30.11.2008

NERDEN BULDUK BU DOKTORU ANLAMADIMKİ?

Cumartesi gün biraz güler yüz bulmuştuya bizim doktor.Pazar günü tutturdu ben Beykoz'a gidecem yolu bilmiyorum ille gel.Tam püsküllü bela derlerya ondan işte.Yaşlı başlı adam kıracaz olmayacak,kıramadım gittim.Beykoz'da biri karşıladı,bu tip güneş gözlüklüleri görünce hep aklıma göremeyenler cemiyeti başkanları gelir.Neden derseniz onlar güneş varkende yokkende güneş gözlüklerini çıkarmazlar.Resimdeki onlardan biri degil,bize tamam geldiniz aradığınız burasıydı diye yolun ortasına diklimiş biri.Ne çekiyorsam bu tahsilli talebelerimden çekiyorum zaten,bir gün bunları aforoz edersem hiç şaşmayın.Kısa bir sohbetten sonra bir arılıga gittik.
Arılıkta oksalik asit uygulaması yapacagız.Resimdekiler,soldaki İbrahim Mumcu,ortadaki saim abim,sağdakide Aziz Mumcu.Aziz kardeşin şu an arıları Muğladaymış ve 80 teneke çam balı sağmış halada bal geliyormuş.130 kovan arısı var,daha organik asitleri yeni bu gün duydu.Neyse biz iş yapacaz,bizimkide oyun peşinde.
Gençliğimde ben böyle eşege binerdim ne olur bir çek dedi.Bende bol bol çektim bir kaç gün sonra bu günle ilgili ikinci haberde resimleri görürsünüz.İşleri hallettik ben,İbrahim ve Aziz maskesiz çalıştık.Arının biri gidip gene maskeli kazmanın birini soktu hemde iki sefer.Kazma ve ayrıntılar sonra::)))
Zaten aç gittik ziyafet var diye aç karnada çalışıp işleri bitirip yemek vakti dedik.Hemen mangal ateşlendi.
Gene daha önceden olanlar tekerrür etti.Biz aç aç duruyoruz doktor arkada malı götürüyor.Tabi objektiflere yakalanmış gene.
Balıklar pişti dedim arada bizde yeriz,belki yersin.Herkes doktora hizmet ediyor,doktor ne kadar iyide olsa çıkarlarıma dokununca iyilik kalmıyor desem ne dersiniz.Bırak birlikte yiyelim hem yolu ben gösterdim.
Balıkların üstünede Muğla yöresinden gelen petek bal vardı.Çam ve harnup karışık,adama yediriyorlar oda eliyle hala beni gösterip aman ona dikkat edin yemesin.Yiyen sen bakan biz nasıl iş anlamadımki.Aziz kardeş durumu farkettide ayrı bir kavanoz çam balı zulalamış aman bunu doktora göstermeden götür dedi .Eve getirdim birazdan yiyecez çam balı nasıl oluyor bakalım.

29.11.2008

BU GÜN NELER YAPMADIK Kİ::))

Sabah 11 de kalktım tabiki sabahsa.Muhteşem abiyi birine şikayet etmiştim ihtiyar yatıyor diye,oda hemen iletmiş.::))Telefon geldi yat yat sonra ben ihtiyarım öylemi ?.:::(((Abi kem küm evdeyim filan.Derken dediki benim arılar polen çekiyor abi burdada polen çekiyordu ve iki gün önce 20 derece olan hava birden 7-8 dereceye düştü.Dün arılar hiç çıkmadı.Bir baktımki bu gün gene polen çekiyorlar.Hemen içlerini açıp bir göz attım,durumlarında gözle görünür bir degişiklik var.Arı mevcudu bayağı artmış.Birde petegin alt tarafında salkım oluşturmuşlar zannedersen petekleri zemine doğru örüyorlar.Karakovanın işlerini hallettikten sonra Cemil ustanın dükkana gittim.
Ana oda ne doktorum yardıma gelmiş.İşler güçler bittiya,şimdi soruyor ne yapabilirim diye.Allahım sen bana sabırlar ver.Daha sonra bitirdigim kapakları hacı abinin bahçedeki yere naklettik.
Hacı abi diyorki bu eriklerden benim haberim yoktu.Senin haberin yok ama dünyanın haberi oldu::))
Sonra biri eriklere saldırdı,siz farkedemiyorsunuz hacı abide aman eriklerimi bırak diye doktoru oradan uzaklaştırmaya çalışıyor.
Canım Muhteşem abim be,ben hep derim zaten doktorun hası diye.Beni sevindirdi gene.Aynı bayramlıkları alınan çocuklar gibi hissettim kendimi.Bir çift ayakkabı ve yagmur ve soğuk geçirmeyen bir iş elbisesi hediye etti.Abim benim sana kimler kazma dermiş ha bana bir göster::))))
Ayrıca da genç ve dilikanlı doktor abim::))




29/11/2008 gününden balkondaki kütük soyetesinin son hali.Hava 15 derece civarıydı ve polen geliyordu.
Not:Bir aşağıdaki yazı asıl kaynagı nedir bilmiyorum ama çok güzel.Denemeyi kim yaptı onun kaynagını bir irdelemeli.

KEKLE ALAKALI YAZILARI ARAŞTIRIKEN İLGİMİ ÇEKMİŞ BİR YAZIYDI

Konya şartlarında arıların sonbahar bakımı- beslenmesi ve kışa hazırlanmasıRamazan ÖzkılıçTekniker Değerli arıcılar, Bir arıcı elinde bulunan arılarını bulunduğu bölgede kuvvetli bir şekilde ilkbahara çıkarabilmesi için şunları yapmalıdır. En son bal hasadından sonra koloni kontrolü yapılır. Kovanda bırakılacak bal miktarı hesaplanır. 10 çerçeveli bir arılı kovanın sağlıklı olarak ilkbahara çıkabilmesi için 15-20 kg. bal ve yeterince polen deposu bulunmalıdır. Arılar kış salkımına 14 derecede başlar 6-7 derecede tam teşekkülü oluşturduğundan artık çok cüzi bal tüketirler.
Esas bal tüketimi kış sonunda yani ilkbaharda yavru beslemeye başlayınca hızlanır. Her iki tarafı da balla dolu çerçeveler alınmalıdır. Çünkü arılar tam sırlı balın üzerine kış soğuklarında kümelenmezler. Bir kısım gözlerin boş olduğu yerlerde daha çok kış salkımı oluştururlar. Koloniler kışa genç, işçi arılı ve güçlü sokulmalıdır. Bal hasadından sonra yapılan bir besleme ana arıyı teşvik eder ve tekrar yumurta bıraktırır. bundan çıkan yeni ve genç nesilin bahara çıkması daha garanti olur. Yaşlı işçi arılarla kışa girilirse erkenden ömürleri dolan arılar ölür. Oysa genç işçi ile kışlayan koloni fazla zayiat vermez, üstelik ilkbaharda yavru besleme ve koloni faaliyetlerini daha iyi yürütürler. Ayrıca kışın zayıf arıların kuvvetli arılardan daha çok bal tükettikleri bir gerçektir.
Yapılan bir denemede 2000 yaşlı arılı bir koloninin kışın bir ayda 500- 600 gr. bal tükettiği halde, 20 bin arılı genç bir koloninin bir ayda 600-700 gr. bal tükettiği tartılarak tesbit edilmiştir.
Ana arı kontrolü yapılır. Yaşlı analar varsa gençlerle değiştirilir. Zayıf veya anasız arılar değişik yöntemlerle birbirleriyle birleştirilir veya bölme tahtası ile bölünerek diğer kısım değişik malzemelerle doldurulur. Kovanlarda yarık, çatlak ve delik yerler varsa tamir edilir. Kovanlar bulunduğu yerde öne doğru az eğimli konulmalıdır. Rutubetsiz, sert zeminli, taban suyu olmayan, rüzgar görmeyen, yağmur ve kardan korunabilecek şekilde hazırlanmış yerlere konur. “Yazın örtü, kışın kuytu” atasözüne uyarak duvar diplerine de arılarımızı koyabiliriz.Bu dönemde plastik örtü, muşamba vs. gibi maddeler kovanların üzerine kesinlikle konmaz. Uçuş delikleri genişse, daraltılmalı veya arılar bunu propolisle kendileri yapmış olmalıdırlar. Hastalık ve zararlılar yönünden arılar sık sık kontrol edilmelidir. Özellikle varroa akarına karşı mücadele geç sonbaharda mutlaka yapılmalıdır.
Ürününüz bereketli gönlünüz hoş olsun. (Yazının orjinali aşagıdaki linktedir.)
Arıcılık bilgi merkezi ve arıcılık bilgi paylaşım forumu , açıldı.
http://www.aribakani.com/forum/

26.11.2008

ARICILIKTA KEKİN YARARLARI,ZAMANSIZ KULLANIMINDA ZARARLARI

ARICILIKTA KEKİN YARARLARI,ZAMANSIZ KULLANIMINDA ZARARLARI
Öncelikle bir canlıyla çalıştığımızı unutmamalıyız,ve bu canlının bir ömrü var ve bu ömrü en iyi şekilde yaşaması gerekir.İşçi arıların ömrüne bir göz atar isek,yumurtadan 21 günde işçi arı olarak doğuyor,20 ün iç hizmetlerde çalışıyor,20 gün civarı da dışarı çalışıp ölüyor.Bu süreler daima önem taşır bu hesapları devamlı yapmamız lazım.Arıların nektar akımına hazırlanmasında kesin bu süreler dikkate alınmalıdır.Toplamda yumurtadan ölüme bu hesaplara göre 60 gün vardır.Yada yumurtadan doğuma kadar bölümü çıkarırsak 40 günde ölüyor.Burada en ilginç bir şey var,40 günde ölen arılar kışa denk geldiklerinde 5- 6 aya varan ömürlere ulaşıyorlar.

Birde arıların yaşadıkları ortama bir göz atıyoruz.14 derece altına düştüğünde ısı,arıların kasları işlevlerini azaltıyor.10 derecenin altına düştüğünde de uçmazlar.7 dereceden aşağıdaki ısılara maruz kalırsa felç olup kıvrana,kıvrana ölüyorlar.Arılar normal hallerinde bırakılırsa bu yukarda sayılanlar doğal olarak tekrar edecektir.Ama dışardan müdahalede bulunursanız 10 derecede bile arı uçmaya başlar ve çoğu telef olur bunu yazının sonunda yazacağım.

Birde bu arı dediğimiz canlı ömrü boyunca polen hariç sıvıyla hayatını devam ettirir.Poleni de kullanırken ve yerken değişik işlemlerden geçirdiğini biliyoruz.Peki arı kek yer mi diye bir soru sorarsak kendimize?.Arı keki her zaman yer,kışın ortasında ver gene salkımı bozar kekle uğraşır.Çünkü dışarıdaki ısı ne kadar düşerse düşsün kovan içinde belli bir değişken sıcaklık var.Salkımın merkezi farklı altı üstü farklı ısılardadır.Keki yedikçe de su ve dışkılıma ihtiyaçları olur,dışarı giden geriye gelemez.Kekin asıl zararı da bu değildir.


Peki keki ne zaman vereceğiz soruları sorulabilir.Benim şimdiki geldiğim nokta kek artık besleme ürünü değildir.Adı üstünde arıları kek leme de kullanılır.Yurt dışına baktığımızda Almanya ve Kosova’da arılara kek verildikleri tarihleri inceledim.Son bal hasadından sonra hemen kek verme başladılar.Buralardaki tarihlerden biz ne kadar geriden gidiyoruz herkes kendi bölgesinde bunu hesaplamalı.Yurt dışındada kek arıları beslemekte kullanılmıyor. Arıyı beslemek istersen ver bir kilo şurubu hemen çekip depolasın.Ama bir kilo keki ver arı 15 gün didinsin dursun.Yurt dışında kek yavru üretiminde kullanılıyor.Bizim ülkemizde kek her zaman her derde deva oluyor.

Birde doğal hayatta yaşayan arılara gene bir göz atar isek,bu arılara da hiç kimse ne kek nede şurup veriyor.Bunlarda hiç sorunsuz yaşamlarını devam ettiriyorlar.Dünyadaki arıcılarda arılarını doğal ortamdaki gibi bırakıyor,yapılması gerekenleri zamanında yapıp kenara çekilip baharı bekliyorlar.Türkiye’deki arıcılarda işler karışıyor.Benim anladığım arıyla insanı karıştırıyoruz.İnsanlarda kış salkımı yok ya,arılarda da olmaz diye bazı yiyecekler vermeden edemiyoruz.Sorunda burada başlıyor.Ülkemizde başı boş bir arıcılık var,bir şeyleri zamanında yapmamaktanmı kaynaklanıyor bilemiyorum.Ayrıcada nereden bu kek işi başladı ve devam ediyor orasıda ilginç.


Arıcılığı bilinçli yapan ülkelere baktığımızda arılara kek veriliyor,veriliyor son baharda arı nüfusu doruğa çıktığında keki kesip hemen invert şurupla tüm çıtalar bloke ettiriliyor, verilen şurup bir turda 5 litre.Burada bizim anlamadığımız bir başka olay ise şudur.Bizde arıcılarımız kek verirken bulundukları hava durumlarına bakmıyorlar,kek verildiğinde önümüzdeki 45 günü etkilediğini hesap edenler yok.Kek demek artı yavru demek,çıkan yavruların yerlerinin balla doldurulması demektir .Bunu yapabilmek için yavruların çıkması için 21 gün gerekiyor 15 günde çıtaların bloke çalışması onun peşinden de açık balların de sırlanması gerekiyor.Bunların bir şablon içinde yapılması gerekiyor.Ülke olarak böyle bir şablonumuz maalesef yok.Ben bu gün kek verdim demekle olmuyor taa 45 gün sonrasını ve mevsim şartlarını düşüneceğiz bu işi yaparken.

Şimdide kış arılarına kekin zararlarını yazalım.Yabancı ülkelere baktığımızda kekle doruğa çıkan kış arısı nüfusuna onlar neler yapıyor bizler neler yapıyoruz.Burada yapılan işlemler arıların ömürlerini kısaltmamalı yani arıları yormamak lazım.Yabancı arıcılar buna çok önem ve özen gösteriyorlar.Kış soğukları gelmeden hemen invert şurupla kovanlardaki tüm boş çıtaları bloke ettirmeye başlıyorlar.Verilen şurup miktarı bir seferde 5 litre civarında,her çıkan yavru gözüne hemen şurup basılıyor.Yaklaşık 15 litre şurup 2-3 hafta içinde kovana verilip yavru da sonlandırılmış oluyor.Kışın yavru demek riziko demektir.Arının olur olmaz işler yapması demektir.Burada neden adamlar şeker şurubu değil de invert şurup veriyorlar soruları sorulabilir.Kışa girdik artık yavru yok,yukarda da bahsettik bu arının da bir ömrü var bu ömüre zeval gelmesin diye invert şurup veriliyor.Arı şurubu alsın ve hemen depolasın diye.İnver şurubun diğer adı da yapay baldır balla aşağı yukarı aynı özelliklerdedir.Arı hiç yorulmadan tüm çıtaları bloke ediyor ve huzurlu bir şekilde baharı beklemeye başlıyor. Kış arıları pisikoljik olarakta rahat stok problemi yok.

Gelelim bizim yaptıklarımıza.Kışı olmayan yerlerimizde var orasıyla başka yerler karıştırılmasın.Yurtiçi kaynakları o kadar taradım kışın kek verin yada verilebilir diye bilimsel bir yayın yok.
Kış olmayan yerlerde bile ekim ayında beslemeler kesilmiş ta şubata kadar.
Arılara ne kek vermişler nede şurup.Kışa belli bir arıyla girdik.Bu arılar bizi bahara taşıyacak ve bu kış arılarınında yedeği yoktur.Hayvanlar kış salkımına girerken keki verirsek bu arıları acayip yormuş olacağız.
Çoğu bırakın baharı kışın ortasında mevta olacaktır.Kış arılarının ömrünü kek vererek kısaltıyoruz.Arı kışın çalışmadığı zaman çok uzun süre yaşıyor,ama verilen kekler arıların ömrünü kısaltıyor.Şimdi tüm dünyadaki arıcılar yanlış biz mi doğrusunu yapıyoruz.Yada kışın arılara kek verildiğine dair kaynaklarımız nelerdir.Yapılan iş arının zaten tabiatına aykırıdır.
Sıvıyla yaşayan arıya katı yiyecek veriliyor,yaz ortasında olsa bir hedefimiz var bir ölürse üç doğuyor.Kışın böyle bir ihtimalde yok kendi elimizle arılarımızı bahara daha zayıf çıkarıyoruz.Birde bahardaki arı kayıplarının bence nedeni budur,kışın sağ kalanlar baharda son nefeslerini vermekte.Baharda o kadar hızlı ölüm oluyor ki diyorum herhalde kovanlarda arı kalmayacak.
Kış sakımına hazırlanmış arıya şurup ve kek vermek arının ömründen çok şeyler götürüyor.Bunu daha bizim bilim adamlarımız henüz yazamadılar.Belkide kekçilerle anlaştılarki yazamıyorlar.Birde kek satıcıları vardır üç kuruş kazanacağım diye insanları yanlış yönlendirenler,bunlar kek verin derken kaynakları nelerdir açıklasınlar arının üstünden keki eksik etmeyin demekle bu işler olmaz.Sonuçta bu yazıları bilim adamıyım diyenler yazmalıydı.Tabi yazdıkları yazılarında faydalandığım kaynaklar deyip,bir sürü yabancı yayın verecektir.Onlar ne zaman yazar bilmiyorum ama ,bizim oralarda aş deliye kaldı derler.

Not:Kış arılarının önemi yeni çıktı.Daha önce böyle söylemlerimiz yoktu,buna sebepte Almanya'daki kaynaklar.

25.11.2008

ZİYARETÇİLERİM VARDI

Geçtiğimiz pazar günü kurban işini hallettik arkadaşlarla.Şile'nin bir köyündeki çiftliğe gittik geri dönüşte telefon çaldı.Arayan İlhami abim,buyur abi dediki misafirimiz var.Bende geliyorum dedim.Akşam üzeri Mehmet Gündoğdu abmizle buluşup yemeye gittik.Yemekler yendi sohbete başladık,garson bir çay alırmısınız alalım gelen gidiyor biz hala oradayız.Abi adam bir çay daha demeden kalksak iyi olur yoksa bu bizi kovacak::))
Arıcıların sohbeti bitmiyorki.Sonra dışarda ne yapabiliriz diye Mehmet abiye sordum başka bir yere takılalımmı gibilerinden.Yok seni canlı canlı dinledimya bu bana yetti dedi.Abi zaten ölü ölü konuşamazdık ki::))
Dağıldık kendisine teşekürler ettim.İlhami abininde işleri varmış,kısmette bu kadarmış.
Geçenlerde Beykoz'dayım tabi cigercinin önünde takılmıyoruz.Ama işler ters gidiyordu,megersem biri çalışıyoruz diye millete hava basarken ruhen hep yanımızdaymış.Bende niye doymadım diyordum.Sebep karede.
Bu gün ise Beykoz'lu arıcı Saim abim belediyeye baskın yaptı.Çaylar falan derken yolcu yolunda gerek.Diyerekten vedalaştık,artık yoluda öğrendi her hafta gelirim dedi gel abi.Giderkende dediki doktorun ruhunu sızlatıp durma,bir an önce gelin Beykoz'a.Doktorda kuzu nasıl yenilir sunumu vardı,bende gözlemci olarak bir sunum yapsın::))
Karakovan şimdilik pencereden biraz aşağıda kaldı,bu açıdan bu kadar görüntü oluyor.Balkona çıkmadan mudahale edecek pozisyona getirmek için 80 cm lik bir eşek yapmam lazım.Kısmetse 2008 de biter inşallah kapaklara dönmez.
Balkona çıkıp bir bakayım dedim bu gün coştular,birde yogun mum üretimi oldugu dönemlerde yerlere mum levhacıklar düşüp telef olmakta.Bunu kovanlarınızda da görürsünüz minik pulcuklar olur mumdan.Tabiki dip tahtasında.
Sehpa olarak kullanacağım eşek hizmete girdiginde,karakovanın bir ayagı penceredeki mermere basacak.Eşegin temelini bir atsaydık,gerisi kolay olur biterdi.::))
Ben havalandırma yapan arıyı çekerken biri polenli geldi.
Arıcılık bilgi merkezi ve arıcılık bilgi paylaşım forumu , açıldı.
http://www.aribakani.com/forum/

23.11.2008

GEBZE'DE TURFANDA CAN ERİKLARİ,HEMDE KASIM 22::))

Bu mevsimde olmaması gereken bir manzarayla karşı karşıyayım.Bu erikler bu hale geldiklerinde arılarımza kat atıp,Şile yollarına düştügümüz zamanlar geldi aklıma.
Rüzgarda olmasa can eriklerinden haberimiz olmayacak,yapraklar dökülünce erikler ortada kaldı.
Kütük kovana yemlik aldım.Tabakla bayagı idare ettik,şimdi ağızlık gibi bu çeksinler bakalım.
Karakovanımız bir türlü bloke olmuyor,habire veriyiyorum invert şurupları nereye gidiyor belli degil.Bu kovan arı konulduktan iki gün sonrası kuvetli bir yağmur altında kalmıştı.Hala kuruyamadı boyasıda yok,arı çalıştıgı yeri izole ederekten geriye doğru gelmeye devam ediyor.
Artıkın balkondayız::))
Dün o rüzgarda tüm kovanları açıp kapadım,ballı çıta verilecekler vardı onları hallettim.Bu aradada varova mücadelesine başladım.Bu işleri yaparkende fazlalık çıtaları tek tükte olsa aldık.Ama bu kovana gelince alttaki görüntü ilgimi çekti.Bu mevsimde bile o kadar ölen varki,işçilerde bunları dışarıya atmaya bile yeltenmemişler.Birde ölmeyip can çekişenler vardı,bu resimlerin filimide var,altı çıtalık bir arı mevcuduna sahip.
Havalar sogudumu arılar bazı işleri asıyor,normalde bir tane ölü bırakmazlar,ayrıca hastalık filan olur bizede geçmesin diye bunları çok uzaklara atarlardı.


Dün hacı abi kapak işlerine devam etti,ben oğlu Mehmet'le kovanlara bakkım yaptık.Hacı abiye ugradım Cemil ustanın yanında,dediki şu şu numaralı arılarda acayip ölüm var.Dedigi ölümlerden biriside bu kovan bir açtım kovanı belkide arılıktaki en kalabalık arım,10 çıta üzerinde arı vardı.Bizim bazen farkettiğimiz şeyler aslında kovanda devamlı oluyor ama göremiyoruz.Ölüleri uzaklara attıklarından tabiki farkedemiyoruz.Kovan kalabalık ve ölümde haliyle çok olacak,havalarda soğuk kapıdan aşagıya atıp gidiyorlar içeriye.Bu hadiseleri en son yazacağım kek yazısında herkesin anlayacagı hale getirecem.Gerçi ben anlatabilmek için ne kadar örnek bulsamda insanlar anlamadıktan sonra ne yaparsınki.Benim bile uygulalamaları yapıp hayata geçirip verim almam iki seneyi bulacak.Avrupa gelecek senenin arısını bu seneden hazırlıyordu,kafamdaki arıyı hazırlayamadım,yani seneye bazı iyleştirmeler olabilir ama bir sonrası bizim sistemin oturduğu yıl olur inşallah.Arıcılıkta öyle basit minik hesaplar yok,çok ilersini düşünmeliyiz artık,günü kurtarmakla olmuyor.

21.11.2008

HAFTA İÇİNDEN NOTLAR

"Dr.İsmail Demir".Bizim 18 yıllık aile doktorumuz.Çocuklarımın İsmail abinin ellerinde büyüdü.Yeni Dr.Muhteşem abiyi tanıyana kadar hiç bir sorunum yokken,şimdi her tarafım tutmaz oldu desem ne dersiniz.İlaç veriyor daha beter oluyorum,baktım olmayacak doğru eski doktorum İsmail abiye kapağı attım. Tepeden tırnaga bir muayene etti dediki cigerlerin fıstık gibi tansiyon normal kalpte bir şey yok.Sana ilaçta yok güle güle dedi.Bizim yeni doktor içinde daha o dünkü doktor demeyi ihmal etmedi.ne demekse artıkın::))
İşleri dolayısıyla eski hacı Gebze'de.Gelmişken kovanlarımıda alayım dedi.Bende yeni hacıyı aradım geliyoruz diye.Şu duruma bakın,arılığa yabancılar giremez deyip,hacıyada siz buyurun dedi.
Hacı abinin yigenlerden biri kovanları yükledik ve poz alacaz hacılar nazlı bu aralar.
İlerde arıcılarımızın sürekli kullacakları asidlerden biri olan tartarik asid.Piyasadaki bilinen adı ise "tartar kreması"("tartarikasid")
Tencerede şu an 6 kilo şeker ve 3 litre su var.Bu oran bire bir şurup demektir.Şurup kaynamaya başlayınca iki çaykaşıkğı tartar kremasını attım.Birden bir köpürme oldu,demekki ilk çok hızlı bir reaksiyon oluyor sonra o köpürme olmuyor.Sonra kısıkta 20 dakika kaynattımKarşı duvardada hassas derecemiz var ama şimdilik işe yaramıyor,şurubun altını kapattığımda ölçüm yaptım,derece 104.2 di.
Bu şurubun en büyük özelliklerinden birisi boş vakitlerinizde hazırlayarak kenara atmanızdır.En az 6 ay bozulma olmuyormuş,daha önceden hazırladığımız şurupları bir kaç günde kullanmadığımızda eşkime oluyor.Yerinize göre istediğiniz miktarlarda yapabilirsiniz,bal tenekesinde bile ağzı açılarak daha yüksek oranda üretilebilir.Zorluğuda invert şurubun bence kalmadı.
Depolamak için en ideal kap ise parasız temin edilebilecek su bidonları.Doldur doldur at kenara.Bu sene şurup işini biraz geç öğrendik.Seneye çok işe yarayacak.
Beykoz'dan Sayim Gürel cep telefonuyla bu resmi metro gros markette çekip bana yayınlarsan bazı arıcılara iyilik edersin dedi.Az arısı olanlar yada şurup yapma imkanları olmayanlar bu malzemeyi kullanabilir.Yazı tam okunmuyor ama invert yazıyor dedi.Fiyatıda 18 litresi 45 ytl.Heralde bu malzeme tatlılarda kullanılıyormuş.Ama fiyatı arıcıların kendi yaptıklarından pahalıya gelir.Açıklamasında diyorki litredeki kuru madde oranı %65 miş.Yani şurubun litresi size 2.5 ytlye gelir ve içindeki şeker 650 gr.
Trakyalı Şenol'un sandık haberleri vardı yılan hikayesine dönmüştü.Benim kapaklarda Birezilya pembe dizilerine döndü::))
Hafta içi hacı abi kapaklara el attı,akşama kadar bir günde yaptığı iş 21 kapaga üst kontra çakmak.Akşam paydostan sonra gitmesen bitmeyecekti 21 tane.


Şimdi saclama işlerina başladık,inşallah 2008 de biter ne diyeyim böyle giderse zor be.

Not:Emin Benli abimizin babası vefat edeli bir hafta olmuş.Kendisine baş sağlıgı ve Allahtan sabırlar diliyorum.Bu arada dünden beri kendisine ulaşamadım.

Arıcılık bilgi merkezi ve arıcılık bilgi paylaşım forumu , açıldı.
http://www.aribakani.com/forum/

20.11.2008

ÇOK YAZIK OLDU EN ÖNEMLİ ÖRNEK ARTIK YOK,ŞİMDİ KINA YAKIN

Son zamanlarda yurt dışındaki uygulamalarıyla alakalı yazılar yazıyordum.Bu yazıların kaynağıda genelde Almanya ve Mehmet Yüksel'le olan sohbetlerimizi habere dönüştürüyordum.Banada bu konuda bir sürü tepki geliyordu,hiçte umursamıyordum.Ben yazılarımı yazarken ortaya yazdım,ne anaarı,arıcılık malzemesi,kek,ilaç bunları ben ne satıyorum nede satanlara aracı oluyorum,ondandırki her şeyi özğürce yazabiliyorum.Yazılarımıda Mehmet okuyup diyordiki abi çok güzel izah ediyorsun,bende senin yazdıklarından özetler çıkarıyorum diyordum.Daha sonra bana gelen tepkilere kızıp,birazda kendi üstüne alınıp dediki her şey benim yüzümden.Sonra senin hakkında bana denilenleri biliyormusun dedim herkes istedigini söylesin.Yüzüme dost görünüp arkandan konuşanlar konuşsun bakalım bir gün bir yerde hesaba oturacagız.


Mehmet birdendediki abi biz ne kadar uğraşırsak uğraşalım bizim insanlarımız bildikleri yoldan şaşmayacaklar ben siteye son veriyorum dedi.Mehmet ne oldu yapma etme diye gece yarısını bulduk.Ben sabretmesini söyledim bunlar geçecek insanlarımız bir iki sene sonra itiraz ettikleri şeylerin yanlış olduğunu anlayacak dedim.Sabah sitesini bir tıkladım site yok.Öğleye kadar acayip moralim bozuktu.Doktor dediki abi site silik degil sadece izinliler gire biliyor dedi,sevindim.Bakalım sonuç ne olacak::((((

19.11.2008

16 KASIM 2008 PAZAR GÜNÜNÜN ÖZETİ

Hava sıcaklıgı öğlen saatlerinde 14-15 dereceye çıkınca arlar kendisini dışarıya attı.Polen gelişide vardı ama yere konan arılar bir daha kalkabilmek için çırpınıp duruyordu.Bazı arılar kıvrık geliyordu onlarda bal getiriyordular. Arıcılık ve arılık.
Sanki bahar gibi ama geceleri soğuyunca arının iştahı kaçıyor.
Karakovan bu sefer şurup kabının üstünü sollayıp ileriye geçmiş.Verilen şuruptan eser yok.Hala manyak gibi petek örmeye devam ediyorlar.
Şurubu yeniden doldurup verdim,ve artık balkona alsam daha iyi olacak gidip gelmelerde aksamalar oluyor.
Hacı abiye ürettiğimiz son anaarıların kovanlarındaki durumları bahara çıkacak durumdalar.Arılar çoktan beri beslenmeselerde pürenden kendi çıtalarını bloke etmek üzereler.Resimdeki kovanın içindeki en son çıta alınarak,sıkıştırılıp kışa sokuldu.Yukardaki kovanın iki yavrulu çıtası bunlar.Ve hala bal gelmeye devam ediyor.Hacı abiye sadece bir kovana şurup vermesini söyledim çıtaların yarısı boş ve balla bloke edilmesi gerekiyor.
Şimdi bazı yerlerde görüyoruz işte bu mevsimde bu yavru olurmu bal gibi olur.Arıcılar bazı şeyleri yaparken artık çok iyi düşünmeli.Zamansız kek verildiği an sadece o bulunduğu zamanı değilde bir ay sonrasını düşüneceksin.Hafta sonu bir malzemeciye ugradım o kadar kek yığılmıştıki dükkana,gerçi tüm yerler aynı şimdi nerdeki malzemeciye ugrarsan kek var.keki verdin 3 hafta sonra yavru çıktı,yavruların çıktıgı gözler boş kaldı ve arıda o yavru çıkan çıtada salkım oluşturur.Soğukta ballı çıtalara ulaşamayarak balı varken aç kalmasın.Yurt dışında başı boşluk yok,adamlar ne yaptıklarını biliyorlar.Bizdede arılara boş çıtayı ver,sonrada keki daya tabi yavru olacak,yavru olmaması zaten anormal olur.İsteyen denesin hiç bir ırk farketmeyecek.Gelir olduğu müttetçe anaarı görevini yapmak zorunda.Yapmadığı zaman başımıza çok geldi,Trakya'da anaarı yumurta atmıyor diye arılar anaarıyı kesmek için yumak oluyordu. Nedenide anaarının yavru atacak yeri yok,işçilerde bu mevsimde hemde bal gelirken sen niye yumurta atmıyorsun diye çıkışıp,anaarıya linç girişimleri olur.
Bir çok kovanda bu görüntüler var.Kendileri girişleri kafalarına göre daraltmaya çalışıyorlar.Bu resim Beykoz'da konusu oldu,pratik sehba hakkında.Bu ayaklar seyyar ve tüm sehpalara uyacak sekilde yapıldı.Ayakları söktüğünüzde ise üstteki sehpa olan yerin toplam kapladığı alan ayagın girdiği yerle birlikte 9 cm.Ayakların girdiği yerleri ilerili gerili istiflerseniz kapladıgı yer ise üst üste bir sehpa 3 cm dir.Ayaklar 35 cm yükseklikte,sehpa ise üç metre boyunda ve üç ayaklı.Dün fazlada resim alamadım,bir gün öncesi İstanbul'daki şarzla çalışınca hacıyı denetlerken makina paydos etti.Bir çok resimi alamadım,makina dinlendikçe birer ikişer resim alınabiliyor.

Belkide bir aydır açmadığım 29 numarayı dün bir göreyim dedim.Daha önceki kontrollerde iki çıta yavruya düşmüştü.Yaklaşık bir buçuk ayıda bulmuştur beslemiyorum ne yapacak diye.9 çıta ballı ortadaki iki çıtada çok az yavru alanı kalmış.Artık yavru işinede dünden itibaren son verdim ve yemliğini invert şurupla doldurdum bir çıtada balını başka kobvana verdim.Yaklaşık 10 güne kadar anaarı yavru atacak yer bulamaz.Benim izlenimim şudur,beslenmediği zaman tüm arıların gelişimi duruyor beslendiğindede tüm arılar beslenmeye az yada çok yumurta ataraktan tepki veriyorlar.Yukardaki resimde sekizinci çıtada sırlı bal gözüküyor.Sekizinci çıtayıda alıp çıtalarıda bloke edip 7 çıta ful arıyla alman kızı kışlayacak.

Yavrulu alanın etrafı balla bloke edilmeye az kalmış.Yani arıcılar istedikleri an arılarının yavru yapmasına 15 gün içinde son verebilirler.Boş çıtaları arılara verip üstüne keki koyup sonrada yav bu arı manyakmı diyenler kendilerinin ne kadar arıcı olduklarını anlatıyor başkalarına.
Bir üstresimdeki çıtada kapalı yavrular var,anaarıda bu çıtada çıkmış yavruların olduğu bölümde geziyor.Diğer çıtalar tamamen balla dolu,şimdi şurubu bastım bu gözleride işçiler bloke edecek,anaarı manyaksa bir yumurta atsın bakayım bir yerlere.Bulursa atar boş petek gözü,artık işin şablonu bu.

Bu sene Trakyada bir sefer ilaç verebildim ve pürenden bal olur umuduyla ilaçlama yapmadım iyi olmadı hala kanatsız tek tük arılar var.Arıları getirmeden bir posta verildi ama mücadeleye devam edilecek.En son posta ise oksalik vereceğim,oksalik Almanyada 2 ile 5 derece arasında yapılıyormuş,yani arılar salkımdayken yavru sıfır.

Dün iki tane erkek arı kapı dışarı edilmişti.Hiç kıymetini bilen yok şu erkeklerin::))

Demekki bu mevsime kadar erkek arı varmış kapı dışarı edilince farkettim.

Bu resimde en üsteki resimin orjinali.

Hacı abinin kovanlarından biri dün asistanın demesine göre çıldırdı.Acayip yavru uçuruyordu,demekki çoktan beri güzel bir gün arıyorlardı.

Hacı abide doktorla telefonda konuşurken dediki benim kovanılar çocuk uçuruyor::))
Doktorumuzun bize ayırdığı malzeme bu.Kovanları harika kapatıyor.İstanbulda reklam afişi bıraktırmamış hep toplattırmış zabıtalara,buda bize düşen pay. Yaklaşık 80 metre filanmış.Gelde dokktoru şimdi sevme::))


Bir tanesini kovanların üzerinde denedik şahane oldu.Önden arkaya kadar kapatıyor ve şeffaf olmaması arıların altına girip ölmesini önlüyor.Daha önce şeffaf malzemeyle örtüyordum kovanları kışın bir sürü arı altına girip naylonu delip geçeceğim diye ölüyordu.

Not:Bu kayıt pazardan beri taslak olarak vardı,ilk defa öğrendiğim tarih degiştirmeyle yayına soktum.Daha düne kadar yüklü yüzme filimim vardı tarihi eski diye silmiştim::(((
Arıcılık bilgi merkezi ve arıcılık bilgi paylaşım forumu , açıldı.
http://www.aribakani.com/forum/