28.06.2009

TRAKYA'DAYIZ

27 Haziran öğlen civari İlhami abiyle Gebze den Şile bölgesine geçtik, Gebze ve Şile birbirine sınır fakat acayip ulaşım sorunu var. Sağ olsun beni olmam gereken yere bıraktı, ayrılırken bir anı fotosu aldım. İlhami abileri arılıktata güzel görüntüler var onu sonra paylaşayım.Acayip yorgunum. Resimdekiler Mustafa Kabaoğlu hocamız, İlhami Uyar ve büyük şef Murat Çakır.
Şile korucu köydeki arılarımızı akşam yükledik ve istikamet Trakya. Tam iş bitecek bir ara Murat Baloğlu yanıma gelip Ali benim çocuklar kestane balını yiyemiyor bana bir teneke ayçiçek balı ayarla dedi. Ne güzel benim müşterilerimde arıcılar işte::))
Tabi sonradanda jeton düştü, kardeşim at bir kaç kovan yiyecek balın çıksın dedim. Hemen üç tane tek kat kovan ayarlatyıp arabaya attık. Ben hep böyleyim işte, elimizdeki müşteriyi kendi elimizle kaçırıyoruz. Geçenlerde araba ayarlasam Muhteşem abide kestaneye arı ayarlamıştı, bir araba bulamadım, sonradanda dedimki yav bırak o arıcılıgını yapsın kestane balınıda doktoruma ben satayım::))
Muhteşem abiye dedim kırıldı gülmekten.
Gece saat 1:30 arıları indirmişiz Mustafa abinin yigeni biz arıları indirirken çayı ve sofrayı hazırlamış. Arılık güzel teknolojik tüm imkanlar var.Gece şu aydınlıga bakın. Canımız veya benim canım o kadar çok şey istiyorki, açım yemeye derman yok bir yerden yiyeyim bir yerdende uyuyup dinleneyim diyorsun hepsi birden zor.
Herkes bir an önce bişiler atıştırıp bir köşeye çekilp uyumaya başladı.
Bu çiçege pek arı konmaz, sabah açar öğleye doğru kapanan bir çiçek bu. Bu sabah gezerken baktım nektar alıyordu. Bu arada ayçiçekler açmaya başlamışlar. Gündüz bal sagımı arıların örtü bezleri kat mat ayarı derken, akşam yaklaşıyor. Bende foto pişindeyim.
Arılıgın üstten tamamını alan bir foto yok, makinaya sıgmıyor. Yandan tamamı burada.
Ben resim çekerken arılıktan ayrılma hazırlıkları devam ediyordu, her tarafta dünya iş ve torparlanması gereken bir sürü şey.
En güzel resim böyle iki parçalı olanıydı. Arılıgın bitişigindeki 600 dönümlük yeni ekilen ayçiçek ise bana göre en büyük piyangoydu.
Ben Gebzedeki arılarımı henüz götürmedim. Mustafa abinin kamyonu alarak, benim elamanada bir uğradım. Geçen sene bal sagımından arazi olmak için üç sefer bal kabı almaya gitmişti. Bu sene bir yere kaçamayacak, tenelerinide aldım ve teslim ettim. Bu şekilde durarak bacaklardaki yedek damarın alındıgı yerleri gizlemeye çalışıyor. Sevndirici bir haberim var Muhteşem abi daha doğdugundan beri ağzına sıgara koymamış. 9 haziran 2009 da doğmuş kendisi. İnşallah hayırlısıyla kurtulmuş be görünce bir baktım bu adam rektefiye olduktan sonra 10 yaş gençleşmiş gibi geldi.
Zavallım bu sene tatilede gidemeyecekmiş, çünkü denize girmesi yasak::))
Geçen sene kumsala yatıp gelmeyi çok istiyorum, ne yapayım ortak bırakmıyor diyordu::)))

Bunlarda oğullarıymış, hastalanmasaydım diyoru, üç kovanı bir kovan yapacakmıştı, yaparsın::)))

Yarın akşama tekrar Trakyada'yım kısmetse kalan arılarımıda götürecegim. Haber aslında çok detaylıda kısa kestim bu kadar yeter.

26.06.2009

KARNİYOL ANAARILARDA SON DURUMLAR VE ANAARI KABUL ETTİRME

Anaarı kabul ettirme yöntemlerinin en garantilisi zayıf kovan ve genç işçiler gerekli. Anaarı kabul ettirme yöntemleri o kadar çok ki, elinizdeki anaarılar çok kıymetliyse riske girme şansınız yok.
Resimlerde de görüldüğü gibi hemen hemen tüm işçiler yeni çıkmış. Her kovanda şurup ve kek var. Bu resimlerin asıl yazısı en alttaki yazılar. İşi en garantiye almak için en son çareler. 61 Nolu karniyolumuz çıtada geziyor ama daha yumurta yok.
62 Numaralı saf karniyolum 25 haziran günü kabul edilmiş ve yumurtaya başlamıştı.



Anaarı kabul ettirme yöntemleri. Bir sürü degişik yöntem olsada en iyi yöntem bana göre acemi arılara anaarıyı kabul ettirmektir. Bunu nasıl yapıyorsun diyen olursa genelde bir çıta ful arı kalcak şekilde bölmeler yaparak işe başlıyorum(iki üç çıta arı bölerseniz kesin yarısı eski kovanına dönecektir). Böldüğüm kovana kapalı yavrusu çıkmaya başlayan bir yavrulu çıta verip, sagına soluna birer açık ballı çıta ilave ediyorum. Bir gün böldüğüm arılıkta bekletiyorum ne kadar tarlacısı varsa o gün eski yerine dönüyor. Akşamleyin muslugunu kapatıp serin ve karanlık yere alıyorum,kafeslede anaarıyı kovana bırakıp, iki gün boyunca böyle duran arıdan bir sürüde yeni işçi dünyaya geliyor. Üçüncü günü bu kovanları sehpalara alıp, meme kontrolü yapıyorum, sonrasında ise kafeslerin kek bölümünü açıyorum.Arıların alayı acemi odugundan anaarıyla ugraşacak arıda çok az yada hiç olmuyor diyebilirim. İki gün sonra onlar çıkarmasada ben anaarıyı serbes bırakıyorum. Arıya kek ve şurup veriyorum, gerekirse birazda arının üzerlerine anaarıda dahil şurup püsküttüyorum.



Bu noktaya öyle basit gelmedik. Sıradan anaarı verecek olsanız kesilirse kesilsin deyip yenisini üğretir veya alırsınız. Biz iki yıl içinde Muhteşem abiyle ben eski parayla 4 milyar para harcadık karniyol anaarılara. Yani bir anaarı o kadar degerliki bizim için, kabul ettirmek içinde ne kafalar patlattık. En son geldiğim noktayı sizlerle paylaşayım dedim. Bu paylaşımı yapana kadarda o kadar kayıp verdik ki sormayın. Halada veriyoruz inşallah bundan sonra kayıp vermeyiz. Safların ikisi kabul edildi diğer üçü henüz hapisteler.

25.06.2009

KOCAELİ İL TARIMDA TOPLANTI

Kocaeli il tarım müdürlüğü desteklemelerle alakalı birim müdürü tarafından İzmit'e davet edildik.


Birim müdürümüz:Veteriner hekim Erdinç İÇİGEN, ve birim teknikeri veteriner hekim Metin DURMUŞLAR ,bizi konu hakkında bilgilendirdi. Toplantıya Kocaeli arı Yetiştiricisi Birlik başkanı Hüseyin YILMAZ ve Gebze Bal üreticileri birlik başkanı Kadir GÜRKAN ve ben katıldım. Konu ise AKS kayıt sistemiydi. Arıcılıkta bazı sorunlar yaşanıyor bu sorunun çözümü için TAB bakanlıga müracat edip eksiklikleri giderelim demiş. Bakanlıkta bizlere çözüm önerdi. Öneri birlikler açısından ne olur bilemem ama arıcılar açısından biraz daha özgürlük gibi algıladım.


Daha önceki uygulamalarda AKS sistemine kayıt olabilmek için birlik üyeliği şartı vardı. Şimdi bu şart kalmış hiç bir birliğe üye olmadan AKS sistemine kayıt olmak isteyenler ise şunu yapmalı. İl veya İlçe tarıma gidip beyanda bulunuyorsunuz, benim şu kadar arım var ve sisteme kayıt olacagım. İlçe tarımda kişinin beyanını alarak sisteme işlenmesi için ön kayıt alıp kişiyi arı yetiştiricisi birliğine yönlendiriyor. Arıcı birliğe gittiginde kovanlara takılan aks kayıt sistemi plakalarından alabiliyor. Burada bazı detayları açıklamak gerekirse, arıcı birliğe kayıt olmadan devletin sistemine kayıt oluyor. Fakat devletin desteklemelerinden faydalanamıyor. Birlik üyesi olmayanlar, arıyetiştirici birliklerinden, AKS kayıt sistemi plakalarını 1,50 kuruş karşılıgı alacaklar, arıyetiştiricileri birliği ise plakayı sattıktan sonra arıcıyı sisteme işlemekle yükümlü. (plaka fiyatı birliğin aldıgı kararla üye olmayanlara degişik fiyattan satılabilecek)birlik üyeleri ise 1,25 kuruştan alıyordu.
Bunlar neden gerekli diyorsanız arıların nakillerinde kesinlikle AKS kayıt sistemi plakası olmayanlara engel olunacagı yönünde yapılan açıklamalardan kaynaklandı.
Arı kovanlarınızı bir yerden bir yere sisteme kayıtlıysanız taşıyabilirsiniz yoksa devlet buna engel olacak, eskiden bazıları birlik aidat ve giriş ücretlerini bahane ederek sisteme giriş yapmıyordu. Şimdi üç beş kovanınızda olsa sisteme işletebiliyorsunuz.
Bunlar bizim toplantı yapmamıza neden olan yazışmalardan parçalar.
Ben hem Gebze bal üreticileri birlik üyesiyim, hemde Kocaeli arı yetiştiricileri birlik üyesiyim. Birde Türkiyede en iyi geçinen iki birliğiz. Bir kaç üyemiz hariç tüm üyelerimiz arıyetiştiricileri birliğine üye.
Kocaeli arı yetiştiricileri birlik başkanımız Hüseyi Yılmazla uzun uzadıya sorunlarımızı görüştük, hemen hemen tüm konularda mutabık kalıp ayrıldık. Birliğede gelecegimizi söyleyip başka yere geçtik.
Bu seferde Kocaeli İl Özel İdaresindeyiz. Kadir Gürkan bey kendisi il genel meclis üyeside oldugundan mesayisinin büyük bölümünü burada geçirmek zorunda. Devamlı İzmit Gebze arası mekik dokumakta.
Kocaeli İl Özel İdaresi Daire başkanına misafir olduk.
Konu memleket neresine geldi. Daire başkanı, İrfan ÇAKMAK demezmi ben öz Niğde'liyim. Dedimki bende Niğde'liyimde bunun özü nasıl oluyor deyince bir gülüşme oldu dediki ben içindenim. Bende Bor kazasındanım öz olmuyormuyuz dedim güldü,espiriydi dedi.
Gebze'de bir çok işlerimiz oluyor geldiğimde görüşelim diye konuşup ayrıldık.

Tekrar Kocaeli arı yetiştiricileri birlik ofisine gittik. Bizi Hüseyin Yılmaz karşılayı uzun sohbetlerden sonra bilemiyorum kaç sefer vedalaştıgımızı. Hayatımda hiç bu kadar vedalaşıp defalarca konu konuyu açsın ve bu kadar muhabbet olsun. Bizim Kadir beyde öğlenleri yemek yemiyormuş olan bana oldu::))
Hüseyin Yılmaz daha önceki yönetimden bir sürü sorunla aldıgı birliği düze çıkarmış birisi. Kendisine başkanım başarılar diyerek nihayet birlik binasından ayrıldık.
Dip not olarak şunuda ilave edeyim, Kocaeli arıyetiştiricileri birliği neredeyse bir çok sorundan fes edilme noktasına gelmişti, şimdi işler yoluna girmişya, eskilere ses edemeyenler şimdilerde nerelere çomak sokarız diye arayış içindeymiş.
Toplantının detayı bu linkte.

23.06.2009

NE VARSA HACILARDA VAR::))))))

İnşallah mutlu sonun bir kısmını şu an tamamladık. Saf suni döllemeli karniyol damızlıklarım geldiler. Bu işte yaklaşık bir yıldır kahrımı çeken Mehmet Yüksel' e ne kadar teşekür etsem ne kadar Allah razı olsun desem az gelecektir bunun bilincindeyim.Bazılarına göre bu işler çok basit gelebilir, bir sene öncesinden süni döllemeli anaçlar için sıraya girdik. Kaç sefer Mehmet gidip geldi, en son temmuz ayının ilk haftasına adamlar ayarlamıştık bu seferde analar hazır haberi gelince yeniden kıvranmaya başladık. Bir akşam bizim İsmail'e sordum dedimki Almanyaya gidiş dönüş ne kadar kafaya koydum ben gidecem artık.
Abi hayırdır dedi dedim durum bu, dediki benim hacı amcam bu günlerde gelecek bir soralım, iyiki sorduk bir hafta sonrasına bilet almıştı. Bu seferde mesafe sorunu çıktı. Mehmet anaarıları 80 km gidip alacak geri gelip 120 km ters istikamete gidip anaarıları verip evine gelecek.Bu 400 km yol demekti. Tabiki ikna ettim, abi bu işin kuyruguna geldik son bir kez her şeyi yapmalısın::))
Son anda İsmail'in amcasının Şututgarttan binecegi haberi herkesi rahatlattı. Çünkü Mehmet Yükselde Şututgartaydı::))
Mehmet Yüksel Pazar günü saf anaç karniyol anaarılarımızı eyalet arıcılar birlik başkanından teslim almıştı, tabi pazartesi gecesini iple çekiyordum.Bir zamanlar elimzideki F1 lerle dalga geçiliyordu, %95 saf dediğimde. Bu memlekette öyle işler oluyorki suyunun suyunu saf diye saflara gazlıyorlar, biz doğruları konuşunca alay konusu olduk tu. Biz daha Mehmet Yüksel'le yüz yüze görüşemedik, acayip bir dostluk oluştu 4 kişi arasında, bunuda insanların karekterlerine bağlıyorum, arkadaşını söyle kim oldugunu söyleyeyim varya, bunu aynen yaşıyoruz. Bir düşünün birisi sizin için kalkıp 400 km yol yapacak ve bu kişiylede daha oturup iki kelam etmemişiniz.
Saf karniyol anaçlarımızın paketlenmiş son hali ve sağlık raporları. Hep maçın uzatmalarına kadar gidip, uzatmalarda maçı kaybetmesekte oyuncuların bir çogunun yok olmasına neden oluyorduk.
Çok şükür, bundan sonrası inşallah kolay. Hacı abi uzatmalarda son gölü attı. Mehmet dün akşam Almanya saati ile 18:30 da hacı abiyi anaları vererek yolcu etti. dün akşam acayip espiriler vardı uçak havadayken biz Mehmet, Muhteşem abi ve ben yazışıyorduk. Ben biraz erken ayrılıp, bacanagın arabayı alarak Sabiha Gökçen hava limanına gittim.Yukardaki resimler Mehmet Yüksel tarafından uçak hadayken servis edilmişti bana.


Havaalanında İsmailin kardeşiyle bekliyoruz. Herkes çıkıyor bizim hacı yok bekle bekle, abi dedim dışarda beklemeyelim içeriye girelim içeri girmekte çok kolaymış
üç sefer metal dedektöründen geçtim. Kemal Sunal gibi en iyisi uzun donla geçmeli, yav üzerimden o kadar malzeme çıktıki, en ilginci 1984 yılında babam baypas oldugunda koşu yolu hastanesinde bir neşteri anı olarak almıştım. O gün bu gün cüzdanımdaydı bir çok işede yaramıştı onu bile x ray ışınında tespit edip aldılar yav hatıra dediysemde çıkışta al dediler neştere yazık oldu, o sıradada Muhteşem abi arıyor ne yaptın ne yapayım analar yok neşteri kaptırdık. En son hacı abi göründü, abi hoş geldin diyorum diyorki ben seni tanımıyorum::))

Hacı abi maçın uzatmalarında bizi mutlu sona ulaştırdı, şimdi bir an önce suni dölleme işinide çözmeliyim. Bu seneki en büyük hedefim aletli tohumlamayı başarmak.

Hacıların alayıda espirici be::

Yav cebindekileri almaya geldim dedim demezmi uyurken ceplerimi boşaltmışlar diye.
Sonra dediki burdamı dışardamı abi şu salondan bir çıkalım. Dışarda hemen kafeslere bir baktım bu sefer pırıl pırıllardı. Bu arada neşteride almayı unuttuk, Muhteşem abi nasılsa bir neşter ayarlar. Bu sabah arıyor safların kaçı benimdi diye sana koklatırmıyım safı be::))
Zamanında 700 kaata ana satarken düşünseydin harman veresiyesine:::))
Gece eve geldiğimde haziran 23 olmuştu. Paketleri açıp bacanagın evinde sulamıştım kendi evimdede resimleyip sabaha kadar pembe metroya aldım. Pembe metroyu geçtigimiz cumartesiden bu işe hazırlamıştım zaten.
Gece kafesleri verdim, sabah bu resimleri çektim. Hepsininde maşallahı var.
En hazır kovanım ise karniyol olarak 39 numaralı F1. Kovanım diyorum bu anaarıya resmen el koymuşum. Yerine ise sahibine 2009 Alman F1 verecegim. O kardeşimede ne kadar teşekür etsem az.Bu arıyı bu sene o kadar kurcaladımki sormayın böl böl bitmedi. Biraz önce gene böldüm. İnşallah herkes için bu işler hayırlı olur. Şu an ülkemizde sayılıdır sanırım saf karniyol. Bunu derken karniyol benim babamın malı degil, bir sürü anaarıcı var, damızlık olarak yakında çogunun karniyola geçecegini düşünüyorum. Karniyol arıları ülke arıcılıgımızı dahada ileri götürecek bundan emin olabilirsiniz. Örnekleri var, bizdede bu iş oturmalı yoksa hep sıralamada gerilerde olmaya devam edilecek. Karniyolu kötüleyenler şimdi nasıl kıvıracaklar merak ediyorum, gerçi kıvırmaya çoktan başlamışlardı ama bundan sonra U dönüşleri görülecek merak etmeyin.
Bu 2008 karniyol F1 bu sene emanet alındı ve şu ana kadar üretimlerimi bu anaçtan yapmıştım. %95 saf dememizdeki gaye 100 anaarı üretirseniz bu anaçtan 95 tanesi F1 olur fakat içlerinden birisini seçip bu F1 deme şansınız yoktu. Fakat F1 lerin en büyük özelliklerinden birisi ise erkeklerinin saf olması. İnşallah vatana millete hayırlı olur. Emegi geçenlere ne desem ne yapsam az gelecek.

Bazen kendi kendime diyorumki yav biz bu işi çokmu büyüttük sonrada durumlarımıza bakıp az bile yapmışız demek geliyor içimden. Ben burada bir şeyler daha yazmak istiyorum, ben yabancı hayranı degilim, bizi bu arılara muhtaç edenler utansın devletin parasıyla yatanlar varya nasıl hesap verecekler bilemiyorum.

21.06.2009

KESTANE NEKTAR VERMEYE DEVAM EDİYOR

Nasıl desem bilmemki, inşallah bir hafta daha yagmur yağmazsa nektar devam eder::)) Yağmur yagarsa kestane işide biter diyorum.
Bu gün haberi tersten yapıyorum cumartesi sona kaldı.
Sabah Gebzedeki arılıga ugrayıp, oradan ormandaki arıların yanında biraz işler vardı onları halledip Şile'ye hareket ettim. Çoktan beri böylede gezmemiştim yaklaşık 25 köyden geçerek pazar gününü bitirdim, motorun tepesinde oturmaktan bi acayip olmuşum. Şile Korucuköye vardığımda ilk arıların durumuna baktım ne yapıyorlar diye. Kapagı kaldırmamla birlikte zaten kestane balının o keskin kokusu burnunuzu yakıyor. Henüz kestane püskülünün tamamı açık degil ayrıca hiç açık ıhlamurda yok.
Arılıkta üç kişinin arısı bulunuyor benim arkadaşlarımdan. Birer ikişer kovanda arkadaşlarımın kovanlarına baktım.
Murat Baloğlu, bu sene çok üzgün. Bir çok fire vererek bahara çıkmış, şimdi ise kata zor gelen birkaç kovan arıdan bal almayı umuyor. Bizim en zayıf arılarımız biler şahane onun arıyla kıyaslarsak. Sağ olsun bu sene bize arılığını açıp misafir etti. Bir daha bu durumlara düşmemesi için elimizden geleni yapıyoruz.
Bu çıta benim kovanlarımdan birisine ait. Arılarım çok güçlü olmamasına rağmen kestane nektarı çekmişler. En büyük avantajım ise peteklerin kabarık olması. Bir kaç kovandaki arılar, ham petege yönünü dönüp bakmamışlar bazıları petekte örüyor. Alt katlarda ağarma vardı, fakat yukarlarda ağarma yok benim kovanlarımda.
Bu çıta ise Mustafa Kabaoğlu abimizin kovanından ve ikinci kattan yani. Arı yaklaşık 30 çıta ve bu en üst çıtalardan biri işte.
Bu kovan Murat Çakır'ın kovanlarından birisi. Arı yaklaşık 26 çıta ve en üstünü bile güzel agartmış. Aşagıdaki resim işe resimdeki işaretli, çıtaya ait.
Daha nektar su gibi bazı işlemler yaptım kendi kovanımda arı silkeledim bal su gibi dökülüyordu.
Bal işi arının gücüyle alakalı, bu lafı çok yerde etmişimdir en çokta Trakya'ya gittiğimizde yerli arıcılar derki sizin arılarınız bizim balları topladı, bizim arılar aç kaldı diyen çok. Bende derimki arınız yoksa , boş kovanlarınızın önünden bal ırmagı aksa ne yazar. Nektar öğleye kadar toplanmadımı yok olan kuruyup uçan bir şey bunu bile hala anlayamadık.
Bir başka konu ise bazı arıcı arkadaşlar kestaneden menmun degil, birde üçüncü kat mevzusu var, arı olmadıktan sonra kaç kat atarsan at. Bir çok arıcının arıları yazın ortası gelmesine ragmen nektara hazır degil, buda ayrı bir kambur işte. Ya çok öncede nektara hazır oldu arı oğul verdi ve işi gümletti, yada hala gelişecek.
Bazı arıcılarda arının gücünü hesaplayamayor, arı kovana dagıldıkça zannediyorlarki kovan ve kat doldu. Hiç bir şey bilmiyorsanız bir ara haber yaptım, dedimki arının kaç çıta oldugunu anlamak için bazı çıtalarını alın, dalak asarsa bakın arınız kaç çıtaymış ortaya çıkar. Şile'deki arılarımızın bakımlarını kısa sürede bitirdim, arılar zaten saldırmıyordu, bu bile nektarın ne kadar iyi geldiğini gösteriyor. Arılara bakım yaptıgım saat ise öğleden sonra üçü geçiyordu.
Bakım sonrası Muratın oğlu Hamza önceden hazırlanmış börekleri getirdi, aç karmna ne gitti be. O sırada başkalarıda geldi, güya kaynanaları çok seviyormuş.
İsimler konusu gene karışık, şimdi kime ne yazayım ki. Murat'tan isimleri alıp ilave edeyim bari.
Asıl bu abi başımı belaya sokacak. İsim yazmana gerek yok diyor. Başka şeyler yazarsan biz anlarız dedi.::))
Şile dönüşü, cuma günden beri anaarı kutularından ana topluyoruz kayırlar alıyoruz derken bu gün meme dagıtma günüydü, hacıda düğüne gitmişti. Kendim 25 memeyi dagıttım, yarına az kaldı. O kadar yorulmuşumki 7 memeyi vermeden arılıktan çıktım.Birde evde daha kayıtları girecem. En iyisi ise böyle yapılan işi resimlemek kayıt girmesen bile evde elinin altına geliyor defter taşımana gerek yok. Hacı benden çok yoruluyor, düyorki üç göze bakana kadar kesin üç kovana bakım yapılır::))
Şile'ye gitmeden önce ormandaki arılıktan sadece bu resim ilgimi çekti. Degişik polen renkleri.

Evde başımızın belalarından, keske kırılsa diyecem ama olmuyor, balkona ortak olmaları işime geliyor. Gece eve alıyoruz gündüz balkondalar, arılardan çıkamıyorlarmıştı, şimdi bunların pisliklerinden çıkamıyorlar::)))
Cumartesi günü acayip moralim bozuldu. Balkona çıktım kutulardakiler ne yapıyor diye, yerde bir arı ama sanki anaya benziyor.
Yakından bakıyorum malisef Alman'lardan biri daha elvada etmiş. İşçi arılara ne dersem diyeyim onlar ne anlayacaklarki. Bir sorun var bir türlü çözülmüyor, bu Alman'ların kızlarını üretiyoruz hiç birisine böyle bir şey olmuyor. Tek sebep bu arılara yolda bir şeyler oluyor. O kadar soru soroyorumki kendime, neden burada işçiler öldürüyorda Almanya da neden öldürmüyor. En düşük 20 çıtada yaşıyorlar orada .Sonuç ise kurt katırın kıymetini ne bilir.
Karnoyolların başta kabulünde sorun oluyor, bu nedenle Almanya'dan gelenleri direk başka arılara vermedim, elimizde bulunan tek F1 kovanı paramparça ettimki sorun çıkmasın genede çıktı.
Arılıga en az 2 saat geç gittim moral sıfır oldu. Bahardan beri 12 anaarıdan elimizde kalan 4 adet. 2 Saf 6 F1 yok olup gittiler. Hemen diğerlerine baktım bunlardanda korkuyorum artık. Açıkta iki günde bir kek veriyordum, keki artık 15 gün yetecek düzeye çıkardım, birde yandan şurupluk dayadım, genede iş garanti degil işte, birde ham petek ördürüyorum daha ne yapayımki. Herkesin işi var, tarlacılara kek ve şurup, acemilere petek daha ne yapayımki. Hala gidip anayla uğraşıyorlarsa.
Birde beni korkutan çatlayan yumurtalar süt içinde kalıyor neredeyse boğulacaklar. Acaba diyorum anayımı degişecek. Geçen iki tur buradan tranfer yaptım,52 de 52 tuttu. Sonradan birini bozdular. Bu görüntüde beni ürkütüyor bakalım hayırlısı.
F1 Karniyolun birisinede habire erkek yaptırıyorum. Bu sıralar oda cıvıttı, erkek gözü yapsın diye verdiğim boş çıtaya işçi gözü yapıyor. Bende başka yerden erkek gözü buldummu başlangıcını erkek yapıyorum durum ne olacak bakacagız.
Gidecek yerleri olmayan anaarıları geçici beklemeye alıyorum.
Anasız bir kaç çıta arı oluşturup anaarı bankası kuruyoruz::)))
Bu gün biri telefon etti anaarı varmı var, kaça şu fiyat dediki pahalı, piyasada 15 liraymış bir şeyler yap dedi dedim 15 liralıktan sen al, dediki düşünüp arayacam, dedimki bir daha beni arama, sana 15 lik uyar.
Hala insanlar anaarının ne demek oldugunu anlamayıp kelepir peşinde koşuyor bu millete her şey müstehak.
Not.Bu haberi dün internet kafeden yaptım, Tam haber bitti, Şekerli ve Yüksel'le msn den yazışmaya başladık, internet kafeci başladı kapatıyoruz demeye. Bende duymazlıktan geliyorum, heralde beni sagır sandı yanıma gelip abi kapatıyorum dedi::))
Yaklaşık bir haftadır evde telefon ve internet arızalı. Söylenenlere göre bina girişinde ki kutuda sorun varmış.