29.12.2014

ARICILIK VE ARALIK AYI SONUNA GELİNDİ...

Bu kek resimleri geçen hafta Efraim abiyi ziyaretten sonraki gün çekmiştim.21 Aralık 2014 tarihinde...
Benim 2008 yılında yazılmış bir kek yazım vardır. 10 Binden fazla tıklama almış bir yazı...

http://bengittim.blogspot.com.tr/2008/11/aricilikta-kekin-yararlarizamanisiz.html

Keki arıya niçin veririz bunu hala soran kişiler var.

Bir çok kişi kekle arıyı besleyelim mi? diyor, kek besleme ürünü değil kekleme ürünüdür.

Kek, arıyı kekleyip çalıştırma ürünüdür...

Kek ile arı beslenmez, çalışmaya zorlanır....

Arıyı beslemek istersen verirsin şurubu arı şurubu gücüne göre kısa sürede çekecektir.
5 Çıtalık bir arıya bir günde, 3-4 litre şurup yüklemesi yapabilirsiniz...
Arı şurubu çeker gözlere koyar ve suyunu uçurup yatar.
Kek öylemi arıya keki ver, günlerce haftalarca uğraşsın dursun bunun neresi besleme...



Birde arıcıların yanıldıkları konulardan birisi keklerin arılar tarafından tamamının yenildiği sanılmaktadır...
Tel altlıklı kovanlara dökülen kekleri veya şekerleri görmek mümkün. Bu resimlerde de kekin nasıl talaş gibi kenarlarda ayrıldığını görüyorsunuz.
Benim hedefim kutuyu uğraştırmak ve kekliyorum, stokları ise şurupla çözüyorum...
Bu resimler 26 Aralık 2014 tarihinde çekildi. Yağmur ve soğuk vardı arı uçmuyordu, kek olan kutulardan biri hariç keklenmeye devam ediyordu, birisi keki bırakmış salkıma geçmişti, oda alttaki kutu...

Bu kutu kek ile uğraşmıyordu, diğer arılar kek başındaydı.
Bu karpuz uzun süre bekledi ve beklemekten çürümeye başlamıştı, kimse gelmeyince yalnız kestim...
Bir karpuz daha kaldı bakalım gelip giden olacak mı...

Darıcada hafta sonu arılıkta arı uçmuyordu, genede sıradan bir kovanları gezdim...
Bu kovanda hareket vardı...
Gidip gelenleri takip ettim trafik iki kovan arasındaydı...
Yukarıdaki kovan yağmalanıyordu...
Musluğu kapattım...
Yarım saat sonra musluğu tekrar açtım, yağmacılar gidince tekrar kapadım, kapalı durması kendi menfaatine, açık kalırsa ölecek...
Yağmalayan kovan ise bu, oldukça güçlü nereden baksan 5 çıta ful arısı var...
Bilader köyden ceviz kütüğü getirmişti, dipçik yapılacak...
Bir başka bilader koca kütüğü bu hale getirdi, birisi halıcı birisi mobilya cilacısı...

Tüfeğe monte edilmiş hali....
5 erkek kardeşiz, dördü sivri zekalı ve elerinden her iş gelir, birisini ise çenesi kuvvetli, oda her şeyi çene ile halleder :)
Gene dört kardeşin dördü ben de  dahil avcı.
Uzun süredir av yapmasamda, avlar beni bulur...
Yerim yani...
Bernardelli_italy ceviz dipçik çok yakıştı, tüfeği suratınıza aldığınızda, arpacık hedefte...
Aralık ayının 27 si ve Darıca da bu çiçekler açmış bahar erken gelecek gibi bir hisse kapıldım...
Ballı babalar açmaya başladılar, hadi hayırlısı diyeceğim ama bir kaç gün sonra soğuk bir hava akımına giriyoruz...
Bizim seradaki kıvırcıkları 15 gündür yiyoruz, bazılarının morali bozulmasın diye alttan almaya devam ediyoruz...
Allah ne virirse her şeyin hayırlısını virsin....
Belaya kaldık...
Baklalar bayağı büyüdüler...
Viyolde ki kanola fidanlarım...
Sorunsuz görünüyorlar, pelitliye nakletmeyi düşünüyorum ama burası daha sıcak...
Renki kıvırcıklar yeşillerden daha nazlı gibime geliyor...
Saksıda çiçeklenme devam ediyor...
Seneye çilek işi Darıcada süper olacak gibime geliyor...
Kızarmaya çalışan bir çilek...
Enginarlar at tımar eder gibi sürekli tımar ediliyor...
Şaha kalmış, enginarlar....
Pazar günü pelitliye götürülecek malzemeler vardı. Cemil usta dükkanı taşıdı bizde malzemelerimizi aldık...
Bazı işler için bir marangozla görüştüm baharda lazım olacak şeyler var, onların hazırlığı başladı nasılsa yatıyoruz...
Pelitlide bir kaç ruşet açtım, hareket bu, salkımdaki arıyı açarsan tehdit edilirsin...

2015 Ana arı siparişleri almaya devam ediyorum, bazı hava atanlar vardı biz sana ulaşamıyoruz falan filan diyenler ortalıkta yoklar tabiki :)

Üstteki resimi tıkladığınızda ana arı siparişi için sizi bir sayfaya gönderecek.Orada gerekli bilgiler var.
Şipariş ve bilgi alınacak mail adresi.
Admine söyledim bir sipariş formu yap, tamam dedi acele değil dedim oda arayıp sormadı, keşke acil deseydim :((
Sipariş formu fikri,Saim Gürel kardeşimize ait...

Uzun zamandır merak edilen zayıf koloni ne oldu diye soranlar vardı, hafta sonu yatarken onu yayınladım.
Bu video çok arıcının işine yarayacak, yıllardır kullandığımız yöntemi videoya çekmek bu yıl aklımıza geldi...




Bu yöntem damızlık arısı olanların vaz geçilmezidir.
Elinide bir damızlık var, bu damızlık ne kadar çok yumurta atarsa o kadar ömrü kısalır. Bu tat tik ile damızlığın yavrusu başka kovanlardan karşılanır ve damızlık kraliçeye az yumurta attırılır ve sürekli bloke tutmaya çalışılır, fazla ballı çıtaları alınır gene kapalı yavru takviyesi yapılabilir...
Bunlar çok önemli ve işin püf noktalarıydı....

26.12.2014

ARICILIK DOĞRU VE YANLIŞLAR YADA SİZ YAPARSANIZ YANLIŞ, ONLAR YAPARSA DOĞRU...

30 Sene öncesine gidiyoruz. Yıl 1983...
Resimleri okuyamıyorsanız, indirip okuyun....
Sorun arılarımız gezginci arıcılık sayesinde bozulmuş ve düzelteceğiz...
Bu belgeler TKV'nin kendi yayınıdır, bir dönemler abone idim. Taa Niğde deki köyüme bu dergiler bir dönem gelmişti...
Tkv den ana arıda almıştım...
Belgelerde yazıyor ama kısaca özetleyelim.
Daha işe başlarken verilen bir karar var.

 Kaskas arısı Türkiye'nin damızlığı, buna işe başlanılırken karar verilmiş. Karar verilmemiş olsaydı bu testler en az 5-6 sene sürmesi gerekiyordu, bizimkiler bir senede hazırlanıp, ertesi sene ülkemizin her bölgesine bu arıları pompalamaya başlamışlar, hala devam ediliyor.

Eğri oturup doğru konuşmak lazım.
Doğudaki kafkas arısı ülkenin geneline nasıl uyum sağlar, bu hiç düşünülmemiş.
Bir başka konu ekotip dediğimiz arılar devlet desteğini arkasına almış kişiler tarafından yok edilmiştir, her bölgeye bu arıyı dayatırken nasıl bölge ve ekotipten bahsediliyor ?...


Nasıl arılarımıza sahip olacağız, bilimciler arılarıza sahip olun demekte, gel de ol...

Bilimcilerimiz hala ekotip ve bölge arısı türküsü söylerken bu çalışmalardan haberleri var mı...
Şimdilerde herkes Kafkas arısının Akdeniz'de, Egede ve Marmara'da olmadığını söylüyor ama dayatma devam ediyor...

Damızlık arı çalışmalarında 3 bin kovan taranmış, damızlık olabilecek arılar oradan Ankara'ya getirilmiş, bu yanlış değil mi, o bölgede bu arı başarılı ise, niye başka bölgedeki arılarda tarama yapılıp bir kaç bölgenin damızlığı oluşturulmadı...
Bir sene içinde arılar test edilmiş, hastalığından bal verimine ve oğul verişine kadar her türlü testin hepsinden geçmiş...
İşin garip tarafı ise bir yıl sonra Amerika'dan Kafkas hazır ana arı getirilmiş. (Orijinal Kafkas)

Burada benim aklımın almadı testleri geçen ve başarılı olan arılarımız varken niye yurt dışından arı getirildiğidir...

Yayınlar ve yapılanlar burada sizde kendinize bu soruları sora bilirsiniz.
Şimdilerde yurt dışından arı getirenlere çok ağır ithamlarda bulunanlar var, bu söylemleri yapanlar hiç aynaya bakmıyor mu acep :))


1985 Yılında ise orijinal Kafkaslardan üretilen ana arılara geçilmiş, demek ki bizimkilerde iş yoktu?
Orijinal söylemi Amerika'dan gelen ana arılara kullanılıyor...
Aradan geçen süre 30 yıl ve aynen kafkas üretilmeye devam edilip ülkemizin damızlık arısı kafkas denilmiş.
Ekotiplerimizin yok oluşu başlamış...

Gelelim bizim bilimcilerimize, diyorlar ki arılarınıza sahip çıkın...
Arılarımıza sahip çıkmak için mi Amerika'dan getirilen kafkas üretilip ülke geneline verildi...

Şimdilerde bölge arısı türküsü söyleyen bilim adamlarımız neyin ekotipinden bahsediyor, bölge arılarını kim bitirdi...?

Benim bazı konularda sorularım var, arıcılar her verileni nasılsa yiyor diye, bazıları mart kedisi olmuş durumda. Öpenler onlar, bağıranlar da onlar...

Geçenlerde bilimcilerden birisi, üç kilo fazla bal yapmak için yurt dışından arı getirenler filan demiş, arıcılık az bal almak için mi yapılıyor...
Arıcılara devlet maaş vermiyor, ne kadar çok bal o kadar para demektir...
Az bal için arıcılık yapacaksak ise Amerika'dan niye ana arı  getirmiştiler...

Şu ana kadar bilimcilerimiz bize hangi arıları ıslah edip kullanın diye sundular soruyorum...

Hangi bölge arısını koruyup gen bankası oluşturdular, soruyorum...

Daha önce bu tür bir yazı yazdım, benden özür istediler, sen kimsin kariyerin nedir diye bize tepeden bakılmıştı...
Biz arıcılar siz bilimcilerden neler beklemeliyiz, yıllar boyu hep laf mı dinlemek zorundayız, sizin icraatlarınız nerede...




22.12.2014

ARICI EFRAİM KORKUT ABİMİZİ ZİYARETİMİZ...

20 Aralık 2014 günü arıcı Efraim korkut abimizi ziyaret ettik.
Yaklaşık bir ay öncesinden burada olacağımızı arkadaşlarımız biliyordu.
Dr.Muhteşem abim, yılın tüm hafta sonları cumadan yazlığına kaçardı, yani cuma akşamından pazartesi sabahına kadar izinli. Yılın tek cumartesi mesai yapması gerekiyordu, gidip ayın 20 sini buldu :)
Gerçi kontrolsüz beslenmek daha iyi imiş onu anladım, hep gölge gibi onu yeme bunu yeme der dururdu :)
Zaim abi cumartesi ve pazar nöbetçiydi, cenazesi oldu fazladan izin aldığı için açıkları kapatması lazımdı...
Sadri abi cumartesi birlikte olacağız, cuma gün aradı. Aliciğim bacanağım geldi, ben ne zaman Adanaya gitsem beni hiç yalnız bırakmaz ben misafiri bırakıp gelemem dedi, dedim misafirde al gel, yaklaşık 80 yaşında birisiymiş oralarda sıkılır dedi...
Engin Altın abimizin hastası vardı, etkinliğe katılıp Ankara'ya gidecekti, daha bize ulaşmadan telefon gelmiş, yoğun bakımda bulunan amcasının oğlu rahmetli olmuş.
Birde ziyaretin cumartesi olması Bursa'dan bazı misafirlerimizin gelememesine neden oldu, bursa birlikte genel kurul varmıştı.
Bunca olumsuzluklara rağmen ziyaretimizi yaptık.
Efraim abi en üst düzeyde hazırlıklar yapıp bizi ağırladı, kedilerine nasıl teşekür edeceğimizi bilemedik.
Efraim abinin maşallahı var, hir oturmadı diyebilirim müthiş bir enerjiye sahip, Allah razı olsun.
Kendisi gibi dostlarıda arka planda bizlere hizmette kusur etmediler, biz sadece önümüze geleni yemekle günü geçirdik.
Birçok arıcılık anılarımızı anlatıp, bazı anılar dinledik.
En az arılıkta 15-20 kovan arı açtık, 10 numara bir gün ve ziyaret oldu.
Açılan kovanlardan videolar aldım, zaman içinde onları paylaşırız.
Suni tohumlama konusunda Sadri abi son model alet getirecekti, gelemeyince ülkemizde ilk yapılan ve bende olan antika aleti götürdüm.
Alet ile ilgili anılarımız ve başımızdan geçenleri anlattım, hepsi mazi oldu...
Sadri abi seneye bir süpriz yapıp bana başka şey ayarlayacağını söyledi, bu alette işimi görüyor ama şırınga kızağında çok boşluk var, kendime göre yöntemlerle bu boşluğu gidermeye çalışıyorum.

Sanal arıcılık arıcılığımızı geliştirdi, arı ırkı nedir bilmiyorduk, saf nedir bilmiyorduk, f1 nedir bilmiyorduk, yıllarca bizi kekleyenler hala aynısını yapmaya devam ediyor, tabiki eskisi kadar yiyen bulamıyorlar...

Ziyaretimizden seçtiğim kareler, her resime yazı yazılacak gibi değildi, aynı resimleri videoya çevirdim, mozarttanda bir müzik ekledim, inşallah beğenirsiniz.

Gün nasıl geçti anlayamadık...