30.11.2014

ARICILIK İŞLERİ, 2014 KASIM AYI SONU...

15 Gündür arılara istediğim gibi zaman ayıramadım. Hem havalar soğudu hemde gezmeler filan oldu.29 Kasım sabahı arılarlayım, arı uçuşu var ama ağırdan...
En çokta korktuklarım köpük kutulardı.
Bazı kutuların anasını aldığımda kutu anasız kalıyor arısını zayıflara takviye veriyorum, yavrulu çıtalar elimde kalıyor, bu seferde köpük kutulardaki sırf ballı çıtaları alıp, oralara yavru giriyordum.
Bu durum, kutudaki nüfusu artırırken hazır sırlı ballarını elinden almak demektir.
Bazı kutularda çıta çekip kontroller yaptım, bazıları korktugum gibilerdi, bir hafta daha bakılmasa sakata gelebilirler...
Bazı anasız kutularda hala erkek arı var.
Merak ettim acaba ergin mi...
Kasım ayının 29 da erkek arı zavazingosu ve olgun bir erkekmiş.
Olgunluğunu turuncu renk olan kancalarının renginde anlarız...
Zaten sıkmadan önce erkek arı karnı sertleşemiyorsa sperm olmaz ve ergende değildir......
Malzeme ararken boş bir ruşette yabani bir arı ile karşılaştım..
Genelde kışın bu arılar birdeliğe girip baharı beklerler...
Güçlü bir yapısı var...
Bir sefer sıgırlıktaki pürenlik alanda bozuk bir kapak altına 15-20 tane birden girip kışı çıkartmak istemişlerdi,ben kapagı açmamla birlikte uçup gitmişlerdi ve aynı arılardan dı...
Çenesi ve hortumu....
Bir başka küçük ruşete koydum bakalım uyumaya devam edecekmi...
Köpük kutuların şuruplarını verdim.
Etrafı kolaçan edeyim diye arılık civarını dolaştım.
Gebze'de malkadın mantarı denilen bir mantar var ve çok kıymetli, bu sanki ona benziyor ama kurtlanmıştı...
Parçalayıp bir kaç ayrı noktaya attım, ayrı ayrı yerlerde tohum olup yetişsinler diye...
Sonbaharda bayağı geç olmuştu, Mersin Aydıncıktan aldığım arıdan 4-5 tane ana arı üretmeye kalkıştım.
En zayıfı bu, durumu nasıl diye örtüyü kaldırdım, durum iyi tatlı sert bir arı idi anası, kızları seneye bakarız nasıl olacaklar.

Geçen sene pet şişelere kestane ekmiştim bazılarını ormanlara ektim, arılığa ektiğim fidelerden birisi ve en neşelisi...
Aslında altı kum yada çakıl diyebilirim, kazmayı vurdukça parçalanıyor, etraftan çukura toprak getirmiştim, en iyi fide bu, acaba kestane kayalık mı seviyor...
Arılıkta başka fideler var bunun gibi şımarmadı...
Hemen yanı başımda kuşburnu var uzaklardakini bu işin meraklıları topladı arılığın içine korkularından girememişler köpekte var tabiki...
Bende bunun olğunlaşanını severim dalından kopartıp yerim, daha olğunlaşmadılar...
Yanı başımızdaki teyze mantar verdi. Bende etrafı dolaştım ama mantar yok...
Bunları akşam evde tereyağı ile kavurup yemişim...
Yeni çiçekler açmış, resimini çekerken hemen yanında başka çiçek vardı baktım yabani hardal...
Yabani hardal çiçek açmış...

Böğürtlen dikenlerinde açmış ve açmaya başlamış çiçekler vardı. Bazılarına arılar konuyor...
Kocayemişler, bazılarını kuşlar yaralamış, ucundan ucundan götürüyorlar...
Nefis kocayemiş meyveleri...
Kocayemiş çiçekleri.
Kocayemiş,Limon, portakal, başka var mı bilmiyorum çiçek ve meyve bir arada görebilirsiniz...
Arı çiçege yumulmuş, düzgün bir resim değil ama başka
fırsat olmadı ama videosu net...
Kocayemişlerde çiçek devam ediyor, bir çoğu geçti ve meyveye durdu.
Bu çiçekte bile meyveler tutmuş, bir taraftan da çiçeklenme devam ediyor acayip kademe var.
Olğunlaşmasını beklediğim kuşburnular...
Bir kaç noktada iyi kuşburnu var. Toplayıp kenara alsam iyi olacak...
Armut ağacı bu yıl ikinci armutlarını da verdi, bakalım ne zaman donacaklar...
Bitişiğimdeki bahçede fındıkta var. Fındıkta da gariplik var.
Fındıklar yapraklarını dökmeden püskül vermeye başladılar...
Fındıklarda kış gelmeden çarpılacaklar gibime geliyor bu kafa ile giderlerse...

Arılıkta akşamı beklemem lazım bir kaç kutu ve arı burdan ayrılması lazım ama arı uçuşu var...
Ver elini Denizli..
Bekir abinin seradayım.
Pelitli ile Denzili mahallesi arası 10 km.
15 Gün önceside gitmiştim daldım seraya elimde bıçak bir kaç tanede kıvırcık kestim, bekir abinin oğlu geldi abi ne yapıyorsun dedi, dedim görmüyrmusun kıvırcıklar ayaklanmış gidiyor...
Bu hafta gelen gidende olmadı, kafama göre takıldım.
Aslında Denizli mah.gidiş sebebim viyol diyorlar fide ekilecek köpük veya plastik kaplar.
Asıl serada kıvırcıklar bitmiş burası daha ufak. Genede eski seradan kenarda köşede kalmışların irilerinden biraz kıvırcık yürüttüm...
Kıvırcık. Birçok çeşidi olan bir ürün.
Serada gezeken birde kabak buldum, yazık ziyan olmasın diye onuda eve getirmişem...
Viyolleri aldım.
Geçen gittiğimde fazla bulamamıştım, Bekir abi seraların içini gez dedi.İyi gezdim...
Acayip kanola fidesi üretimi yapılacak.
Şimdilik 20 viyol var, buda 6 bin fide demektir...
Hedefim 30 viyol....
Tarlamız yoksa bizde başka seçenekleri devreye sokarız beya...
Bu arada ilerleyen zaman dilimi içinde benim arılıkta ziyafet var habarınız olsun, gelecek olanlar yanında keser veya bir çapa getirmesi bizleri ayrıca mutlu edecektir....
Denizliyi dolaşıp geldim artık akşam olmak üzere ama tek tük arı uçuyordu. Dedim şurup verdiklerim ne yapıyor, durum iyi şuruplar göçürülmüş, az bir şurup kalmış kutularda....
Bazı kutular ise şurubu bitirmiş...
şurubun alınması durumların iyi olduğunun gösterisidir.
Ha gayret az kaldı....
Bazı ruşetleri arada unutmuşum akşam akşam birde onları suladım...
Bu arıyı gece birleştirdim.Zayıf kovan ve anasız kutular yerleri değiştirildi ve akşam ezanı okunuyordu birleştirdiğimde gece gece Darıcadayım...
Kutudaki arıları çıtası ile boşluğa diziyorum, arılar yavaş yavam örtü altından analı bölüme geçip birleşiyor.
Güzel havalarda örtü altından buraya geçip balları da taşıyorlar...
Değişik bir birleştirme aynı zamanda besleme taktiği...
Gece gece merak ettim, ektiğim kanolaları naylonu kaldırıp baktım.
Bazı viyoller sık olmuş, bazıları seyrek acaba çıkmayanlar mı var bilmem, acelemiz yok bekliyoruz zaten...
Cumartesi günü nihayet bitti eve marş marş...
30 Kasım pazar 2014.
Hava yağıyor ve yağmurluğumu giyinip dalıyorum arılığa...
Gebze'de geceden beri yağmur hiç durmadı, Darıca'yıda görmek istiyorum...
Sarıcaya indir yağmur gene durmadı.
Geçen hafta anasız ruşete bir kutu arı vermiştim anası ile birlikte.
Gece gece arıyı birleştirince yavrulu çıtaları yan tarafa dayamıştım,yavrular sökülmüş.
 Birde günlük yumurta basılmış, çıtaları aralamadan ruşeti kapadım, hava 8-9 derece ben bu ruşetten video bile çektim... :)
Yumurta atılmış çıtaları başka köpük kutulara girdim.

 Bu şekilde yarım çıta yada plastiğe çalışan 50 civarında ruşetim var.
Ortalaması 4 çıta civarı. Baharda her bir çıta bir göze yetiyor...
 Plastiğe çalışan arılar en son oluşturulan bir kaç gözün birleşmesinde meydana geldiler, acayip dengesizlik var, kimi bal dolu kimizi arı dolu, kimisi zayıf...
Bunların şuruplarını sıradan verdim.
 Bu yıl bitmeden bir ruşet açlıktan gitmiş.
Verilen şuruba göre aç kalmaması lazım, yağmada görünmüyor.
Yemliğe su doldurdum akıyordu.
Acayip kızdım, bir işi başkasına teslim etmemek gerekiyor.
Sorumluluk sahibi olmayanlara bir şey emanet edilmemeli.
Yemlikleri biçip montajını başkasına bırakmıştım, bir sürü akıtan yemlik çıktı.
Basit bir dikkatsizlik, nelere neden oluyor...

 3-4 çıtalı bir ruşet 2 çıtada yavrusu var ve gümlemiş durumda.
 Ana arıda burada hiç hareket yoktu ama üzerlerine şurup döküp kapattım. Aslında çaresizlik bunlar geri dönse ne olur dönmese ne olur...
Gerekli işlemleri tamamladım.
 Bizim serada son durum bu.
Kıvırcık 20-25 cm ara ile ekilirmiş, biz ise 20 santime 3 kıvırcık ekmişiz.
Kırmızı renk olan kıvırcıklar daha geç büyüyor, fide ile mi alakalı bilmiyorum. Fide satan tipine bakıp para almamıştı bunlar benden olsun diye. Yeşiller ile arasında neredeyse yarı yarıya fark var.
Önümüzdeki haftada genelde soğuk görünüyor hava raporu değişmez ise...