30.12.2009

BİR YIL DAHA BİTMEK ÜZERE, NİCE YILLARA

Bir yıl daha ömürden uçup gitti.
Biz başka işlerle ugraşsakta bir taraftan arıcılık
çiftçiliktir.
Çiftçiliğin sanal bölümüne geçeli 4 yıl olmuş. Bu 4 yıl içinde 5 binin üstünde resim paylaşmışım. Filimleri google bir listelese onlarında sayısını bilirdim, şu an filim sayısı belli degil.
Nerden karar verdiysem site ve forum işlerine başladık. Yaklaşık iki aydır acayip kafam agrıyor. İşi anlamıyorsunuz site tasarım programlarının içinde boguldum. Ugraşıp ugraşıp kafam kazan olunca yatmaya gidiyordum, biraz yatıp tetrar programlara dal ve bu bayagı uzun günlerimi aldı, ve baktım benim yapacagım iş degil.
Benim bir arkadaşım vardı dedimki ona yav site tasarımı yapan birisi varmı, dedi benim elamanın işi o.
Neler çekmişim, işi anlayan gibi yok be.
Baştan almış oldugumuz alanda sorun çıktı ve yetersiz oldugu için benim istedigim gibi limitsiz hosting aldık.
İki üç akşamda site ve forum bu aşamaya geldi ve henüz tam degiliz.
Heralde bir kaç güne kadarda asıl istediğimiz isimde yayına geçilecek.
Çok yakında bu adreste olacagız.
Fakat dışardan göründüğü gibi basit bir iş degil. Bazıları sabırsızlanıyor, benim kadar kimse sabırsız olamaz bu konuda. İnşallah hayırlısı olur beklentire cevap ve çare oluruz. Bu iş ekip işi ve aldıgım kararları 8-10 kişilik çok yakın arkadaşlarımın kararları dogrultusunda verecegim.
Karniyol arısıyla alakalı bir makaleyi yaklaşık iki ay öncesi bulup aşagıdaki linke yükledim. Bilimsel bir yazı ve bu makalenin bir çok bölümünü forum ve blogumda işleyecegim.
Beş çıtalık karniyol arısının hiç desteksiz kısa sürede %450 lik gelişme göstererek seksen binlik koloniler oluşturdugunu bu makelede görmektesiniz. yani bohçacılık yapmaya paydos.
Ayrıca ne kadar tasaruflu bir arı olduguda görülmekte, aynı arı aynı sürede italyan 20 kilo bal tüketirken Karniyol 9 kilo balla kışlıyor.
Birde karniyol arısının en büyük özelliklerinden birisi gittiği yerlere çok çabuk uyum sağğlaması.
Yani dünyanın bir çok yerinde uyum sağlıyor, ne hikmetse? bazıları karniyola uyum sağlayamıyor.
Bazı arıcıyım diyenler ise inattan karniyola çamur atabilmek için uyum sağlayamamıştır ve sağlayamazlarda.
Bu konular hakkında daha bahara kadar çok yazıp çizecegiz.
Şimdilik bu kadarı fazla bile oldu.
20/12/2009 Günü çekilen bir foto. O gün zaten beşinci petege başlıyorum sinyali almıştım karakovandaki işçilerden.
Karakovanın Kapagında anaarı ezildikten sonra bu kapagı o günden beri ilk defa açtım. Resim 19/12/2009 günü alındı.
27/12/2009 Günü hava çokgüzeldi. Depodaki çok zayıf arıyı daha önce açtıgımda depoda olmasına rağmen yavru devam ediyordu hemde uçuş yok kovan kapalıyken. Bende elindeki yavrulu çıtasını alıp dedimki kapalı mekanda yavru işini bitirip baharı beklesin.
Bu hafta sonu kovanı bir dinledim acayip inliyor dedim acaba anasızmı kaldıki.
Dışarı çıkarttım kovanı açtım gene yavruya devam etmiş. Benim bir başka gözlem kovanım oldu. Manyakmı ne yatamadı gitti. Fakat şunu tespit etmişim zayıf kovanlarda üreme istegi daha fazla. Bu üreme istegi hem bal tüketimini artırıyor, hemde arılarımız bu nufus bize yetmez mesajı veriyor. Gene aldım kovandaki yavruluyu bu sefer yavru yapamayacagı ballı çıta verdim bakalım sonuç ne olur görecegiz.
27 Aralık 2009 Ahanda karakovan beşlemiş. Bu beşinci petek daha önce tarafımdan koparılmıştı. Beşinci petegin oldugu yerde bir kasismi, çukurmu var anlamadım gene gönye biraz bozuktu.
Gönyesi bozuk yere gene mudahale edildi. Acaba diyorum verdiğimiz invertmi arıların ayarını bozduda böyle beşinci petege gelince kılıç çekip dikine petek örmek istedi. Son durum şu an durum normale döndü gibi.

Evet bazılarına göre zehirlediğimiz arılar nedense çogaldılar. İşkembeciler atsınlar bakalım. Nasılsa atmak beleş. Bilgi ve elinde veri olmadan nereye kadar gideceklerse yollarınız açık olsun diyeyim.
İlk defa 7 gün arayla açmışım karakovanı. Hafta arası bazen yagışlı gitmişti. İlk defada şurupluk bitmek üzereydi.
Bende şuruplugu çıkarıp yıkadım ve yeniden fulleyip servisi bitirmişim.
İnvert şurup koyu yapıldıgında rutubette olmuyor bunu daha önce söylemiştim. Aradan geçen 7 gün sonrası karakovanı açtıgımda gene rutubet yoktu. Bire iki oranındaki cıvık invert şurup çok acayip içerde buhar oluşturuyor.
Zehirlenen arıların sesini bir dinleyin hele ne diye bagırıyorlar.
Bence inverttttttttt demekteler ya sizce??????????

25.12.2009

OKSALİK ASİDTE BUHAR YÖNTEMİ İÇİN ALET

Yunanistan'da araştırma yapılan bir yerde oksalik asidi buhar olarak uygulayabilecegimiz bir aletin isteyenlere gönderilecegi bilgisini İlhami abi bana bildirmişti. Benide yazdır demiştim. Bu gün bahsi geçen alet evime ücretsiz olarak teslim edilmiş.
El yapımı bir oksalik asid buharlaştırıcısı.
Tam olarak nasıl kullanıldıgını bilmesekte yapılan çeviride bir çay kaşıgının üçte biri asitten bahsediliyor. Ayrıca asit buharının çok tehlikeli oldugunu arkadaşımız Mehmet Yüksel söyledi.
Almanyada bu aletin aküyle çalışanları varmış.
Mavi olan bölüm tüp.
Tüple oksaligin ısıtılacagı alan arasına bildigimiz anten kullanılmış.
Tüp doldurmak için bildigimiz çakmak girişiyada sibobu var.
Aslında bu alet bizdeki soba çakmaklarına uyarlanabilir.
Birileri paket bana geldi desede ahanda paketin orjinali burada::))
Bizden istenilen ise yapmış oldugumuz uygulamaların paylaşılıp onlara bildirilmesi. Aleti kim yolladı kiminle bilgileri paylaşacam bilmiyorum. İlhami abi aleti gönderennin bir ünüversite oldugunu söylemişti.Fakat zaten benim kadar şu ana kadar paylaşımcı çıkmadı::))
Aleti gönderen kişi;
Selanik üniversitesinden Prof. Christos Kogkalidis

Dear Christos Kogkalidis,I took antivarroa eguıpment,I send thanksgiving,best wishes,stay well.
Thanks for your present,I will use it.

23.12.2009

ARALIK AYI SONU VE ARI SÜTÜ::)))

22/11/2009 Günü bu kovan acayip inliyordu ve anaarısını bulamadım. Ormandaki kovanlardan birisinin anasını alıp bu kovanın arısını dışarı silkeleyip anaarıyıda içeri giren işçilerin arasına bırakmıştık. İşiçler ve anaarı birlikte içeri girdilerdi sonuç nedir bir türlü öğrenememiştik. Filim sitemdende anaarının verilişini sizlerle paylaşmıştık.


Aradan geçen süre içinde arılarımızı ormandan Gebze'ye naklettik. Bir türlüde bu kovana bakmak nasip olmadı.

20/12/2009 Pazar günü havalar 20 derece üstüne çıkınca ilk karıştırılacaklar listesinde bu kovan vardı. Anaarı duruyormu yoksa kestimi soru buydu. Kovanın katını alıp, altan en son çıtayı çektim rahat çalışayım diye. Anaaarı ise en son boş çıtada çımazmı. Bir kaç işçide sıkıştırıyordu, işçilerden kurtuldu vın gidecek. Bereket kanat yok ançak biraz uçup çıtalar üstüne düştü. Hala kalkıp gitmek istiyordu ama kanatsız uçulmuyor güzelim, derdin ne be bu kış günü.
Bal durumu dersen katında zaten 7 çıta balı var, alt kattada 8 çıta bal. Demekki rahatlık batıyor. Bakım yaparken hemen anaarıyı kafese aldım. Çıtalara baktım yavru yok.
Anaarıyı kovana bıraktıktan sonra üzerlerine yarım litre civarında invert şurubu döküp katını koyup kovanı kapattım. Anaarıda invertle bir duş almış oldu. Anaarıyıda yalayarak kurutmaya çalışıyorlardı. İnşallah sorun çıkmamıştır, çıksada artık bahara kadar bu kovanı açmayacam.
Karakovanın 20 aralıktaki resmi. Hava güzeldi sıkışık arılar biraz serilip serpilmişler ve beşinci petegin inşaası vardı sanki. Fakat ertesi günü havalar 21 dereceden 3 derecelere düştü.

Bu arada vermiş oldugum invertin ayarını degiştirdim. 1 kilo şekere yarım litre su koydugunuzda bire bir şurup oluyor.

Bire bir koyu şurupta az su oldugundan, içeride rutubette olmuyor. 1 kg.Şekere 1 litre suyla yaptıgımızda bunu arılar çekip işlediğinde çok yogun buharlanma dolayısı ilede rutubet oluyor. Bu şurubun oranı ise bir şekere iki su.

Karakovan mevcudunu bayagı bir artırdı.
19 Aralık 2009 günü verdiğim invert şuruplar ertesi gün baktıgımda yok edilmişti. Güzel havalarda münkün oldugunca yükleme yapmaya devam ediyorum. İhtiyacı olanlara iki bardak ve üsttende poşetle yükleme yapılmakta.
Koyunların suya dizildikleri gibi nasılda şuruba diziliyorlar.Seneye bu durumlara düşmeyecegim. Anaartı kutularımız son bahara girildiklerinde ez az 10 çıta arılı olarak kışlatılacak ve bu işlerde başımıza açılmayacak.
Bu zavallıların elimden çektikleri nedirki, fırsat buldukça invert şurubu basıyorum, bir başka deyişle zehirlemeye devam ediliyor.
65 nolu saf karniolumuzda ziyaret edildi. Bu arıdada avuç içi kadar yavrusu vardı. Yavrulu çıtasını alıp, bahçe sahibine hediye ettim. İnşallah yavrulu kısımı yemezler, yavrulu yeri kesip atmalarını söyledim ama anladılarmı bilemiyorum. Bu arı Gebze de başka bir yerde tutuluyor.
Bu yavrulu çıta ise gene 20 aralıkta çekildi. Fakat başka bir detay var bu kovan arlıktaki en zayıf kovanımdı. Bir çıta filan saglam arısı var. Ormandada bir anasız kovan duruyor ikisini bileştireyim diye 6 aralıkta kovanı kapatıp malzemelerin oldugu depoya almıştım. Ben depoda başka işlerle ugraşırken arı sesi geldi bir baktım bu kovanın musluk açılmış arılar kovanı sarmaya başladılar. Hemen depo önüne çıkardım. İçini açıp bir baktımki 15 gündür kapalı kovanda yavru faliyeti hiç bitmemiş.
Kapalı yavru var larva var ve günlük yumurtada var. Hemen yavrulu çıtasını silkeleyip aldım ve güçlü bir kovanın kenar çıtası yaptım. Güçlü kovan yavrulara daha iyi bakar bakamasada söküp atar.
Bu anaarı kutusuda bizim madurlardan. Bir iki gözü birleştirince anaarıyı kafese almıştık ve kaç gün kaldı belli degil. Şurup vermek için açtıgımda kafesin içinde anaarı duruyor. Duruyorda hareket yok, nasıl olduysa gidip keke sırt üstü saplanmış. Kekten anaarıyı çıkaramadım hacıya şurup döktürdüm şurupla keki yumuşatıp anaarıyı serbest hale getirdim ama hareketler çok yavaştı. Anaarının dilide dışarda ama soguktandır dedik. Arıların içine sıkıştırmadan bir baktım bir sürü kapalı meme. Memeleri temizleyip anaarıyıda iyice şuruplayıp kutuyu kapattık. İki gün sonrası tekrar şurup veriyorum anaarıyada bir bakayım dedim malisef yoktu. Madem öyle akşama nakliyat işini beleşe yapıp bu kutuyu balkondaki safla birleştireyim dedim.
Bizim Yusuf Şimşak pazar günü saat öğleden sonra 3 gibi sizde olurum demişti. Gece oldu hala geliyorum diyor. hacıyla bir sarmaş dolaş oldular o sahne kaçtı çekemedim. Çay demlemiştik arılıktan eve geçildi evde çayları yudumladık ve yolcu yolunda gerek diyerekten kalkıldı.
Kutumuz hazır ve balkona gidiyor. Hazır nakliyatçıda bulunmuşken çok iyi oldu.
Nakliyatçı arkadaş biraz bu işlere yeni::))
Arı çıkarmı diyor, çıksa ne olurki bunlar karnil arısı beyaw.
Fakirin kardaşları::)))
Arılıktan gelen anasız 4 çıta arı, balkonumdaki 62 nolu saf karniyolun alt katına verildi. Arada elek teli var, bir hafta sonra aradaki elek telini alacagım. Haberi yaparkende hava durumuna bir göz attım önümüzdeki günler yeniden halar 17-18 derecelere çıkacakmış. Bu durum hiçte iyi degil. Arılar uçtuklarında stoklarını bitirdigi gibi nufuslarınada zarar vermekte.
Hele bazı ırk arılar çoktan yavruyu kestiler ve bu hava onlara daha da düşman oluyor.
Salı günü ise Saim abi bana bal kavanozu getirecekti. Tam paydos zamanı Gebze'ye yetişti.
Direek hışırın oraya gidip yemnek işini çözdük, bu arada bana bir şey olursa sebebim hışır ve hamsileridir haberiniz ola::)))
Saim abiyle hışıra gider iken acayip espiriler vardı.
Abi bazı yerlerde karniol demek yasak, Mehmet Yüksel' in adını anmak yasak, tartarik demek yasak, invert yasak::)))
Bunları andıgında peş peşine bir sürü zincir oluşuyor. Dr.Muhteşem Turunç, Ali Şekerli gibi::))
Bu arada site ve forum çok kısa sürede yayında olacak inşallah fazla bir zaman kalmadı artık.
En iyisini yapmaya çalışıyoruz, hatta forumun yedegini istedim, günlük yazılıp çizilenler olur ise yedege kopyalayım diye::)))
Yemeklerden sonra konu suni döllemedeydi.Suni döllemeyi ise kendi ülkemizde yapılan aletle yapacagım. inşallah seneye belki çok telef verecem ama saf karniyol üretilecek.
Suni döllemede beni hüsrana ugratan filimi sizlerle paylaşayım dedim.
Bir olayı basit görmek başımıza ne işler açtı.
Bu filimi izlediğinizde sizde bu iş ne kadar basitmiş diyeceksiniz ama ortaya geldigimizde ne kadar basit oldugunu görmüşüm::((
Daha sonra kavanozları eve çıkardık, hadi çay olana kadarda bir arı karıştıralım diye balkona çıktık. Canı sıkılan gelip arı karıştırabilir, yaz kış farketmez.
Saim abiyle balkondaki anaarı kutusunu açtık, az kapalı yavru vardı. Hava soguk oldugundan arılar biraz sıkışıktı anaarıyı göremedim. Fakat kafamada takıldı.
Bu gün 23 aralık 2009 ve hava güzel balkona baktım arılar uçuyor. Hemen kutuyu açıp anaarıyı aradım yok ve bir baktımki anaarı memesi var.Memeyi koparıp arı sütünü götürmüşüm.
Bu kutudaki anaarıya ne oldu anlamadım. Gerçi çok karıştırıyorum, ondanmı bilemiyoprum birde yavrulama alanı çok azdı. Anaarı beslendimi yumurta saydırıyor. Alan az olunca bir göze çok yumurta atılıyor. Buda işçiler tarafından yanlış algılanabiliyor.
Sonuçta aralık ayının son haftasında arı sütü yemek varmış.

17.12.2009

SON DURUMLARDAN SEÇMELER

Bu sene acayip bir arıcılık yaptık, acayip yorucu oldu. Beni asıl yoran ise anaarı üretmek oldu. Başta ilk üretimin tamamını gümlettim, bu sorun benimle alakalı degildi. Sonrasında kayıt işleri çok zaman alıyordu onu çözdüm, artık çok basit, benim açımdan bir sürü deneyim ve tecrübeler oldu. Anaarı üretimi ve sorunlarıyla alakalı ayrı bir yazı yazmalıyım. Seneye daha kapsamlı bir anaarı üretimiyle girmek istiyorum ve elimdeki kutu sayısınıda hem hacim olarak hemde sayı olarak artırmaya karar verdim ve bunu hayata geçirmek için çalışmaları hemen başlattım.
Yeni anaarı çiftleştirme kutuları gene üç gözlü olacak ve her gözünde 4 çıta ve son baharda kutu aradaki parçalar çıkartılıp 12 çıtalı metro kovana dönüşecek. Zayıf arıların ve kutuların kışlatılması çok pahalıya gelmekte ve ihmallerde ise sönmekte. Sezon sonu bir kaç kutu tek kutuya dönüştürülerek, bahara daha kolay çıkması sağlanmalı.Zayıf arıların nasıl masraflı oldugunu, geçen sene yayınladığım bir yazıda göreceksiniz, linkini aşagıya attım.

Benim oturmuş oldugum evimin balkonunda iki ayrı arı var. Birisi 3 çıtalık bir anaarı çiftleştirme kutusunda ve içinde normal kovan çıtasıyla 1,5 çıta arısı var yanı göz tamamen arı dolu ve bahara kadar ne yapacak görecegim. Anaarısı ise karniyol F1.

Bu görüntüler balkonumdan ve tarihi ise 14 aralık 2009 gününe ait. İnvert şurupla beslemekteyim Bu kutuda yavru alanı kalmadı tüm çıtalşarı invert şurupla bloke edildi.
Balkonda başka bir arım daha var. Bu arı ise busene Almanyadan getirmiş oldugumuz 5 saf karniyoldan birisi. Görüntüler ise 10 Aralık 2009 gününe ait. Yapmış oldugum paket işçi arı takviyesiyle bu metro kovanı yaklaşı 3-4 normal çıtalı seviyeye getirdim. Şu anki durumu 8-10 kutu çıtası sarabilen bir konumda. Ayrıca bu metro kovan katlı görüntüleri aldıgım tarih itibariyle alt kat tamamen bal oldu ve yavru yoktu.
Saf karniyolumun ise iki çıtada yavru faliyeti devam ediyor. Saf karniolda invertle besleme ve yükleme yapıyorum. Artık bundan sonra yavru yapmasına musade etmeyecegim. Şuruplugu ters çevirip yoğun invert verek bu iki çıtayıda bloke edecegim. Yavru oldugu müddetçe kovandaki arılar kovan içi ısısını yükselmek zorundalar ve verdiğimiz besinlerde ısının tırmanması demektir. Ayrıca uçuş olmadıgında şurubun suyu içeride rutubet olarak kalıyor.
Karniol saf arımızın kapalı yavruları. Karniol arıları beslediğinizde dışardan polen gelmese bile içerdeki poleni bitirene kadar hemen yavru faliyetini başlatırlar. Bu ırkta teşvik ve yüklemeleri kış gelemden yapıyorlarki, kışa kadar yavru alanı kalmasın diye.
Bu resimler ise 15 Aralıktan. 15-16 Aralık tarihlerinde havalar iyiydi öğlen yemeklerini bu yüzden yemeyip kutuların kontrolleri yaptım. Daha önce böyle anaarı çalışmamız olmadıgı için başımıza geleceklerdende habersizdik. Kutuları sizin beslemeniz pek işe yaramıyor. Yani kutular size bağımlı olduklarında felaket tüketim yapıyorlar. Dışardan nektar geldiğinde ise siz ara sırada bir şeyler verseniz sorun olmuyor. Ne kadar alanlarını daraltsakta içersini ısıtabilmek için çok yakıt gidiyor.

Bu kutuda daha önce birleştirdiğimiz kutulardan birisi. Hazır anaarıyı kesip yeni anaarı çıkarmışlar. Bir kaç tanede anaarı memesini bozmuşlar.Bende şimdi anaarıyı arıyorum, yılın son çıtırı.
Bu çıtada anaarı ararken bir yakışıklı erkek buldum. Nerden de anladın burada çıtır bir kız oldugunu::))
Çıtır bu çıtada ama bu saatten sonra bununla ugraşmaya hiç niyetim yok. Aslında gözlem amaçlı bırakılabilirdi. Fakat başka zamana yaparız gözlemi, gözlemler çogalınca hangisini gözleyecegini de şaşırıyorsun.
İnşallah bu seneki öldürdüğüm son anaarı olur. Çıtır sizlere ömür. Bereket bu durumu hacı olmadıgı için göremedi, kesin doktora yetitirip gene birisinidaha sıktı der di::))
Sonuç ise anaası öldürülen kutu bir başka anaarılı kutuyla hayatlarını birleştirmek. Nikah için biraz formik asit kokulandırma yerine geçmekte, ortaya mihir olarak bir bardak invert şurup. Kutunun anaarısı görücüler fazla sevmesin diye kafeslendi . Dışardan gelen çıtalar dagınık olarak kutunun arka tarafına aynen böyle bırakıldı. Toplamda 5-6 çıta ful arı olacaklar. Kutu çıtası tabiki.Allah mesut ve bahara çıkmak nasip etsin deyip kapatıyoruz anaarı çiftleştirme kutumuzu.
Dügün evi belli olsun diye buralarda çam ağacı yok bazı bitki yaprakları iliştirildi girişe. Bunu neden koyduk derseniz başka bir kutudan arıların bir şekilde yer degişimi yapıldı.


Geçenlerdede Mehmet Yüksel kovanların arılıkta yerlerinin degiştirilmesiyle alakalı bir teknik yayınlamıştı. Mehmet Yüksel i tıklarsanız o teknige yerinden okuyabilirsiniz.


Bende bu teknigi arılar uçarken bir deneyeyim istedim. Ertesi gün baktıgımda eski kutuya çok az bir işçi arı dönüşü vardı. Belkide onlar işe gidip akşam dönüş yapanlardır. Anaarıyı hafta sonuna kadar kafeste tutacagım, bardaktaki şurup işçiler tarafından çıtalara çekilmişti hangi taraf çekti bilemiyorum, içerde herhangi bir kırılmada yoktu. Ayrıca anaarı olan bölüme arıların topladıgı görüldü. Hafta sonuna anaarıyı kafesten bırakıp, fazlalık çıtalarıda alacagız bu kutudan.
16 Aralık 2009 Yemekte yemiştim ama Saim abi telefondan Nimet abi yav buralarda hışır varmış nerede bize bir tarif edermisin, biz zaten sizler için buradıyız işimiz ise adres ve tarifle alakalı ayrıcada yiyecek yiyenlere refakat ediyoruz::))


Önce hışırın iddiasını gösterdim bak, aradıgın yerin reklamı bu diye::))


Çünkü arayan da laz, aranan da laz, aracı ise tam olmasada ...::))


Nimet abi bu hafta sonu gene Muğla yollarına düşüyormuş. Yola çıkmadan Saim abi onu kampa sokuyor Hışırın yerinde.

Yeme seyret yeterli.

Nimet abi dayanamayıp daliyor hamsilere. Biz ise kendisini yanlız hissetmesin diye bulunmaktayız masada::))
Çarşamba günü ise ziyaretçilerimden birisi ise İlhami Uyar abimiz. İlhami abi bizim kullanmış oldugumuz el demirini begenmişti. Begendiysen yaptır dedik, senmisin böyle diyen. El demirimiz bir gitti. Gebze'deki arılıkta her el demiri aradığımızda İlhami abimizin kulaklarını çınlattık::))

İki el demirim vardı birisi ormanda biriside numune oldu, kaldık el demirsiz.

En son hacı bir gün dediki, İlhami abiyi bulursam dövecem::))

Bunu hemen İlhami abiye ilettim, ertesi gün numune eldemirimiz ikiz doğurmuş şekilde geldiler.

Çarşamba günü arılıkta kutularla ugraşırken hacı geldi. Bu arada hacı, münübüsü satıp taka bir doğan taksi almış efendim bu az yakıyormuş. Aldıgı günden beri ne zaman arasam sanayideyim diyor.
Allah cümlemize akıl fikir ve de kolaylık versin.

Hacıya gelen el demirlerini gösterdim, demezmi kış günü el demirini ne yapacagız::))


Aynı yazıyı kopyalayıp yayınlamıştım. Ben kopyala yapıştıra karşıyım, fakat bazen öyle lazım oluyorki bu seferde tüm kanakları tarayacagıınıza kendi sitenizden ulaşması daha kolay oluyor. Birde bazı yazılar zamanla yok olabilmekte, onun içindirki bazı önemli yazıların kopyalanmasında sakınca görmüyorum.Devamlı kopyala yapıştır şeklinde yazılarda zaten bizim günlüğümüz degildir.
Zayıf kolonilerimiz ve anarı çiftlerştirme kutuları varsa bal giderinin çok fazla oldugunun bilmesi gerekir. İkibin (2000) işçi arıyla yirmi bin (20) bin arı aynı oranda bal tüketiyor.
Çok zayıf kavanlarında kışın sönmesinin nedenlerinden birisi çok bal tüketip aç kaldıklarından.
Onun içindirki her dönem güçlü kovan yada koloni tavsiye edilmekte, yurt dışında öyle yapıp öyle diyorlarmış::)))

Bu konuya başka bir açıklama gerekirse söylede denebilir. Bir kovanda yirmi bin işçi arı var 20 bin işçi arı ise 5-6 çıtaya denk gelir ve kış boyu 10 kg bal tüketir,bu miktarda bölgelere göre gene degişir. Birde ikibin nufuslu bir kovanımız var, buradaki işçi ise normal kovan çıtasının yarısı kadar bu kovanda 8 kg bal tüketiyor. Bu açıdan bakıldıgında kutuların bize getirisi ve götürüsünü iyi düşünmeli.


Bazı kovanlarda ve anaarı kutularında hala kapalı yavru var. Bizde arıların tam salkıma geçmesi yılbaşını bulacaktır. Bazı arkadaşlar oksalik yapsalarda bu bölgede bence erken. Önemli olan varroaya bitirici darbeyi vurabilmektir.
Kapalı yavru varken bu darbe vurulamaz.
Zaten varroalar verecegi zararı arılarımıza verdi, 10-15 gün daha zarar vermesi pek bir şey degiştirmeyecek. Hiç yavru yokken yapılan mücadele her zaman en iyi yöntemdir ve başarılı sonuç alırsınız.
Bu arada Mehmet Yüksel'i adım adım takip edip sonrada Mehmet'din ismini anmadan yurt dışında böyle yapıyorlar demek ne kadar doğru bilemiyorum, yada kim yer dimi::))
Sanki yurt dışında başka Türkçe yayın yapan var. İki üç sene önce niye kimse kışın salkımdaki arısına oksalik yapmıyordu. Kışın ortasında kek veriyorduk, o zaman niye kimse yurt dışında kışın kek vermiyor demiyordu. Aslında yazılacak çok şey var ama kalsın.
Ben oksalik asit uygulamasını 15-20 gün sonra yapacagım.
Arısında yavru olmadıgına inananalarda yapabilir.
Bu günlerde hava iyice sogumaya başladı, kış kapıya dayanmış bulunuyor.

Balkondaki saf karniol anacın kapalı yavruları. Filim 10/12/2009 tarihinde çekildi.
Zamanında paylaşamadığımız bir sürü bilgi ve resim gününde yayınlamadıgı için anlamını yitiriyor. Genelde arıcılıkla alakalı ve zamanında yapılan işleri aktarmaya çalıştık, son zamanlarda ise konular ve bende kopmalar oldu diyebilirim.
Şimdi arıların oğul vermesinden bahsetsek ne iyi gider dimi::)))
Tam oğul zamanı degilmi::)))
Arıya kat atmaz isen tabiki ogul verecek, diyede devam edeyim bitsin konu.::)))
Bu arada bir sürü kovan sönme haberleri gelmeye başladı.::(((