30.03.2015

ARICILIK MART 2015 BİTİYOR...

Bu hafta sonu keçi yiyeceğiz daveti vardı. İşlerimin yoğunluğu nedeniyle davete icabet edemedim...
Sonradan öğrendiğime göre, keçi yemeğe davet eden ve edilenler keçi yerine ayva yemişler...
Öldük bittik pirişan olduk gibi sızlanmalar kulağıma kadar geldi...
Allah'ın sevdiği kuluymuşuz, bizi oralarda pirişan etmedi :)
Genede dostlarıma kıyamam, keçiyi görüp motive olsunlar diye, bir çoban olarak keçi resmi koydum...
 Acil işler var, köpüklerin metroları biçildi boylandı kanal açıp montaja geçecektim ki, bizim yatar heyecan yaptı...
Fazla ısınıyordu, bir ara elimi bir sürdüm oda ne bayağı sıcakmış, tükürdüm faşur fuşur etti..
 Bir arkadaşı aradım motorun bilgilerini kendisine yolladım, 380 se istediğin kadar motor var dedi. Bekliyoruz yeni motoru....

Sökerken resimlerini aldım bağlarken aynı şeklide bağlamak gerekiyor...
 Cumartesi öğleye doğru havalar ısındı...
 Yoğun olmasa da erkek arıları çıtalarda görmeye başladık.
 İnşallah bir hafta veya 10 gün içinde ana arı üretim işlerinin startını vereceğim...
İlk ana arılar nisan sonu veya mayıs başı hazır olur inşallah.
Yoğun günler beni bekliyor...
 Darıca ile Pelitli arasında bu yıl felaket fark açıldı.
Ara mesafe 15 km olmasına rağmen sıcaklık bariz şekilde farklı ve yavru durumları zaten durumu işin rengini zaten ortaya koyuyor.
Darıca'ki arılar atağa kalktı, petek istiyorlar.
Durum ise bir türlü düzelmedi bir gün hava iyi oluyor, iki gün yağış ve soğuk...
İlginç gelecek ama erkek çıtası verdiğim kovanlardan birisi, ana arı memesine yumurta atmış.
Çıtaların üzerine petek ören arılara ana arıda eslik etmiş, erkek gözlerine yumurta atmış...
Arılara ham petek vermemiz lazım ama hava koşulları, içerideki stokları petek ördürmeye kullanma der gibi...
İstediğimiz arılara erkek çıtaları verdik,  bazıları kapanıyor...
Damızlık erkek arılarda benim için çok önemli...
Plastik petek...

Gebze de arıcılık malzemeleri satan yeni bir yer açıldı.
Yücel Akpınar, hem arıcı hemde Gebze bal üreticileri birliğinde yönetimde...
Malzemecinin arıcı olması, arıcının dertlerini ve isteklerini bilmesi demek...
Biraz kek aldım.
Darıcada arılar neslini değiştirdi,artık kış arısı kalmamıştır.
Ülkemizde kışın ortasında arıya kek verip mevcudunu yarı yarıya kırdıran arıcılar var.
Soğukta keki almaya çalışan, kış arısı suya gider ve geri gelemez, bizi bahara güçlü çıkartacak kış arılarını kendi elimizle yok ediyoruz...

Bazı arılarım erkekleri dışlamaya başladılar, onları kandırmak için keki verdim.
Kek hiç bir zaman arıların stok sorununu çözmez...
Kekleri verdikten 12 saat sonra tekrar kontrol ettim.
Tırmalayıp duruyorlardı, 12 saatte 6 çıta arıya yükleme yapmaya kalksanız 5 litre şurup çeker.
Oyalansınlar bakalım....
Keklenmiş arılar...
Sonbaharda varroa deposu arı, 6 çıtaya basıyor.
El kadar yavrusu olan bir arıya arılı ve kapalı yavrulu bir çıta arı verdim, ana arı kafese alındı tabiki...
El kadar arı 5 günde bu hale geldi...
Bir kaç gün sonra kapalılar sökülünce açık yavrulu çıtasını alıp bir kapalı daha girmeme gerekiyor.
Cumartesi sabah serindi ama kekleri vermek zorundaydım, öğleden sonra arılar kendisini dışarıya vurdu....
Enginarlar yavrulamaya başladılar....
Rokalar satan olmayınca çiçeklendi, tohuma gidiyor artık...
Roka çiçeği...
Kovanlardan birisinin önündeki ballı babadan  polen toplayan arıları gördüm...
Sadece sıcağa ihtiyacımız var, her yer çiçek....
Darıcada çakal eriğine yaptığım aşı tutmuş...
Pazar günü ise Pelitlideyim...
Pektaş amca sargıları çıkartmış. Bir haftaya tüm yanıkları iyi olur inşallah...,
Bana çay ikram etti.
Hava serin olunca arılarla uğraşmadım zaten hala Pelitlideki arılarda kışarısı nöbeti yeni arılara devredemedi...
Bende aşı işleriyle günü bitirdim.
Ara ara yağmur geldi gitti...
Bir ağaçlık 3 Pedro ceviz kalemi kalmıştı elimde.
Kalemleri sabitlemekte zımba kullandım.
Bir önceki aşılarımın videolarını izlerken yapmış olduğum hataları gördüm.
Kalemin en üstteki kesikne kadar içeriden olursa kalem  o kadar içeride kalıyor, Bir önceki aşılamada bazı kalemlerin en üst bölümü, kabuk dışına taşanlar vardı...
Hem zımbaladım hemde kalemleri ip ile sıkıca sardım...

Bu sefer ceviz kalemlerini ve aşı yerlerini tamamen boya ile kapladım. Bazı aşıcılar bu türaşılamada kalemin hiç rutubet kaybetmediğini söylüyordu...
İpin üstünü poşetle sardım...
Bunun üreinede büyük poşet koyup toprak doldurdum...
Gelelim kestane kalemlerine...,
Toprağa gömdüğüm paketlerden birisini açtım.
Geldikleri gibi tazecikler...
Yüksek ağaçlarda çalışmak oldukça zormuş. Tüm malzemeleri bir kovaya doldurup çıktığım ağaca astım yoksa en ufak bir şey lazım in tekrar çık.
Alt resimde merdiven ne kadar kısa kalmış görünüyor, buradan dahada yukarıya çıktım.
B aşı cevize vurduğumuz kalemler gibi yapıldı, hem kalemin içinden alındı, hemde yan kabuğa yapışacak yerden kestim...
Dışarıdan zımba ile dikiş attım bakalım ne olacak.
Bana tarif edilen kestane aşı şekli bu değildi...
Kabuğu kesmeden kabuk altına kalemi sokmak gerekiyor, en az 10 cm olmalıymış...
Aşının son şekli bu...
Asıl meşeye kestane kalem aşısını bu ağaca yapıldı.
Ağacı uygun yerinden kestim.
Meşe ağacına kestane kalemlerini hazırladım, ve kabuk altına biraz zor oldu ama yerleştirdim.Kalem içeriye giderken kabuğun bazı yerlerini patlattı. Patlatması sorun olmazmış, bu aşıyı yapıp başarılı olan kişi Denizli'den Bekir Donat.
Bekir abi resimleri görüp bu iş olmuş dedi inşallah olurlar...
Kalemlerin oturmuş hali kabuklar açılmadan, ağaçla kabul arasına yerleştirildi...
En az 10-12 cm kabuk altına kalem girsin diyordu.
Kalemleri sıkıca sardım.
Kalemleri ve ağacı boya ile izole ettim, aşı macunu ile bu izole işini yapmak gerekiyor...
En son poşetleyip toprağını doldurdum.
Bu aşılar devam edecek, ağaçlar biraz daha yapraklandığında daha iyi aşı tutuyormuş.
Yüksek ağaca yaptığım aşıların olduğu bölümde tavuklar tünemesinler diye neler yaptım. Emniyet banttı çektim, kalemlerin üzerine tüneme sinler diye...
Bir haftayı daha geride bıraktık. Bu arada Mart ayının sonuna gelindi ve Nisan ayı benim için yardırma ayı olacak. Bundan sonra artık bir daha sonbahara kadar rahat yok...

27.03.2015

ARICILIK,MART AYI BİTİYOR...

Efraim Korkut arıcı...
Efraim abi hafta içi ziyaretime geldi. Zamanlaması hiç iyi değildi, yemek molası arı karıştımak ile geçti.
Dolayısı ile oda aç kaldı bende :))
Geçtiğimiz yıl benim damızlıklarımdan biraz ana arı üretmişlerdi...
Ürettikleri ana arılardan memnun olmuşlar...
Efraim hocamızın ziyaret sebebi damızlık sorunu vardı çözdük İnşallah...
Damızlık dendiğinde ne anlıyoruz bizim arıcımız bu konuda bilgilendirilmemiş hala arınıza sahip çıkın diyen bilimciler biliyorum.
Arıcılıkta çalışma yapıp damızlık oluşturan ülkeler arısına sahip çıkmamış mı oluyorlar...
Ne güzel bilim adamlığı, arınıza sahip çıkın diye arıcıya ihaleyi ver gitsin...
Sonrada İl il gez arıcıları uyut, arıcı da masal dinler gibi anlatılanları dinleyip aydınlanıyor :))
Damızlık dediğinde arının soyunun bilinmesi lazım, ana arının anası babası bilinirse damızlık olur.
Damızlık üretimi herkesin işi değil ama bu çoban (yani ben) ana arının anasını babasını belirleye biliyorum...

 Resim Gebze içinde bir arıdan, bu arı erkekleri kırmaya başladı, acil kek vermem gerekiyor, hemen şurup verip durumu geçiştirdim...
Havalarda ısınmaya başladı, bundan sonra erkeklerle uzun süre uğraşmazlar...
 Bir arkadaş köpük ruşet hediye etmişti bir dene gör diye, iki çıtalık bir arı kışladı...
Efraim abi ile inceleme yaparken arıların şuruplanması gerektiği yönünde sohbet ettik ama burası Pelitli, Darıca gibi sıcak olmuyor...
Ertesi akşam tüm arıları şurupladım...
Efraim abi şurup verirken vitamin vermemi söyledi, vitaminlerinde mutlaka faydaları vardır ama burası ısınmadan ne verirseniz verin bir işe yaramayacaktır.
Efraim abi çarşamba günü gelmişti...
Bu resim 26 Mart 2015 den.
Perşembe akşamı, yukarıdaki mavi köpük ruşete şurup verdiğimde akşam ezanı okunup çoktan hava kararmıştı bile....
 Arıcılıkta üç şey çok önemli, sıcaklık, nektar ve polen, bu üçü bir araya geldiğinde arı gelişmeye başlar. Sıcak yok ise durur, polen yok ise yavru olmaz, nektar ve bal yok ise arı ölür...
Bu kovan erkek ürettiğim kovanlardan birisidir..
Saf erkekler doğmaya başladılar, bir çıta plastik peteğe yeni yumurta başlamış, Darıca da daha fazla erkek işi ileride...
 Efraim abi ile zaman kısıtlı olmasına rağmen hiç boş durmadık diye biliriz.
Damızlıkları inceledik. Kışlayan damızlıklardan birisini Efraim abiye verdim. Bir dostuma daha kışlamış damızlık verip, yeni damızlık siparişini, 2015 yılı mayıs ayı sonuna almaya başladım.
2013 Yılında yapay döllediğim kafkas ana arı, Efraim abi niye sakin diye soruyor, kafkas arısı zaten sakin bir arıdır, arım Kafkas diyenler F kaç olduğunu bilmiyor sonrada piçleşmiş arıya Kafkas saldırıyor...
Resimdeki ana arı kafkas tohumlamada kullandığım erkekler karnioldu...
Hasan Alperen...
Özel arı almıştı, sonbaharda...
2014 Yılı fazlalık damızlıkları genelde tanıdıklarıma verdim.
Benim damızlık satışım döllenmiş ana arı yavruyu kapadığında kendi iki çıta arısıyla teslim edilecek. Damızlık alan kişiler, damızlık aldıklarında arılığına gittikleri andan itibaren ana arı üretimine başlayabilirler. Bunu niçin söylüyorum, damızlık kendi bölmesinde olan arılarla gidecek, kabul ettirmek için uğraşılmayacak. Düşünsenize F1 ana arı kestirenler ne yaygaralar koparıyor, safı kestirdiklerini düşünmek bile istemiyorum...
Biz kimseyi bizden damızlık alın diye zorlamıyoruz, zaten kimse, kimseyi zorlayamaz...
Ben buna özel arı satışı diyorum, 2 çıta arının fiyatı 500 liradır, ana arısını hediye veriyorum.
Vay efendim 2 çıta arı nasıl 500 olur diyenler oluyor, almayın efendim yukarıda yazdım sizi zorlayan yok...

Hasan abim bu yıl bizim damızlıktan ana arılarını üretecek...
Giderken oldukça keyifliydi...
Bizim kraliçeyle keyifli bir kış geçirdiğini umuyorum...
 Efraim abi geldiği günün akşamı, Ümraniyede havuz daveti vardı kırmadık gittik. Hafta sonunada keçi ziyafeti var dedi Yusuf kardeşim. Keçi nerede dedim, poşetleri gösteriyor, bunlar Afyon keçisi diye...
Keçi diye yemediğimiz kalmadı, dedim siz yiyin gelemem, yeter yavhu...
 Yusuf bey nihayet köpük kovanlarına kavuştu sayılır, özel bir malzeme ile de kovanı boya yapıyorlar. Bu kovanı balyoz ile kıramazsınız.
Boya oldukça maliyetli ama değer...
Muhteşem abi bir malzeme söyledi, bende onun üzerinde çalışıyorum, olursa zaten herkes kendisi köpükten kovan yapacak, hemde çok küçük bir rakamla...
Bize zaten kasa lazım, kasa oldu mu koy plastik tabanlığa gitsin...
 Darıcada enginarlar yavrulamaya başladı...
İlhami abi kurcalaya kurcalaya enginarlara erken doğum yaptıracak gözüküyor...
 Yerlere düşen kanola tohumları acayip büyüdüler, viyollerde yeterli toprak olmayınca minicik kalıyor...
 Nihayet yatar daireyi dün akşam çalıştırdık. Motorda ısınma var, 20 metre ara kablo kullanıyoruz ondan mıdır bilmiyorum...
Ana arı üretimini başlatmak için artık çok az zamanımız kaldı. Köpük kutuların metrolarını hafta sonuna bitirip, devreye sokmam gerekiyor.

Benden acil ana arı isteyenler oluyor, bu gibi talepleri karşılamam imkansız.
Neden derseniz bana 3-4 ay öncesinden para yatırıp sıraya aldığım kişiler var, bunların önüne kimse geçemez...
Biz sana ulaşamıyoruz ayakları yapanlar oluyordu, buradan ilan yaptım ana arı isteyenler, aribakani@gmail.com adresine mesaj atacak, ben kendilerine cevap vereceğim,bu mesajı atacak kişilerde ben alitürk arısı kullanacağım demeli, efendim bizde olur mu, bir sürü hikayeler yazıp başkalarını suçlayıp bana yaranmaya çalışanlara cevap vermedim, çünkü bu tür kişiler birisini bana şikayet ediyorsa yarın beni de başkasına şikayet edecektir.

Kendisine cevap verdiğim kişiler, hesaba para yatırıp sıra numaralarını aldılar.
Bu açıklamaları defalarca yapmama rağmen acil ana arı telefonları geliyor...
İnşallah bu yıl ilk tur ana arılar mayıs başı gibi çıkacak, ben herkesten daha çok üretimi erkene almak isterim ama mevsim şartlarını görüyorsunuz, bu durumda arılara uymak zorundayım.

Arıları şuruplayıp, atölyede aleti çalıştırıp biraz ağaç kestim, ne zaman gece saat 11 olmuş anlamadım gitti. Günler bize az geliyordu, bundan sonra gecelerde kısa gelecek:)))