27.06.2016

ARICILIK İŞLERİNE DEVAM...

 Arıcılık 2016 yılı sezonu tüm hızıyla devam ediyor. Bahar gelmedi derken yaz gelip geçiyor.
Uzun süre havalar ısınmamıştı sonra ortam yandı diyebiliriz.
Arıcılık kelimesi arıcının çapına göre anlamlar içerir.
Kendi adıma arıcılık dendiğinde bir sürü iş yapıyoruz, birde bu işleri çalışan biri olarak yapmak artık çok zorluyor.

Adnan bey geçtiğimiz hafta damızlığını aldı.
Damızlıkları artık yedekleme durumuna getirdik siparişler bittikten sonra hazır olan safları bir çıtalık arılara kabul ettirip yumurtaya başladığında bir kapalı yavru vererek güçlendirip kışa hazırlamak gerekiyor.

Bu yıl sattığım damızlıklardan 3 tanesi öldü.
Ölen 2 damızlık kışlamış ve bahara çıkan damızlıklardı. Arı sezonu bitirip, kışa girmiş öbür sezona çıkıp 5-6 çıtaya tuttuğumuz damızlıklardan.

Bu damızlıklar bana göre öldürülmesi en zor olanlardı.
Birisi tahminime göre ana arıyı ezdirdi, öbürüde Antalya sıcağında yanmış ve yağmalanmış, anlatılanlardan çıkardığım mana bu.

2016 Yılının ilk ölen damızlığı ise, bana göre gene kesilmesi  zor olan  bir durumda ana arı kaybı yaşanmış.Bir çıta arı niye anasını kessin. Zaten adam damızlığı aldığı gün bu ana niye ufak demeye başlamıştı. Adama diyorum ki en yakın merkezden ruşeti al oralar bana uzak illede ayağıma gelsin demişti. Bir gün bende kapalı kalıyor, üç günde yolda kapalı kalıyor bu ana arının iri olması mümkün mü?
Ana arı niye küçük diyen kişi, yanılmıyorsam üç gün sonra mesaj attı sen böylemi damızlık yapıyorsun her taraf meme olmuş diye.
Düşünün arısıyla verdiğin arıyı bile kestirmek bu kadar kolay ve suçlu benim...

Bir damızlık arının hazırlanması neredeyse iki ayda oluyor.
Şu ana kadar yumurtaya girmiş ana arılardan sadece gözlemlerimizde birisi kutuda ana arı memesi dikti, yani değiştirilmek istendi, o ana arıyıda bir dostuma hediye gönderdim.
Gene bu yıl tohumlanan arılardan iki tanesi kutusunda sakatlandı, ana arı süper yavru atıyor ama yak sakat bu ana arıyıda satamam. Birisini gene bir dostuma yolladım haftalık meme kontrolü yap kullanabildiğin kadarı ile kulan, biriside bende bir bölmeye verildi.

Elimde geçen seneden kalan bir damızlık var. Bu damızlık geçen sene değiştirilmek istendi, ben memlerini kestim ve takibe aldım, çokta güzel ve aşırı sakin damızlık. Kışı çıkarttı hala değiştirmek için meme yapıyorlar bende sürekli haftalık kontrollerle yapılan memeleri kesip alıyorum ve ana arı hala yoluna devam ediyor.
Gene Emmi den gelen ana arının soyu olan 20 numara sürekli değiştirilmek isteniyor ve aynı yöntemle yaşatıyorum. Hatta bir gün açtığımda bir baktım içeride yeni ana arı vardı eyvah ana arıyı kesmişler dedim. Baktım 20 numarada içeride hemen arıyı böldüm yeni ana arı yerinde kaldı, 20 numara sıranın başına alındı, 2-3 Gün sonrası 20 numara önünde ölü arılar vardı,bazı arılarda yavaş hareket eden arılar dikkatimi çekti, hemen açtım arı açlıktan döküldü, kendi arısı yağmalamış, hemen meme besleyen kovanlardan birinden bir çıta açık ballı çıta alıp arıların ortasına girdim. Ruşetin ağzını iki gün kapalı tuttum yeniden ruşeti açtığımda işler yoluna girmişti artık savunma yerini almış ama hala 20 numarayı değiştirmeye devam ediyorlar, bende meme kesmeye devam ediyorum.

Yukarıda yazılanlar bir arıcı damızlığı için neler yapıyor birer örnektir.
Damızlık arılar haftalık meme kontrolünden geçirilmeli.
Damızlık ihtiyacım olmamasına rağmen bu uğraşı veriyorum.

Bir damızlık hazırlamak ne kadar sürer bir göz atalım, tarihler örnek olsun diye sallanmıştır ama kural budur...
Mayısın birinde aşılama yaptık.
Bu ana arı 13 mayıs gibi doğar.
Bu doğan ana arı 15 mayısta dışarıya gitmemesi için kafese alınır.
Bu ana arı mayısın 22 de tohumlamaya alınır.
Bu ana arımız tohumlandıktan bir hafta sonra yumurtaya başlamış mı 29 mayısta ilk kontrol yapılır.
Bu ana arı yumurtaya başlamış ise 9 haziran gibi yavru kapatır.
Bu ana arı yavru söksün derseniz 20 haziranda yavruları sökülmeye başlar.
Bu işlemde her şey yolunda gitmiş yaklaşık bir buçuk ay sonra mutlu sona ulaşılmış.

Birde  tohumlandıktan sonra 20-25 gün sonra yumurta girenler oluyor, her açıp kapamada not almışın ana arı var ana arı var anana arı var ama bir türlü yumurta yok.
Bunca hadisede ana arı kesilmiyor.
Bunları neden yazıyorum, damızlığı kestirenler verdiğim para zehir zıkkım olsun diyebiliyor.
Ben vicdanen rahatım.
Birde ana arı konusunda güvenmediğiniz kişiyle alış veriş yapmayın diye defalarca uyarmaktayım.
Adamın benle husumeti var ama yaptığımız işin alternatifi yok,bir şekilde bizimle alış  veriş yapmak zorunda kalıyor, art niyetlinin işi rast gitmez.
Bir ata sözümüz vardır eğrinin oku düz gitmez diye.
Buradan ana arı çıkmadan bu aşamalardan geçiyor yolda başına neler geliyor bilmiyoruz.
Birde bir işin peşine ne kadar düşersen başına gelmeyen kalmıyor. Sakin olmak lazım, zırt pırt damızlık kurcalanıp durulmaz.

Arıcılar damızlık arılarını kendileri alabilseler bizim açımızdan çok iyi olacak.
Geçmişte çok sıkıntılar çektik, bir sene önce parayı yatırdık 5 tane saf almıştık. Damızlıklar hazırdı fakat postada gelen analara çok hırpalanıyordu. Vize alabilsek Almanya ya gidip damızlığı alıp gelecektik. Oradaki arkadaşa diyoruz sen al damızlıkları gidiş dönüş bizdensin yani masrafın bize ait bu teklifi de yapmıştık. Şimdi bizim müşterilere bakıyorsun söyle yap böyle yap direktif verenler var.

Yeni yaptığım kutuyu kargoya götürdün her tarafını inceledik dedim bundan arı çıkması durup dururken imkansız. Yani arı çıkması için birleri paketi açması lazım. Hatta arı giriş çıkış deliği bile çakılı parçayı çıkarttığınızda arı çıkamaz delik süngerle tıkalı. Sonuçta kargoyu ikna ettin ve bu kutular kovana benzemiyor dediler ve kutularım kargo tarafından kabul edilmeye başlanıldı rahatladım.
Kargoda bir olumsuzluk olursa tümü bana ait diyorsun, başka türlü adam paketi almıyor.

Kargocular seri çalışan insanlar akşamları gittiğimde gün içi toplanan malzemeleri arabaya yüklerken  birbirlerine fırlatarak yükleme yapıyorlar, yani elden ele usulu ile.

Damızlık arıyı bu kutuya aktardıktan sonra bir iki gün bu kutuda çalıştırıyorum. Bakıyorum son kez bir sorun olacak mı.
Arı petek örmeye başlıyor petek eninde doğru genişliyor işler yolunda diyorsun ve gönderiyorsun.
Son yaşananlar bana bir işlem daha yaptıracaklar, yola giden arının çıtasına bir tur iple bağlamalıyım, yani çıtaya emniyet kemeri takacağım kutu yan yatarsa petekler kırılmasın...

Şanlı Urfa'dan bir müşterim ruşeti aldığını ve yaşadıklarını bana mesaj olarak yazmış.
Yazdıklarını kopyaladım ve yazdıkları...

Selamlar Ali Bey kargo elime geçti damızlık arıyı aldım çok teşekkür ederim elinize emeğinize sağlık  ( Bu sizlik bir durum değil yanlış anlamayın ŞANLIURFA Aras Kargo çalışanları kızdım       kovanı yan koymuşlar içindeki petek ler kırılmış ballar akmış arılar balın içinde kalmış bu urfada olmuş çünkü arılar yaşıyordu hemen farklı bir kovana aktarım yaptım neyseki az bir kayıpla kurtardık size bir defa daha hak verdim damızlıkları bizzat yerinden gelip almak varmış siz bir videoda öyle demiştiniz sizin veya bizim için önemli olan şeyler kargocu lar için önemsizmis demekki)

 Bu hafta her zaman olduğu gibi çok yoğun geçti.
Yüksel usta benim arıcılık ustamdır.
Konuşma arasında ne yaptın Trakya'ya gidecek misin falan sordu çok zor gidemem dedim, arıları ver bana götüreyim dedi.
Ne zaman gideceksin dedim cumartesi diyor. Biz hangi arada balları alalım sen işi pazara ertele dedik.
Cumartesi gece 5 te yollara düştük, Darıcaya inip İlhami abinin oğlunu aldım.
Pelitliye geldik, dağıtılacak memeleri dağıttım, ikide ana arı alınacaktı onu aldım, tohumlamaya girecek 12 ana arı doğmuştu onları kafesleyecektim unuttum ertesi gün çevre tanıma uçuşundan 4 tanesi dönmemişti...
Yağcılar köyünden İlhami abinin kardeşi Nizami abiyi aldım, orhanlıdan Yüksel ustayı aldım ve ver elini Şile.
 Arılar kestaneye bir hafta geç götürülmüştü ama genede güzel bal çekmişler, bu açık ballar çıta silkelendiğinde dökülmüyordu demek ki bir haftadır filan bal akışı durmuş.
 Yukarıdaki çıtanın arka yüzü sırlanmaya geçilmiş.
 Genelde balları ustam aldı ben körükledim.
Verdiğimiz ham çıtalara bile bal konulmuş.
 Ramazanda çalışmak oldukça zor ama ne hikmetse zorlanmadık. Öbür arkadaşlara sordum onlarda zorlanmadık dediler.
 Goca usta iyi çalıştı.
 Ne hikmetse en zorlanan oruç tutmayandı.
 Birisi bu resmin altına yorum atmış, oruç yok mu diye, kör müsün oruç varmı yokmu zaten görünüyor.
Kestane balı alımı sırasında telefon trafiği...
 Bir kovana çıta eksik gelmiş katta iki çıta arasına arı dalak örüp kestane balı koymuş.
Balların alımı bittikten sonra köyde kullanılmayan bir marangoza taşıdık, süzüm işini yaptık.
 Biz petekleri dağıtırken amca ve yeğen çoktan uykuya geçmişlerdi.
Arıların 20 metre aşağısı ve acayip bir akım var. Adamı üşütüyor, birazda ben kestirmişim burada uyandığımda üşüdüğümü fark ettim az yukarıya çık bu soğuk kalmıyor.
Sağım bitti petekleri geri verdik arıların yarın yola gidebilmesi için kızılca köye taşınması gerekiyor.
Kestaneler meyve tutarken sanki yeni püskül veriyor.
İftar edecek yer arıyoruz bulunduğumuz köyün iki tarafındaki ikişer köyde yemek yiyecek yer bulamadık.
 Lokanta yok, market yok ama ufacık yerlerde içkinin her çeşidi var.
 Şile Karaca köyde bir market bulduk yiyecekleri aldık, köyün muhtarlığı bayağı bir bahçe gibi masanın birisinde iftarı ettik.
Çaylar içildi doğru arıları taşımaya...
 Kızılca köy ile karaca köy arası 25 km ama dönüşte sahil yolunu karıştırınca eski yoldan tekkeye çıkmışım 45 km yol yaptıktan sonra arıların yanına gelebildim bir saatte böyle kaybettik. Normalde sahilden yarım saat sürüyordu yol :(
Arıları taşıdık malzemelerin tamamını almak için yeniden İmrenliye geldik.
Malzemeleri aldık ve sahur vakti girdi.
Köy kahvesinin bahçesinde sahur yapıldı. Bu yıl ikinci sahur yemeğim. Bu sene sahurlarda bir şey yemiyorum akşam yemeği ile öbür gün daha rahat oruç tutuluyor, sahurda kalkıp su içip yatıyorum, yaklaışık 10 kilo verdim ve acayip rahat bir Ranmazan geçiriyorum. Yedikçe rahatımız aslında kaçıyor farkında değiliz.

Sahurdan sonra Gebze'ye dönüşe geçtik.
Yolda iki sefer göz açıkken uyuyorsunuz bunu fark ettim.
 Gebze'ye girdiğimde saat 4:30 filandı, Gökhan hesap yapıyordu dedim neyin hesabını yapıyorsun. Dün seni saat 5 te almıştım saatin 5 olmasına yarım saat kaldı seni bırakana kadar zaten 24 saat dolar.
Gökanı bıraktım, eve gidiyormuş gibi dönüş yaptım, ilk boşluğa arabayı çekip yattım bir uyandım saat sabah 7 olmuş dedim erken az daha uyu. Bir daha uyandım saat 8 olmuş artık yeter acil iş vardı unutulan, Pelitliye gittim.
Bir gün önceden kafeslenecek analatrı kafese almalıydım 12 anadan dört tanesi çevreyi tanıma uçuşuna gitmiş ve dönmemişti.
Kalanları kafesledim, köyden Bilal ana arı istiyordu onu aradım cevap vermedi telefonları kapadım doğru çoban evine bir yatmışım uyandığımda saat 12 olmuş dinlenmişim gibi ama yerimden kalkmaya hiç niyet edesim yok :)
Telefonu açtım Bilal aradı abi beni aramışın diyor evet gel ana arıları toplayalım arılar böleli 5 gün olmuştu.
Bu arada bir saat daha uyumuşum misafirler geldik diye telefon edince artık kalkma vakti...
 Belediye personelimiz Tevfik Uysal, Bilal ile birlikte gelmişler. Arıdan çok korkuyormuş gel seni alıştıralım dedik :)
Hazır ana arıları toplarken bizleri seyredip bunlar niye sokmuyor diyordu.
Ana arı kayıpları azaldı. Bu sırayı kontrol ettim sırada 16 kutu var ve 11 tanesi yumurtaya girmiş. Baharda bu oran acayip düşüyordu, 10 kutudan 4-5 ana arı alamıyorduk.
İş yoğunluğu düştü ana arı sipariş veren olursa bir kaç gün içinde gönderiyoruz.
İş parça parça olduğu için yoğun bir ana arı toplama işide kalmadı.
 İlk baharda yaptığım incir kalem aşıları tuttular ve aşı videolarına bu son halini ekleyip yayınlayacaktım.
Bilgisayarım çöktü ve dediklerine göre hiç bir şey kurtaramayız şeklindeydi. Hartiske enerji gitmiyor ve giremiyoruz dediler.
En çokta üzüldüğüm 4-5 ayrı kovanda miller ana arı üretim videosu çekmiştim ve bir türlü videoları birleştirip yayına koyamadım ...
 Koyunlardan korumak için aşı filizlerini dıştan çıta çakarak streç içe sarmıştım.
 Pazar akşamına ise yeniden bir miktar arının kızılca köye götürülmesi gerekiyordu. Geçeceğimiz yeri sürmüşler el arabası gitmiyordu iple çekince işlem tamamlandı.
Arıların tamamı girmeden ağızlarını kapatıp yüklemeyi yaptık geç kalmamak gerekiyordu.
Biz yolda iftar yapılacağı için malzemeleri aldık.
İlhami abi soğuk bir su başında iftar edelim diye tuturdu. Ezan okundu oruçları açtık dedim çekelim bir tarafa yiyelim yok bir çeşme soruyor o çeşme buraya 20 km dedim olsun diyor...
 Ezan okunalı yarım saat oldu ve çeşmenin başındayız.
 Bu yıl acayip yerlerde sahura ve iftarlara girdik hayırlısı bakalım.
Ayak üstü atıştırmaları yaptık yola devam.
 Kızılca köyde arıların yüklemesi yapıldı, kamyonu kapadık. Bereket fazla terslik yoktu kısa süre sonra dönüşe geçildi.
Bu akşam şanslıydım, İlhami abiyi Darıcaya bırakıp evime girdiğimde gece saat 1 olmuştu. Bu arada ay bitiyor Ramazanında son bir haftasındayız günler  su gibi geçiyor.
Sezonun en zor bölümü bitti işler yarı oldu.

21.06.2016

ARICILIK VE İYİCE DAĞILDIM...

 Arıcılık ve tarumar olan işler yumağı....
Yukarıdaki damızlık bir kraliçenin kapanmış yavrulu çıtası.
Damızlık teslimatlarında sıkıntı oluyor. En büyük sorunumuz zamandı, şimdilerde dermansızlık ta buna eklendi.
Yaz gelmedi gelmedi derken ortalık yandı kavruldu...
Damızlık nakilleri için yeni kutu yapmalıydım, ruşetler ile çok sorun yaşadık. Paket iyice küçüldü, kapak olayını bitirdim, kapak koyduğunuzda paket her taraftan büyüyordu.

Son yaptığım paylaşımlar bana göre iyi değil yav haber yapalımda hafta boş geçmesin babındaydı.
Hani derlerya kişi yedisinde neyse yetmişinde de odur diye. Can çıkarmış huy çıkmazmış...
Gerçekten zamanla yarışıyoruz ve bazen zamanınız olsa bile sizin gücünüzün dışında kalan bir sürü iş olmakta.
Yapılan işi ilk önce yapan beğenmeli, gerisi önemli değil.

Mesai bitiyor, doğru arılığa, yaklaşık 2 saat çalışacaksınız. Acil ne varsa o yapılmalı, meme dağıtımı, larva transferi, gidecek anaların toplanması, gene gidecek damızlıkların kutudan bu paketlere alınması, çıtalarının plastiklere zımbalanması derken bir bakmışınız iftar olmuş.Suni tohumlama olabiliyor, o zaman arılıkta iftar ediyorum, bu yıl daha evde iftar etmedim.
Bazen gün içi iş yetişmeyecek ise sabah 5 ten sonra arılığa gidersin serin serin en az 3 saat çalışırsın.

Bu hafta tüm damızlıkların teslimi biter inşallah. Zaten F1 ana arı işi bu günlerde boşta, bu gün sipariş verene ertesi gün yollanıyor, kestane balı hasadına kadar böyle gider sonra bir patlama yapar, daha sonra ayçiçek balından sonra gene bir aşırı yüklenme olur, derken sezon biter.
 İlk defa nikah işlemlerinde uzun iğne kullandım, 8 doz alıyor ama şırınganın direk daha yukarı kalkmadığı için iğnenin bir kısmını şırınga içine soktum. Yoksa iğne ana arıdan ileriye geçiyor.
Bizi ramazan ayında en çok zorlayan nikah işlemleridir.
Damızlık siparişleri bitti artık yedeklemeye geçmeliyiz ama bu ay bir bitsin bakalım diyoruz gene bir tur daha bu ay içine nikah işi sıkıştıracağız.
Bu yıl ilk defa tohumlamaya girecek ana arıları tartmaya başladım. Yabancı yayınlarda kural 150 mgr dan aşağı olanlar tohumlanma yapılmaz yazıyordu.
Şu ana kadar tohumlamaya gelen analardan hiç küçük ana arı çıkmadı. Adam damızlık arısı gelmiş ilk cümlesi ana arı niye küçük, küçük olduğunu nereden anladın.Arı bir beslensin yumurtaya bir girsin kışın ana arı büyük mü oluyor, yumurta kesen ana arı küçülmüyor mu...

 Bazende kendimi atölyede imalatta bulurum. Kafamda tasarladığım şeylerin toparlanması atölyede oluyor.
Buna benze kare ruşetlerim vardı. 6 Çıta alıyordu, bunlar 5 çıta alıyor, kapakta iptal edilince enden en az 7 cm küçüldü, boydanda aynı eski çıtaları kullanmama rağmen, 5 cm küçüldü kapak bu kadar kabalaştırıyor yani.
 Bu tür paketlerin günlerce yolda kalması, güçlü arıları öldürüyor. 10 Mm uç ile 5 delik deldim, sanki delik parayla sonradan kendime kızıyorum niye 10 delik delmedik sanki...
Üç beş tanesi artık monte edildi, bundan sonrakilerde inşallah havalandırma biraz daha artırılacak.
 Paketler gayet sağlam oldu, bunu karşındakini inandırmak zorundasın ve her türlü risk bana ait diyorum.
2 Tabaka malzemeden 25 ruşet çıktı.
Tutula bilmesi için üstten az çıkıntı kuşak attım. 8 Mm malzeme kullanıyorsun iki tarafta b,rbuçuk santimden fazla çıkıntıya sebep oluyor.
 İlk deneme aktarması yapıldı.
Arı ruşette ne kadar çok ise riskte o kadar fazlalaşıyor. Az arı ile nakil en sağlıklısı.
 İlk aktarımda el kadar çıtalar yarım çıtaya zımbayla tutturuluyor.
Yola hazır olanlar böyle sabitleniyor, tüm çıtalar blok haline geliyor, sağa sola ileri geri hareket olursa bile birlikte olur, biz hiç bir yere hareket etmemesi için böyle sabitliyoruz.
Gebzede çalışma yaptığım yerde kışın toprağa soktuğumuz incir çelikleride dikkatimi çekti, 11 çelikten 10 tanesi tutmuş. Bu siyah incir  2-3 ay sürekli meyvesi bitmiyordu. Tavşanlı merasında taş ocaklarının içinde kalmış bir ağacın fideleri.
 Bahçede ilk salataları kopardım.
 Hafta sonu nikah işlemlerine kullanılacak erkekler fazla gelmişti, denemelik kafeste ne kadar kalacak diye merak ettim. 5 Gün sonra kafeste ölümler başladı bende spermlerini alıp hepsini kurtardım.
Polen için bazen tuzakları açıyoruz.

 Damızlık arıların sökülen yavruları.
Mirili, Damızlık arının kapalı yavrusu.
Çıtada çaprazına bir tel var bu teli biraz gevşek bırakıyorum ve yavru altından geçiriyorum.
Aktarılan arılar bir iki gün yeni ruşetinde çalıştırıyorum, bazen arıların yeni yerde çalışmadığı oluyor, oğul verecek gibi ruşetin duvarına salkım yapıyor, yavrulu çıtaya geçmiyorlar...
 Arılar teli mumla kaplayıp petek örmeye başladılarsa paket hazır demektir.
 Teli kaplayan arılar...
Çıtanın ilk zımbalanma hali yukarıda var, arı çalışmaya başladığında çıta enine ve boyuna büyümeye başlıyor. Hemen bu damızlıkları yolluyoruz.
Anlatması ne kadar basit, bunu zaman içine yaydığınızda acayip zaman alıyor.
Dün akşam iki kutuyu aktardım, bir ara saate baktım iftara 15 dakika kalmış ve ben arılıkta daha çalışıyorum. Hemen en yakınımda Memiş abi var, abi geliyorum bana yemek ayarla diye telefon ediyorsun. Yemekten sonra, arılığa gelip bu ruşetleri kapatıp Gebze'ye getiriyoruz ertesi gün yolcu ediliyor.
Müşterilerimizde bazen benim arıyı filan yere götür orada bilmem nerenin otobüsüne ver diyor.
Hangi arada gidip birde otobüs bekleyelim.
 Kırşahin damızlıklardan birisi.

Bu arıya isim arıyordum, bir türlü bir şey uyduramadım gitti. En son Fatih bunlar Mirili hattı dedi, bu hattın ismi de konmuş oldu.(gekört)
Fatihin elinde bir sürü damızlık oldu ve bunlara deli paralar harcadı. Bazen yazışmaları bakıyorum bu paraya anamı olur diyenler oluyor. Bazı insanlar o kadar cahil ki...
Altının değerini sarraf bilirmiş, cahille uğraşmanın anlamı yok, o tür kişiler listemde varsa atıyorum. Yıllarca listemizde olacaksınız sonrada saçma sapan sağa sola yorum atacaksın.
Arıcılıkta damızlık mevzusu artık oturdu. Arının yedi sülalesi kayıt altında damızlıklar dünyanın her tarafında iyi paralara satılıyor. Binlerce avro para öde en iyi damızlıkları getir, adam oturduğu yerden saçmalasın buna dayanamıyorum.
Mollafenari'de bir arılık, ana arıları değişecekmiş, bir akşam yarım saatimi ayırıp bölmeleri yaptık.
Arılar acayip saldırgan diyordu 5 ayrı kovan dan bölme yapıldı neden bilmem iğne yemedim :)
Arılar saldırgan diyenler arılara ne yaptıklarını görmek lazım diyorum.
 Bu yıl bal gelmeye devam ediyor.
Yazının başında dağıldım diyordum ya birazda nasıl dağılmışız bir görelim.
Yaklaşık bir buçuk aydır Ovacık'taki kalan arılara gidemedim, bu gidişle bayramdan önce gidemeyeceğim gibi.
Bu kovan ne zamandan beri açılmıyor bilmem, yemlikten sonra iki dalak atılmış ve kovan sakal yapıyordu derdin ne diye açtığımda içerisi böyleydi.
 Arıyı aktardıktan sonra resim aklıma geldi.
 İftar saati nereden el attıysak, normal çıtaları aktardım. Yemliği yan taraf çektim bal kırıldı, bu saatte birde bala dokunursak yeme ihtimalide var. örtüsünü örttüm, kovanı arkaya aldım. Ertesi güne bu arıların büyük bölümü aktardığım kovana gidecekler, hatta buradaki balı bile kendi arısı yağmalayabilir, bu ihtimal var.
Akşama kalan arıları ve balları da ben alırım, tabi bal kalırsa.
 Kovan duvarı da bal olmuş, hemde sırlanmış.
 Pilastik çıtaya çalışan ruşette dalak atmış.
 Acayip bal geliyor yavru sökülen yere bal basıyorlar.
iki çıta arı ana arı vermişiz, bir daha bakılmamış, yemlik altı dolmuş ve yan tarafa geçmişler. Bu dağınıklık inşallah bayrama kadar sürecek görünüyor.
İlk defa bu yıl çalışırken yorulmaya başladım artık bünye kaldırmıyor, doktor bayram etsin yaşlandın diyecek ama her geçen gün gençleşecek halimiz yok.
Bizi en çok yoran kısım ise ana arı üretimi başlatma aşaması. Ne kadar acele edersen et, bölgemizde mayıs sonundan önce ana arı çıkmıyor. Yüzlerce transfer yapıyorsun hepsi nafile, boşa kürek çekmek insanı yıldırıyor. Zamanı geldiğinde hem memeler tutuyor hemde ana arı kaybı çok az oluyor.
Bu hafta dostlarıma özel hediyeleri gönderildi. Nikahları tarafımızca kıyılan Mirili hattı damızlık ana arılar sahiplerine hayırlı olsun inşallah.