31.10.2008

PÜRENE YAVAŞ YAVAŞ VEDA EDİYORUZ,HOŞ GELDİN KOCAYEMİŞ

Her hafta gittiğimde aldığım resim bu sefer soldu.Hala yeni açan püren olsada artık arılar kocayemişe gidiyor.
Son baharda arıcılık ve nektar kaynakları marmara bölgesinde bitiyor.
Pürenden sonra kocayemiş devreye girdi.
Şimdi ege bölgesinde çam balıyor.
Çok güzel nektar geliri vardı,tören sonu gidince hiç bir iş yapamadım sadece seyrettim.Resimleride kaliteli çekemedim.Çünkü güneş yatay olunca resimler güzel çıkmıyor.
Erken açanlar meyveye bile durmuşlar.
Arıların uçması süperdi ama son bahar uyuşuklugu hakim tüm kovanlarda.Arı uçsada kışın gelecegini sanki hissediyor.İşten ballı gelenler girişe konamayıp yerlere konuyor.
Sadece bir zayıf kovanı aralayıp bakabildim güzel ağarma vardı bu kovan dört çıta arısı ancak var.Bu hafta sonuna tüm kovanları gözden geçirip notlarıda almalıyım artık.
Arılarım tamamen eski nesli temizlemiş görünüyor.Bu görüntüler genelde baharda olurdu.
Şimdiki çıkan arılar kış arısı olacak, kışı ne kadar genç arıyla geçirirsenniz baharada o kadar güçlü arıyla çıkarsınız.
Kovan içindeki arılar bizi bahara taşıyacak gençlikteler. Trakyada bir sefer varova ilacı verdim.Bir daha veremedim bal olur diye sağımlık bal olmayacak,ama arılar çok rahat kışlıklarını çıkardılar.Sadece güçlü kovanlardan yedege çıta bal çekebilirim.
Bir kaç poz böyle yakalayabildim.Şimdiye kadar farketmemişim kocayemişten arı polende topluyorlar. Bu çiçeklerin bir başka özelliği hava yağsada nektara bir şey olmaz.

Bu hafta erken gideriz kısmetse güzel kocayemiş resimleri çekerim.Her taraf bembeyaz olmuş.
Arıların etrafı nasıl pürense,şimdide kocayemiş dolu.
Resmin solunda arılarım,kısmetsede artık bu güzel günlerden sonra taşınma vakti geldi sayılır.Artık bir daha hava bozarsa açmayabilir.

Kocayemişten görüntüler.
Son çiçekler,desem olmayacak havalar acayip oldu.Bahara dönecek böyle gidersek.Yazıyı yazdığımda saat dörtotuzdu ve Gebze deki hava sıcaklığı 21 derece üstü.Bu sıcaklar aslında iyiye alamet degil.

Not:
Arıcılık bilgi paylaşım forumu ve arıcılık bilgi merkezi.
http://www.aribakani.com/forum/


30.10.2008

ARICILIK DÜNYADA VE ÜLKEMİZDEKİ ARI VE ARICILAR.

DÜNYADA VE ÜLKEMİZDEKİ ARI VE ARICILAR.

Önce dünyadaki arılara ve bizdekilere bakarsak arada uçurumlar olduğunu görürüz.Dünyadaki gelişmiş ülkeler kullanacakları arıları itina ile seçip ıslah ettikten sonra kullanmaktadır.Islah edilmiş arılar arıcılara neler kazandırır dersek.Öncelikle rahat çalışma sağlıyor.Arılar o kadar sakin ki maskesiz bir çok işinizi yapabiliyorsunuz. Yüksek verim alınabiliyor.Yüksek verimin alınabilmesi için yüksek mevcut gerekiyor.Islah edilmiş arılar yüksek mevcutları olduğu halde oğul eğilimleri sıfıra yakın oluyor.Islahta hastalıklara dayanıklı arılar seçiliyor.Ayrıca bu bahsettiğimiz arılar çabuk gelişiyor.


Ülkemizdeki arılara bakacak olursak,her tip arı mevcut.Her tip derken yukarda ki özellikleri tek tek bünyesinde barındırıyor ve bunları bir arıda toplayamıyoruz.Tüm özellikleri bir araya getirmek ise genetik ıslahla alakalıdır ve uzun yılar süren çalışmalar gerekli.Arı ırklarını tek tek ele aldığımızda,Kafkas arısı çok iyi bal topladığı halde hızlı gelişen bir arı değildir.Bazı bölgelerde kendi kendine hayatta kalması zordur.Mutlaka müdahale gereklidir yaşatmak için.Hızlı gelişemediği için oğulda veremez çünkü arı hiçbir dönem sıkışmıyor ki.Muğla arısı çok hızlı gelişip,çok oğula meyilli bir arıdır.Ayrıca sakin bir arı değildir,devamlı arılıkta sizi ziyarette bulunur.Trakya bölgemizdeki yerli arılar karniyol özelliği taşımaktadır.Fakat gezginci arıcılık Trakya bölgemizde de yerli ırkın melezleşip ne olduğu belli olmayan arıların doğmasına neden olmuştur.Birde Trakya yöresinde sepet arıcılığı arıları oğla meylettirmektedir.Diğer bölgemizdeki arılarda yukarda bahsettiğim olumsuzlukları bünyelerinde az çok barındırmaktadır.

Benim en son gözlemlerim şudur,karniyol arısıyla ,Muğla arısı birbirine çok yakın.O kadar ortak özellikleri var ki.Islah edilse karniyol arısına hiç gerek yoktur.Olumsuzlukları hırçın olması,oğul meyilinin çok olmasıdır bana göre.Bu iki iyi olmayan özellik bu arıyı değersizleştiriyor.Çok hızlı gelişen bir arı.Karniyolda çok hızlı gelişen,sakin ve oğul vermemesi arının değerini artırıyor.İnşallah ben ilerde kafamdakileri yapabilirsem idealimdeki arı,karniyolla Kafkas arısının karışımıdır.Bunları birbirine monte edebilirsek dünyada bana göre bu arıdan daha iyi özellikli arı bulunmaz.Doktorum Muhteşem ağabeyimin dediği gibi hayal nasılsa beleş,en iyisini düşünmeli.



Dünyadaki arıcılara bakacak olursak ,tabi ki gelişmiş ülkelerdekilere.Her ülkenin yöresine göre arıcıların yapacakları işlerin bir şablonu var.Kim nerede ne zaman ne yapacak bellidir.İlaçlamalar zamanında ve herkes aynı anda yapıyor.Bal hasadından sonra arılar gelecek sene için hemen kekle beslemeye alınıyor.Sonbahar gelmeden arıları kekle uzun süre besleyip mevcudu doruğa çıkarılıp.Birden yoğun invert şuruplamasına geçilir .Kısa sürede tüm petekleri şurupla bloke edilen kovanda anaarının işinede son vermek sizin elinizdedir.Anaarı ne kadar yumurta atmaya çalışsa da artık yavru alanı bulamayıp mecbur kışlama moduna geçecektir.

Ülkemizdeki arıcılara bakacak olursak ,durumlarımız karışık diyebilirim.Bizden geri ülkelerde var ama biz en iyisi olmalıyız.Çünkü ülkemiz arıcılık için tam bir cennettir.Kimin ne zaman ne yaptığı belli değil.Arıcılarımız yerli yersiz her şeyi yapıyorlar.Bizde gelişmiş ülkelerdeki gibi arıcılığı bilinçli yapan yok.Zaten olsaydı hala kış salkımına hazırlanan arılara kek vermeye devam etmezdik.Kek bizim arıcılık mantığımızda her derde ilaç gibi.Bazı yerlerde gözlemlerim ise çıtalarında doğru dürüst bal olmayan kovanların üstüne iki kilo keki koy,kovanı kapat bu arı kışı çıkarır mantığı devam ediyor.Kovanlarımız hadi kışı çıkarıp bahara ulaştı ,baharda bir avuç arılar ne yapacak ki.Baharda bu bir avuç arıyı adam edeyim derken yeni bir sezonu bir çok kovan yiyor kimsenin de haberi olmuyor.Fakat bu kısır döngü devam edip duruyor,çünkü bu bizde adettendir.Kovan ne kadar çok olursa hastalığı bize çok pahalıya mal oluyor.Kovan çok bal yok.Yabancı ülkelere bakıyorsunuz ,adamın 4 kovanı var ve sabit arıcı aldığı bir seferki bal 100 kg dır.Bizde de 25-30 kovanı olan arıcılarımız arılarına kek yapmak için başka arıcılardan bal satın alırlar ne kadar acayip bir durum.Bizdeki hataların başında başıboşluk,vasıfsız anaarı kullanımı,arıların sürekli çoğaltmak için bölme ve oğul verdirme,yanlış besleme ve yanlış zamanlarda varroa mücadelesi yapmak diyebilirim.


Konuyu bir şekilde son vermek lazımda nasıl.? Şimdi bazılarımıza çok komik gelebilir,Hindistan da insanlar ineklere tapar.Bu çağda bu olurmu?Bal gibi oluyor.Bizdeki arıcılıkta böyledir.Bizde arıcılık baba ve dededen gelme usülle arıcılık yapıldığından,adet ve gelenekleri bırakmamız zor.Arıcılıkta işin mantığı ortaya çıktı,hasattan sonra arıyı kekle besle kış gelmedende petekleri koyu şurupla biloke et ve kışa gir bahara kadarda o kovana hiçbir şey yapmana gerek yoktur.Geçenlerde Kosovalı Fatih yorum atmış benim yazılarımdan birine.Diyorki Türkiye de çok saçma şeyler var.Kardeşim çok saçma şeyler var diyeceğine deki kış salkımına giren arılara kek vermeyin.Hadi bunu diyemedin deki buralarda böyle ,böyle yapıyorlar ve bahara kadarda kovanlara bir şey verilmez haber yap.Bizim arıcılığımız gelenek ve adet arıcılığıdır.İnsanlar ana baba ve dededen gördüklerini yanlış olsa bile unutmaları imkansızdır.Biz Türk’lerin eski dini Şaman izimdir.Kökü ise ta iki bin yıl öncesine dayanır.Şamanizimde nazar boncuğu sizi nazardan korur,kurşun dökme vardır sizi hastalığınızdan iyileştirir,ağaçlara çaput veya bez bağlarsınız dilek ve istekleriniz gerçekleşir.Bazı kutsal kişilerinde türbelerine mum yakılır o ne işe yarar onu unuttum.Sağlıklı kafayla bunları düşündüğünüzde ne kadar saçma dersiniz,ama gelin görün ki iki bin senedir devam ediyor ve İslam dini bunları yasaklayıp adına da demiştirki batıl inanç.Yeni öğrendiğimiz bilgiler ne kadarda doğru olsa eskilerden de kopmak olmuyor değil mi ?
Siz eski hastalıklarınıza ve batıl inançlarınıza devam edin.Arılarınız kekleyin,beklide çok yakında kış oğulları alırsınız.Yeniliklere kapınızı sakın açmayın gelenekçi arıcı kardeşlerim benim.

Not:

Arıcılık bilgi paylaşım forumu ve arıcılık bilgi merkezi.

http://www.aribakani.com/forum/

29.10.2008

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

Belkide öğrencilik yıllarımdan beri ilk Cumhuriyet bayramı zor geldi.Sabah erkenden kalktık,bazı malzemeler bir gece öncesi köylerden geldi.Sabah ayarladığımız traktöre malzemeleri yüklerken benim bal süzmeyi ve yeni hacı torunu alınarak ziraat odasının önünde hazırlıklara devam ettik.

Ziraat odasının önünden dört traktörle giçit törenine katıldık.Biz arıcılarda çiftçiyiz ve tarım ürünlerini direk etkileyen milyonlarca işçimiz var çoğu kişi bilmesede

Ziraat odasının önünden dört traktörle giçit törenine katıldık.Biz arıcılarda çiftçiyiz ve tarım ürünlerini direk etkileyen milyonlarca işçimiz var çoğu kişi bilmesede.

Ziraat odasının önünden dört traktörle giçit törenine katıldık.Biz arıcılarda çiftçiyiz ve tarım ürünlerini direk etkileyen milyonlarca işçimiz var çoğu kişi bilmesede
İşin magazin boyutu fuldü.Ziraat odası başkanımız Ersan Çınar bir traktörü ben süreyim dedi.En janjanlı traktör bizde olunca.Başka traktörlerde antrenman yapıp tören başlarken bizim traktöre geldi bunu süreyim dedi.Finali biz yaptık,sıranın en sonuna geçip karanfillerde atınca kalabalık karanfil kapayım derken güvenlik güçleri zor anlar yaşadı.



Gazeteci Murat Dağdeviren hemşom aynı zamanda Kayseri li.Oda gazeteciliği bırakıp çiftçiliğe soyunanlardan.

Bizim küçük asistan çok ilgi çekti.Tören ekibinde Başta Birlik başkanımız Kadir Gürkan,bir gün öncesi köye gidip boş kovanlar getirdi.Üyelerimizden İlhami Uyar ve oğlu Gökhan Darıca dan katıldılar.Sayim Cevher yağcılar köyünden sabah Gebze'ye ulaştı.Dün akşamda benim minik asistan aklıma geldi telefon ettim Seyithan abiye olur dedi.Sabahta Seyithan abi ve torunu Yahya Aydın la ekip tamamlandı.Ama çok ilgi gördük,değişik geldik insanlarımıza


Traktörlerimizi Gebze de Faaliyet gösteren ve yıllardır bu bölgede ana bayilik yapan Karataş tarımcılık gönderdi kendilerine teşekkür ediyoruz.


Bizim magazin ekibinden kimse olmayınca rahat,rahat yemeğimi yedim,ayrıcada yemekleri götürenleri resimledim.Doktor filanda olmaması iyiye alametti::))



Tören sonu malzemeleri halledip arılarıma gittim süperler.Kocayemişler açmış arılar kocayemişe yönelip bal ve polen getiriyordu.Bir sonraki haberi arılarla yapacağım kovan açmadım bir kovana baktım ağarma vardı.Etraftan gözüme takılan bazı şeyleri görüntüledim.Eskiden bu şekilde gözlemler yapmıyorduk.Her geçen gün daha ileri gitmeye ve hatalarımı en aza indirmeye çalışıyorum.Seneye her şey daha güzel olacak bence.Çoğu kişiyle aynı kaynaklardan beslenmemize rağmen bazı çok önemli şeyleri göremiyor.Adet ten olan arıcılığı sürdürüyor.


Yukardaki yazının filmi yüklenmedi kocayemişte arı vardı.Yarına yüklerim başka habere.Bu arada kütük iyi gidiyor 14.gününde 6. dalakta sallanmaya başladı.


Not:
Arıcılık bilgi paylaşım forumu ve arıcılık bilgi merkezi.
http://www.aribakani.com/forum/




28.10.2008

PİLAKALARI ALDIK SÜRE BİTİYOR


Bu gün Kocaeli arı yetiştirici birliğindeydim.Birlik başkanımız Hüseyin Yılmaz gayet yogun günler yaşıyor.Daha önceden 10 bin adet kovantanıtım pilası istenmiş,bunların hepsi bitmiş.İkinciye 10 bin adet istemişler bu akşam üzeri yetmeyecekmi diye söylemler vardı.Kayıt olmanın süresi yok ama bu yıl destek alacakların ay sonuna kadar işlemleri bitirmesi bekleniyor.


Birlik başkan yardımcısı abimiz adını şu an hatırlayamıyorum.Daha sonra yazacam::)))


Arıcılık yapanların kovanlarına bu plakalar takılmak zorunda.
Bende bu gün plakalarımı aldım.


Anladığım kadarıyla kovan plakalarındaki seri numaralarının önemi yok, önemli olan kayıtlar.
Plakadaki numaralar sizin adınıza kayıt yapılıyor.

Bu arada bal üreticileri birliklerinin,arıyetiştiricileri birliklerine tüzel kişilik olarak üye olabileceklerine dair bakanlıktan gelen yazı buydu.Daha önce haber vermiştim yazıyı daha yeni görüntüledim.Bu arada bende Gebze bal birliği adına üyelik için Kocaeli arı yetiştiricileri birliğine müracatımızı bü gün yaptık.

Bizi ilgilendiren bölüm ve dağıtımı yapılan vilayetler.

Not:
Arıcılık bilgi paylaşım forumu ve arıcılık bilgi merkezi.
http://www.aribakani.com/forum/

26.10.2008

İSTANBUL'DA EHLİYET SINAVI VE ARICI ZİYARETLERİ

İstabul a gitmek için sabah saat altıda kalktım.Genede acak saat ontuzda sınavın yapılacagı okulda olabildim.Birde tranvaydan indikten sonra taksiye binmesem yetişemeyebilirmişim.Sınavda tam bir despotizim vardı.Konuşma,sorma bakma,diyaloğdan kopuk birisi herkesi yasaklarla etkilemeye çalıştı ama sınız hababam sınıfını geçti.Ben bir ara dedimki hocam anı olarak şurda bir fotoğrafımı çekermisin::))Adam çıldırdı dedi o makinayı nasıl buraya soktun dedim cebimdeydi ayrıcada makina yasak degil.Telefon yasaktı onu aşagıda bıraktık ya.Foto çekmedi,hain sınavcı,kırkdörtbuçuk yaşımızda sınava girdik bizi anısız ve hatırasız bıraktı.Anılara ve hatıralara yasak dedi.Belkide burada terör estiren öğretmen evinde karısının yanında süt dökmüş kedi gibir,hemde kesin.
Sına sonu Murat Çakır ı aradım terminalden,abi ben gidiyorum diye.Oda dediki abi işin yoksa gezebiliriz dedi.Benimde işim yoktu öğleden sonra bayagı gezip ziyaretlerde bulunduk.İlk beni aldıktan sonra arılarının oldugu yere gittik.Kovanları sıkıştırmış sayılır,bir kaç kovanı açıp baktık peteklerde agarma vardı.Bir kovanada şeffaf örtü kullanmış yukardan bakmak için.Şimdilik arılar burada,daha sonra burasının karşısına alacakmış.

Çok engebeli bir yere koymuş kovanları ama bayagı çalışkan bizim Büyük Şef.İyiki gecekondu yapmak bu sıralar yasak ,yoksa burasının halini düşünemiyorum.

Bu arıların en arkasında Murat Çakır kardeşimin arıları var,çok az gözüküyor.Bu resimde ağaçta bir ruşet var.Yaklaşık 15 gün öncesine kadar bu arılıkta oğul çıkıyormuş sürekli.Bazı çok bilmişler ikişer çıta arı bölmüş.NBölünen arılar ne kendisini koruyabilir nede kovanını,yağmalanan açlıktan kovanlarını terk edip mekan arıyormuş.Karadenizliler bu oğullara göç oğulu derlermiş,bence yanlış açlık ve çaresizlik oğulu olmalı.

Arılıktan bayagı bir resim aldıım,ama tüm arılık bir resme sığmıyor.Alan resim çekmek için yetersiz.Buraları gezerken Mustafa abiyi aradık çatı yapıyorlarmış.Bir kolay gerlsin demeye gitmiştik.

Çok kolay geldi,sofranın içine düştük desem yalan olmaz.Tesadüfün böylesi zor görülür.Hemen ısrarları kırmayarak sofradaki yerimizi aldık.Allah bereketini artırsın yeniden yememide nasip eder inşallah.Nimetlere şükretmek lazım.Şaka bir yana,Kuran'da bir cümle vardır.Yaratıcı derki "Şükrederseniz nimetimi artırırım"Çok şükür Allahım.Mustafa Kabaoğlu enterasan biri,eski bir öğretmen ve müdür olması olayları geniş objektiflerden bakarak çözüyor.Hoş görüsü çok fazla ve paylaşım ikram sahibi biri Allah daim etsin.

Yemekten sonra iş zamanı,herkesin işi ayrı.Adem abiytle Osman osb kaplıyorlar çatıya ve iş tehlikeli hiç bir önlemleride yok.Allah korusun,ama önlem almak şart.

Mustaf abi her zamanki güler yüzüyle aşagıdan vinle çektigi malzemeleri sırayla kime aitse ekiplere dagtıyor.Bu gün olmasada yarına çatı biter.Bu seferki uçacak cinsten degil.Demir iskelet bina tavanına monte edilmiş.Bu çatı uçarsa istanbulda artık çatı kalmaz.

Aşagıdan seyretmesi bile insana korku veriyor,yerden 6 kat üsteyiz.İnşallah kazasız belasız biter.Bu aradada yamur hızını kesiyor artırıyor.Birde biz şefimle çalışmayıp magazincilik yapınca ayak bagı oluyorduk.Dedik biz gidiyoruz kolay gelsin,ve ayrıldık.

Son durağımız Enver Sarıoğlu,kendisi bizi karşıladı daha yerimize oturmadan hadi yemek yemeye dedi.Enver abi sofradan kalktık be.Bunu alacak hanesine yazdım zaten.Bu arada Enver abi ne zaman toplanacagız deyip duruyor,şef başka bişeyler düşünüyor.Yakında safariler var::))Hoş sohbetlerden sonra ben Gebze ye gidecem ve yolcu yolunda gerek.Vedalaşıp ayrıldık.Terminale beni Murat bıraktı,akşam sekizde evdeydim.Güzel bir hafta sonu oldu.

25.10.2008

İstanbul ve Arıcılar



Mustafa abinin İstanbul'daki evinin çatısı,daha önce burası uçmuş büyükde hasarlar olmasına rağmen kimsenin burnu kanamamış.Çalışma son hız devam ediyor,ayrıcada az az yamur vardı.Bazende çok şiddetli yağışlar aldı dün İstanbul.


































Benim oldugum kareye bir şey yazmama gerek yok sanırım.Yemesemde yemekler beni buluyor,demelerine göre kaynana sevgisindenmiş::)))

Üç sefer yazdım yadıklarım bir şekilde uçuyor.

YAZIDA İŞİMİZİ GÖRÜR,RESİM İŞİN KAYMAĞIYDI::))

Kontrol panosundan resim ve filim ekleme yürütülmüş.Resim atamıyoruz ama heralde düz yazı yazacağız.

23.10.2008

HAVALARDA HAVAMIZDA YERİNDE, GEZİYORUZ BAKALIM:::)))



Bu hafta acayip yogun geçiyor,daha hafta sonuna gelmedik ama.Salı günü Pendik belediyesinde idik.Öğlene Gebze dönüşü bir yere uğradık.Hayallerimde ki arılığın dürümcüsü::)))

Harita mühendisi arkadaşlar ve ben,dürümleri götürdük.

Bu tırı görünce yurt dışındaki arıcılar geldi aklıma.Kasaya dizeceksin arıları,indirme derdi yok yükleme derdi yok.Arıcılık böyle yapılmalı.Daha önce bir kaç kez bu konuları tartırşmıştık.O zamanlar sanal ortam yoktu.Birlikler bu işi organize edebilirse,bir sürü kamyon hurdaya ayrılıyor.Kamyonun şasesi kesilip tır kafası kapılıp,arkasınada tır kasası olursa.Bunada izin alınmalı ve kamyonda verğiden düşerşe rezilliklerin çogu biter.Tır kafası dediğimiz kamyondan kesilen kafa sadece arıcılıkta kullanılmalı.İnşallah bu dediklerimiz hayalden gerçege dönüşür.Bu dürümcüyü ben arılık olarak bayagı bir izledim.Ne güzel de arılıkmış ,yat kalk,canın sıkıldı bas git arılarınla.

İki gündür kara sosyeteye gitmedim.İki gün öncesi vitesi dörde atmıştı.

Gebze'de dolaşırken gördügüm bir minik sera. Ve içindeki pepinolar.
Bu bitki yeni yeni yurdumuzda üretilmeye başladı.
Evin bahçesinde yada balkonda saksıda bile yetişen bir meyve.Tadını daha önce yemiştim anlatayım salatalıkla kavunu anımsatan bir şey,siz anladınız.Bunu görünce dedim ne güzel,yapan bir göçmen vatandaşımız.Arıcılktanda anlıyor ilerde görüşecez.Seranın içine saksıdaki pepinoları doldurmuş.Bu bitki sıcaklık 5 dereceden az olmayan yerlerde kışlayabiliyor.
Bir fidede tek meyve bırakırsanız 1,3 kg agırlıgına ulaşabiliyor.Ben daha önce balkonda yetiştirmeye çalıştım olmadı,sorun az rüzgar esen yer olacakmış.Yoksa yaprakları böcekleniyor,bende öyle olmuştu sorunu çözdük ama artık şimdilik fide yok.
Çarşamba günü Kartal süreyya paşa hastanesinde bir iş çıktı oraları gezdim.İlk defa meslek hastalıkları ne oldugunu oradan taburcu olan birinden öğrendim.Allah kimseleri buralara düşürmesin bazı bölümleri hastalıkları bayagı ilerlemiş hastalar kalıyormuş.Dev gibi dört beş tane ayrı bölümde hastane binaları.
Çarşamba akşamı arkadaşlarım balığa gidiyorlardı abi gelirmisin tabiki gelirim.
Yav bir tılla be,sanki deniz kurudu.Eşkine avına çıkmıştık daha önce vardı şimdi tık yok. Bi gudümsüzlük var ama kimde bilmiyorum::)))
Dünya kadar yem tuttum bir işe yaramadı.Kovadakiler canlı yem,adınada teke diyorlar.Gözleri gece sinyal veriyor,öyle bir mahluk işte.
Perşembe akşamı İstanbul Kozyatagında karfurdayım doktorumla birlikte.Cumartesi sınav var,ve sınava gireceğim kimlik olmadan olmuyor .Sınav giriş kimligimi aldım,Cumartesi İstanbuldayım.
Sepeti söndürdügü yetmiyormuş gibi,hala gözü sepetlerde.Birilerini paşa yapmışlarda,bir deri görmüş ne güzel elek olur demiş.Bununkide o hesap.Sicil kabardı haberi yok.Arı hakları mahkemesi kuracam bu adam yüzünden::)))
Yemeklerde görüntü almadık,sadece idil hanımı yerken görüntüledik.O da aynı babası haa.Yav bir poz verecek burnumdan getirdi ya.Hafta bitmedi ama yogum bir hafta oldu diyebilirim.

Aşagıdaki linlerde güzel filimler var.Varroanın petek gözünde yavrularını bile gösteriyor.Bu filimleri yayınlayan kimse bana yorum atmış ne diyor bilmiyorum.Tabi bizim filimler bunun yanında külüstür kaldı.Benim filimleri yutupta yayınladıgımda böyle seri filim atanda yoktu.Şimdi onlarda seri filimler atıyor ve filimlerde kalite.İzlerseniz belki birşeyler kaparsınız diye düşünüyorum.



Arıcılık bilgi merkezi ve arıcılık bilgi forumu.
Açıldı.