23.09.2015

ARICI MİSAFİRLER VE EYLÜLDE ARICILIK...

 Mevsim sonbahar, bu ay içinde iki yabancı arıcı misafirimiz oldu. Ed Karle den sonra şimdide Manos geldi...
Giritli Arıcı Manos.
Aynı gün Saim abiye ana arı teslimatım vardı, tesadüf oldu arı selfisi çektik :)
 Biz arılarla uğraşırken analar gidiyor haberimiz yok :)
Mevsim olarak zaman itibari ile ana arı alma zamanı değil ama bizim arıcımız kışa girerken ana arı peşine düşer bu ülkemizin genelinde aynıdır.
 Bu yılın son ana arılarını Saim abiye verdim, önceden söz verince yapacak bir şey kalmıyor, kendime ana arı kalmadı ...
 Son tur ana arıları hep tanıdıklara verdim. Hemen hepsi çok yakınımızdaki kişilerdi. Sorun çıkarsa sorunları gidermesi ve sorunları analiz etmesi kolay olacak.
Yusuf Şimşak'ada bir kaç gün öncesi kesilen ana arıların yerine ana arı yolladım, yüzden fazla ana arı içinde bir tanesi erkek atmış.
Ana arı işi çok garip üç beş ana arı alıp hepside sorun yaşadım diyenler var. Mevsim sonbahar ve bir sürü ana arı veriyorsun bir tanesi kabul edildikten sonra erkek atmış.
 Bizim için bayram seyran çalışmaya engel değil.
Hafta içi bölmeleri Ovacık'a götürüyorum.
Ovacıkta bayağı eşek arısı var ortalıkta.
Emin bir yerde yuva var tırstım imha edemedim demişti.
O akşam yuvayı imhaya karar verdik...
Baştan çuvallamayı düşündüm yuvayı alacak çuval yoktu.
İkinci seçenek ilaçlamak.
Maske ve eldiven arabada duruyor biz kabadayılık yapıp maskesiz giriştik...

 Her taraf arı oldu, yerlere dökülenler uçuşanlar biz zehirlendik arılar bitmedi.
Hemen gidip maskeleri giyindik arıcı eldiveni de vardı, Furkan arılıkta çalışırken tam takım çalışır :))
 Devasa yuvayı dağıttık.
 Kraliçe eşek arısı ne kadar büyük, gece gece onuda bulduk :)
 İçeride dalak kaldımı bilmem fenerle bulduklarımızı dışarı çıkartıp ezdik.
 Yazın ben buradan malzeme aldım, iki sene önceki benim arıların olduğu mandıra binası burası.
Hala içeride malzemelerim vardır.
 Bu güne kadar gördüğüm en büyük eşek arısı yuvası imha edildi...
Bizimki Manosun geldiğini duyunca kalkıp gelmiş.
Sarmaş dolaş oldular, Manos ise filim Selamın aleyküm diyor :)
 Sobet koyulaştı bizim çobanda geldi o yavrum oh, bizim işler stop...


 Sonra çalışıyoruz ayaklarına yatanları iyi bilirim, çalışmayana ekmek yok yani...
 Genede kıyamadım ana arı kutularındaki halis kara kovan balından ikram ettim yediler...
Kalfayı yolcu ettik, arkasında su filan dökmedim:)
 Biz çalışmaya devam ettik. Kutularda birleştirmeler son gaz devam ediyor.
Normal şartlarda, bir kapalı yavru alıp, 3 kutudan bir bölme düşünüyordum ana arı kalmadı şimdi kıvranıyoruz ana arı diye :)
 Böyle çalışmaya can kurban...
Çalışana yedirmek lazım, hak edenin hakkını virmek lazım.
 Transfer işini çoktan bitirmiştim birileri kanıma girdi bir kovanın anasını ve yavrularını alıp iki saat sonra transfer verdim 19 tane tutmuş ertesi gün çıtayı alıp bitiriciye verdim.
Bir transfer daha vermiştim bu gün baktım kaç tana tuttu diye 24 tane filan tutmuş...
Anasız kovan 5. şurubu çekemedi, ama genede güzel memeler yapmışlar bayramdan sonra doğacaklar...
Ne çıkarsa bahtımıza son kutuların anaları bu memelerde inşallah.
Erkek mi, hala çok erkek var...
 Göhan bu sıralar arazi, İlhami abinin vekili...
Kasma kendini bunlar Ali Türk arısıdır öpmezler...
 Ha söyle gevşe...
Gökhan Uyar.
 Sezonun son özel arısını gelin ettim.
Bu yıl özel arı satmama rağmen ilk defa bu kadar çok özel arıyla kışa giriyorum.
Safları kışlatıp satmak istiyordum bir müşteri çok ısrar edince verdim gitti dedim.
Bizim safları kabul ettirmeye uğraşmayacaksınız.
Hazır bölmesiyle alıp ertesi gün larva transferi bile yaparsınız.
Son zamanlarda acayip şeyler duymaya başladım, bizim için kına yakanların safları kesiliyor bazıları erkek atıyor ve ses seda yok...
Hala bu işte eksiklerim olabilir ama ana arı tohumlandıktan sonraki evrede yavru kaparken ana arıyı değiştirmek isteyenler oluyor ve bunların çoğu yaşamıyor.Böyle bir ana arıyı yavru kapattı diye satarsan başına iş alırsın. Dolayısı ile saf işi atıp tutakla olmuyor birde piyasadan toplayıp ben ürettim diye verdiklerine nasıl kefil oluyorsun orası da ayrı konu...
 23 Numaralı ana arı,20 numaranın kızıydı, kışa hazırlanıyordu, 2 Haziranda nikahı kıyılmış...
Üç ayrı erkek hattı var, 14-15-51 erkekleri üzerinde barındırıyor.
Bu haliyle kışa girmesi riskliydi kapalı yavru takviyesi verecektim ki gelin gitti...
Sahibine inşallah çok F1 kızlar kazandırır...
 Yarım çıtaya çalışan ruşetleri köpük ruşete böyle alıyorum.
Yavrulu çıtalar en başa...
 Araya bir standart esmer boş çıta giriliyor...
Ballı çıtalar ve yemlik olacak...
 Ovacıkta pürende yavru alanlarını birden artıran arılarım.
Boş alanlar günlük yumurta ve larva.
 Bir taraftan yavru sökülürken bir taraftan bahar gibi arı tüm çıtaya yavru basıyor...
 Polen gelişi süper havalarda sıcak sanki nektarda vardı...
Üç kez şurup verildi bu arılara...
 Yavru durumları güzel oldu, havalar aşırı soğumaz sa yılbaşına kadar yavru devam edecek burada.
Yavru durumu patlamış, 3 çıta arıda 2 çıta ful yavru , 4 çıta arının dörtçıtası yavru olmuş sanki bahar gibi...
Bir arı da petek kabartıyordu :)
Bugün arife ve biz arılıkta gün boyu çalıştık, akşam ise Manosa göre arı transferi vardı ovacıktayız...
Manostan ter çıkartık ba...
Bayramda gene çalışma devam edecek...
Herkesin Kurban Bayramı Mübarek olsun...


10.09.2015

ARICILIK, EYLÜL AYI TOPARLANMA ZAMANI...

Hazır kraliçe arıları toplarken böyle pozisyonlar ile karşılaşırız. Bazen cepten telefonu çıkartıp foto açılacak resim çekmeye bile zaman kalmadan yumurta düşer.
Bu sefer hem resim hem video çekecek zaman verdi...
Günler kısaldı ve mesai sonrası önceden belirlenmiş 10-15 ana arı toplamak bile araya iş karıştırırsanız mümkün olmuyor.
Bir arıcılık sezonu sonuna gelindi, kutuların büyük bölümü devreden çıkartıldı, hemen her akşam hala birleştirmeler devam ediyor...
Hafta sonları artık çok kıymetlendi, birde düğünler olmasa...

Son tur ana arıları genelde tanıdıklara veriyorum, sorun çıktığında yenisi ile değiştirmesi daha kolay oluyor.
Bazen yeni arıcı yalancıya kaçmış arıya ana arıyı kabul ettiriyor, hem ana arı hemde yalancı analar yumurta atıyor, arıcı bunun tamamının ana arı tarafından olduğunu zannediyor.Bize hata bildiriyor, aslında bölmede bizce sorun yok.
 Toplanacak ana arıları titizlikle belirleme rağmen sorunlu çıkabilir. Ana arıyı tutarken dikkat edilmeli,kafese koyarken gene dikkatli olmak gerekiyor, sapa sağlam ana arı yapılan yanlışlarla sakatlanabilir...
Ana arı hiç bir zaman adonmenlerden tutulmaz...
Bazı ana arılar yumurtaya girdiğinde yer dar ve gözlere yumurtayı saydırır...
Bunu ana arı işinden anlamayanlar yalancı ana arı zanneder.

İlk defa böyle çılğın ana arı gördüm, bir göze 9-10-11 yumurta atmış.
Bir kaç kez ruşete alayım dedim vaz geçtim.O gün kime ana arı topladıysam o kişiye gitti...

Kendi damızlıklarımı kendim ürettiğim için ana arı üretimi yaparken genelde tüm damızlıklardan larva alırım.
Hemde tohumlanmış arının ilk yumurtaları 15-20 gün yumurta bekleyen işçiler tarafından bakıldığında o kadar rahat transfer edilir ki anlatamam...
Kendi bölmelerime verdiğim f1lerde not ediliyor, anne farklı babalar farklı, sonuçlar bizim için önemli.
Yukarıdaki ana arı gözlem için bir dostuma hediye edilmiştir.

Böyle yazdığımda bazı kişiler kendilerini dostlarımın yerine koyup bize hediye yokmu der, malisef dost diyoruz, dost...
 Arıcılıkta genelde kendi yayınlarımı takip ederim.
Son bir iki aydır sürekli eşek arısı yayını sürekli ziyaret ediliyor.
Blogumun günlük degişik bilgisayarlardan tıklama oranı, haber yapılmadığında 1000 civarı, haber yeni yapılmış ise 1850 ye kadar çıkıyor.
Bu tıklamayı forum almıyor, başka bloklarım var oradan yayın yapıyorum ve faceye atıyorum gene 150 - 200 tıklama alıyor.
Bu blogun ölüsü 850-900 tıklamadan aşağıya düşmemekte. Analamadığım şeyler var.
Aşağıdaki haber 2013 de yapılmış,şu an 7 bin civarında tıklaması var. Haberin sonuna bazı önemli püf noktaları geçen not olarak yeniden ekledim.
http://bengittim.blogspot.com.tr/2013/10/esek-arisi-mucadelesi-esek-arisina-sari.html
 Basit bir yöntemle yüzlerce sarıca arı yok ediliyor.
Haftalık pet şişeler boşaltılıp yeni sarı gazoz koyuyoruz.
 Sarıca arılar sonbaharda zayıf bölmeleri bitiriyor...
Yüzme bilmeyen girmesin :)
 Bana her yerden soru gelir görüş ve öneri sorarlar.
Ben kimseye bir şey önermem.
Yayınlarımızda soruların cevapları var, okuyacaksınız.
Soru soranlar cevap alamadığında kızıyor.
Geçenlerde TÜBİTAK çalışan birisi bir sürü soru sordu, telefonunu verdi cevap vermedim ziyarete geldi, sayfamı gösterdim bak burada yüzlerce soru var ve cevap vermiyorum.
Arkadaş ve dostlarım tabiki bunları kapsamaz.
Bu paylaşım yazın yapıldı takip edenler test bile etmişler :=)

Azerbeycan'dan birisi soruyor arılarıma nasıl yavru yaptırırım.Cevap vermedim, gene bir şeyler yazdı gene cevap vermedim, en son tepemi attırdı. Amerikanın gavuru olsaydık cevap yazardın demi diye yazdı...
Listeden çıkarttım birde engelledim gitti.
Ben kimsenin danışmanı değilim.
Sorulan soruları bilecek değilim.
Sorulan sorulara cevap vermek zorunda değilim.
Sezon içinde yaptıklarımı paylaşırım, hissesine düşen paylaşımdan hissesini alır.
Kimseye şunu yap, şunu kullan yazmıyorum, ben bunları yaptım diyorum.

Konuya dönelim hala sinirim geçmedi aslında, sanki adamın babasının oğluyuz ya...
Konu önemli ve ben bunu yazın paylaştım.

 Taze toplanmış polen.
Arılar polen sıkıntısı çektiklerinde tuzaklarda topladığım poleni boş örülü peteğe döküyorum.

 Poleni boş petek üzerine yayıyorum.
 Sonra üzerine şurup püskürtüp arılara veriyorum.
Bu buluş bana aittir.
Meme besleyecek kovanlara polenli çıta bulmadığım zaman ne yaparım diye aranırken deneyip bulmuştum.
Polene şurup püskürtmez iseniz polenin büyük bölümünü arılar kovan tabanına döküyor.
 Ertesi gün polenli çıtanın durumu. Arılar polen üzerindeki şurubu yalarken zaten polenide ileriye doğru depiyor, depme bizim şivemiz de sıkıştırma olarak kullanılır.
 Bu sistemi Fatih Suuçak denedim dedi, bir avuç polen koyuyorum çıtalara acayip yavru atışı oldu diyor.
Polen akımı varken buna gerek yok.
Yavru için arı sütüne gerek var arı sütü polenle oluyor.
Bu yayını yapmama rağmen, benden arıya yavru nasıl yaptırırım diyene sorana ne diyeyim.
 Bir paket yumurta düşünün hepsinin tazeliği aynıdır, ilk defa bşıma bir şey geldi, yumurta kapalıyken içeriden küflenmiş...
Tabi yumurtayı ziyan etmedim ve hayattayım :))
 küflenmiş yumurta..

Bursa da hala oğlunun düğünündeyiz.
Amca oğlu arılığa gelmiş oğul var dedi bir ruşete almış, ertesi gün geldim ruşet boş:))
Ne çıta ne bal var, kuru ruşette terk etmiş arı ne yapsın...
Bursa'da Fatih ile buluştuk acil polen lazımdı hızır gibi yetişti.
Diyorki para peşin mi, peşin dedim başladım dua etmeye:))
Mübarek duamızı aldı...
Fatihle vedalaştıktan sonra Uludağ'a çıktık...
Kara yolu ile hiç çıkmamıştım, 26 km yazıyor ama 100 km gibi geldi, dön dön....
 Bakacağa vardığımızda güneş batmıştı.
Makina ile çekim...
 Bunlarda ayfon ele çekildi...
Pazar akşamı dağdan zaten geç indik birde topçularda trafik olursa yanarım diye geceleyip pazartesi sabah namazı sonrası Gebze'ye hareket ettim. Yol akıcı feribotta sıra yoktu, 08:15 de iş başı yaptım...
 10 Eylül günü Cumaköy mahallemizde bir iş vardı tespite gittim bu resimleri çektim.
 Pürenler tek tük açmaya başlamış, hafta sonuna yeni yağmur olursa süper olacaklar.
Bazı pürenler patlamaya hazır bekliyor.
 Ciğer sarması, eskiden bulamıyordum. Gebze'de sürekli bir yerde çıkıyor...
Uzun süre belediyede tek başıma kaldım. 3 Kişi çalışıyorduk, iki kişi izine çıkınca bayağı bir ayarım kaçmıştı berekete izindekiler dönmeye başladı.
Müdürlüğümüz oldukça ilginç izinden dönenler, böyle diyet öderler...
Kadayıflı dondurma...