27.02.2009

BAHARDA BESLEME

İlkbaharda kekin arılara zararı nedir yada ne gibi faydaları olur. Bu konuyu zamanı gelmişken işlemek lazım. Çok önceleri bu konulara değinmiştik ama yeniden bir bu olaylara göz atmak lazım. Bu konu arıların bahardaki güçlerini direk etkileyen bir olaydır. Olayı da herkesin anlayacağı dilde anlatmaya çalışacağım. Bahar gelmiş ve arılara teşvik verecekseniz bu kesinlikle kek olmamalı, ben bundan iki sene önce hep kekle teşvik yapmış acayip arıların ölümlerine şahit olmuştum. Kek verildikten sonrası ilerleyen günlerde işçi arıların ölümlerinde acayip hızlanma oluyordu. Hatta çoğu ölmeyip musluk tahtasında kıvranıp hareket etmeye çalışıyordu. Yani arının ömrü ve gücünü son noktaya getirmişim ölmede ölemiyorlar. Tabi şimdi bunu anlamış bulunuyorum.

Teşvik beslemesine dönersek kıştan çıkmış ve belli bir ömüre sahip işçi arıları en az yoracak besleme seçilmeli. Yapabilenler invert şurup, yapamayanlarda normal şurup vererek ve ilk yavrular çıkıp kendi başlarının çaresine bakana kadar bu işe devam edilecek. Böyle bir besleme yaptığımızda kış arılarını mümkün mertebe uzun yaşatmış olacağız. Bir kovanda ne kadar kalabalık ve her işi yapabilen arı sayısı fazla olursa arılarınızın hızlı gelişmesi de kaçınılmaz olacak.

Yok efendim biz eski geleneğimizdeki gibi ilk baharda kek vereceğim diyenlerde olacaktır. Herkes istediği beslemeyi de yapmakta serbesttir. Kekle beslemeye başlarsak kıştan çıkmış ve ömürleri sınırlı olan işçilerimizin ipini nasıl çektiğimizi zamanla anlayacağız. Bahara çıkan arının nüfus kayıpları ve bunun bahar gelişmesine nasıl darbe vurduğumuzu henüz tam anlayan yok gibi. Şimdi arılarımız bahara çıktı, diyelim ki 100 işçimiz var, arıya keki verdik çok kısa sürede bu işçilerin büyük bölümü ölecektir. bu örnekteki 100 arı bir çıtayı çok iyi sarabiliyordu, anaarıda bu çıtaya döşendi yavruyu, kekten keklenip ölen işçilerin sayısı 25 bile olsa, elimizdeki çıtanın üçte biri sarılamayacak ve sarılamayan yavrular sökülecek, ölen sayısı da öyle 25 te falan kalmıyor. Arılarımızın yarısını yanlış beslemeden kaybettiğimizde bu arının nasıl gelişeceğini bir düşünün. 100 kişinin çalışmasıyla 75 veya 50 kişinin çalışmasını bir kıyaslayın. Yada maç 11 x 11 başlamış daha oyunun başında 3 kırmızı kart yediniz karşı taraf acımasız sonuç ne olur. Herhalde anlatmak istediklerimi anlayanlar çıkar. Şurupla bu işçilerin ölümlerini geciktirebilirsiniz. Kış arılarımız bize ne kadar çok hizmet edebilirlerse o kadar arılarımız hızlı gelişecektir. Kış arılarını ne kadar hızlı öldürür sekte kovanın gelişmesi gecikecektir. Biz hazır bahara çıkan arılarımızın gücünü yani mevcudunu kekle kendimiz azaltıyoruz.



Kısa sürede o kadar değişim oluyor ki, eskiden arılar zayıf kışa sokuluyordu, birde zayıf arı zaten fazla bal tüketiyor, bu yetmezmiş gibi aç kışa sokuyorduk. Fazla değil iki sene geriye gittiğimizde bunları çok rahat göreceğiz. Şu an geldiğimiz nokta fena sayılmaz. Artık arılarımızı güçlü kışa sokmaya başladık balları da istenilen seviyede olmasa şimdilik geçmişten çok iyi. Bunları niçin anlatıyorum aslında kışa arılarımızı tam ballı sokabilsek baharda da beslemeye gerek kalmayacak. Kovanımızdaki balların istenilen düzeyde olmaması baharda bizleri telaşlandırmaktadır. Dedim ya gelinen nokta iyi, gene iki sene geriye gittiğimizde asitler yeni gündeme gelmişti ve o kadar karşı çıkan vardı ki. Tabi o karşı çıkılmalarda o kadar şiddetliydi ki, şimdi asid kullanmayan bile ben asid kullanıyorum ben organikçiyim diyenler o kadar çok ki.



Asitlerin ilk çıktığı zamanları ben iyi hatırlıyorum, eylülde arılara oksalik yapılmıştı, yavru varken hiç bir ilaç ve asid etkili değildi. O zaman karşı çıkanlar ve kullananlar bunun o zaman yanlış olduğunu anlayamadılar, şimdi gelinen nokta ise oksalik asit ne zaman verilirmiş arılarımız salkımdayken dimi? Bazı arıcılar ve ben oksalikle arılara banyo bile yaptırmıştık. Hani bazıları ben hiç yanılmam ben çok bilirim diyenler varya geriye birde siz gidin bakalım. Neler var orada.



Formik asid içinde hemen formüller bulunup pedlerin içine koyup uyguladık, bunların dogru olup olmadığını şimdi anlıyoruz pedin içinde hiç bir zaman istenilen miktarda formik asidi ne koyabildik nede buharlaştırabildik. Ama bunlar o zaman arıcıların kendilerini zorlayarak buldukları kolaylıklardı. Ama bir günde buharlaşacak mikrarı bile o bir hafta arıların üstünde duran pedlere enjekte edememiştik. Durum şimdi bazı konular da aynı. Olumlu şeylere karşı çıkanlarda var inat olsun diye karşı çıkanlarda var, çıkarlarından dolayı karşı çıkanlar var, karşı çıkmak için karşı çıkanlarda var. Ben bu sene arılarıma havalar ısındığında invert şurup vereceğim. Daha önceki senelerdeki kek olayını bitirdim, artık kek yazın kullanacağım.

Bakın Linda ablada şurubu kilitli poşette arılarına ikram ediyor. Bari uyarın kadıncağızıda kek versin::))
http://beekeeperlinda.blogspot.com/
Daha önceden kekle alakalı yazdığım bir yazım.
http://bengittim.blogspot.com/2009/01/aricilikta-dorular-ve-yanlilarimiz.html
Ayrıca bu tür yazılarımı bir blokta topluyorum. Lazım olduğunda ben bile kendi sitemde yazılarımı bulamıyorum. Aşağıdaki link, yazılarımı topladıgım siteye ait. Önemli buldugum yazılarımı oraya atıyorum. Ayrıca yazının ana başlıgı degilde bir alttaki başlıgı tıklarsanız bu sitede ne zaman yazıldıgı görülür. Yazıların oraya alınış tarihleri degişik diyenler olabilir diye bu bilgiyi aktardım.
http://organikaricilik.blogspot.com/

25.02.2009

HAVALAR ISINMAYI UNUTTU, BU NE BİÇİM CEMRE ::))

Geçen hafta bizim birlik başkanımız Kadir Gürkan bey aradı. Dediki buluşalım destek paraları yatmış, bankadan alabilmek içinde birlik adına hesap açılacakmış. O gün İzmit'teydim zaten bu sıralar acayip bir iş yogunlugu var. Yarış atı gibi her tarafa koşturup duruyorum. O gün kaldı, pazartesi öğleden önce Kadir beyle buluşup ayarladığımız evraklarla bankaya gittik. Tabiki ilk defa bu tür hesap açıldıgından herkes birbirine sordu ve karara bağladılar şunları şunları getireceksiniz diye. Birlik karar defteri, noterden imza sürküleri, vergi levhası birlik kaşe ve mühürü, ikamet. Öğleden öncesi yetmedi öğlen sonu bu işleri bitirebildik. Hesap açabilmek için 60 lirada masraf oldu. Gelen paranın %10 nu İzmit arı yetiştiricileri birliğimizce kesilmiş, bizim başkan dediki biz ne kesecez::)) Dedimki abi birde biz kesersek süper olur acayip gülüp ayrıldık yarım günümüz gitti. paralar 7 gün bloke olup ondan sonra verilecekmiş. Hayırlı olsun.::))
Bu oyuncak çıtalar acayip canımı sıkıyor. Yav hacıyı arayıp sormuyorum oda aramıyor ne iş anlamadımki. Birde iş üremiyor, kaç gündür çalışıyorum bir türlü düzen kuramadım.
Birde yaptığım iş içime sinmiyor çıtalarda çarpıklık oluyor fakat bir türlü çözemiyorum. Düşün düşün en sonunda çaresini buldum.
Çıta yanakları yerine geçen küçük parçayı yapmış oldugum kalıpta yok ettim.
Üst eşek dedigimiz çıtayıda aparata yanaştırınca, yana gelen parçada dümdüz yerde tutturuldumu sorun kalmadı.Oh be dedim. Daire içindeki yer kalıbın üzerindeki sabit yere dayanıyor ve tabancayla basıyorum zımbayı. Hem bundan sonra iş de rahat olacak. Burada havalar bir sogudu ve ısınmayda unuttu sanki. Kaç gündür kütügüde açamıyorum. Ortalık buz yahu. Havalar bir açsaydı bu sene hiç bir kovanımın kontrölünü yapamadım, anaarıları varmı, kaçı sağ, fire varmı bir sürü soru işaretiyle bekliyorum. Bir sürüde invert şurup yapmışım ilk fırsatta şurupları dagıtacagım. Bu arada arılarını beslemek isteyenler, havalar düzelir düzelmez iki üç posta şurup versinler, kek kıştan çıkan arıları mafediyor. Bazıları arım kek verdim sönmedi diye bilir ama hazır bahara çıkmış arılarımızı kek vererek güçlerini yarıya düşürüyoruz haberiniz olsun. Gerçi ben vermeyin deyince millet inadına kek veriyor::)) Hani bir ata sözü vardı takke düştü kel göründü diye, şimdi kapak düşünce kek görünüyor::))
Herhalde pazartesiden sonra havalar ısınacak, rüzgar pazartesi güneyden esecek ve lodos hep ısıyı yükseltmiştir. Ben hava durumuna bakmaktan gına getirdim, sanki işyerindeki arkadaşlarda arıcılık yapıyor, hepsi hava durumu hastası oldular.

22.02.2009

ÇOK ŞÜKÜR SEZONU AÇTIM

Nedense benim mesayiler bittikten sonra hafta sonlarına kış geldi. Bu gün yapacakta iş yoktu, İsmail geçenlerde Almanyadaydı biraz sipariş vermiştim hem onları alayım, hemde bir gezilerimize bir başlayalım dedik.
Sezonu Görele pidesiyle açmış bulunuyorum, hayırlı olsun::))
Vaktimiz vardı İsmailin arılıga gidip bir tur attık. Geçen sene sonu İsmaili nasıl bıraktıysam öyle duruyor. Demiştimki şu kovanları az az arala. Hala yapacam diyoru inşallah yapar::)))
Havalar iyiyken bazı arılara şeker damlası denilen hazır invert şeker almış, hani şu baklavalara konulan hazır şuruptan vermiş bir posta. Daha tenekeninde yarısı duruyor havalar musade etmemiş. Birde İsmail yanlız birisi tek başıma iş yapmak içimden gelmiyor dedi, tabiki gelmez bul bir hacı::)))
Bir kaç kovanda böyle çok arı ölüsü vardı. Bende böyle bir kovanda olmuştu açıp baktıgımda yalancıya kaçmıştı. İnşallah burada sorun olmaz. Sonrasında Almanya'dan gelen karniyolun öldügünü haber yapmıştı. Çıtalarını göreyim dedim. Ben son baharda bu arıya iki çıta bal verdim ve arıda iki çıta yavru vardı. Dedimki bu kovanı buradan götür ve aşırı yükleme yap ve çıtaları bloke olsun. Karniyol denilen arı, bazılarına göre dünyanın en hızlı gelişen arısıdır ve boş bir yer bulursa bu arıyı durduramazsınız. Bir yazı yazmıştım ya arınıza hakim olacaksınız yada arınızın mahkumu diye, arıya hakim degilseniz başına her türlü iş gelebilir. Yazık oldu ne zorluklarla gelmişti. İsmail beni güldürdü, diyorki iki çıtayla kışa girdi, dört çıta ölüsü vardı.
Arı ölmüş bitmiş hala yavruya devam ediyor.::((
Baktık arılıkta durulmuyor, o sogukta gidip gelen tek tük arılar vardı. Dogru bir şeyler atıştırmaya. Meşur Görele pidesinin tadına bakmaya gittik.
İsmail' e sen fazla yeme dediysemde benden fazla götürdü.
Pidelerin yanında ayriyeten terayağı var küçük küçük. Sıcak pideye sürüyorsunuz. Birde buradaki tüm malzemeler Görele'den geliyormuş. Pide harika, birde hamuru ince her tarafı sanki lahmacun hamuru gibi işte. Yani gezilerimizde gereken yapıldı.
İsmail bir arı kaçıran birde çıtaların altına takılan saç parçalarından hediye etti. Kovana taktıgınızda çıtalar çok rahat kayıyor.
Anaarı üretiminde bu parçalar rahat kullanım sağlıyor. Sadece bizim gibi magazincilerde vardır, ticari anaarı yetiştiricileri hala kendi döktükleri memelerde anaarı üretmeye devam ediyorlar.
Bu ise janter denilen kutu. İlerde doktor gibi göremediğim zaman lazım olur diye alıp kenara koydum.
Cumartesi ise marangozda çalıştım, tabiki saat birde gidip akşama kadar 400 çıtayı biraz yola getirdim sayılır. İnşallah bu hafta sonuna kadar metro kovan ve kutularımın çıtalarını kenara koyup, yeni kat ve çıtalarına başlayacam. Bu arada cumartesi Cemil ustayı bıktırana kadar hamsiyle besledim, balıkları bitiremedi pes etti::))
Acayip sinir bir şey, uğraş uğraş hepsi bu kadar.
Kendi kendime dedimki hafta sonu soğukta olsa arıları açıp invert şurup verecegim diye naylon poşette almıştım. Bu seferde hafta sonu kar yagdı. Korkum şuruplarım bozulurmu diyeydi ama rahatladım. Tam olmasada şu çevirici çok iyi oldu. Amerikadaki arıcının siteyi bir çevirip baktım, gerçi oada gıcıklık olsun diyemi gooledemi bir acayiplik var, inverte ters şurup diyor. Benim asıl ögrenmek istediğim süresiydi, adam altı ayda kullanın diyor ne güzel. Yani birinin dedigi gibi invert sirke olmayacak.
Bu Amerikalının invert tarif eden yazısıydı.
İki akşamda yaptıgım invert şurup, iki tenekeden 32 litre, kiloya vurursak ta 40 kg invert şurup. Bunlarda arılığa aktarılıp kovanlara verilmeyi beklemekteler. İnşallah havalar kısa sürede açar. Ayrıca bu yazılarımızı arı yemi üretenler dikkate alıyorlardır, hesaplı olmadıgında arıcı kendi yemini kendisi yapar.
İki sene önce aynı şeyler asidler için yapılmıştı. Daha düne kadar yırtınanların hepsi şimdi asitci oldular. Hemde organikci be::))))

19.02.2009

METRO KOVAN VE KUTU ÇITALARI

Bu sıralar ne kadar işten kaçsamda bu işi başkalrı yapmayacak. Bende ufaktan başladım.
Önceden çıtaları hazırlamıştım. Sanki oyuncak yapıyorum biraz ince işçilik gerekiyor.
Poşetteki parçalar ise çıta yanagı dediğimiz parça yerine kullanmaktayım. Hemde ince parçaları birbirine sabitliyorum. O gürgen parçalar olmasa bu ince çıta parçalarını birbirine sağlamca tutturmak çok zor olurdu.
Bu tür işleri yaparken bir kalıba ihtiyaç duyarsınız, kalıp şablonu bu. Daha önceki kalıpta ufak tefek degişiklikler yaptım.
Bundan sonraki iş kolay.
Yanakların çıta eşegi dedigimiz üst taşıcıya monte edilmiş hali.
Birde bu tür işler yaparken bir sorunla karşılaşmamak için ne yapmak istiyorsanız onun tamamından bir kaç tane bitirinki, iş bitip çıtaları monte etmeye kalktıgınızda hata varsa iş işten çoktan geçmiş olur. Bende böyle bir hatam varmı diye 15-20 çıtayı bir toplayıp kutularda ve metro kovanda durumlarına baktım.
Çıtalarımın görünüşü bu, iç ölçüleri 13,5 cm x 16 cm.
Artık kalıp hazır hacıyıda işe başlatmalıyım. Bu metro kovanları yaparken ufak bir hata yapmışım. Demekki onun için yapmış oldugum hesaplar tutmayıp habire kereste lazım olmakta. Ben 20 çıta olarak tasarlamıştım dün akşam kovan 21 çıta aldı hayret bu nasıl olur.
Metro kovan hızlı çıta üretiminde kullanılacak, bakalım ismi gibi hızlı olacakmı hep birlikte görecegiz.
Bu resimdede çıtaları kutuda denedim, şimdilik sorun yok.

17.02.2009

HAVALAR BİR AÇSAYDI TEK DERDİM O ŞİMDİLİK


Dün İlhami abi Gebze'de geziyormuş, biriside bal istemiş::)) Kendisi beni arayarak hazırda kavanoz bal varsa acil lazım eve gidip gelmeyeyim dedi. Bende abi gel evden vereyim demiştim, kısmetin böylesi olumu olur. Evimizdede okuma vardı, dedim en müsait yer mutfak::)) İlhami abiyide hazır börek çörek ve tatlıların kalite könrölüne aldım.


İlhami abi gülüp durma götür işte. Bak meyve filanda var, biz bazı yerlere gittiğimizde aç gönderip birileri birde övünüyor bir şey yedirmedim avucunu yaladı diye. Yani demek istedigimi anladınız degilmi?.


Daha sonra balları alıp gitti.


Evet HMF için yırtınanlara bir soru sormuştum kimseden ses çıkmadı. Aman HMF yükselmesin diyenler benvari usulü bal eritirler ve derecesinede bakmazlar. Dereceye baktıklarında balın ısısının 90 dereceyi solladığını göreceklerdi. Bu işlemi bir ocak üstünde ve benvari dediğimiz sistemde yapmak imkansız. Neden imkansız termostatlı eritmelerde bile bal 45 derecede 24 saatte tamamı eriyebiliyor. 15 saatte sistemin içinden aldığım balların dolumunda dip tarafta hala erimeyen ballar oluyordu. Bu sistemi uygulayanlar suyu 45 derecede tutup ocagı 24 saat yanık tutmak gerekir, bilmem anlatabildimmi.
Bu alet iyide evdekilerle sorun oluyor. Bir bal eritmeye yer bulamadık. Resimde görünen dikiş makisanın bir işe yaradıgını görmedim ama ona kimse ses çıkarmıyor hemde benim bal eritmeden daha çok yer kaplamakta::((

Of ooof, dünyada bana rahat yokmu Allahım.
Urfa'dan bir arkadaşıma bal gödermiştim, dediki benden ne istiyorsun. Bende dedimki Şanlıurfa'nın isotundan yolla. Nasip olursa yeni hacıya Trakya bal sağımında mercimek çorbası yapacağım o zaman limon sıkarken içine balın kıymetini bilmeyenlere avuç avuç atayım. Yanınada yöresel Antep fıstığı (arkadaş itirz etti,Şanlıurfa fıstığıymış::)) koyaraktan isot göndermiş.


Bu isotun yakmalarını belki yazın görürsünüz.
Evde invert şurup yapımı, ayrıcada bu işin maliyetinede bir bakalım. 10 kg şeker.

10 litrede su. Suyu önceden ölçüp ocagı yakıp üstüne koyuyorum. Önce şekeri sonra suyu koyup karıştırmaya kalkarsanız çok zorlanırsınız. Ben önce 10 litre suyu koyuyorum ve kaynamaya başladımı şekeri ilave diyorum zaten kaynayan suya şekeri dökmeye başladığınızda yarısı dibe inene kadar eriyor. Su sıcak ve karıştırmaya devam ediyorsunuz daha suyun yeniden kaynaması yeniden bir zaman istiyor. Onun için şekeri karıştırarak eritikten sonra kaynamasını bekliyorum.

Bakın kaynama daha oluşmadı ama şeker tamamen eridi artık hazırlanmış şurubun fokurdamasına kadar yapılacak bir iş yok. Ben defalarca bu karışımı ölçtüm oran olarak bu karışım bire iki oluyor ve kaynama sıcaklıgıda 102 yi geçmiyor. Bizim bu işlemleri yaparken sınırımız 117 derecedir. Bu ölçülerde şurup yaparken dereceyede kesinlikle gerek yoktur. Yanlız ölçüleri degiştirip başka işler yapıpda işleri karıştırmayın.
Kaynamaya başlayan şurubun içine artık tartar kremamızı karıştırabiliriz. Ben her dört litre şuruba bir çay kaşığı tartar kreması katmaktayım. Bu arada kaynayan şurubun altını kısıp tartarı katarsanız taşma riskini ortadan kaldırırsınız .( Dün akşam hanım görmeden ocagın üstüne taşan şurubu yok etmişim::)__)) 20 dakika kısıkta kaynamış invert şurup hazır. Yaklaşık 70 litre filan hazırda şurup biriktirdim. İnşallah bir sorun yaşamam. Çünkü bu şurubun ne kadar şüre dayandığı konusunda sadece bir ay bekleteni biliyorum. Bende havalar açar açmaz bu şurupları servis yapacam. Ayrıca arısı aç olanlarda arısına poşetle şurup verebilir. Bazıları bahane uydurabilmek için arayış içinde de. Koyarsın büyük şeker poşetine şurubu, poşetteki havayı alıp yayarsın çıtaların üstüne. Çıta arasına gelecek iki üç yere toplu iğneyle yukardan batırıp aşagıdan çıkarırsın. Arı şurubun sızan yerini buldumu, diğer taraflarınıda ısısrarak darma duman eder ve şurubunu alır.

Ve sonuç bu, 10 litre su ve 10 kg şeker+ 16 litre şurup yada 20 kg diyebiliriz.

Bu şurubun maliyeti ise en pahalı paket şekerden yapmama ragmen 22,5 lira şekere verdim 3 saat sürmüyor bunu yapmak. Çıkan sorunların asıl kaynagı buradaki hesapla alakalı::))
Parası olanda gider hazırmı alır, orası arıcıların kendi bilecegi iştir.
Şekeri ben paketli alıyorum taşıması ve ölçümü kolay ya. 16 litre şurubun şeker fiyatı 22,5 liradır. Gerisi size kalmış ne yaparsanız yapın.


İsterseni arınızı hiç beslemeyebilirsiniz alın size yeni bir öneri daha. Bu öneriye uyarsanız kafanız hiç karışmaz. Başka önerin varmı diyene çıta bal alın ve arılarınıza ikram edin diyebilirim.::))

15.02.2009

İNVERT ŞURUP DÜŞEN VE YÜKSELEN ŞEYLER

19/01/09 Tarihinden bir resimİnvert şurup birçok ezberi bozdurmuştur. Kışın arılar petek örmezdi, bendeki kütük hem petek ördü hem de nüfusunu artırarak kıştan çıktı. Kış boyu ben ve izleyiciler merakla sonuçları gördük. Şimdi buraya kadar sorun yok, nerden ve nasıl olduysa bir ağabeyimiz invert kek yapmak için hazırladığı malzemeyi şurup yapacak gibi ocağın altını yakıp başka işlerle uğraşınca malzemeyi yaktı. Belki de şimdi düşünüyorum da iyide yakmış. Buralardan yola çıkarak kimlerin ne yapmak istediği de ortaya çıkmış oldu. Hadisenin her tarafından tutanlar oldu ve tuttukları yerlerde herkesin elinde kaldı.

En son başka bir şey bulamayınca dediler ki bu şurup balda HMF değerini yükseltiyor zararlı ve kullanılması da sakıncalı diye karara vardılar tüm muhalifler. Bundan önceki yazım zaten uzundu birde bunu orada açıklayıp yazımı boğmak istemedim.

Şimdi arılarımı invert şurupla besleyeceğim ve balın kalitesi düşecek HMF de yükselteceğiz buyurun bakın.

Sanalda beklide arılarına en az besleme yapan benimdir. Bahar geldiğinde
Yarımşar kiloluk keklerle 3–4 tur kek verip beslemeyi bitiririm. Bir dahaki bahara kadarda besleme yoktu. Son öğrendiklerim ise baharda kekin yanlış olduğu oldu. Aslında bunu da ayrı olarak yazmam lazım, bahardaki kekin zararlarını ancak bunu gözlemleyenler bilir. Arıların beslenmesine geri dönecek olursak benim şu ana kadar kovan başına 3 kilo besleme yaptığım görülmemiştir. Ben çalışan biriyim ve aşırı beslediğimde arıları kontrolüm de tutmak çok zordur. Bundan dolayı bahara çıkmış arıya birkaç kez kekle dikten sonra arıları kestaneye hazırlamak daha sonrada Trakya’ya götürmek gereli. Bu aşamalarda hiçbir zaman besleme yapmam.

Bu sene şurup vermeye kalktım ilk defa ve de invert olsun dedim. Her yerden feryatlar yükseldi aman olmaz arıları öldürürsün balın kalitesiz olur ayrıcada HMF de yükselirmiş. Kıştan beri kütüğü besliyorum ölmedi dediğimi sanki duydular. Bu seferde dediler ki invert şurupla arıyı beslersen balın kalitesini düşürüp HMF de artıyor.

Çok bilenler vardı ya buyurun bir hesap yapalım. Gerçi matematiğim pekiyi sayılmaz ortaokul diploması alabilmek için hocayı çıldırmıştım bütünleme sınavında. Bu anımı en sona yazayım. Şimdiye kadar ben bahar beslemesinde 3 kilo malzeme verdiğimi hatırlamıyorum, sizde deyin ki 5 kilo olsun. Gene geçenlerde bir konferansta hocalarımızdan birisi dedi ki normal bir kovanın yıllık tükettiği balın 600 kilonun üstünde olduğunu söyledi. Biz ne zaman veriyoruz bu şurubu arımıza ilk bahada arılarımız kıştan çıkmış acil yiyecek ihtiyacı var ve havalarda bir iyi bir kötü hep gider gelir ve kovanda da acayip giderlerin çoğaldığı zamanda veriyoruz bu 5 kilo şurubu. Arı hiç bu şurubu yemeyip kenara koysa bizde bu kovanda yıl boyu aldığımız bal 25–30 kilo desek bu ülke ortalamamızın iki misli oldu ama olsun. Şimdi 600 kilo balın içinde bizim şurubun oranı nedir ki ve aldığımız 30 kilo balın içindeki şurup ne kadar. Hesap işi karıştı bilen birine sormak lazım burasını………..
Kafama akşamdan beri takılmıştı en sonunda hesaplamayı yaptım. Beş litre şurubu altıyüze böldüm.5/600= 0.00833... çıktı, çıkan rakamıda kovandan aldığımız otuz kilo balla çarptım sonu çok çarpıcı oldu.0.00833...x30= 0.25 .Evet balın degerini düşüren ve aşırı HMF sini yükselten bizim inver şurup bir tenekede yanılmıyorsam toplamı bir gıramın dörtte biri. Birde bu kovana bunu verdik hiç harcatmadan bu sonuca ulaştık, biraz geçte olsa hesabı yapmak güzel.
Aslında tam grafiklere gelmiştik bilgisayar kursunda bu dergerleri giriyorsunuz size acayip grafikler veriyordu. Dalagalı, sutun yada pasta şeklinde::))
İnvert hakında olumsuz yazı yaznlara kapak şeklinde grafikler varmı kurs hocasına bir soracam.


Gelelim benim tahsilimle alakalı anıma, köyümüze ortaokul yeni açılmıştı, bende o yıl ilkokulu bitirmişim. Direk ortaokula kayıt yaptırdı babam. Okul yeni bir ortaokul müdürü geldi diğer öğretmenler ilkokuldan gelip derslere giriyorlardı. Bazı problemleri ilkokul öğretmenlerimizde çözemiyorlardı. Öyle böyle derken aradan üç yıl geçti ve ben matematik ve İngilizceden bütünlemeye kaldım. Artık eylül ayındaki son bütünleme yazılısı kalmış bende Bursa’dayım sınavı vermeye köye ve sınav günü okula gittim. Benim gibi bir sürü kalan vardı fakat benden başkada gelen yok. Hoca yazılı sorularını sormaya başladı ben soruları yazıyorum bir ara dedi ki karekök yaz dedi ben yazdım, dedi ki karekök yazacaksın, bende iki sefer yazdım aslında ama karekök diye de bir şey vardı diye içinden bir şeyler geçiyordu baktı hoca olacak gibi değil. Dedi ki bak bunlar sorular şunlarda cevaplar birer atlayarak yap hepsini de yapma üç matematikten olsun üçte İngilizceden 6 al ve iş bitsin dedi. Ben karekökü sorunun içinde görünce hemen tanıdım meğersem kuyruklu V harfini söylüyormuş bizim hoca. Neyse üç matematikten kopye çekmiştim üçte İngilizceden, birde İngilizceden atmıştım oda tutmuş 8 aldım. Tabi şimdi yukarda ki hesabı yapamıyorum ama nasıl balın kalitesi düştü HMF side çıktı bir yardım edin hele.

http://alisekerli.blogspot.com/

Bu arada Ali Şekerli abimiz de önemli açıklamalarda bulunmuştur bu invert konusunda.Haberi kaçıranlar linkten yeniden okuyabilir.

13.02.2009

KÜTÜK ÖPSÜN HEPİNİZİ


Sanal arıcılığın en önemli gündemlerinden birisi çoktan beri invert şuruptur. Bu öyle bir konu ki, anlayanında, anlamayanında, kullananın da, kullanmayanında bilmiş bilmiş yazılar yazdığı bir şey işte. Konu o kadar çekici ki sormayın, piyasadan silinip gidenlerin bile gündeme gelebilmek için toplantılar yapıp koltuk yapmaya çalıştığı invert ne meşhur şeymiş. Konunun merkezinde de iki tane Ali var, Ali’lerden biri Şekerli, birisi ise çok acılı gelebilir aman dikkat:J). İnvert şurupla alakalı yazılan bir bilimsel yazılımımız maalesef yok. Düşünün ne halde olduğumuzu dünya kadarda bilim adamımız vardı aslında. Bu konuyu maddeleyip yazılar yazmak daha iyi olacak sanırım.

İnvert şurupla sanki bal ürettiğim izlenimi çıktı.
İnvert şurupla beslenmiş ve kışı çıkarmış kütük yok sayıldı.
İnvert şurupla alakalı şüphelerin hiç biri şu an kanıtlanmış değil.
İnvert şurup hmf değerleri ve son halimize göz atış.
Sonuç


Şimdi öyle bir yere gelindi ki, nerede üçkâğıtçı ve hileci varsa bir araya gelip invert şurup üreterek bunu bala dönüştürüyor. Ayrıca bu invert şuruptan üretilen balların hem hmf si yüksek hem de kalitesiz bal oldular. Hiçbir üçkâğıtçı bu şekilde bal üretmeye kalkmaz bunu belirteyim, üçkâğıtçıların zekâları bu konuda iyidir. Kalitesiz yada seksiyon ballarının nasıl yapıldığını duyuyoruz yada okuyoruz. Seksiyon balları için çöpe atılan değeri 1 liranın altında satılan çöp şekerlerden, kar gibi petek ballar üretilip ayrıca bu ballar petekli olarak piyasaya sürülmektedir. Merdiven altı imalatı dediğimiz ballar ise zaten arı görmeyip atölyelerde ticari glikoz litre veya kilosu 80 kuruş olan malzemelerden yapılmaktadır.

İnvert şurupla beslenip bahara çıkarılmış bir kütük gözlem kovanı yok sayılmıştır. Hiç bir kimsenin elinde bu tür bir bilgi olduğunu zannetmiyorum. Çünkü ülkemizdeki üniversiteler ve bilim adamlarımız yurt dışındaki deneyleri tekrar edip, gene yurt dışı kaynaklarını tercüme ederekten arıcılık hayatlarını sürdürmektedirler. Ortada bir veri var, kış boyu invertle beslenen arıların ne durumda olduğu da ortadadır. Bu kovanı balla bile beslemiş olsaydım bazı sorunlar yaşaması kaçınılmazdı. Balla beslenen arılar zamanla bağırsaklarında biriken polen kalıntılarından kurtulmak için kış günü dışkı lamaya çıkıp soğuktan öleceklerdi. İnvert şurup verdiğimden dolayı bu hadise olmadı nedeni de verilen invert şurup tamamıyla enerjiye dönüşmüştür. İnvert şurubun en büyük avantajlarından birisi ise uzun süre beklediğinde bozulmamasıdır. Normal şurup verdiğiniz arı bunu çekemediğinde üç gün sonrası ekşiyip arının sağlığını bozacaktır.

İnvert şurupla alakalı konuşulan olumsuzlukların daha kesin kanıtları yoktur ve hepside varsayımdır. Olaylara bir başka açıdan bakıldığında çok değişik şeyler düşünebilirsiniz. Bizim ülkemizde insanların sağlıkları o kadar önemli değildir. Bunu herkes biliyor. Fakat Avrupa da bu böyle değildir. Avrupalı halkına öyle kalitesiz ve tehlikeli yiyecek yedirmez yedirilmesine de asla izin vermiyor. Bunları nerden anlıyoruz yaptıkları ithalat ve kendi üretimlerindeki titizlik ve bu titizliğe uymayanlara verdikleri cezalardan. Hele konu arıcılık olunca sizin üretmiş olduğunuz bir ürünün kovanlardaki arılara verilmesi aşamasında ruhsatınız bir işe yaramıyor. Bu arılara kullanılacak ürün her ne olursa, götürüyorsunuz üniversite onayladıktan sonra kovanlarınızdaki arılara verilmesi serbest olmuş oluyor. Avrupa bu invert şurupları madem sakıncalı ve halkına da zararlı niye bunlara izin veriyor ki. Bir başka konu invert şurubun arı ölümlerine nedene olduğu yönünde. Asıl arı ölümleri Amerika da olmuştur, Avrupa da koloni terk ve sönmeleri olmamıştır bunları birbirine karıştırmamak lazım. Bu konularda yazı yazanları elinde bir delil ve belge yoktur. Dönüp dolaşıp Ali Şekerli’ nin yazdıklarından anlam ve mana çıkarıp yazılar yazılmaktadır.


Şimdi yeniden invert şurup ve hmf değerlerine dönecek olursak. Bu konuyu gündeme taşıyanların derdi kek ve arı yemi satamadıklarından kaynaklandığını sanıyorum. Bu hmf nedir ve ne kadarı zararlıdır bunun ölçeğini yazı yazanlarda bilmiyor. İnvert şurup yapımında benin anladığım ise 117 derece sınırı şudur, 120 dereceden sonra şeker karamelleşmeye başlar ve karamelleşen şekerde arı sağlığını bozar, onun için 117 derece sınırı getirilmiş ki şeker karamelleşmesin ve sağlıklı kalsın diye. Bu hmf değerlerine bu kadar önem verenlerin hepsine bazı sorular sormak istiyorum. Bemvari usulü bal eritiriz hepimiz. Balın erimesi gereken nokta ise 45 derece olması gerekmekte. Benvari usulünde erittiğiniz balın derecesine hiç baktınız mı? Bir bakın bir zahmet 90 la 100 dereceleri göreceksiniz. Ben Gebze de arıcılık yapıyorum. Bu ilçede beklide yüzden fazla arıcı vardır. Bu yüz kişilik arıcı topluluğunun içinde bir bizim Kadir beyde var balı kontrollü eritme aleti. Bu sene ikinci sinide ben temin ettim. Nerede bizim çok bilmiş arıcılarımız bunlara bir cevap verin bakalım sizin kaçınızda bu alet var bu yazıları yazarken hani hmf yükseltmiyordunuz ya. Ben birlikte kasıtlı çekip yayınladığım antibiyotik resminden dolayı arşivlerden antibiyotikli keklerim bulunup linkler atılmıştı. Daha bir kaç gün öncesi hem de üniversite okumuş biri birde hoca lakaplı, sıradan ilaçları dizip yayınladı, bunlarda yetmedi iğrenç bir bidonla şurup verildi kimsenin gıkı çıkmadı, bana gelince mi milletin gözü açılıyor. Dünyayı dolaşan motorlu arıcının çektiği el arabası resmimize üzülürken birde iğrenç bidonlu şurup verilme resmini kendimiz dünya basınına verdik gitti. Bir ülkede arıcılığı gel bir sabote et denilse birine ancak bu kadar rezillik yapılabilirdi. Evet şimdi bu hmf le alakalı yazı yazanlar açıklasın bakalım kaçında ısı kontrollü bal eritme kazanı var. Öyle işkembeden atmak yok.

Sonuç bölümün gelecek olursak. Şu ana kadar yazılan olumsuz yazıların bir kanıtı yoktur. Ayrıca delil gibi gösterilen bilgiler çarpıtılıp arıcılara sunulmuştur. Bunların içerikleri önümüzdeki günlerde karşınıza gelecektir. Bu iş aynı ıslah işlerine döndü. Amerika ve Avrupa ıslah yaparken bize de derki aman arılarınıza sahip olun. Yani yerinizde sayın ve arıcılığınızı geliştirmeyin vardır bunun altında. Aynı konu bu sefer İnvert şurupta yaşanıyor. Aman ha arılarınıza İnvert şurup vermeyin diyenler batının uşaklığını yapıyor. Batılı bilim adamları inverti güya kötülerken Amerika ve Almanya da arılıklara tankerlerle, neden İnvert şurup sevkıyatı yapılıyor, bunu hiç kendinize sordunuz mu?. Herkeste burada oturmuş bunları yiyor ve ahkam kesiyor. Bizdeki bilim adamları zaten görevlerini yapsalardı şimdi buralarda olmayacaktık. Geçenlerde ünlülerinden birisi 14 derecede arıları felç etti ve kimseden gene ses çıkmadı, gene bir başka bir konuyu anlatı ve dedi ki Amerika dan gelen sonuçlar bunlardır dedi. Siz bu bilim adamlarımızdan daha ne bekliyorsunuz ki. Ayrıca bu bilim adamımız inverte karşıda çıkamıyor olumluda bakamıyor dışardan bir sonuçlar gelsin diye bekliyordur herhalde. İnvert şurup arıcılar için çok büyük kolaylıktır, kim ne derse desin. Daha bu iş çok su götürür, diyeceklerim şimdilik bu kadar değil ama son söz olarak kütük sizi öpsün diyorum.
Not:Bu yazının içinden yeni açıklayıcı yazılarım olacak, çünkü bazı şeyleri açamadım.

7.02.2009

İNŞALLAH HAVALAR UZUN SÜRELİ BİR DAHA BOZMAZ

Dün arılığa bir göz attım.Arılar güzel uçuyordu ve polende getiriyorlar. Kovan önlerinde ve musluklarda olumsuzluk görmedim pek ölende yok bu aralar. İnşallah havalar bir daha uzun süreli bozmaz. Sadece iki kovana bakma zamanım vardı ve iki kovandada yavru var.Niyetim bu gün bakabildiklerime bakıp birde şurup vermekti olmadı.Hava düne göre biraz sogudu ve yağmur yağıyor ara ara.

Bu son baharda riziklolu kovanlardan biriydi, sardığımda yavruluydu bir çıtası, şimdi iki çıtası yavrulu.Sanki kış boyu yavruyu hiç kesmemiş.


Bu resimdede genç işçi arı yatagından çıkmak üzere.Antenleriyle etrafı kolluyor.
Madem yavruyu seviyorsun hazır birde açmışız invert şurupta var.Hemen bir yemlik getirdi hacı abi, fulledim gitti.Bu kovan aşagıdaki kovanlardan birisine aktarılacak.Kutulara çıta üretecek kovanlara silkeleyecegim arılar genç olmalı. Yaşlı arısı olan bir kovanı silkeledim diyelim.Aynı kütükteki gibi yavrusu balı poleni elinden alınmış olacak. Birde yaşlı arı olursa hiç bir icraat yapmadan ölmesinler.
Bu kovanların anaarıları hazır::))

Dağ tipi kovanlarımın anaarılarını İstanbul'dan yaşlı ve saf bir arıcıdan aldım. Bana anaarıları sattı ya kendisi çocuklar gibi sevinmekte. Bu yaşlıları sevindirmek ne kadar kolay. Anladığım kadarıyle de yaşlılar biraz saf oluyorlar, anaarıların ödemesini harman da olacak dedim kabul etti.
Arıcılıgın harmanımı var::))


Neyse, konu dışına çıkmışız.
Konumuz bu dağ tipi kovanları bir an önce arılandırıp, müthiş bir besleme yaparak kutuların işçi arısını, balını ve yavrulu çıtasını karşılayacaklar. Dağ tipi kovanın kapasitesi 20 çıtalı olup, katların konmasıyla 40-60-80 çıtada çalışacaklar. Burada hedef kutuyu degilde bu kovanları besleyip, hazır çıtaları kutulara aktarmak.

Dağ tipi kovanların giriş delikleri sizce çok veya fazla gibi gelebilir. Bu tip kovanların ısısı diger kovanlardaki çıta dizilimine göre çok sıcak olacaktır. Nedeni çıtalar girişe paralel, böyle oluncada bu kovanların sogutulması yada istenilen ısıda tutulması daha zordur. Çıtalar girişin dikine olsa sorun daha kolay giderilir. Onun için kovana çok delikler deldim.Zaten anlatmak istediğimide çok kişi anlayamadı ne yazarsam yazayım.


İnşallah havalar uzun süreli bozmaz. Uzun süre bozarsa ayvayı yeriz herkesin haberi olsun. Civar illerdende soruşturuyorum herkesin kovanında yavru faliyeti başlamış. Bazı yıllarda mart ayında kış yeniden geri gelir.Resimerin alınış tarihi 6/2/09.