27.05.2013

ARICILIK VE SEZONU TAKİP, YOĞUN BİR TEMPOMUZ VAR

Geçtiğimiz hafta Yusuf Şimşak tarafından davet edildik. Nasılsa işlerin bitecegi yok bir nefes alalım::))
Uzun süredir İlhami abiyle çalışıyoruz, ne yedirip içirdiysem bir türlü yaramıyor, hazır toplanmışken işin uzmanı doktorumuza bir göstereyim diye İlhami abiyide alarak çarşamba akşamı Ümraniye'deyiz.

Muhteşem abim ise İlhami abiye yemek nasıl yenirde vucuda yarar onu öğretecek....
Yemekler yenildi, ben çok az yemek yedim diyen Muhteşem abiye bir bakın, ne bulursa silip süpürdü, İlhami abi ise tamamen aç kaldı::))
Adamı yani İlhami abiyi arada telef edecgiz::(((
Çok güzelbir kaçamak oldu, her şey süperdi.
Arıcılık sobetleri, her mekanda sarmaya devam ediyor.
Havuz çıkışı hediye dagıtımı vardı. Kalfam eski sukut füzesi karbon tüpünü iade edecek, geçmiş yıllarda 350 lira tüpe depozik vermiş kahroluyordu, birde tüp 15 kiloluk taşıması sorun oluyordu, şimdi 4 kiloluk karbon tüpü oldu.Kapaklarına matbaga sacı lazımdı kaç sefer buluştuk hep unuttuk, onuda teslim etmişim.

Yusuf Şimşak'a bir kutu hediye edildi, ekibimin tüm bireylerinde bu kutu olmalı, özel bir hediye...
İlhami abi millet sevinirken açlıktan zor ayakta duruyor.
Resim çekinirken 333 veya patates patlıcan deyin dediğimde böyle resimler alınabiliyor.
Birde ben gireyim şu mutlu arıcılar karesine...
Hafta içi yolumuz köylere düştü, arıcı Bekir abimizi ziyaret ettik, öyle bir zamanda yakaladımki sormayın, elinde çilek kasası ve ben, gerisini düşünemiyorum::)) Nerden lekelendiyse açık renk pantolon ve gömlek lekelenmiş::((
Arkadaşım Ramazan Duman, çilekleri görünce yerinde duramadı.
Bekir abimizden domates, patlıcan biber fideleri aldım. Fide işi çok önemli ve bunu bilinen bir yerden temin etmek lazım.
Hafta sonu ikinciye arabada suni tohumlama uygulaması yaptık. Birinci uygulama istediğim gibi olmasada 7 ana arıdan 4 tanesi yumurta attı, 3 tanesi belli aralıklarla yok oldular.
Bu seferki uygulamada aracın içini daha rahat kullandık, bir önceki çalışmada alan acayip daralmıştı.
Sandalyemiz bile yok kovanları oturak olarak kullandık.
Elimizdeki erkek arı kafesleri çok büyktü, yeni el kadar kafesler yaptım, bir sürü erkek arı alıyor bunlar daha kullanışlı oldular.
Bu uygulamadaki yardımcım İlhami Uyar.
Yeni kafes ve içinde 90-100 tane ergen erkek arı var.
Uygulama bitiminde bir 100 tane daha erkekten sper alıp saklamayı düşündüm.
Bizimkini aradım dedimki sayın kalfam böyle bir iş nyapacagım, sen tıp adamısın ne gibi yardımların olur.
Dediki abi ben bir solisyon biliyorum, ama beleşe olmaz ve kimseyede öğretemem, ustalık belgemi ver, sana solusyon vereyim deyince tepem attı, insan bu kadar çıkarcımı olur. Sona kendime acayip kızdım, dedim şimdiye kadar birilerine telefon ederekmi bu işleri başardın, bildiğin yoldan bir yürü deyip bildiklerimi uyguladım.
Elimde içi 1 mm çapında cam tüpler vardı, bunun ucuna daha önceden kırılan iğnelerden birisini silikon hrtumla ekledim.
Suzan Cobbey, bu sistemi harbo şırınga kullanırken uyguluyordu, bende onu yaptıklarından anladığımı yaptım.
Sperm toplandı, birde köyde düğün var, oraya yetişecegiz diye bayağı bir kendimizi kastık bu iş sakinken yapılmalı.
5 Cm sperm topladım. Bunu saklanacak tüpe çekiyoruz.

depo olacak bölüme sperm çekilip toplandı.
sonra işin en bilinmeyenine gelindi, sperm hava ile temas etmemeli,spermin bittiği yerden cam tüpü kırdım, ucuna silikon hortum takmak gerekiyor hortumun içi vazelin dolu olacak ve iki taraftan spermi kapatacak, spermle hava temas etmeyecek. Bakalım ne olacak, inşallah ilk deneme başarılı olur, dünya emek ziyan olmaz.

Yeni yaptığım erkek arı kafesi.
Cumartesi bayagı bir yogun geçti,pazar günü ise bizim başkan Kadir Gürkan ile Şileye gidip kestane için arı konulacak yerlere baktık.
Pazar günü Programı sabah 5:00 te kalkılacak. Kalktım. Saat 6:30 gibi Kargalı köyündeyim, Başkan ve benim usta beni bekliyorlar, saat 7:30 gibi Şile Kızılca köy ormanlarındayız.
Kestaneler püküllenmiş ama açmasına bayagı bir var gibi.
2008 Yılında gittiğimizde tanıştığımız Mitat amcanın bahçesi, Mitat amca iki sene önce öldü. Bahçe yavaş yavaş yok olmaya başlamış. Mitat amca sağ olsaydı tek koluyla burasını ekip biçerdi, bahçede domates, biber, patates, fasülye bir sürü şey ekilmiş olmalıydı.
Mitat amcanın kulube hala duruyor, ama bahçede hiç bir işlem yapılmamış, yıllar içinde bu çitlerde yıkıldığında tam orman olacak.
Telefonla konuşan benim arıcılıktaki ustam Yüksel Kaçık, gebze Kargalı köyü Orhanlı mahallesinde ikamet eder. Ustam benim için boynuz kulağı geçti diyor, biz başkaları gibi belge miyim istemiyoruz::))
Resmin sağındaki kişi ise Eskişehirli Halil amca, geçen sene hastalandı ameliyatlardan sonra yeni yeni kendine geliyor. Verdiğim ana arıları öve öve bitiremiyor.
Gebze Bal birlik Başkanımız Kadir Gürkan ise solda.Bu sene projede olmamasına rağmen, özel idareden köylere yardım götürme birliğine para aktarılmasını sağlayıp, hiç arı almayan Gebzeli arıcılara 400 kovan arı temin ettirdi.
Çalışkan bürokratlara acayip ihtiyacımız var.
Bir sürü iş arasında tarım sektörüne acayip destek veren birisi.
Kızılca köyde dönüşe geçiliyor, çay molası verdik, köydeki işleri takip eden Emin bey ile arı konulacak yerdeki sorunları görüştük, yapılmasını istediklerimizi ilettik.
Kızılca köy muhtarı Mustafa beyde bir kaç arı edinmiş, arılar acayip saldırgan diyor::))
Halil amcada saldırgan arıların çaresi yanında diye ayar veriyor...
Benim ustanın kovanları bu sıra habire oğul veriyormuş, muhtara boş kovanın varsa getir, bir oğul koyayım dedi.
Kovan arabaya konuldu, şimdide çıtaları standart mı onu kontrol ediyorlar::))
Nihayet vedalaşıp ayrılıyoruz, hedefimiz işlerin aksamamasıydı, bir an önce herkes arılığına dönmeli.
Sohbet bir türlü bitmiyor ve sonunda ayrılıyoruz.
Yol kenarlarında başka ağaçlara bakıyoruz, henüz açmış kestane püskülü yok. Aynı yollardan geri dönüp, Kadir başkanı ve Yüksel  ustayı köylerine bırakıp, arılığa geçiyordum, Zaim abinin yazlığa daldım.
Bazıları bu enginar geçen senenin diyebilir, nasılsa atılan çamurlara alıştım::)) Sonuçta bu enginar bu yılın, yarışma devam ediyor. Yazlıktan arılığa geçtim bu esnada öğlen oldu, acayip bir yorgunluk var, yatıyorum uyuyamıyorum kalkıyorum çalışamıyorum::))
Bir telefon geldi, Denizliden Serkan, Ali abi ne olursun beni kurtar diye başladı konuşmaya, yav ne oldu hayırdır, abi gene burnumdan soktular konuşamıyorum, analarımı ne zaman yollan. Herkesin derdi kendine, birde beni kurtaran olsa deyip gülmeye başlıyoruz, arılıkta olmamıza rağmen pazar günü aslında en önemli işi hallettik te,(arıların kestane yer sorunu) arılıkta çalışmayı savsakladık, bir kaç güne kadar arıların kestane balına taşınmasına geçilecek, bu arada Mersin dönüşü yapılan aşılamalardan doğan ana arılarım yumurtaya başladı, bende onları toplayıp, bazılarını kurtarmaya başlıyorum::))
Ara boşluk oluşmuştu ve aksaklık olmadan bu ana arı işi olmuyor....

20.05.2013

DOKTOR OLSAYDIM,ÇOK HASTAMIZ OLACAKMIŞTI... ARICI OLDUK, HASTAMIZ YOK...

Arıcının yoğun günlüğü devam ediyor.
Bir arkadaşımın bahçesinde bulunan ve damızlık erkek arı ürettiğim F1 karniol arım oğul vermiş ve anasız kalmış. Bubahçeye 5-6 aydır gitmiyordum, geçen hafta gittim arı yaşıyordu acayip sevinmiştim ama bu hafta sonu bölüp zayıflatmak istemiştim, bölme sırasında katta hiç yavru çıkmadı, alt katta gene yavru yoktu. Çıtaları iyice kontrol ettiğimde bir çok çıkmış ana arı memesi gördüm. Muhtemelen kovana kalan ana arı sanırım çiftleşmne uçuşundan geri dönemedi ve koloni anasız kaldı. Kovanın bulunduğu civarda başka koloni yok. Tek sevindirici olan ise kolonide bulunan erkek arıları ayrı bir ruşete aldım, bir tur daha uygulşamada bu erkekleri kullanabileceğim.
Arıyı parçalama videom var ama yeni makina movi olduğu için videoları çevrmeden işleyemiyorum. 3 Dakikalık videoları çeviri programı çeviriyor biraz uzun olursa, videonun gerisi yok olmakta. Uzun zamandır video yayınlamadım akşama vakit bulursam videoyu işlemeyi düşünüyorum, Aydıncık ta bir sürü video çektik hepsi kenarda bekliyor.

Suni tohumlamada kullandığımız erkekleri artık sıradan saflardan seçmiyoruz. Renk ve bala çalışmada başarılı olanlar öncelikli olanlarımız olmakta.

Kafama takılanlar elbet var, bilimsel eserlerde ana arı özelliklerini erkek arılarına verir yazıyor. Bende siyah ana arıların erkeklerini, siyah seçtiğim ana arılara enjekte ediyorum, siyah çocukları olmuyor. Çocukların büyük bölümü siyah olmasına rağmen arada açık renkler çıkıyor, renkleri bir türlü sabitleyemedim.

Daha önceden ana arının kanadının birisini kesmiştim, kanadı kesik ana arılar çok kısa mesafe uçabiliyorlar. Gitti güzelim f1::(((
Bu hafta olumsuzluklar bir bu degil.

Tranfer çıtası.
Ayın 15 de dağıtılması gereken 2 tranfer çıtasını atlamışım. Ayın 16 sında koloniyi açtımki::(((......
Yaklaşık 40 ana arı bir gün geciktiğim için doğmuş ve kovan oğul vermiş, bazıları çekip gitmiş bazıları kesilmiş kovanın birisinde tek ana arı kalmıştı, birisinde ana arıda bulamadım::((
Larva transferini ayın 5 de yaptıysanız, ayın 15 de mutlaka bu memeleri bölmelere veya ana arı kutularına vermek zorundasınız......
Vermezseniz siz bilirsiniz.... Böyle gümlerler.

İnşallah bu ay içinde hesabı görülen ana arıların hepsini kapatacağım.
Bu esnada 60 küsür ruşette hala ana arı yok, telefon edip acil ana arı isteyenlere banada acil ana arı lazım diyorum::))
Sadece ruşetlerde degil, bir çok kovanım hala anasız....
Bazı kovanları birleştirmeye başladım. Bir taraftanda kestane bal akımı yaklaşıyor.
Hangi işi yapacağımıda şaşırdım.
Ana arı üretiyoruz.
Bala çalışıp gezginci arıcılık yapıyoruz.
Erkek arı üretip bunları kayıt altında tutuyoruz.
Suni tohumlama çalışmaları yapıyoruz.
En önemlisi bize saldıranlarla mücadele ediyorduk sesleri kesildi.
Bunların yanında yaptıklarımızı Blok, forum face ve twitter dan paylaşıyoruz.
Birde bunları bir iş yerinde çalışırken yapmaktasınız.
Sezon boyu bir dakika boş zamanımız yok.
Allah yardımcımız olsun::))

Arılıga iki gariban köpek yavrusu sığındı. Henüz yaklaşmıyorlar ama ne verirsem doymak bilmiyorlar.
Bir taraftanda iyi oldu, sabaha kadar çadırın önünde yatıp sizi koruduklarını sanıyor.

Gece çadırda kalmak ise alışmayanlara acayip ürkütücü gelmekte.
Ormanda tek başınasınız, her taraf karanlık...
Aynı mezarlık gibi diye düşünüyorsunuz....
Eninde sonunda kapkaranlık mezarda tek başımıza yatacağız kurtuluş yok...
Bir taratanda sanki kendinizi cennete gibi hissediyorsunuz, o kapkaranlık gecede kuşlar ve böcekler sabaha kadar hiç durmadan ötüp degişik melodiler seslendirmekte::))
Nerden girdik gene bu karanlıklara...
Bizim arılığa demir atan köpeklerin şimdilik keyifleri yerinde,  sonbaharda bunların hali ne olacak demeye başladık.
Yavru köpekler oldukça gariban ve biz bunlara nasıl yardımcı oluruz zaman içinde öğrenecegiz.
Bir tutabilsem tadavilerinede başlayacağız.
Köpeklerin her tarafı kene dolu.
Keneli köpek.
Bir kaç gün içinde bize iyice alışırlar keneerle nasıl mucadele edecegiz o zamana kadarda öğrenmeliyim. Bunca iş arasında iki tanede köpeğimiz oldu, Allahtan hayırlısı.
Zaim abinin yazlığa sürekli gidip gelemiyorum. Suni tohumlama işini arabaya alınca yazlık otomatikman devreden çıktı.
Bu arada arabada yaptığımız 7 adet uygulamada, bir kayıp var, notlarımda 9 numara için yırtılmadıysa süper oldu yazmışım, iki gün sonra 9 numara yok oldu, demekki hayvanıyırtmışız..
Geriye kalan 6 ana arıdan bir tanesi 4. gün yumurtaya başladı, birisi 7. gün biriside 8. gün yumurta atmaya başladılar.
Geri kalan diğer 3 tane ise henüz yumurta yok.
Demekki bu iş her yerde oluyor::)))

Zaim abinin bahçedeki enginarlar ot içinde kalmasına rağmen çifter çifter kafa göstermişler, ayrılda gel::))

Bazıları bizimle enginar yarıştıracaktı::))

Hafta sonu Zaim abi aradı benim bahçedeki kovadan bal alabilirmiyim, dedim alamazsın, kuruttun zaten kovana gide gele...
Bana bal bazım diye tutturdu.
Gebze'den bölüp geldiğim anasız kovan sırf bal doluydu, bir kaç çıtasını eve götüreyim diye ayırmıştım. Dedim o zaman arılığa gel balını al.
Resmin sağ tarafındaki abimiz bir üniversitede öğretim üyesiymiş.
Zaim abinin beni arkadaşına bir tanıtışı vardı, o benmiyim diye sordum::))

Dediki dünyaca ünlü arıcı Ali Türk::))

Arılıkta oturacak sandalye arıyorlar, dedim arılıkta kovanlar hem sandalye hem masadır::))
Herkesin keyfi yerindeydi, hacı amca namaz kılıyor, bayanlar arkada beyler önde neskafe içiyorlar.


Zaim abi balları alıp ayrılırken arabasını bir kolaçan ettik, bir koli su, artan ekmekler, kuru pasta ve çerezlere el koyduk, ziyan olmasınlar dedik. Bir de çikolatalı  talı...





Zaim abi gittikten sonra irmik tatlısına daldık. Fıstıklı fındıklı irmik tatlısı üzerine çikolata soslu bir şeydi, süper gitti, kesene bereke Zaim abiii, gene bekleriz::))
Zoruma giden ise bu kadar beslememe rağmen İlhami abinin hali, görmeyende sanki esir kampında çalışıyor sanacak....

Arılıkta su sorunumuz yok, kuyu yaz kış kurumuyor, o zaman bir kaç fide domatez ekelim dedik, bir yer belirledik, kazdık.
Bir kaç kök olacağına 20-25 kök olsun evede lazım olur dedik, bahçede kazı çalışmaları devam ediyor.
Sakat bir fide vardı, fideci atacaktı dedim ver onu bana ben onu bir tedavi edeyim, küçük bir pet şişeye ektim, pet şişeden delikler açtım, kökler o delikrden topragı mutlaka bulacaktır.
Önceliğimiz engelli domates fidesindeydi, nerde gariban var bizi buluyor, domatesin bile::))

Yarına diğer domates ve biber fidelerini ekecegiz.
Arıların içinden çıkıp az başka işlerle uğraşmak sanki beni dinlendiriyor, hatta kazma yapmak bile::))

İlk engelli domatesimiz bahçemize ekildi, can suyu verildi, gelip gidenede kuru ekmek ikram etmemiş oluruz, bir yetisinler bakem::))
Tuz zaten var, ekmegide gelen mutlaka getirir domates ve biberler bizden, organik ve doğal....
Afiyetle yersiniz artık::))


13.05.2013

YOĞUN ARICILIK İŞLERİMİZ DEVAM EDİYOR

Bu akşam mesai çıkışı arılığa gitmedim, Enes Emin ve İlhami abi arılıkta gerekli işleri yapıyorlar.
Arıcınıun yoğun günlüğü devam ediyor...
Kargoları mı yaptım, gezi zamanı başlıyor...
Bir bahçede damızlık erkek üretimi için bıraktığım kovanın yanına geçen sonbahardan beri gidemedim, bir bakayım ne oldu, içimden de sönmüştür diyorum. Kışa katlı girmişti, gittim sapa sağlam, körük ve maske yok dolayısı ile kovanın kapağını açıp bir baktım arı katta altta durum nedir bilmiyorum kapattım.
Hafta sonu yaşadıklarımız ve bu günü tersten bir paylaşayım.

Dr.İsmail Demir abimizin benden aldığı kolonilerine bazen bakıma giderim. Uzun bir zaman oldu ben Mersinde iken telefon etti birisi alt katı doldurdu, kat koyayım mı diye. Izgara koy, koyduğun kata çıtaları diz demiştim.
Bu arada İsmail abim bir yurt dışı yapıp geldi ben hala ziyaret edeceğim, kendisi aile doktorumuzdur.
Yazlığına gittim kendisi de orada ne güzel....
Abi nasılsın o bana hoş geldin diyor bende ona::))
Arılara daha gelip bakmadın mı dedi, dedim ki abi acayip bir iş yumağı var gelemedim.

Bir kovanda sorun yok alt kat dolmak üzere. Kat konulan kovanı kapağını açtım, örtüyü kaldırdım oda ne::))
Mis gibi bahar balı kokusu geliyor. Peteği kopartıyorum koparma dedi, dedim bunu almamız lazım, daha 3 çıta daha konulacak yer var.
İsmail abi balı aldı, acayip bir mutlu yüz....

Sonra diğer çıtaları merak etti, akşam akşam bende meraklandım körük yanıyor bir bakalım dedik.

Öyle güzel bahar balı gelmiş ki, kokusu hala burnumda, tabi laf aramızda kalsın, bu çıtalardan birisini kesin göçürmem lazım::))
İsmail abi korkuyor abi yaklaş korkma dedimse de uzaktan resim alıyor. Sim siyah giymişim sokacak olsa beni sokar::))
 Abi yaklaş, her çıta bal ile kulübe kapısına mı geleyim....
Dünyada doktor arısı olmak varmış, kovanlar şato gibi kulübe içinde bizimkiler yerlerde sürünüyor, altına bir tahta bile atamadık....
  Artık kendisi kapıya geldi, çıta ortasına arılar yavru yeri açmışlar ama kovanda ızgara var, bir taraftan bal sırlanmaya başlamış.
 Kolonide 7 çıta vardı, sekizinciye dalak atılmış, bende petekleri tamamladım.
Yerim sizi 10-15 güne kadar kendim bu kovanlara özel bir bakım yapmalıyım....
 Pazar akşamı Yusuf Şimşak kardeşime gecikmelide olsa biraz arı kolonisi götürdüm.
Arılıkta İlhami abiyle bir gece yarısı anısı oldu::))
Yusuf Şimşak arılığı.

 Yusuf gündüz toplanan ana arı deposunu buldu arabanın içinde, yılan gibi bu analar diyoru::))
 İlhami abi olumsuz vaka derler ya, yemedim yedirdim,tipe bakın, bu adam beni kahrımdan öldürecek::))
Yemek üstüne çay, İlhami abi sek su içiyor, bu arada gece yarısı olmuş hala eve döneceğiz.
Rahmetli amcamın bir sözü vardı, derdi ki "lafın harmanı olmaz" Bir kalkalım hele. Gece İlhami abiyi Darıca'ya bırakıp saat 2 de evime girdim....
Sabaha mesai var.
 Hafta sonu toplanan ana arıların istifleri ve sulanmalı yapıldı, akşama her biri bir başka şehre doğru yolculuk edecekler.
Akşam üzeri bu ana arıları sahiplerine yolladım. Erkan ise ben bu haberi yaparken yoldaydı. Nisan içinde söz verdiğim çoz az bir şey kaldı, bundan sonrası artık inşallah kolay.
 Bazen transferlere taban yetmiyor, tabanı eksik almıştım, başka sorunlarda var. Elimde 3-4 degişik janter ekipmanı var, Yurt dışından gelenler standart, bizimkiler işe bir el attı, her biri başka ölçüde. Bazıları girmiyor, bazıları düşüyor, bazıları da rahat.
Hepsini bir arada nasıl kullanırım diye bir düşündüm, kafada olay tamam, Cemil ustayı ziyaret ettim::))
Ustam böyle bir şey düşünüyorum, 3-4 mm kontra varmı, o olmaz agaç  yapayım dedi, seni mi kırayım yap bakalım deyiverdim.
Sıfır malzemede memeler kayıyor ama ikinciye kullanılan memeler güzel oldu. Vida takar gibi, kısa yeri geçirip çeviriyorsun ahada olsu::))
Daha yakından bir görünüm, çıkartılırken gene çevirip dar taraf kendiliğinden çıkıyor zaten.Janter ekipmanları,
Tüm malzeme bu, nedense bu marangozlardan ve projelerden kopamıyorum.....
 Arılıkta işlerimizin arasında saf erkeklerin üretimi de devam ediyor. Plastik erkek gözlü petek.
Çalışmalarımız her alanda devam etmekte, saf arı üretmek bizim için sıradanlaştı, sırada hibrit çalışmalarımız olacak...
Bir yarım çıtada en azdan 15x15 erkek var, iki yüzünde en az 300 den fazla erkek arı yapıyor, biz zaten hepsini bir seferde kullanamıyoruz, yarısını kullansak bize çok bile, nasılsa bu yıl çalışmalarımız bir noktada değil.
Aydıncıktaki ilk döllediğim Akdeniz arısı. Erkekleri ise İlhami abinin geçen yıl sabit arılıkta 60 kilo bal yapan koloniden.
Numarayı bu tip arılarda tersten başlattım.
İlk turda 5 uygulama yapıldı, 1 ve 98 yollarına devam ediyor.

Aydıncıkta ki ikinci uygulamada gene 5 tana arıya uygulama yapıldı. Gene ikisi sağ kaldı, 2 ve 3 yolarına devam ediyor.
Sadri abiyle yaptığımız uygulamaya 7 ana arı alındı, hepsi hayatta biri yumurtaya başladı.

Bu arada Aydıncıkta ikinci turda döllediğimiz ana arılardan birisini, Sadri abiye arısıyla verdim. Yolda ana arıya bir zarar gelmemesi için 2 numarayı kafese aldık.

Geçen hafta bir şey öğrendim benim açımdan olay önemli.
Bir arkadaşım ana arı almaya gelmişti, dedi ki bir yerden karniol anası aldım, anasınıda sen vermişin deyince işin şekli değişti.
Ben hiç bir ana arı üreticisine damızlık ana arı vermedim bu biline. Birileri benim arılarımdan ana arı üretiyorsa melezin melezini üretiyor buda bilinsin.
Bu güne kadar ekip dışına damızlık hiç kimseye verilmemiştir. Bir yerde pasta varsa, bazı insanlar yalanlar söyleyip o pastadan dilimler kapmaya çalışıyor.