Nasıl desem bilmemki, inşallah bir hafta daha yagmur yağmazsa nektar devam eder::)) Yağmur yagarsa kestane işide biter diyorum.
Bu gün haberi tersten yapıyorum cumartesi sona kaldı.
Sabah Gebzedeki arılıga ugrayıp, oradan ormandaki arıların yanında biraz işler vardı onları halledip Şile'ye hareket ettim. Çoktan beri böylede gezmemiştim yaklaşık 25 köyden geçerek pazar gününü bitirdim, motorun tepesinde oturmaktan bi acayip olmuşum. Şile Korucuköye vardığımda ilk arıların durumuna baktım ne yapıyorlar diye. Kapagı kaldırmamla birlikte zaten kestane balının o keskin kokusu burnunuzu yakıyor. Henüz kestane püskülünün tamamı açık degil ayrıca hiç açık ıhlamurda yok.
Arılıkta üç kişinin arısı bulunuyor benim arkadaşlarımdan. Birer ikişer kovanda arkadaşlarımın kovanlarına baktım.
Murat Baloğlu, bu sene çok üzgün. Bir çok fire vererek bahara çıkmış, şimdi ise kata zor gelen birkaç kovan arıdan bal almayı umuyor. Bizim en zayıf arılarımız biler şahane onun arıyla kıyaslarsak. Sağ olsun bu sene bize arılığını açıp misafir etti. Bir daha bu durumlara düşmemesi için elimizden geleni yapıyoruz.
Bu çıta benim kovanlarımdan birisine ait. Arılarım çok güçlü olmamasına rağmen kestane nektarı çekmişler. En büyük avantajım ise peteklerin kabarık olması. Bir kaç kovandaki arılar, ham petege yönünü dönüp bakmamışlar bazıları petekte örüyor. Alt katlarda ağarma vardı, fakat yukarlarda ağarma yok benim kovanlarımda.
Bu çıta ise Mustafa Kabaoğlu abimizin kovanından ve ikinci kattan yani. Arı yaklaşık 30 çıta ve bu en üst çıtalardan biri işte.
Murat Baloğlu, bu sene çok üzgün. Bir çok fire vererek bahara çıkmış, şimdi ise kata zor gelen birkaç kovan arıdan bal almayı umuyor. Bizim en zayıf arılarımız biler şahane onun arıyla kıyaslarsak. Sağ olsun bu sene bize arılığını açıp misafir etti. Bir daha bu durumlara düşmemesi için elimizden geleni yapıyoruz.
Bu çıta benim kovanlarımdan birisine ait. Arılarım çok güçlü olmamasına rağmen kestane nektarı çekmişler. En büyük avantajım ise peteklerin kabarık olması. Bir kaç kovandaki arılar, ham petege yönünü dönüp bakmamışlar bazıları petekte örüyor. Alt katlarda ağarma vardı, fakat yukarlarda ağarma yok benim kovanlarımda.
Bu çıta ise Mustafa Kabaoğlu abimizin kovanından ve ikinci kattan yani. Arı yaklaşık 30 çıta ve bu en üst çıtalardan biri işte.
Bu kovan Murat Çakır'ın kovanlarından birisi. Arı yaklaşık 26 çıta ve en üstünü bile güzel agartmış. Aşagıdaki resim işe resimdeki işaretli, çıtaya ait.
Daha nektar su gibi bazı işlemler yaptım kendi kovanımda arı silkeledim bal su gibi dökülüyordu.
Bal işi arının gücüyle alakalı, bu lafı çok yerde etmişimdir en çokta Trakya'ya gittiğimizde yerli arıcılar derki sizin arılarınız bizim balları topladı, bizim arılar aç kaldı diyen çok. Bende derimki arınız yoksa , boş kovanlarınızın önünden bal ırmagı aksa ne yazar. Nektar öğleye kadar toplanmadımı yok olan kuruyup uçan bir şey bunu bile hala anlayamadık.
Bir başka konu ise bazı arıcı arkadaşlar kestaneden menmun degil, birde üçüncü kat mevzusu var, arı olmadıktan sonra kaç kat atarsan at. Bir çok arıcının arıları yazın ortası gelmesine ragmen nektara hazır degil, buda ayrı bir kambur işte. Ya çok öncede nektara hazır oldu arı oğul verdi ve işi gümletti, yada hala gelişecek.
Bazı arıcılarda arının gücünü hesaplayamayor, arı kovana dagıldıkça zannediyorlarki kovan ve kat doldu. Hiç bir şey bilmiyorsanız bir ara haber yaptım, dedimki arının kaç çıta oldugunu anlamak için bazı çıtalarını alın, dalak asarsa bakın arınız kaç çıtaymış ortaya çıkar. Şile'deki arılarımızın bakımlarını kısa sürede bitirdim, arılar zaten saldırmıyordu, bu bile nektarın ne kadar iyi geldiğini gösteriyor. Arılara bakım yaptıgım saat ise öğleden sonra üçü geçiyordu.
Bakım sonrası Muratın oğlu Hamza önceden hazırlanmış börekleri getirdi, aç karmna ne gitti be. O sırada başkalarıda geldi, güya kaynanaları çok seviyormuş.
İsimler konusu gene karışık, şimdi kime ne yazayım ki. Murat'tan isimleri alıp ilave edeyim bari.
Asıl bu abi başımı belaya sokacak. İsim yazmana gerek yok diyor. Başka şeyler yazarsan biz anlarız dedi.::))
Şile dönüşü, cuma günden beri anaarı kutularından ana topluyoruz kayırlar alıyoruz derken bu gün meme dagıtma günüydü, hacıda düğüne gitmişti. Kendim 25 memeyi dagıttım, yarına az kaldı. O kadar yorulmuşumki 7 memeyi vermeden arılıktan çıktım.Birde evde daha kayıtları girecem. En iyisi ise böyle yapılan işi resimlemek kayıt girmesen bile evde elinin altına geliyor defter taşımana gerek yok. Hacı benden çok yoruluyor, düyorki üç göze bakana kadar kesin üç kovana bakım yapılır::))
Şile'ye gitmeden önce ormandaki arılıktan sadece bu resim ilgimi çekti. Degişik polen renkleri.
Evde başımızın belalarından, keske kırılsa diyecem ama olmuyor, balkona ortak olmaları işime geliyor. Gece eve alıyoruz gündüz balkondalar, arılardan çıkamıyorlarmıştı, şimdi bunların pisliklerinden çıkamıyorlar::)))
Cumartesi günü acayip moralim bozuldu. Balkona çıktım kutulardakiler ne yapıyor diye, yerde bir arı ama sanki anaya benziyor.
Yakından bakıyorum malisef Alman'lardan biri daha elvada etmiş. İşçi arılara ne dersem diyeyim onlar ne anlayacaklarki. Bir sorun var bir türlü çözülmüyor, bu Alman'ların kızlarını üretiyoruz hiç birisine böyle bir şey olmuyor. Tek sebep bu arılara yolda bir şeyler oluyor. O kadar soru soroyorumki kendime, neden burada işçiler öldürüyorda Almanya da neden öldürmüyor. En düşük 20 çıtada yaşıyorlar orada .Sonuç ise kurt katırın kıymetini ne bilir.
Karnoyolların başta kabulünde sorun oluyor, bu nedenle Almanya'dan gelenleri direk başka arılara vermedim, elimizde bulunan tek F1 kovanı paramparça ettimki sorun çıkmasın genede çıktı.
Arılıga en az 2 saat geç gittim moral sıfır oldu. Bahardan beri 12 anaarıdan elimizde kalan 4 adet. 2 Saf 6 F1 yok olup gittiler. Hemen diğerlerine baktım bunlardanda korkuyorum artık. Açıkta iki günde bir kek veriyordum, keki artık 15 gün yetecek düzeye çıkardım, birde yandan şurupluk dayadım, genede iş garanti degil işte, birde ham petek ördürüyorum daha ne yapayımki. Herkesin işi var, tarlacılara kek ve şurup, acemilere petek daha ne yapayımki. Hala gidip anayla uğraşıyorlarsa.
Birde beni korkutan çatlayan yumurtalar süt içinde kalıyor neredeyse boğulacaklar. Acaba diyorum anayımı degişecek. Geçen iki tur buradan tranfer yaptım,52 de 52 tuttu. Sonradan birini bozdular. Bu görüntüde beni ürkütüyor bakalım hayırlısı.
F1 Karniyolun birisinede habire erkek yaptırıyorum. Bu sıralar oda cıvıttı, erkek gözü yapsın diye verdiğim boş çıtaya işçi gözü yapıyor. Bende başka yerden erkek gözü buldummu başlangıcını erkek yapıyorum durum ne olacak bakacagız.
Gidecek yerleri olmayan anaarıları geçici beklemeye alıyorum.
Bu gün biri telefon etti anaarı varmı var, kaça şu fiyat dediki pahalı, piyasada 15 liraymış bir şeyler yap dedi dedim 15 liralıktan sen al, dediki düşünüp arayacam, dedimki bir daha beni arama, sana 15 lik uyar.
Hala insanlar anaarının ne demek oldugunu anlamayıp kelepir peşinde koşuyor bu millete her şey müstehak.
Not.Bu haberi dün internet kafeden yaptım, Tam haber bitti, Şekerli ve Yüksel'le msn den yazışmaya başladık, internet kafeci başladı kapatıyoruz demeye. Bende duymazlıktan geliyorum, heralde beni sagır sandı yanıma gelip abi kapatıyorum dedi::))
Yaklaşık bir haftadır evde telefon ve internet arızalı. Söylenenlere göre bina girişinde ki kutuda sorun varmış.
3 yorum:
Ali abi bende 10 kaata ana var o arkadaşa söyle:))
almanca öğrenmeyi dene
Kolay gelsin,bereketiniz bol olsun.
Yorum Gönder