Sonradan öğrendiğime göre, keçi yemeğe davet eden ve edilenler keçi yerine ayva yemişler...
Öldük bittik pirişan olduk gibi sızlanmalar kulağıma kadar geldi...
Allah'ın sevdiği kuluymuşuz, bizi oralarda pirişan etmedi :)
Genede dostlarıma kıyamam, keçiyi görüp motive olsunlar diye, bir çoban olarak keçi resmi koydum...
Fazla ısınıyordu, bir ara elimi bir sürdüm oda ne bayağı sıcakmış, tükürdüm faşur fuşur etti..
İlk ana arılar nisan sonu veya mayıs başı hazır olur inşallah.
Yoğun günler beni bekliyor...
Ara mesafe 15 km olmasına rağmen sıcaklık bariz şekilde farklı ve yavru durumları zaten durumu işin rengini zaten ortaya koyuyor.
Durum ise bir türlü düzelmedi bir gün hava iyi oluyor, iki gün yağış ve soğuk...
İlginç gelecek ama erkek çıtası verdiğim kovanlardan birisi, ana arı memesine yumurta atmış.
Arılara ham petek vermemiz lazım ama hava koşulları, içerideki stokları petek ördürmeye kullanma der gibi...
Damızlık erkek arılarda benim için çok önemli...
Plastik petek...
Yücel Akpınar, hem arıcı hemde Gebze bal üreticileri birliğinde yönetimde...
Malzemecinin arıcı olması, arıcının dertlerini ve isteklerini bilmesi demek...
Darıcada arılar neslini değiştirdi,artık kış arısı kalmamıştır.
Ülkemizde kışın ortasında arıya kek verip mevcudunu yarı yarıya kırdıran arıcılar var.
Soğukta keki almaya çalışan, kış arısı suya gider ve geri gelemez, bizi bahara güçlü çıkartacak kış arılarını kendi elimizle yok ediyoruz...
Kek hiç bir zaman arıların stok sorununu çözmez...
Kekleri verdikten 12 saat sonra tekrar kontrol ettim.
Tırmalayıp duruyorlardı, 12 saatte 6 çıta arıya yükleme yapmaya kalksanız 5 litre şurup çeker.
Bir kaç gün sonra kapalılar sökülünce açık yavrulu çıtasını alıp bir kapalı daha girmeme gerekiyor.
Pazar günü ise Pelitlideyim...
Bana çay ikram etti.
Hava serin olunca arılarla uğraşmadım zaten hala Pelitlideki arılarda kışarısı nöbeti yeni arılara devredemedi...
Bende aşı işleriyle günü bitirdim.
Ara ara yağmur geldi gitti...
Kalemleri sabitlemekte zımba kullandım.
Kalemin en üstteki kesikne kadar içeriden olursa kalem o kadar içeride kalıyor, Bir önceki aşılamada bazı kalemlerin en üst bölümü, kabuk dışına taşanlar vardı...
Bunun üreinede büyük poşet koyup toprak doldurdum...
Toprağa gömdüğüm paketlerden birisini açtım.
Alt resimde merdiven ne kadar kısa kalmış görünüyor, buradan dahada yukarıya çıktım.
B aşı cevize vurduğumuz kalemler gibi yapıldı, hem kalemin içinden alındı, hemde yan kabuğa yapışacak yerden kestim...
Dışarıdan zımba ile dikiş attım bakalım ne olacak.
Bana tarif edilen kestane aşı şekli bu değildi...
Kabuğu kesmeden kabuk altına kalemi sokmak gerekiyor, en az 10 cm olmalıymış...
Ağacı uygun yerinden kestim.
Bekir abi resimleri görüp bu iş olmuş dedi inşallah olurlar...
En az 10-12 cm kabuk altına kalem girsin diyordu.
Bu aşılar devam edecek, ağaçlar biraz daha yapraklandığında daha iyi aşı tutuyormuş.
Bir haftayı daha geride bıraktık. Bu arada Mart ayının sonuna gelindi ve Nisan ayı benim için yardırma ayı olacak. Bundan sonra artık bir daha sonbahara kadar rahat yok...
