile dallarından çoğaltılabilen bitkinin her çeşidinden Yusuf aldı.
Ağacın literatürdeki ismi Leptospermum scoparium.
Sonbaharda çiçeklendiği için arıcılık için oldukça önemli bir bitki. Kurak alanları sevmesi ayrı bir avantaj.
Bitkinin altta gelişmiş halleri var, gelişmiş resimleri ağaçlar netten aldım linkten bilgilerine bakabilirsiniz.
Ruhani beyin yeri Yalova Bursa yolu üzerinde Doğa fidancılık..
http://www.dogapeyzaj.com/
https://www.facebook.com/dogapeyzaj/
Bu resimleri ağaçlar netten aldım, bu bitkiyi çok arayan vardı.
Beyaz açanı kırmızı açanı var. Dört çeşit başka nasıl çiçek açıyor tam olarak bilmiyoruz.
http://www.agaclar.net/forum/calilar/8909.htm
Doğa fidan bodur koca yemiş fidesi satıyor, tüplü olduğu için tutturamadı derdide yok. Geldiklerinde üzerinde meyvede vardı dedi, şu an meyveler dökülmüş ama çiçekler duruyor.
Ben Ruhani beyden 6 tane hünnap aldım, bazı kişiler istemişti hediye ettim bir tanesini Niğde'ye götüreceğim. Bir tanede Fernor ceviz aldım, 1000 metre üzeri yerlerde oluyormuş, benim köy 1500 rakımlı.
Bursa dönüşü feribotta geleneksel salepler içildi :))
Güzel bir gün güzel bir etkinlik oldu kendi adımıza.
Sadri abi her toplantıda gün görmemiş fıkralar anlatırdı bu sefer bizi atlattı diyebilirim.
Yanlız bir anısı vardı, yıkamayla alakalı bizi mest etti :))
Bir yıkıyor, bır yıkıyor anlataman dedi, birde kurutma sistemi varmıştı :))
Gün ve gezimiz bitti birazdan Feribottan inip herkes evine gidecek, pazar günü böyle yedik yani...
Pazar günü Darıcaya indim, İlhami abi enginar çapalıyordu...
Arılar nasıl iş anlamadım 12 derecede polen taşıyorlardı.
Arılar üç renk polen getiriyordu.
Bir bölmenin anasını yumurta görmediğim için öldürdüm. Kış gelmiş ne zaman çiftleşeceği belli değil, öldürdüğüm ana arı çiftleşmiş de olabilir ama riske girmedim, kenarda kutularımızda hazır yedekler varken niye risk alalım.
Ana arı kutusundaki hazır analardan birisini kafesledim.
Bu zamanda her bir ana arı bir bölme bir koloni demektir ve çok kıymetlidir.
10 Çıta arınız olsa bu mevsimde anası yok ise yok olacaktır.
Arılar ruşetlerde köpükleri mahvetti. Yalnız işi çözdüm, streç filim kapladığım köpüklere dokunmadılar.
Geçenlerde buna benze bir resim paylaşmıştım, birisi hemen altına yorum attı, kalın köpük koysan arılar kemirmez diye. Bu tür saçmalıklara dayanamıyorum, yorumu silip artık saçmalayanları engelliyorum.
Geçen ana arı kursuyla alakalı bir yayın yaptım yayının içinde birliğin, başkanın telefon numaraları var, birliğin adresi var. Adam bana soruyor saat kaçta ne zaman, bu kadar beleşçilik olmaz diyorum yav yayını bir tıkla içinde bilgiler eksikse o zaman sor. Engelle gitsin ve rahatlıyorum, ben onu görmüyorum ada beni ve yazdıklarımı göremiyor.
Binlerce paylaşım yapmışız adam paylaşımlarda hata arıyor. yav hatasız yayınlarıma niye bir şey demedin adi diyorum içimden hemen silip engelliyorum. Listemdeki kişiler 6 bin civarı hangi birine laf yetiştireyim, soruların genelde hepsinin cevapları yayınlarımızda var, iş olsun diye soru sorulmaz, iş olsun diye yorum yapılmaz.
Bir yayında yavrulu çıtaların altına adam yorum yapıyor, bizim burası -3 derece gel birde burada yavru yaptır yazmış. Nerede manyak var bizi buluyor...
Ben bölgemdeki durumu paylaşıyorum, sizde yavru gösterin mi yazdım altına...
Adam listeye ekleniyor ilk işi bana telefonunu at, bana telefonunu ver, Allah Allah diyorum bulduk belayı.
Hemen engelleyip siliyorum güle güle...
Bazıları listeye eklenir eklenmez bir bakmışım beni bir guruba eklemiş, yav sana kim dedi beni oraya ekle diye. Bu durumda ilk işin kim eklediyse onu buluyorum, listemden çıkar engelle sonra guruptan ayrılıyorum.
Polemiklerden saçmalıklardan bıktım anlayacağınız en iyisi saçmalık yapanlardan kurtulmak...
Saçmala yanlardan benim öğreneceğim belki fazla bir şey yoktur ama arıcılığa yeni başlayanların bizden öğreneceği çok şey var...
Evet kalın bir strafor kalınlığı 3 cm den fazla arı bunuda yedi veya tırmaladı.
Kasım ayında uğur böceklerinin aşkı, heralde bunlar kedilerden erkenci...
Kasım ayında çiftleşmek nirden aklılarına geldiyse...
Darıca tamam, tüm ruşetlere amitraz içerikli duman verdim, yavru devam ediyor ve dolaısı ile yavru devam ederken varroa mücadelesi çok zor sonuçlanır.
Darıcada bir arı avuç içi kadar kalmış, ana arı sağlam kapalı yavru var. Pelitliye getirdim darıcada anasını aldığım kutu ve yarım çıta ayrı kovandan yavru toplamda bir çıta ful arı olmuştur, üç ayrı az arıyı bir ruşete topladım bakalım ne olacak...
Kasım ayında çiftleşip yumurtaya giren bir kutuyu kontrol ettim yavrular kapanmış sorun yok.
Ana arı kışında yumurtaya başlar hemde çiftleşmeden, yavru kapadığında tüm yavrular erkek olur...
Pelitlideki bir ruşette yavru devam ediyordu...
Buradaki işleride bitirip hemen Ovacık tarafına geçtim, oradaki arılarında varroa mücadelesi yapıldı, üç zayıf bölmeden biri yağmalanmış arılar açlıktan dökülüyordu, balı çok olan bir ruşette açık ballı çıta verdim arabaya attık. Yolda kalorifer açık ölmek üzere olan arılar sıcak ve balı bulunca inlemeye başladılar.
Üç ruşette Ovacıktan pelitliye ağır bakıma geldiler, şuruplarını doldurup bıraktım bajkalım ne olacaklar.
Ovacıkta bir ruşetin altında salkım vardı, salkımı elime aldım içinde ana arı var, açlıktan ölmeye başlamış ruşete verdim bakalım ne olur....
Çuvaldızın böylesini ilk defa gördüm.
İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır derlerdi, bu çuvaldız kılıç kadar var :)
Pelitliden çıkarken gün batmış, ufukta acayip bir renk tonu ve kızıllık vardı.
Bir hafta sonunu daha böylece bitirmiş olduk, Darıcada yavru devam ediyor, pelitlide yavru kesenler var. Ovacıkta yavru durma noktasında...