29.01.2010

PASTIRMA İŞİ VE AFYONUN KAYMAGI VARDIRYA.......

Arıcı bir ahbabımız vardı. Kendisiyle sanal alemden tanıştık, birgün nerdensin filan derken Tokat'lıyım dedi neresinden Yeşilyur. Yokya bizim müdürümüzde oradan filan derken samimiyet iyice arttı.
Bu sıralar müdürümüz izindeydi, tabi memleketinede gidince bizim Ezcacılık yapan Ayhan Babacan Ali abi buralardan bir isrteğin filan varmı dedi. Yok kardeşim canının sağlıgı dedim abi ille çemen yollayayım diyor, severmisin?
Dedimki çemene acayip sinir olurum. Neden derseniz acayip ekmek yediren bir şey, boşuna iştahınız kapandıgında filan doktora gitmeyin. Alın bir çemen tok otursanız çiftli ekmek bitirip kalkarsınız::))
Bunun için hiç sevmem, senmisin sevmeyen. Müdürüm memleket dönüşü telefon etti gel bir paketin var bozulacak filan vardır diye.
Paketi eve getirip bir açtımki, bir sürü çemen, acıka,Zile pekmezi ve bir tomar kalem.
Hemen Ayhan'ı aradım, Ayhan bu ne diye, abi kusura bakma, aceleyle bu kadarlık oldu diyor hala.
Bu kadar çemen olursa ancak pastıma imalatında bitirilir.
Bu sıralar sinirim tepemde anlayacağınız.
Aradan bir gün geçti ben iş icabı yerinde tespitler dolayısı için dışardayım. Diyorlarki bir paket geldi. Arkadaşlara dedim nedir bilmiyoruz, nereden geldi dedim Tokat'tan diyorlar.
Hemen ayhanı aradım, bana bir şey filan yolladınmı diye yok abi dedi. Bende arkadaşlarıma dönüp dedimki paketi teslim almayın.
Paket geri gitti, yav kim yollayabilir ya yanlışlık varsa bir başkasınınsa diye düşünüyorum. Bu arada Gebze'de 50 civarı Ali Türk var. Bana geldiysede nasılsa iade edeceğim tanımadığımız birinden gelen paketi ne yapalımki.
Aradan üç gün geçti kar kış kıyamet nasılsa iade edecegim diyede üstüne düşmüyorum. Bir meil geldi, Ali abi sana bir paket yollamıştım, teslim tarihi geçti hala postanede duruyor diye.
Bu kişi ise Ahmet Acaroğlu, bir akşam az bir msn muhabbetimiz olmuştu. İllede kutuyla kış günü arı istedi, birazda fazla asıldı bende konuşma bitince engelledim. Hala msn de engellidir::))
Birilerini engelleye engelleye engelci olduk zaten::))
Ahmet ise sinirimi iki katına çıkardı.
Salı günydü hışırın orada Saim abiyle hamsileri yuvarladık, dedimki bir paket varmış gidip paketi alalım.
Paketi bir açtıkki içinde başka bir paket daha çıktı.
Diyorki bunuda Dr.Muhteşem beye iletirseniz çok menmun olurum.
Nerden bulur beni böyle püsküllü işler bilmem ki?
Paketten gene bir sürü çemen, Zile pekmezi ve ayrıca birer kavanoz üzüm pekmezi çıktı.
Sayın doktorum buralara gelir iseniz paketinizi iletecegim, aksi hale sen bilirsin.
GELELİM KAYMAK İŞİNE........
Milletin işi gücü yok benimle ugraşıyor. Bu vatandaşta güya bize katkıda bulunurken kafa bulmayada devam etmekte. Bir gün Ali Türk kadar başınıza taş düşecek haberiniz olsun. Buna benzer bir meil gelmişti, onu silmiştim. O meildede aynı taktikle kovana iki anaarı veriyorduk, gazozla bayılttığımız anaarıların iğnesini kesiyoruz ve birbirlerini öldürmüyorlarmış. Bu akıllı anaarıların içerde birlikte yaşayıp yaşayamayacagına iğne karar veriyor sanmakta.
Gazozun markası önemli degilmiş::))
Buyrun aynen meil bu, 2 ayı geçmiştir geleli::))


selamun aleyküm ali bey ben sizi konyadan takip eden biriyim isimim mesut ve şimdiye kadar bütün yazdıklarınızı tasdik ediyorum allah razı olsun hizmetleriniz için aciz hane bizde küçük 1 hizmet ilave etmek istiyoruz bu ana arı işaretleme ile (eger kabul ederseniz )şimdi iş şu:


POŞETİN İÇİNE ANA ARIYI KOYDUKTAN SONRA HERHANGİ BİR GAZOZ ALIP (KÜÇÜK ŞİŞE)GAZOZ ŞİŞESİNİ İYİCE SALLAMALI VE SONRA GAZOZ ŞİŞESİNİN AGZINI POŞETLE BERABER BİRLEŞTİRİYORUZ SONRA GAZOZ KAPAGINI YAVAŞCA GEVŞETİYORUZ TAŞIRMAMAK ŞARTI İLE BUNDAN ÇIKAN GAZ ANA ARIYI AZ BİR ZAMAN İÇİN BAYILTIYOR VE İSTEDİGİMİZ MÜDAHALEYİ YAPIYORUZ HEPSİ BU


benim blogum yok sizler hizmetleri daha iyi aktardıgınız için bu mail li düşündümbende sizin gibi karniyol düşünüyorum türkiye için ve bu yüzden fransadan karniyol getirttim fakat bizim insanlarımız anlamıyor illede kafks diyor zaten sizde bunu daha önce defalarca belittiniz lafı uzatmaya gerek yok.yakında fransaya gidecem nasip olursa fırsat bbulursam sizi nasıl ziyaret edebilirim istambula iniş yaparım ekseriyet


(bir masuru yoksa tabi)
Allah cemi cümlemize akıl versin::))
Bire gafil, anaarı bayıltacaksam bende karbon tüpü var, süni döllemede kullanmak için 380 lira bayılmışım, birde başımıza gazoz hikayesi çıkarıyorsun.
Görüldüğü gibi kareşimiz bize Konya diyor ama ülkemizden katkısını yaptı::))
Yukarda dedimya nerde püsküllü bela var buluyor. Beni bir rahat bırakın, hacısı, benle ugraşır, hocası benle ugraşır, akıllısı delisi benle ugraşır, bunlar yetmiyormuş gibi doktorumda bizle ugraşmakta.
Bir gün görmeden ölüp gidecem bak. Sevende sevmeyende uğraşmadan duramıyor.
Bi rahat bırakın rahat::)))
Ben olmasaydım bu arıcılar ne yapacaklardı bilemiyorumki::)))
Bu arada Laktik asitle alakalı bir katkı geldi.
Emin Benli abimiz yıllardır ben laktik asit kullanıyorum diyor, İşte yorumu.
"emin benli dedi ki...
Benim yıllardan beri kullandığım laktik asit nihayet hak ettiği yere gelmeye başladı.Tecrübeyle sabittir ki hiç bir yan etkisi yoktur.fazla attım diye tasalanmayın diğer asitler gibi arıları kavurup yakma ihtimali yoktur.Basit ölçüsüde altı ölçü suya bir ölçü laktik asittir.işçiliğide abartıldılığı gibi değildir.sprey olarak çıta aralarına ve kovan iç duvarlarına sıkın.keyfinize bakın.Bazı formik asit fanatiklerinin tüm çabalarına rağmen varraodan kovanları sönerdi bunu ben değil kendileri bloglarında yazarlardı.Ali Türk'e teşekkürler."
Kalın sağlıcakla, ocak ayıda bitti.

23.01.2010

OCAK AYIDA BİTİYOR VE KIŞ GELDİ

18 ocak 2010 arılarımız hala uçuyor, geceler ise hissedilir şekilde soğudu. Bazı kovanlarda çıkması bitmek üzere olan yavrular bile sökümüş. Havalar gündüzleride bu tarihde düşüşe geçmişti, öğlen olmasına rağmen arılar musluk tahtasını eskisi gibi temizlemiyor.
Bazı kovanlard ise larvalar sÖkülmüştü.
Bu kovanda ne oldu çözemedim, ölen arılar genç ve musluktalardı. Bir arıda polen toplamış içeriye gidebilmek için dinleniyor. Polen getirmiş olan arı, ölenlerden daha yaşlı.
Bir başka larva söken kovan. Kovanlarımızda bal varsa bu tür hadiseler hiç sorun degil. Hatta arı duruma göre hareket edip ilerde havaların iyice bozacagını anlayıp yavruları acilen sökmeye başlıyor. Bu davranış birazda hijyenden kaynaklanıyor.
Bu sene her şey bir acayip gelişti.
Mevsin nerdeyse 20-30 gün geriden geldi.
Geç gelen takvimde dolayısı ile geç gidiyor.
Benim korkum kış bir türlü gelmedi, inşallah bahar ve yazda böyle yapmaz.

18 ocak 2010. Bir bambus arısı kovanlardan birisine girmeye çalışıyor.
19 ocak 2010 kovanlardan birisine oksalik asit buharı denemesi yapıyoruz. Kar yagışı vardı hava bayagı bir soguktu.
Muhteşem abi bu aletten yola çıkarak başka bir alet yaptık diyordu, anlattıgına göre daha kullanışlı.
Bir kaç gün içinde görürüz. Önemli olan arıcılıgımıza katkılar yapabilmektir.

Asit buharını yiyen arılar zırıl zırıl ötmekteydi, dışarda kar yagıyor bunlar içerdeki asit buharını dışarı atma telaşındalar.
Bu arada organik asit albümlerimiz giderek artmaya devam ediyor.
Laktik asit özellikle kışı olmayan,Ege ve Akdenizde çok kullanılacak bir varroa mücadele yöntemi olacaktır. Bu asit yavru varkende larvalara zarar vermiyor, diger asitler larvaları olumsuz etkilemekte.
En önemli mesele ise diğer tüm ilaçlara direnç geliştiren varroalar, organik asitlere hiç direnemiyor.
Bir hafta ara ile her çıta yüzeyine 5 ml gelecek şekilde ince püskürtme ile uygulama yapılıyor. Uygulaması zahmetli fakat çok etkili bir asittir.
Şu ana kadar ulaştıgım bilgiler bu asidinde kullanılırken gözlük, maske, eldiven ve çizme kullanılmasını tavsiye ediyorlar.
Bizim ise hiç bir şeyden şimdiye kadar korkumuz olmadı, bir formigin dadına bakan duyamadım::))
"LAKTİK ASİT" ÇÖZELTİ TARİFİ
% 85 lik "Laktik asit" demek 100 mililitrede 85 mililitre saf asit var demektir. Biz ne istiyoruz %15 lik "laktik asit". Yani 100 mililitrede 15 mililitre saf "laktik asit".
Elimizdeki %85 liği kullanarak bunu nasıl elde ederiz. 1000 mililitre (1 litre) de 850 mililitre saf "laktik asit" var. Biz buna 4660 mililitre su ilave edersek yani 4.6 litre su ilave edersek elimizde 5.6 litre ve içinde 850 mililitre saf "laktik asit" olan bir sıvı elde ederiz. Buda;

5660 85
100 x

Formülüyle 85 X 1000 / 5660­ = 15 buluruz.

Yani bu işlemle (1 litre % 85 lik asite 4.6 litre su ilave ederek) %15 lik "laktik asit" elde ederiz.
"Varroa mücadelesinde laktik asit".
22 Ocak 2010 günü öğleden sonra sanki kar topu yagıyordu. Hani derlerya lapa lapa diye tam lapaydı.
Karların bir tanesinin büyüklügü 1 lira büyüklügündeydi, kar degil sanki pamuk yagdı.





Kış geçte olsa kapımızı çalmış bulunuyor. En az 1 hafta böyle devam edecek, gerisinin ne olacagı ise şimdilik meçul.

19.01.2010

OKSALİK ASİT BUHARI DENEMESİ

Yunanistan Selanik Ünüversitesiden Sayın Prof.Christos Kogkalidis' gönderdiği oksalik asit buharı verecek aletin bir denemesini yapalım dedik.
Bu arada bir çok olumsuzlukla karşılaşıldı başta bizim kovanlar bu alet için uygun degildi.
Kovan çıtaları ile taban arasında 2 cm mesafe var ve bu mesafe yetersiz. Ben bu aleti 8 çıtalık bir arıda denedim, Kar yağmasına rağmen içi sıcacıktı böyle bir havada kovan açmıştım ama altına beyaz kagıt hiç sürmeye çalışmamıştım zaten süremedimde. Bir çıtasını daha almam gerekiyordu, çıtada arılar oldugu için çıta çekemedik. Doktorum çok bekledi şişleyecekler diye ama sokulmadan arılıktan çıktık.
Kovanın altına kagıt verecem derken donan ellerime içersinin sıcaklıgı o kadar hissedilir geldiki. Baktık olmuyor kagıttan vaz geçtik. Birde kagıdın tutuşma sorunu olabilir diye düşündük::))

Bu alet rüzgarsız havada denenmeli, biz denerken rüzgar söndürüyordu gazı açsak arıları yakacaz. Hatta asidin içine düşüp yanıp ölenler bile oldu.
Denememiz bana göre başarısız oldu.
Fakat kovana asit verdikten sonra kış günü acayip havalandırma yapıyordu arılar.

Enterasan günlerden birisini yaşadık. Allah akıl fikir versin ne diyeyim ne?::))
Filimin devamı var::)))

Ben ugraşırken asıl filimleri Muhteşem abim çekmiş.

İnşallah bir dahaki denemeye altı elek telli kovanı hazırlarım yoksa böyle çok zor.


Gogulda filimlerde sorun var. Buraya yeni yükleme yaptım. Bu seferde blokta yayınlayamadık.


http://tr.sevenload.com/videolar/Tiw6xq2-Uygula


Ali Şekerli ye görede kovan dip tahtasıyla çıtalar arasınd 6 cm boşluk olacakmış. Yav kimin kovanında var bu kadar boşluk ki?

17.01.2010

ARICILIKTA ISLAH

Dünya üzerinde ne kadar ileri gitmiş ülkeler varsa geri kalmış ülkeleri her konuda sömürüp kullanırlar. Bizim konumuz arıcılık olduğu için durum burada da aynıdır. Gelişmiş ülkeler ülkelerinde tüm arıların safını bulundurup, ıslah etmiştir. Islahın daha ilersi kullanma melezleri ve daha ilerisi hibrit arı üretimidir.

Birçok ülke bunları yaptı ve yapmaya da devam ediyor.
Islah niçin yapılır neden gereklidir. Islah kelime anlamı her şeyin kötü yönlerinin giderilmesi daha iyi hale getirilmesidir. Bunu insandan alında hayvan ve bitkilere kadar her şeye yayabiliriz. Kişilerin kötü alışkanlıklarını bırakıp iyi şeylere yönelmesi sonuçta bir ıslahtır. Verimsiz fidanların aşılanarak daha iyi ve kaliteli meyveler vermesi aşı ıslahı ile olur. 10 sene önceki bir araçla, şimdiki modeli arasındaki farklar ıslah ürünüdür. Hayvanların ıslahından ise tüm üretimlerde verim artışları sağlanır. Hayatımızın tüm bölümlerinde ıslah vardır.

Arıcılıkta ıslah, başta tüm ırkların korunması anlamına gelir. Saf ırklarınız yoksa ileri gitme şansınız çok zordur. Bundan dolayıdır tüm safları elimizde tutup korumuş olacağız.
Arıcılıkta ıslahla başta verim artışı sağlanır.
Hastalıklara dayanıklı arılar oluşturulur.
Oğul meyli düşürülür.
Çok sakin arılar oluşturulur.

Yabancı bilim adamları bizimkilere diyor ki, aman haa, arılarınıza sahip çıkın. Tamam, kardeşim sahip çıkalım da siz niye çıkmıyorsunuz, kimse sormuyor. Bizi gen kaynağı olarak kullan, bana yüksek üretiminden ihracat yap, bizde ırklarımızı koruyalım dimi?


Ülkemizdeki durum ise oldukça komiktir.
Başka ülkelerde ıslah programları hızla ilerlerken niye bizde hep proje aşamasında kalıyor. Bilim adamlarımız kendileri ıslah yapamadıkları gibi, ıslah edilmiş arılara da karşı çıkmaktalar. Hem yapamıyorsun hem de karşı çık. Bu nasıl iştir. Kedi ulaşamadığı ciğere mundar dermiş. Bizim en ünlü bilimcimiz, en iyi arı kendi arınız demekte. Yüksek miktarda üretimler için ise iki kovanı bir kovan sayın diye akıl vermekte. Böyle yapıldığında bile yabancı ülkelerin tek kovanlarla yaptıkları üretimin yarısını yapamıyoruz.

Sonuçta bu ülkede arıcılık bilimsel olarak çok geri kalmıştır. Birçok ırkımız var diyenler bunların saflarını bana bir göstersinler. Bu saflardan ürettikleri kullanma melezlerini bir gösterin bakalım. Ciğerlere mundar demek nasılsa ciğere ulaşamayan kediler için çok kolay, bir şeyler söylerken alternatifiniz nedir. Öncelikle ülke olarak yönlendirme ve kullanılmaktan uzak durmalıyız. Bize kıl verenler niye verdikleri akılları kendi ülkelerinde uygulamayıp bize tavsiye ediyorlar ki.

Bir ara bu yazının bir benzerini blogumda yazmıştım. Irkları kim koruyacak diye.

http://bengittim.blogspot.com/2009/09/ari-irklarini-kim-koruyacak.html

Bilimcilerimiz gerçek bilimci ise görevlerini yapsın ve alternatifler üretsinler.

Şimdilik ben konuyu başlattım, bu çorba daha çok su götürecektir.Konunun devamı forumda.
“Arıcılık bilgi merkezi ve arıcılık bilgi paylaşım forumu”

http://www.aribakani.com/

10.01.2010

ADAPAZARA GELİRMİSİN? SORU BU::))

Bu hafta sonu cumartesi iki günlük birden çalışıp, anaarı çiftleştirme kutularının işi bitti sayılır çok az bir işten sonra montaja geçilecek. Neden iki günlük çalıştım, Saim abiyle Nimet abi Adapazar'a yer bakmaya gideceklerdi banada sordular. Gittikleri yerde bana yabancı bir yer degildi aslında. Dedim bari sizi kırmayıp geleyim.
Saim abiyle Nimet abi yolarda çiçek açmışmı diye birbirlerine bakıyorlar. Geçen geldiklerinde her taraf kıp kırmızı ballıbaba çiçekleri doludu dediler. Sordum geçen sene ne zaman geldiniz daha 20 gün sonrasıymış::))
Sabahleyin kahvaltı yaptıgımız tesiste bir bal standı. İçersi tıklım tıklım ve seyahat acatalarıda yerli yabancı turist getiriyordu. Millet hastamıdır nedir
sabahın köründe İstanbul'dan buraya kahvaltıya gelinirmiş.
Biz tabiki iş icabı buradayız, hastalıgımız filan yok yani::))

Nimet abilerin geçen sene arılarını koydukları yerin sahibi Osman abi. Osman abi bir se senelik arıcı ve kasabadakilerden menmun degil bilgi ve yardımcı olmuyorlarmış. Bir işten anlamadınmı zor diyor.
Arılarını hiç sıkıştırmamış, bir tanesinde saysak 200 arı yoktu ve hayvan o kadar yerede yavru yapmış. Kovanın haline bakın bu arıda zayıf ve arılar sıkıştırılmadıgı için hem yavru yapamıyor, hemde çok bal harcıyor.
Çok zayıf kovanına mudahale edip, güçlü kovandan bir çıta arılı bir çıtada yavrulu ve arılı takviyesi yaptım. Kovana koku olarak sogan doğrandı ve kafes olmadıgı için anaarı kibrit kutusuna alındı. Kovanında çıkışını kapattım. 4 Gün sonra aç ve anaarıyı arılar çıkaramadılarsa
sen sebest bırak dedim ve sıkıştırma uygulamamızı gördü ve çok menmun oldu.

Saim Ahmet Gürel, körükçünün kaçanı bu. Çok filim alınca bir internet kafede makinayı flaş diske boşalttık ve kaçış flimide kayıt olamayıp silinenler arasında çıktı.
Saim abi birazdan işi bırakacak.::))
Arılar sıkıştırılsaymış durumları daha iyi olacamış. Çünkü yemek için gittiğimiz lokantacı dediki benim arılarım 10 çıta üzeri diyor macır işide biliyor.
Geçen seneye göre bu sene çok çiçek yok dediler. Ben geçen seneyi bilmiyorum. Geçen sene heralde Oktay varmıştı. Daha kışın en sert bölümündeyiz. Ayrıcada bu sene hiç bir yere kış gelmiyor. İşleri bitirip etrafı geziyoruz. Birde dağ bayır farketmiyor internetten istediğiniz yerlere girip bakabiliyorsunuz.
" Yeni arıcılık bilgi paylaşım merkezi ve arıcılık bilgi formu"muzada çok uzaklardan kablosuz bir dalıyoruz.
Foruma üye olanların daha çogu üye olmalarına rağmen meillerindeki cevabı onaylamadıkları için üye sayılmıyorlar.

Yer işinde ufak tefek sorunlar çıksada iş halloldu. Bu kadar işten sonrada yemek hak edilmiştir heralde.::))
Bu garsonlarada resim çekmeyi bir öğretemedik gitti. ters açıdan bu kadar çekiliyor.
Ben çekince makinaya can geliyor::))
İşlerimizi bitirip geri dünüşe geçiyoruz. Trafik yogunda degil fakat birisi yoldan çıkıp takla atmış. Durmadan bu kadar resim alabildim.
Sabah geçerken bu arılıgın fotosunu almıştık ve dönüştede gene filim ve fotoları alınacaktı.
Bir sürü karakovan çeşidi. Ayrıcada karalahanaları gördünüz, biz böyle bakar iken yan taraftaki ev boşaldı ne oluyor diye. Bir kaç gün sonra diğer filimlerimizde gelecek. Arılık yer sorunundan otobanın tam bitişigi ve burada kırılan arıların haddi hesabı yoktur.

Burası Rizeli Kamil diye birisinin karakovan arılıgı.
Kendisi evde olmadıgından çayını içemedik, bir dahaki sefere çay sözünü alacak hesabına eklemişim.

Çeşitler karşınızda.
Akşam olmadan Gebze'deyiz. Güç böyle bir şey demekki. Daha önce cıvık şurubu 1 haftada çekemeyen işçi arılar, güçlenince 4 günde çok koyu şurubu uçuruyorlar.
Ben zehirledikçe bunlar çoşmaya devam ettiler.
Nerde şu invert için yazıp çizenler konular açanlar, öpülenler ve kaşınanlar, filin tarifini yapanlar, yok böyle olamaz diyenler, varmı elinizde böyle bilgi ve belgeleriniz getirin hele. Neredeyse iki gün arayla bu kovandan yayın yaptım.
Karakovan yedinci petege geçmiş durumda, bu petek yukarda saydıklarıma gelsin.::))
Hacı Seyithan abi yok biz demlenen çayları yudumluyoruz.
Resimdekiler soldan saga Mustafa Öztürk Nimet Çavuşoğlu ve Saim Ahmet Gürel.Mustafa Nimet abinin kayınçosu.

Yeni bir saldırgan arı hikayesi daha. Önden 70-80 filan arı soktu, arkamdan kaç tane sayamadım dedi biz gülmekten krizler geçirdik. Arı o kadar kinci ki ertesi gün evin önünde faili beklemekte::))

4.01.2010

GÜLE GÜLE 2009 HOŞ GELDİN 2010 VE KAR........

2009 Yılının son günü dolayısı ilede perşembesi. Akşam paydos etmişiz evlerimize gidiyoruz yılın başımı sonumu yılardır kimse bilemiyor, hep nedense yıl başı denir. Aslında yıl sonuydu::))
Güneş batmak üzere aslında resimdeki iyi parlayan stadın projöktörü resmi mafetti, hemen altındaki ise güneş. Bu yıl son kez gidiyorum diyor, gerçi kimsede güneşin ne batışını nede doğuşunu umursuyor.
Nasılsa doğup batıyor.
Cuma günüde yeni yılın ilk günü güneş doğmuş gene. Cumadan sonra cemil ustanın dükkana kapagı attık. İki senedir bitiremedigimiz kapakların işlerine yeniden başlandı. Ben kapaklarla ugraşırken hindi yemiyormusun diye seslendi!!!
Ne hindisi ?
Cemil ustanın anlatmasına göre yılbaşı gecesi bir yere gitmiş, rivayet böyle. Bakmış hindi var ortada. Günah diye el koymuş, bu gün biz yılgünü'nde yedik sevap yaptık anlayacagınız.::))
Balkondaki Saf karniyolumuda bir kontrol ettim. Üç çıta daha arı birleştirdim yeni arılar bir şey yapmasın diye. Uzun süredir kafesteydi anaarı. Bir çıta yavrusunu anasız kalan balkondaki başka kutuya aktarmıştım.
Serbet bırakalıda 3-4 gün oldu hala yumurta yoktu. Bu arada gözüme arılıktada ilişiyor bu sene kovanlardada tek tük erkek var.
Bu çıtadada anaarı, ayrıcada iki erkek arı mevcut. 2009 senesinin en sıcak kış gününü yaşadık. İzmit merkezde 24 dereceydi hava.
Karakovan 2010 yılına süprüzle girdi. Beşinci petegi biraz yamukta olsa üstten arkadaki petege doğru yapıştırmış ve altıncı petegi bu kadar örmüş.
Resim 2 ocak 2010 günü çekildi. Hava o gün soguktu ve görüyorsunuz arı salkıma çekilmiş. Hava soguk olsada hep derdikya yavru varsa ihtiyaçta olur diye, arıları izliyorum su getirmeye gidiyor. Bir çogu daha önce su aldıgı yere konup su taşıyordu yerlerin tamamı su olsada alıştıgı yerden alıyor suyu.
Bu sene Gebze'de hiç yavru kesilmedi. Ormandaki arıların büyük bölümü yavruyu kesmişti, Gebze'ye geldiğimizde havalar sogumaya başladı derken yagdı sonrasında bir sogudu bir ısındı.
Şu an çok soguk fakat üç gün sonrası gene yükseliyor ve 18 üzeri sıcalık tahmini var. Bu sıcaklar sadece arıları degil her şeyi alt üst edecek. Tüm bu yagış ve soguklardan sonra gene ısınırsa meyveler patır patır çiçek açacak ve daha sonra hepsi soguktan kavrulacak.
Böyle mevsimlerde bahar ve yaz'da zor gelir. Yıl boyu hangi mevsimde oldugunuzu şaşırısınız. Daha iki sene öncesiydi, baharı beklerken yaz bitti havalar ısınmamıştı.

Kapakların marangozdaki işlerini bitirip, arılıkta yapılacak ileri bölümü kaldı.
Kutuların işleri çok az kaldı yakında onlarda burada toplanmaya gelecekler.
Bende fena girmedim yani 2010 yılına bu hızla gider isek bize iş dayanmaz be ::)))

Pazar gecesi Osman Ünalla konuşuyorduk, abi burada kar var diyordu. Bende ne karı be dedim. Dışarı bir baktım bayagı beyazlama olmuş.
Gece filiminide çekip yattım , sabah işe gitmeden bir kaç kar resmi aldık,özlemişiz kar keratasını.Yanlız 3 gün sonrası gene lodos gene sıcak var.

Yunanistan Selanik Ünüversitesinden gelen aletide deneyecez fakat nasıl.Habire araştırıyoruz, soruyoruz sonuç hala olumlu degil. Yukardaki tabloyu çeviri yaptıgım bir sitede buldum. Oksalik asidin buharla yapılan mücadelesinden istatistikler var.
Dün aleti gönderen Prof.Christos Kogkalidis' e dilimin döndüğünce bir şeyler sordum. İngilizcem az çok iyidir. Yunanca çok zayıf işte. ::))
İlhami abi kafasına takılanları yabancı Proflara sorar meil atarak. Derdi ki; hemen sana cevap verirler. Bizim Porflarımıza meil atıyorum hala dönecekler.
Dünkü soruma cevap vermeye çalışmış ama gene tam anlaşılmıyor.

Bu konuyla ilgili linklere bakıp duruyoruz. iyi dilcilere ihtiyaç var::))
Bu işler için yapılan bazı edevatlara bir göz atabilirsiniz.
Hatta bir tarafı kapatılmış boruya bile oksalik asit koyup, boruyu ısıtıp kovana duman verenler bile olmuş.

http://www.honeybeeworld.com/diary/articles/cor2004.htm

http://www.honeybeeworld.com/diary/articles/cor.htm

http://www.members.shaw.ca/orioleln/Oxalic_Acid.htm


Χρήστος Κογκαλίδης dedi ki...
Ali Türk Sana mutlu bir yeni yıl diliyoruz.Her tedavisinde biz ve 1-2 dakika oksalik asit 2 -3 gram koymak gaz öldürme Varroasis de (duman) olduğunu.Tedavi sadece 1 yıl (Ocak-Şubat ay) sadece yapılması gereken ulaştığı zamanhiçbir kapalı hücre yumurta vardır.O zaman dış sıcaklıklar 3-7 santigrat derece açıktır ve 2-3 hafta boyunca bu değerleri de böylece muhafaza kapalı broods Varroasis içeren olmamak.Ben tedavi ve Pholus bizim ilhyami Uyar yardımcı mutluluk duyarız.
Ben nasıl Yunacayı konuşamıyorsan Prof.Christos Kogkalidis'da Türrkçeyi böyle konuşuyor.
Bu akşam İlhami abiye soracaklarımı sorup liste yaptırdım, dedimki benim adıma şu soruları sor, alete ne kadar oksalik koyacaz, koydugumuz oklasik ne kadar sürede kaç kovana verilecek.
Prof'un demesine göre, uygulama senede bir sefer yapılır. Ocak şubat ayında, ısı 3 ila 7 derece oldugunda vede bu 2-3 hafta sürdügünde uygula diyor, ve yavru ve yumurta olmasın der sanki.
Bu sene yukardas belirtilen dergerlede kış olmaycak sanırım.
Heralde arıları buzhaneye alıp, bu şekilde yavrudan keseriz::))
Bir kaç güne kadar bu aletle ilgili kullanma sorunlarımızda kalmayacak. Yukardaki buhar tablosuda bayagı bir başarılı.
Bu arada bizim hocalarında hakkını yememek lazım iyi çalışırlar::))
3 Ocak Pazar gecesi başlayıp 4 ocak pazartesiyede sarkan kar yağışı.
Bu arada haberde fena olmamış ha, 8-10 kişiyle muhabbet et arada foruma bak birde bu haberi bitirmişim dün gece.::)
Bir başka ayrıntı ise eski makinamda filim çekilirken görüntüyü yaklaştıramıyorduk. Bu makinada dün gece farkettim, normal kameralar gibi bir özellik varmış çok iyi oldu.
Bu arada önemli bir not daha.
Yeni "arıcılık formu"muz açıldı. Bir çok kişi sitenin anasayfasına bakıp, oradan yorum atarak kayıt olduklarını sanıyorlar.
Ana sayfadaki forum yazısı olan resmi tıklasanız foruma girilecek.
Bu sitemiz.
Buda forumumuz.
Arıcılık bilgi formumuz inşallah Ülkemize ve sizlere faydalı olur.

1.01.2010

"ARICILIK BİLGİ PAYLAŞIM FORMU"

Arıcılık bilgi paylaşım formu ve bilgi merkezi 2010 yılında faliyetine başlamıştır.

“Arıcılık bilgi merkezi” ve” arıcılık” bilgi paylaşım “forumu” açılmıştır. Ülkemiz arıcılığına inşallah olumlu katkılar yaparız. 01/01/2010
http://www.aribakani.com/