30.01.2013

PLASTİK BAL ÇERÇEVESİ, PLASTİK ÇITA


Ana arı üretim ruşetlerinde plastik çıta kullanımına geçen yıl başlamıştım. Plastik çıta büyük kolaylık ve işi fazla azaltıyor. Siz bir çıta çakana kadar en az 15-20 tanesini toplayabilirsiniz. Aynı zamanda standart derdi yok, çıtaya takılan parçalardan bir çift yedeklediğiniz de aynı parçalar numune olduğu müddetçe çıta ölçünüz hep yanı kalacaktır. Hele binlerce çıta gerektiğinde ahşapla uğraşılacak gibi değil, plastik çıta olmasa mecbur uğraşılacak.




Büyük boy çıtayı ilk olarak bizim arkadaşlarımızdan Trakyalı Şenol denedi ve çok memnun kalmıştı. Bende yeni çıta gerektiğinde plastik kullanmaya başladım.


Sabahattin Güneş, geçenlerde beni ziyaret etmişti. İnşallah ziyaret ettiğine pişman etmemişimdir::))
İstanbul Bayrampaşa da bulunan Deha plastikten aldığım malzemelerin Gebze'ye aktarılması gerekmekteydi.
Sabahatin beyi aradım dedim benim filan yerde malzemem var, bunların otogara, oradan da bana ulaşması lazım. Kendisi izindeymiş, Trakya'da olmasına rağmen, 3-4 saat içinde malzemelerin elime geçmesini sağladı. Bizimle tanışmak nasılmış öğrensin be ya, kendisine ve yardımcı olan arkadaşlarına teşekür ediyorum.


Son tur ruşetlere gerekli olan plastik yanaklı çıtalarım, Cemil ustanın atölyede toparlanıp kutu gözlerine dizilmeyi beklerler...


Deha Plastik Bizim Sadri Demirci oğlu abimizin arkadaşlarından. Zaten plastik çıta yanaklarını Sadri abi vasıtası ile tanımıştık.
Behzat bey, kolilerin içine numune çıtalarda koymuş. 16 cm, 23 cm, 24 cm, ve 25 cm boyunda plastik çıta yanakları var.


Dün atölyeye uğrayamamıştım, bizim çalışanlar bisküvi ve çay ile öğünü geçirince bizi dünya aleme rezil ettiler.
Hemen imajımı düzeltmeliyim, bu gün Hışır dayıdan soğanlı hamsi isteyip sıcağı sıcağına resimledim.::))
İlhami abi işin farkında ve bıyık altından gülüyor.


Bir kez aç kalanlar anında kazan kaldırıyor, biz doyduk diye yayın yapan yok::(((


Deha plastik çıtalar için sürekli sorular almaktayız. Arıcıların bir çoğu İnternet kullanımını bilmiyor. Bir şeyi İnternet te aratmasını bilmiyor. Blokların sol üst köşesinde arama çubukları var, aradığınız şeyleri ilgili blok içinden arayacağınız gibi arama motorlarından da arabaya bilirsiniz.::))
Hele benim gibi birde arayacağınız şeyler yabancı dilse ne filimler çeviriyorum bir bilseniz. Türkçe yazdığım arama kelimelerini, yabancı dillere çevirip aramalar yaparken olmadık işlerle karşılaşmaktayım. En son suni tohumlama ilgili aramalarda tavukların suni tohumlamasını buldum, hayret edeceksiniz, horozdan süt çıkartıyorlar::))


Benim kullandığım plastik yanaklar,  24 lik yani 24 cm boyunda.



Yemek faslından sonra iş başı yapılıyor, yatmak ve durmak yok, yola devam diyoruz....



İlhami abinin de ilgisini çekti, anında toplanan çıtalar burada.



Üçlü ana arı kutularım, her göz 4 çıtalı, standart 2 çıta arı alacak kapasiteye sahipler.



İşleri planladığımız zamanda bitiremedik. Bir haftalık bir sapmayla inşallah 2013 Şubatının ilk haftasında marangozda iş kalmamış olacak. Kapakların montajı devam ediyor, çıtaların parçalarının büyük bölümü önceden hazırdı, sıra kapakların saç'lanmasına kaldı gibi. Hayret ilk defa bahara bu kadar hazır çıkmamıştım, bende kendime hayret ediyorum::))


27.01.2013

ARICILIK OCAK AYI ÇALIŞMALARIMIZ






2013 Yılı ocak ayı beklenenden çok sıcak geçti. Benim için manevi değeri olan 3 numaralı kraliçenin kolonisi, elimizde olamayan nedenlerle kışa katlı girmişti.  20 Ocakta yapılan kontrolde 5 çıtalık arının 15 çıtada tutulmasına rağmen, 2 çıtada yavru faaliyeti vardı.   24 Aralık günü yolumuz köylere düştü tekrar bir kontrol ettim, yavru faaliyeti 3 çıtaya çıkmış, hemen katı alıp, tam sıkıştırma olmasa bile en az yarı yarıya alan daraltıldı. Üstten iki ballı çıtayı alta çektim. Koloni şimdi daha rahat yavru yapabilir ve yavrulara daha kolay bakabilir.



Erken ilk bahar koloni düzenlemesi ve invert şurup ile Ali_Turk /span>







Uzun sürecek bir soğuk dalgasında yavru faaliyetine başlamış kolonilerde bal stokları yetmeye bilir. Aslında herkes tüm kolonilerindeki son durumları müsait bir zamanda gözden geçirmeli. 5 Çıtalık bir koloninin aylık gideri 500-600 gramken yavru başladığında bu gider acayip katlanıyor. Katlı bir kovanın ısıtılmasıyla sıkışık bir kovanın ısıtılmasını siz mukayese edin, yavru başladığında yavru alanı 35 derece olmalı. Havalar ilk açtığında bir kez daha son durumları hep birlikte göreceğiz.





Arılara kışın şurup verilme fikri genel olarak bana ait, bunu üç yıl yaptığım, kütük kovan, kara kovan, ve damacana kovan kışlatmalarının sonuçlarını hep birlikte gördük, hepsi aç kışa girip bahara çıkmışlardı.
Bu işlere karşı çıkan zevat da, şurup vermiş::))
Bunu foruma yazmıştım oradan kopyalıyorum.

İlginç durumlarda olmuyor değil ;D
Geçenlerde arkadaşlardan biri abi arılara şurup veriyorlar dedi. Bu benim için önemli bir durum değil gayet normal dediğimde abi şurubu veren kişi filan deyince iş değişti. Ben onları okuyup takip etmem ama onlar bizi harfiyen takip ediyorlar etmeliler de, başka çareleri yok, bu kadar takip etmelerine rağmen 4-5 yıl gerimizden gelmelerine gönlüm genede razı değil :D

Şimdi imamın keçisi çalınınca haber değeri olmuyor, fakat imam keçi çalarsa bu çok önemli haberdir ::)

Keçilerle hiç uğraşasım yok ama ne yapam, gelip zorla sürünüyorlar değnegimize, mutlu oluyorum tabiki :)
Arıcılara örnek olmaya çalışan bu kişiler tam çarşı, her şeye karşı durumundaydılar, bizi 3-4 yıl geriden takip etseler de sonuçta izimizden geliyorlar.
İnvert şuruba karşı çıktılar.
Tel altlıklı, diplikler yaptık, buna karşı çıktılar.
Kışın şurup verilmesine karşı çıktılar.(bana göre,koloni aç ise, kek yerine şurup daha sağlıklı)
Islah edilmiş arılara karşı çıktılar.
Hocalara yere göğe sığdıramayanlar vardı, nihayet benim 5 sene önce me yeni geldiler.
Suni tohumlamaya karşı çıkıyorlar.
İşin garip tarafı bunlar bilimsel çalışmayı hedefleyen kişiler.
Varroa dersleri verirken, baharda arılarım varroadan söndü diyen, kaç arıcı var bilmiyorum :o
Çapsızlara ne kadar çok şey, mundar gözüküyor dimi...
Zorda olsa çapsızları bayağı bir eğitip arıcı yapıyoruz::))
Karşı çıktıkları her şey başlarına bela oldu da diye bilirim.



Koloniye yaklaşık 3 litre şurup verdim, keşke vaktim olsaydı  bir kaç saat sonrasını bir resimleye bilseydim. Bu kolonide ez az 4 çıta ful arı var ve 3 saat bana göre sürmez bu şurubun alınıp gözlere depolanması. Kek verseydim bırakın  üç kiloyu yarım kilo kek 15 gün arıyı uğraştırıp duracaktı.


Kolonideki açık ballardan birisini bir başka arıya verdim, açık ballar pürenden gelmişti, geçenlerde püren balı dediğimde bizim kabine hiç püren balı tadına bakmadık diye bana baskı yapmışlardı, çıtanın ortasına  ben el demirini dokundurup, sizlerin adına püren balının tadına baktım, gayet güzel aynı püren gibi kokuyor.::))



Plastik çıtalar çok basit ve kullanışlı, iki tane çıtayla iki başlıgı birbirine taktığınızda çıta hazır, telini takın, sonra petek takılıyor. Çıta işinde işçilik felaket azalıyor. Düşünen kişi gerçekten güzel düşünmüş ve yetiştiremiyorlar bazı kişiler az çıta istiyor ve biz onlarla uğraşamıyoruz dedi firma yetkilileri, bende bazı yerlere bayilik vermesini teklif ettim,  bir noktadan her yere yetişmek çok zor. Yapmış olduğum son ana arı ruşetlerine yaklaşık 1200 çıta gerekli ve çıtalarım şu an ayrıldı, bir kaç güne kadar birileri yardım ederse elimde olacak...


Plastik çıtaya verilen kavis, telin sürekli gergin kalmasına neden oluyor. Arıcıyı en çok uğraştıran işlerden biri çıta çakımı ve petek takımıydı, çıta çakma işi bitti, petek yakmakta elektrikli olunca orada da zaman sorunu çözüldü gibi.




Ruşetlerden artan parçalar vardı. 6 çıtalı kutular yaptım. Ruşetlerin kerestesi alındı Cemil ustaya biçtirmeyi hedefliyordum, bizim usta az işim var diye öğleden önce bir gitti gidiş o gidiş. Usta gelene kadar kutuları toparlayalım dedik. Parçaları bir saydım 26 tane kutu oldular, 15 tanesini topladık, 11 tanesini daha sonraki bir boşlukta halledeceğim. Bu kutuları suni tohumlamada kullanılacak. Zaman nasılda daha çok ileride.




Cemil ustayı öğlen yemeğe çağırdım benim az daha işim var siz yiyebilirsiniz dedi. Bir yerdende kıvranıyorum. Kalasları biçmemiz lazım, kapakların montajı bu ay bitmeli.
Kalasın boyu 3 metre, İlhami abiyle nihayet yatarın başına geçtik, önce kalaslar ikiye bölündü, sonra planya dan geçildi ve 6 cm biçilecek hala getirip günü kapattık.  Bu iş acayip beni kastı, ağaç kalın testerenin boyu yetmiyor, bir tarafı keseceksin geri gel, ağacı çevir bir daha kes, çok şükür hallettik. Nereden icap etti bilmiyorum, bir ara İlhami abi sen eskiden marangozda çalıştın mı diye sordu. Kaç senedir marangozlar dayız görmüyor musun::))



Kerestelerin biçilecek halleri.  İyi ki Cemil ustayı beklememişiz. Akşam oldu hava karardı, ortalığı toparladım hala Cemil yok. Tekrar telefon ettim neredesin, az iş daha var dedi, bu nasıl az iş anlamadım gün boyu bitmedi.

21.01.2013

ARICILIK OCAK AYI ÇALIŞMALARIMIZ VE KOLONİ KONTROLLERİ

2013 Yılının ocak ayını geride bırakıyoruz, ocak aynın üçüncü haftasında yaptıklarımız. Ana arı üretiminde kullanacağım ruşetlerin montaj işi bitti muslukları takıldı, çıtaların parçaları çoktan biçilmiş bekliyor, plastiklere takılacak, şu an sadece kapak işi kaldı. Bu ay içerisinde, inşallah tüm işleri bitirmeyi hedefliyorum.Bu işleri yaparken İlhami abi her konuda yardım ediyor, bu hafta sonu oğlunuda atölyeye getirdi, Gökan tatile geldiğine pişman olmamıştır::))

Şarjlı matkaba uç almaktan bıktım, nalburun en iyisi bu dedikleri hep kötü çıktı. Bu gibi işlerde yıldız tornavida ucu kullanmak gibisi yok. Tornavideuçları, hazır uçlardan çok sağlam ve uzun oluşu bana göre avantaj dı.
Cumartesi günü akşama doğru misafirimiz vardı. Engin Altın, kendisi kuyumcu. Hobi olarak arıcılık yapıyor tabiki şimdilik, geçenlerde arı kalmadı dediğimi duymuş olacak bana söz verdiğin arılar ne oldu diye hesap sormaya gelmiş::))
Abi söz verdiysek mesele yok, ben sözümdeyim dedim sakinledi::))
Sonrasında bizim kalfanın bal selesine gözü dikti dedik daha bitmedi, bir bitsin o zaman bakarsın.
Engin bey anladığım kadarıyla işleri çocuklara yıkıp, İstanbul'dan kaçmaya çalışıyor. Memleketi Düzce'ye gidip arıcılık yapmak için şu an alt yapı oluşturuyor, hedefi ise hobinin çok ötesinde 300 - 400 kovan düşündüğüne göre bu hobi olamaz::))


Biz çalışmaktan yorulmuştuk, iyiki geldi, işlere ara verip bayağı sohbet ettik. Arıcıların sohbeti zaten bitmez, bizimkide öyle oldu.

Bu sezon iki tane önemli ana arımı kaybettim, 7 numara köyde yağmalanmıştı Gebze'ye geldi, bir ay sonra arılar kesip kapı önüne atmışlar. 38 Nolu ana arının kolonisi, zayıflıktan karda yaptığı yavru üzerinde uyuşup kalmış ve ölmüşler, koloniyi kontrol için açtığımda bazı işçiler kıpırdıyordu ama ana arıyı ne kadar ısıttıysam olmadı, ölmüş yani.
Eskiden olsaydı, anaç arıyı kabettikmi yas olurdu ve felaket zor gelirdi elinde bir kaç tane oldumu felaket kıymetli, şimdi üzülsekte öylesine nasılsa bol yedek var.


Bu sene enginar işine girdim, bizim kalfayla bu enginar işinde yarışmayı düşünüyorum. İlhami abiden enginar fidesi istedim sağ olsun bir kova fide gelmiş.
Fideler gelmişte bunları kim ekecek, kaliteli bir amele lazım....
Bir şeyi içimden geçirmeye göreyim, ertesi gün kalfa şıp diye damladı, aranan kan işte buuu....





Yıllardır planlayıp yapamadığım bal taşıma kabı acayip ilgi görmüş durumda.




Bu bal taşıma aletinin tahtalarıda hurdacıdan alınma, en az 3-4 sene öncesinin tahtaları, en son Oktay bey filan vardı aldığımızda. Kaç yıl geçti bilmiyorum.


Ana arı ruşetlerinin kendi malzemesi zaten hurdacıdan alınmıştı, ara bölmelerini  ve bölme küçük kapaklarını ise hurda laminat parkelerden yaptım. Kayınçolarda bozuk malzeme çok çöpe gidecek degerlendirdik.


Bizim kalfa yapılan yayınlarda bal selesinin kendisine kalmayacağını düşünüp, koşup gelmiş, yani zokayı yutmuş vaziyette::))
Mutlu olmak böyle bir şey, henüz başına geleceklerden habersiz....


Hafta içi anasız bir koloniyi zayıf bir koloni ile birleştirdim. Acayip rüzgar vardı, ana arıyı kafese alıyorum arı uçuşu yok denecek kadar az.

Hava serin olunca anasız arıları silkelemekte zor oluyor, ruşete yapıştılar gelmiyorlar. Gelin bakın ananız burada::))


Kalfmızı gezdirmemiz lazımdı, nereye gidelim Zaim abinin yazlığa. Öyle abilerim varki,( bunlara doktor hariç) yazlıklarının anahtarı bende olur, kalfanın bahçenin anahtarı bile alamadık::((
Bahçenin anahtarını bir alsam, horuzunan bir bayramlaşacağım...
Önce bir ziyafet çekiyoruz hafifinden, yoksa tok karına tarlada çalışılmaz.
Yemek bitiyor, bizim ilk göz arılarımızdan biri var bir bakalım ne yapıyor.




2011 yılında üretip yapay tohumladığımız ana arımız. 2012 Yılında sürekli bu ana yı degişmeye kalktılar izin vermedim. Defalarca arıyı böldüm, felakette yavru yapıyor, asıl merakıp verdiğimiz sperm kaç yıl yetecek derdim o...

2013 Yılına gene degiştirilmek istemiyle girmiş, koloniyi açtıgımızda içeride bir başka ana arı daha vardı, pargalıyı tabiki öldürdüm.
Arıcılıkta bazı şeyleri çokmu büyüttük, yoksa bazı şeyleri bazılarımı millete dev gibi gösterdi bilemiyorum. Bizim geldiğimiz aşamada örnegim bana bir çift saf  italyan arısı verin ben bunların birinden erkek yetitirdiğimde birindende kraliçe ürettiğimde, sayısız saf italyan  arısı üretebilirim. üç yıl amatörce yapılan çalışmada ekip olarak felaket boyutta bilgi beceri ve yetenek sahibi oldu, bunun karşılıkları zaten alınıyor.





Koloniyi kapattık ve iş zamanı. Ben en zor olanı seçtim, semaverin suyunu doldur, ateşini yak, bardakları hazırla çayı demle çekilir gibi degil. Yav şeker neredeee....
kendime iş arıyorummmm::)))


Bizimkilerde işin kolayına kaçtılar, yazlıkta çukur açıyorlar niyetleri benimle enginar yarıştırmak::))
Çok şükür işleri bitirip Gebze'ye dönüyoruz.





Bu kadar çalışan biri mutlaka ödüllendirilmeli. O zaman gel şu bal taşıma kabını bitirelimde götür. Nasılda çalışırmış abim benim::)))



Nihayet bal taşıma selesini topladık. Dolu dolu bir hafta sonu yaşadık, işleriminde yoluna girmesi ayriyeten beni rahatlattı, belkide ilk defa bahara kenarda iş yokken çıkacağım.





Mutlu bir arıcı.
Allah herkese böyle arıcı kalfa nasip etsin.
Ben geçmişte boşunamı dua ettim, yarabbi bana herşeyin hayırlısını ver diiye::))



16.01.2013

ARICI MİSAFİRLER



Haftaya arıcı misafirleri beleşten ağırlayarak açtım::)) Soldaki abimiz Nihat Gencay, Kotlu olan abimiz ise Adnan Yavuz, arka planda olan ise Sebahattin Güneş, İst.Bayrampaşa belediyesinden. Bir hafta önceden arayıp tanışmak istediklerini söylediler.Gölcük'ten gelen arıcılar  asker emeklisi.Ben kendilerini yeni tanısamda onlar bizim her şeyimizi biliyorlar.Konuşulacak o kadar çok şey varki hepsi kısa bir süreye sığması imkansız. Bana hocam demelerine bayağı bozuldum::))
Hocalık bize mi kaldı, ben sıradan bir arıcıyım diyorum hala itiraz ediyorlar.
Dertleri ise baharda benden ana arı alabilmek.Kışın ortasında böyle dert olmaz ki...

Sohbet ederken her konuya girip çıkmışızdır. Misafirlerim beni seviyor, nerden anladın dersen bana gaz vermeyip öğütler vermelerinden diyebilirim. Bazı öğütler bana göre değil, kendimi herkesin istediğine göre törpülediğimde Ali Türk olmaktan çıkarım, benim yapım doğallık üzerine kurulu, belki son söylenecek sözü ilk söylüyorum::))
Birilerine yalakalık yapmam, banada yalakalık yapılmasına kesinlikle karşıyımdır, micacımda böyle şeyler yok.
Konu kıskançlığa geldiğinde, Nihat abimiz sende kıskanılmayacak gibi değilsin diyor.
Sonuçta arıcılık camiasına girdiğinizde genel olarak herkes bir şekilde birbirini tanıyor, aslında acayip bir zincir bütünüyüz.
Sanki resim çekinirken poza para veriyoruz, arkadaşlara resim almalarını söyledim, içlerinden en iyisi baştaki resim, ötekileri ben çekmiştim. İyiki arada bir kaç resim almışım.
Kısmet olursa bu yıl baharda ruşet arılarımın bir kısmını satmayı düşünüyorum. Bir kaç kişi hemen satışa sunacağım rakamın  üstüne çıkıp biz alıyoruz başkasına söz verme dediler.Yani 50 ruşet satacaktım 100 ruşet arı isteyen var.
İstanbul Bayrampaşa belediyesinden gelen Sabahattin Güneş abimiz ise acayip şeyler anlattı, gerçi bana göre acayip, aslında olağan şeyler. Arıları yanılmıyosam Çatalca da ve annem bahçede çalışırken sokuyorlar, senin videoları gösterip, anne baharda bu arılardan alacağım demiş, kadıncağız oğlum bunlar hiç gerçege benzemiyor diyormuş kadın. Kadınıncağız haklı şimdiye kadar arılar hep sokarsa tüm arılarıda sokuyor zannedersiniz, yaşar isek göreceğiz son durumları.
Bebahattin abiyle bizi sevip sevmeyenleri ve sorunları konuştuk, beni sevmeyenlere ne yapmışım bir sor dedim, kime ne yapmışım bende çok merak ediyorum.
Geçenlerde birisi yazmış fahiş fiyatla ana arı satıyormuşum.Muhteşem abide dediki, senin hakkında olumsuz konuşup yazanlara ana arı sattınmı? dedimki yok. Onları tanıyormusun yok, o zaman bunlar hiç tanımadıkları hakkında nasıl yazılar yazabiliryor, demekki birileri tarafından kullanılıyor ve adamların üstüne birileri binmiş haberleri yok. Son zamanlarda bakıyorum bize karşı çıkanların alayı karşımızda eridi ve puan kaybetti, bazı maşaları bize karşı kullanmaya başladılar.
Siz bir şeyi üretip ortaya koyarsınız ve fiyat şudur dersiniz, isteyen alır istemeyen almaz. Belkide üretilen şey dünyanın en kötüsü en adisi olabilir.
Biz Türkiye de suni tohumlama aleti ürettik, yabancı aletlerin yarı parasına, sen kalkıp yabancıya kafa tutabiliyormusun bunu niye fahiş fiyatla satıyorsun diye.
Bazı lüks yerler vardır, bir kola içseniz, 5 kasa kola parası alırlar, bunlara karşı çıkan var mı?
Anlayana bu gibi örnekler çok ta adamın niyeti başka olunca yapacak bir şey yok.
Bize karşı olanların hiç bir konuda alternatifleri yok ve her geçen gün küçülmeye devam ediyorlar.
Bize karşı olanların gözüyle olaya bakalım, ben milleti kandırıyorum, kazıklıyorum, hatta kerizliyorum, aynı kişiler ertesi sene bana niye geliyorlar mesele burada::)))

Mesai saati içinde oldukça kısa bir tanışma oldu, arıcıların tanışması ancak, tam bir güne bile sığmaz....
Sadece bir dilim tatlı ve çay ile yırttık, keşke tüm misafirlerim böyle olsa, bazıları hışırda beni mahfediyor....::))

Sebahattin beyi uğurlarken Şenol'u aradım, iki üç beş konuşuyor.
Hayırlı yolculuklar dileyip belediyedeki birimime geri döndüm.
Havalar soğuduğunda bir ruşette bana göre sorun olacağını düşündüğüm için o karda kışta arı içeride bal varken aç kalmasın diye, poşetle invert şurup vermiştim.içeride aslında ballı çıta çok fakat arı az ve yavru var. Yavru olduğu için kovanın bal tüketimi çok olur, kış günü içeride 35 derece olmalı. Bu gibi durumlarda şurubu arı salkımken poşetle şurup veririm. Alt havalandırmayı açtım ruşetin mussluğunu kapadım yani arı dışarıya uçuşa çıkamaz, üzerine poşetle şurubu atıyorum. Arılar nasılsa şurubu çekip yavru civarına koymak zorunda.
Havalar ısındı ruşetin çıkışını açtım arılar içeriden uçarak çıkmaya başladılar, sonra içini açtım poşetteki şurubu çekmişler ve yavru karşısındaki petek gözlerine doldurulduğunu gördüm. Burada tam belli olmuyor ama aynı haberin videosu akşama yayınlıyacağım. Bir çıta yavru var, o karda kışta yavru hiç sökülmemiş.
Bu çıtada kapalı yavru gözüküyor. Bu arının en büyük özelliklerinden biriside yavru hastalıklarına yakalanmaması. Ben verdiğim şurupta yıllardır ne vitamin nede ilaç kullanırım. Sadece invert şurup veriyorum.

Ruşetin içinde aslında çok bal var, fakat arı soğukta yavru varken yandaki çıtaya bile geçemez. Bundan dolayı arının üzerine şurup koydum, iyide olmuş arı yavru sökmedi, normal şartlarda bir haftalık soğuk hava yavru sökmesi gerekirdi.
Marangozda işler son gaz devam ediyor, bu ay sonuna inşallah iş bırakmayacağız....
İlhami abi bir kaç gün gelmedi, dedim arazi olmak yok, mazerette yok....
Ruşetlerin giriş delikleri 12 mm uç ile açılıyor. Matkabın ucunu bir bilemişim, kendi kendine deliyor, Cemil usta ise matkap öylemi bilenir diye bana hava atıyor. Ağaç matkabını benim gibi bilemesini bilen kaç kişi var ki::))
Bu tur ruşeylerin zemin mavi ve yeşil olmak üzere iki ayrı şekil seçildi, motiflerin bazıları Cemil ustaya ait. Trafik işaretlerini tercih etmesini anlayamadım, sanki otobandayız....

Mersin Aydıncık'tan beklediğimiz bazı emanetler vardı, çok şükür kargo kitlemeli(ödemeli, utanmadan bize ödttiler....) paket bana ulaştı. Pakaetin içinden çok minik patlıcanlar çıktı bayagı bozuldum. Sizi bilmem ama ben bozulduğumda bayağı gülerim, yav o ne öyle???  ye ye iki ayda bitmez bu patlıcan::(((

Elimde başka emanetler var Erzincana gidecek, bu paketin gelmesini bekledik, pasketin içinde fidan yetiştirmek için çelikleme yapılıyor, çeliklerin kök yapması için özel bir horman var. 
Bir kaç gün içinde Vecdi abimizin emanetleri yerine ulaşır.
Kış hızla uzaklaşıyor, bahar ise hızlı bir şekilde bize doğru yaklaşmakta.
Sanki biraz salladık gibi ama 2013 yılı ocak ayı yarıyı geçti, şubat zaten bahar degil mi?





Koloni kontrolü videosu ile Ali_Turk Bu videoda yukarıda resimleri olan ruşetten.