zaim asat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
zaim asat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20.02.2018

ARICI GEZİLERİ...

Resimdeki mutluluğa bakarmısınız...
Bu mutluluğun sebebi benim keçi...
Dostlar acayip hırs yapmış, biz bu anı beş yıldır bekliyorduk, hatta biriside keçiyi yedik ama keçide bizim ömrümüzü yedi demiş :)
Ben bu kadarmı pintiyim, bunlar iyice umudu kesmişler :)
Şu düşürüldüğüm hale bakın...
Allah kimseyi kimsenin eline düşürmesin...
Ayrıca Allah ne virise her şiyin hayırlısını virsin....
Dostlarımla güzel bir gün geçirdik, magazine geçmeden arılıkta bir ruşet yakaladım bu önemli onu anlatıp magazine geçeriz.

Arılığa gittiğimde mutlaka tüm kovanların önlerini dolaşırım, musluklara tek tek göz atarım, bazen daralttığınız delikler kuşlar  tarafından açılabilir, fare açabiliyor, yağma olmuşsa hemen anlarsınız.

Yusufun arılıkta arılar uçuyordu bir ruşet  çalışmıyor önündede bir kaç ölü arı vardı.
Hemen ruşeti açtım, arılar çok yavaş hareket ediyordu bal bitmiş hemen şurup istedim, yusuf ballı çıta getireyim dedi. Dedim ballı çıta olmaz, acil şurup getir. Ballı çıtayı bu arıya verdiğimizde arılar zaten uyuşuk çıtaları araladığımızda çoğu dökülecek. Şurubu üzerlerine döktüm aşırı olmamak üzere, şurubu alan kendisini ve yakınındakini hem besleyecek hemde ısıtacaktır. Hemen sobanın üstünde bir taş ısıttım ruşete koydum ruşette ısıyıda yükselttim. Biraz sonra biraz daha şurup verdim arılar gevşedi ve hareketlilik başladı ama dışarı gidemiyorlardı.
Aradan üç saat arı içeride iyice açıldı.
Artık akşam olmak üzere işi sonlandırmamız lazımdı, şimdi ballı çıtaları girebiliriz.
Boş çıtaları aldım.
 Orta çıtayı çektim ana arıyı gördüm.
Muhtemelen yavrular ölmüştür ama arıyı çıtadan ayırmak şimdilik zor ve olduğu gibi bırakıp iki tarafına ballı çıta girildi, ayrıca acil ihtiyaçlar için sulu şurubu yavrulu çıtanın iki tarafına döktüm.
Yere dökülen ve hareketsiz duran arılar vardı onu sobanın yanına götürdük arı öldü zannedersiniz ama soğuktan ölü gibi durur ısındığında hareketlenir.
Ruşeti aktarırken canlı körük kullandım :)
Yavrulu çıtanın iki tarafına ballı çıta girdik.
Ruşeti kurtardık ful bir çıta arısı kalmış. Haftaya güzel bir gün olursa yavrulu çıtayı almasını söyledim Yusuf'a.
Yavrular soğuktan ölmüştür arı yavruyu söküp atmaya çalışırken gene nüfus kaybeder.  Operasyon tamamdır, aç arılar genelde kovan önüne çıkar çok yavaş hareket ederler uyuşuk dururlar, bu gibi durumlarda izlenecek yol budur...
Yusufun arılıkta toplanamadan Gebzede toplandık Engin abi ve Müço Düzce'den geldi. İlhami abi Darıcadan geldi, Bilal Mollafenariden geldi, Zaim abi Gebze'de zaten. Gebze İsaklıya hareket ettik. Güzel muhabbet oldu.
Bol espiriler vardı, günün konusu performansa dayalı iş veya işçi memur çalıştırmaktı. Hem iyi hem kötü bir durum ortasının bulunması lazım.
Performansa dayalı sisteme göre doktor çalışmış olsaydı Muhteşem Abim Allah korusun şimdi hayatta olmayacaktı. Neden mi, kalptte 8 cm yırtık var, ameliyattan çıkma şansı %2 doktor bu riski alıp hastayı ameliyat etmez, çünkü hasta ameliyattan çıkamadığında performansa eksi puan verilecek.

Orada anlatamadım buraya yazayım, kamuda çalışan bir tanıdığım anlatmıştı, günlük su sayacı okuyorlardı, ortalama okudukları sayaç sayısı 150 aboneyi geçmiyormuş, üstlerindeki yetkili diyorki bak 4 bin lira para alıyorsunuz yapılan iş az performansınızı artırın, tanıdığım kişi dediki kendimizi zorladık 250 aboneyi okumaya başladık gene beğenmediler, bir firma teklif verip işi aldı, taşeronda ki sayaç okuyan eleman günlük 500 aboneye ulaşıyormuş ve bizim aldığımız paranın yarısında bile az maaşa bu işi yapıyorlar demişti...

Kim ne yaparsa yapsın çalışanda Allah korkusu ve kul hakkı konusunda hesap vereceğini düşünmüyorsa gereği gibi çalışmayacaktır.
Bu konu ara sıra karşılıklı nüksedip durdu, performansa karşı olanda vardı iyi diyende vardı. Örneklemeler ise içinden çıkılması zor bir yere dayanıyordu, düşünün bir müdür görevini yapmıyorsa onu görevden alamıyorsun, performans devreye girdiğinde müdür otomatikman görevden alınacak veya görevden almasınlar diye çalışmak zorunda kalacak, ortasını bulmak gerçekten zor. Hakim savcıya sen az dava sonuçlandırıyor sun dersen nasıl suçluyu suçsuzu dileyip işi hızlandıracak...
uzun süredir bazılarımız birbirini görmemişti.


Ben ormana yabani çilek ektim, yakalanmışım. Adapazarından iki yıl önce getirdiğimiz dağ çilekleri acayip arsız saksıda durmuyorlar. Her tarafa kol atıyorlar.
Mis gibi hava, aslında bu günü kaçırdık tam arı kontrol etme günüydü...
Yavaş yavaş millet acıkmaya başladı...
Keçi zamanı...

Geçmişte tavugu iki ayaklı keçi, patatesi Afyon keçisi diye yedirenler vardı aramızda :)
Gerçek keçiyi ustaları öğretmeliymiş, buyurun öğrettik....
Keçi kavurmayı duyunca üç gün öncesi diyete başlayan kalfamızda oldukça mutlu görünüyor.
Millet keçi yerken bana kuru pilav :)

Yemekten sonra çay ve çerez faslı başladı...
Üstünede İlhami abim cümbüşle müzik ziyafeti verdi...
Ülkemizdeki en teşekküllü arılık bana göre Yusuf Şimşak'ta. Ormanda güzel arı evi ve içinde balı belli ısıda tutacak bal kazanları, güzel malzeme rafları, bir çok arılıkta yoktur.



Yusuf beyin küçük kızı, tekne kazıntısı, Maşallah...
Bir günü daha yedik dönüş vakti geldi çattı...
Son zamanlarda resim çekmiyorum çekenlerden alıyoruz sağ olsunlar iyi resimler yakalamışlar...
Dostlarıma sonsuz teşekür ediyorum, sizlşer için keçi neki :) Yeter ki isteyin...

İlk denememde yaptığım aşılar 5-6 cm filiz verip kurumuştu, bu yıl yeniden palamut ağacına kestane kalemi aşılayacağım. Kabuk altına aşı yapılıyor, bu işi başaranlar var. Hatta Şile orman işletmesinin meşe ağacına kesatane aşılama için ayırdığı deneme alanı var. Birde facede bu işle uğraşan gurup var onun linkini bulup buraya koyacağım. Meşe ve kestane aynı familyadan diyor bilimciler. Bazı kişiler her meşeye olmaz uzun tohumlu olanı değilde yuvarlak tohumlu olana aşılayın diyorlar.  Bu konuda çok soru alıyorum ama meşeye kestane aşısı oluyor...

 Bir arkadaşım tarafından gönderilen 110 R asma kalemleri. Köyümüzdeki babamın bağında çok eksik var ve bağı yenilemeye başlıyoruz. Arkadaşımızın ismini vermek istemiyorum kendisine teşekürler, bir posta daha kalem yollayacak, bu kalemler Fransa'dan gelen anaçların dalları.
Bursa Fidancılıktanda 150 tane köklü 1103 Paulsen asma anacı alacağım inşallah.


Amerikan asma anacı,110R, 140 RU ve 1103 Paulsen kuraklığa en dayanıklı asma anaçlarıdır, bir videoda köklerini ene ve derine 40 metre gittiğini anlatan bir ziraat mühendisinin videosunu izledim. Dağın başına bu anaçları ekin ve istediğiniz üzümü aşılayın verim alıyorsunuz. Bu anaçların kendisi verimsizdir üzüm vermez. Alt linkte asma anaçlarının özellikleri açıklanmış resimde ise anaçların dayanım özellikleri var. Anaç listesini aynı sayfadan ekrandan resimleyerek aldım.
http://www.bodrumbaglari.com/mv.php?sayfa=detay&id=44

4.10.2016

ARICILIK VE KEÇİLER...

 Arıcılık ve yaşadıklarımız, şaka söylediklerimiz bile gerçek oluyor.
Keçi diye diye keçiyi yedik, memlekette daha tabiki çok keçi var :)
Trakyalı dostum Şenol, bizleri davet etti bizde kendisini kırmadık :)
Zaim abim keçiyi duyunca birden heyecanlandı düştük yollara, Fatihsultanmehmet köprüsünden geçerken deniz çarşaf gibi bu gün acayip palamut çıkar diyordu.
Trakya'da biraz dolaş sakta kaybolmadan Vize'ye vardık :)
 Sohbet başladı, Zaim abinin kılarnetçi fıkrasına hala gülüyorum. Aman dalıp gitmeyin...
Bu resim İlhami abiden...
 Bu resimde Şekerli abimden, resimlerin henüz hepsi piyasada değil piyasaya düşenleri yürütmeye başladım.
İlginç bir resim olmuş, sanki Gurmeler limonatanın tadına not verecekler, Ercümentte sonuç bekliyor gibi:)
Arıcı sohbeti bir başkladımı bitmek bilmez hadi hayırlısı.

 Konudan konuya geçildi sonra Vize de tura çıktık ilk durak Şenol başkanın atölyeye gitti, Erol abinin Atölyede imalat yapılıyor.
 Çok amaçlı ruşet, bölmeler alındığında 7 çıtalık oluyor.
Arıcılık malzemelerini arıcılık yapanlar yapmalı, bu görüşü yıllardır savunuyorum.
 Şenol başkan iyi bir arıcılık malzeme üreticisi.
 kovan toplama kalıbı...
 Tahtaları diz sıkıştır ve ve vidala.
 Zavallı keçi sıra sanada gelecek :(
Atölyeden arılıklara daldık.
 Şenolun ana arı üretim kutuları.
Bu yıl bu kutulardan 20 bölmeyi çalmışlar.
İnanan birisine bu işler acayip ters, müslümansa zaten bunlara inanmalı.
Düşünün hırsız kimselere görünmediğini sanarak hırsızlığı yapıyor, Allah ve meleklerini nasıl atlattı orasını düşünmüyor. Yanındaki iki melek zaten senin hayatını filme alıyor, içinden geçenleride Allah biliyor.
Burada yakalanmadın, öbür tarafta tüm insanların önünde ben senin mallarını çaldım diye kendisi gelip hakları teslim edecek...
Çalınan maldan mülkten sen yiyip içeceksin, çoluk çocuk yiyip içecek ve bunlardan hayır göremeyceksin, sonuçta bir şekilde ektiğini biçeceksin, işin garip tarafı hem burada huzurun olmayacak, inancın tam olmadığı içinde başına gelenlerin yaptığın yanlışlardan olduğunu zaten anlamayacaksın.
Öğrendiğinde ise Allah ve tüm insan   önünde hesap vereceksin.
 Ali abim kutuları incelerken.
 Bu kutuları gördükçe bizim ülkedeki arıcıların yaptıkları aklıma gelir.
Almanya da bir kepçe arı ile üretilen ana arılar 2-3-4 kat olurken. Bizdeki arıcılar kutuları küçümser, hatta bir birlik başkanı ana arı üreten birisine bir yorum atmıştı, aaa sendemi kutuda ana arı üretiyorsun diyordu.
Muğla'da ana arılar kovanlarda ürer, 7-8 çıta olmadan oğul vermeye başlar kaliteye bakın :)
Kalite, damızlık ve ana arı larva yaşı ve beslemeyle alakalı...
Transfer ettiğin larvayı kaşıkta göremeyeceksin ve güçlü bölmelerde bu larvalar çok iyi besletilmeli...

 Şenol'da benim gibi sürekli denemeler peşinde daha önceki yaptığı camlı ana arı üretim kutuları daha büyük.
 Bu sistemde eğilme bükülme yok diye övünsede yerin yurdun sana ait değilse, oradan oraya taşı babam taşı.
 Her kutuda dört cam kutu var, bu direkte 12 ana arı üretilmekte.


 Zaim abininde kutular hoşuna gitti, bu sistem sanada lazım dedi.

Doğadaki yiyeceklerden oldukça iyi faydalanırım, bu resmide Ali abi çekmiş, Zaim abiye doğal kuşburnu ikram ettim di :))
Şenolun dedesinden kalma bağda bir kaç yaşlı asma kalmıştı, üzüm var diye bizi götürdü. Üzümlerden eser yok bende ekmek için üzüm dalı kestim.
 Vize de melengiç ağaçları ve meyvelerini gördük. Bu ağacın ne olduğunu bilmiyorlarmış.
Bu ağaçlara Antep fıstığı aşılana biliyor.
 Sohbet devam ediyor.
Abimiz 6 kovanı bölerek 30 tane arı yapmış.
 Konuş konuş dur keçi bir türlü pişmiyor. Sohbet güzelde birde karın doyursa...
 Ben etrafta ne bulduysam yedim açlık zor.
 Vize çilekleri, vize ekotipi :))
 Mis gibi kokan çilekler.
 Biz naylon koyuyorduk bunlar bez koyup çilekleri ekmişler, hemde yağan yağmur kumaştan aşağıya geçiyormuş.

 Kış geliyor, hala koruk var.
 Ali abim manzaralarla ilgilenmekte.
Nihayet beklenen an geldi, gemi göründü pardon keçi.
Bu arada ekibimizin büyük bölümü kayıplarda.
Tarihi belirleyen doktorum hastalandı,arazi oldu, pazartesi kendisini aradım baktım işe başlamış :)
Hasta adamın işte ne işi olur. Kendisini Hakim beye havale ettik kesilecek cezaya razı olacak.
Fatih babamın kolu çıktı, ameliyat olacak dedi Bursa ekibini yaktı.
Engin abimiz evini Düzceye taşıyordu...
Efraim abinin düğünü vardı.
Zafer abim memlekete gitmiş.
Gürol abi yalovada.
Aziz abi çok düşündü ve gelemiyorum dedi.
Yusuf pazarları etkinliklere katılmaz.
Bunca olumsuzluk nasıl bir araya geldi anlamadım ama iyi oldu, doya doya yedik hani, iyiki gelmemişler dedim içimden kimse duymadı :)

Bu arada geçmişte keçi diye, bize keçiden başka her şeyi yedirmişler.
 Keçiyi fırında yapmışlar...
 Kim yaptıysa süper olmuş, ne az pişmiş nede az bu kararı herkes tutturamaz, lokum gibiydi etler.
 Servisten önce başkanın resimlerini aldım bir ara video çektiğimi anlayınca kızdı :)
 Kolum koptu çek artık şu resimi demekte.
 İlçe halk eğitim müdürümüz, yanındaki Ercüment, sağ kulvardan götüren ise Şekerli abim.
Bu resimde sağlı solu götürüyorlar, nasıl benim resim çekmeme bunlar denk geliyor anlamıyorum.
 Ev sahibi abimiz kusura bakmayın istediğimiz gibi sizinle ilgilenemedik diye kendisini yedi bitirdi, fazla şımartmayın bunları benden söylemesi...
Ellerinize sağlık...


 Başkanında iyi pozları var :))
Her şey için teşekürler, başta Şenol olmak üzere herkesten Allah razı olsun, Allah hepinizin gönlüne göre versin.
 Sadri abim hafta içi kimse tatlı almasın dedi tabiki kendisini kırmadık, tatlı nefisti, koca tabak nasıl bitti anlamadım.
 Dönüş hazırlıkları başladı ben fesleğen, biraz çilek fidesi bir kaçta üzüm çeliği aldım.

 Sadri abim yakında yumurtaya başlayabilir, arıların keki sağlıklı ve doğal diye habire kek yiyordu...
Ürettikleri keki tanıtımını yaptı, bir koli kek hediye etti, ana arı kutularının bir kısmını bu kekle kışlatacağım inşallah.
 Akşam güneşi güzellere vurmaya devam ediyor bu arada gün bitmek üzere.

 Arıcıların sohbeti bitermi tabiki bitmez.

 Bir türlü vedalaşıp ayrılamıyoruz. Vedalaşıyoruz gene sohbet başlıyor.


 Son yer Vize kalesi.

 Bu kale Vize kalesi.
 Kazma kürek olsaydı birazda biz kazardık...
 Kaleden çok az şeyler kalmış.
 Manzara süper ve acayip rüzgar alıyor.




 Ali abim resim alıyor...

 herkes mutluydu...
 Artık geri dönüşe geçiyoruz.



 Zaim abim Şekerli abiye senin soy adın arıcıya uygun değil Ali Ballı olmalı diyordu...
 Güzel bir günü dostlarımızla geride bıraktık.



 Basın mensupları hala çalışıyor, ekip araçlara gidiyorken.
 Vizede bir tatlı gün sonra erdi, darısı başka gezilere.
Trakya'nın meşhur hasanbey kovunu, yollarda dikkat ettim sadece bir noktada bu kavun satılıyordu. Eskiden bir sürü yetiştiren vardı, her yıl üretim düşüyor.
 Zaim abime kuşburnu hediye edildi, dün akşam ovacıktaki bahçesine indirdik.
Vize fesleğeni, kaç tane fesleğen aldım hiç biri evde yaşamıyor artık bundan sonra fesleğenleri tohumdan yetiştireceğim. fesleğen vize ekotipi :)

Güzel bir gezi, güzel başladı çok güzel bitti, emeği geçenlere sonsuz teşekürler hepinizden Allah razı olsun.