Sadri Demircioğlu işi geregi bir çok ülkedeki fuarları geziyormuş. En son gittiği ülke Libya'ydı, oradan birde hoşuna giden arıcı maskesi almış.
Sadri bey bir ara anılarını anlatırken, demiştiki bir gömlegim var nedendir bilmiyorum, 8-10 senedir arılarla ugraşırken onu giyerim.
Bende hazır arılıktayız, şu meşhur üniformayı bir görelim dedim.
Bizimkininde buna benze bir forması vardı::))
Yazlığın içindeki dolapları bir açtım oda ne her taraf petek li çıta::)
Sadri abi peteklerin korumak için kafurun diye bir şey var onu kullanıyorum, ağkurdu oluşmuyor dedi.
Bende bu sene polenli çıtaları sıcak havada kovana kapatacağım ve içine kafurun koyup bekletecegim.
Kafurun kas gevşetmekte kullanılan kremlerde var.
Dolapların içi malzeme dolu, bu malzemeler şu an bitme noktasına gelen labaratuvara taşınacakmış.
Şimdi yazacaklarım yav bu kadarda olmaz detirtebilir ama bu arıcı böyle titiz birisi.
Sadri abi bir koloniyi açtı yapılması gerekenleri yaptı ve diger koloniye geçecek.
Hemen geçmek yok::))
Önce el ve arıcılık malzemelerini alkolle dezenfekte ediyor, sonra yeni koloni açılıyor.
Ben sıranın başından bir başladım öbür taraftan çıktım içi gitmiştir:)))
Daha neler duyup görecegim, yarabbi bana sabır ver.
Sari abinin deyimiyle oğul araklama kokusu.
Ogul yakalama kokusunu bir parfümcüden almış, fiyat gayet uygun, 80 lira filan beleş be::))
Aydınlatma için led denilen bir sürü lambacık yanmaya devam ediyor.
Çift bal süzme kazanı.
Surat maskesinin başka görüntüsü.
Bu arada fotosunu alacagım ve Bulgaristandan gelen bir şuruplugu gene göremedim. Göremeyince resimide arada kaynadı.
Sadri bey kendisi yayınlayacaktı, oda bir kaç kez unuttu.
Pet şişetle koloniye şurup veriyorsunuz, şişe kapakğı aynı ölçüde oldugu için, şurupluga 250 ml 500 ml yada daha fazla şurup alan pet şişeler takılabiliyor ve dışardan koloni ne kadar şurup lamış görüyorsunuz.
İnşallah kendisi resimleyip paylaşır.
Yemek için bahçede sadece maydonoz vardı, karnım doya organik maydonoz yedim.
Memlekete kışın yetişen meyve yokmu, yazlıkçılar kışın yetişen, mandalina portakal gibi meyvelere yönelmeliler::))
İstanbula geri dönüyoruz.
Bazı noktalarda kanola tarları vardı.
Bazı tarlalardaki kanolalar çok büyümüş, ayaz yiyenler yanmış ve büyüyememiş.
İstanbul E5 yolu üzerinde garden mi ne var çok güzel bir lolanta. Baışınızda garsonlar fır dönüyor, bu beni biraz sıktı diyebilirim. Muhteşem abi yoktu, radara yakalanmadan bişiler götürdüm ::))
Yemegimizi yedik ve bir matkaba ihtiyacm vardı, doğru bahaus sa gidiyoruz.
Bauhause te tahta kasalar hemen ilgimi çekti. Alın size hem anaarı kutusu hemde yan tarafkakiler ruşetlik olur::))
Sadri abi son yapacagı suni tohumlama aletinin bazı parçalarını aldı, bende son yapacagım 200 ruşetin montajını vidayla yapacaktım.
Bunun için şarzlı matkap alayım dedim.
Sonrada şarzlı yerine hem sağ sol ve tetikten devir ayarlı matkap işimi görür diye kalite bir matkap alıp kenara koydum, arılıkta iş biterse evmizde ömür boyu matkap lazım olur diye düşünüp ona göre karar verdik.
Yogun ve güzel bir günü gene yedik::))
