30.10.2008

ARICILIK DÜNYADA VE ÜLKEMİZDEKİ ARI VE ARICILAR.

DÜNYADA VE ÜLKEMİZDEKİ ARI VE ARICILAR.

Önce dünyadaki arılara ve bizdekilere bakarsak arada uçurumlar olduğunu görürüz.Dünyadaki gelişmiş ülkeler kullanacakları arıları itina ile seçip ıslah ettikten sonra kullanmaktadır.Islah edilmiş arılar arıcılara neler kazandırır dersek.Öncelikle rahat çalışma sağlıyor.Arılar o kadar sakin ki maskesiz bir çok işinizi yapabiliyorsunuz. Yüksek verim alınabiliyor.Yüksek verimin alınabilmesi için yüksek mevcut gerekiyor.Islah edilmiş arılar yüksek mevcutları olduğu halde oğul eğilimleri sıfıra yakın oluyor.Islahta hastalıklara dayanıklı arılar seçiliyor.Ayrıca bu bahsettiğimiz arılar çabuk gelişiyor.


Ülkemizdeki arılara bakacak olursak,her tip arı mevcut.Her tip derken yukarda ki özellikleri tek tek bünyesinde barındırıyor ve bunları bir arıda toplayamıyoruz.Tüm özellikleri bir araya getirmek ise genetik ıslahla alakalıdır ve uzun yılar süren çalışmalar gerekli.Arı ırklarını tek tek ele aldığımızda,Kafkas arısı çok iyi bal topladığı halde hızlı gelişen bir arı değildir.Bazı bölgelerde kendi kendine hayatta kalması zordur.Mutlaka müdahale gereklidir yaşatmak için.Hızlı gelişemediği için oğulda veremez çünkü arı hiçbir dönem sıkışmıyor ki.Muğla arısı çok hızlı gelişip,çok oğula meyilli bir arıdır.Ayrıca sakin bir arı değildir,devamlı arılıkta sizi ziyarette bulunur.Trakya bölgemizdeki yerli arılar karniyol özelliği taşımaktadır.Fakat gezginci arıcılık Trakya bölgemizde de yerli ırkın melezleşip ne olduğu belli olmayan arıların doğmasına neden olmuştur.Birde Trakya yöresinde sepet arıcılığı arıları oğla meylettirmektedir.Diğer bölgemizdeki arılarda yukarda bahsettiğim olumsuzlukları bünyelerinde az çok barındırmaktadır.

Benim en son gözlemlerim şudur,karniyol arısıyla ,Muğla arısı birbirine çok yakın.O kadar ortak özellikleri var ki.Islah edilse karniyol arısına hiç gerek yoktur.Olumsuzlukları hırçın olması,oğul meyilinin çok olmasıdır bana göre.Bu iki iyi olmayan özellik bu arıyı değersizleştiriyor.Çok hızlı gelişen bir arı.Karniyolda çok hızlı gelişen,sakin ve oğul vermemesi arının değerini artırıyor.İnşallah ben ilerde kafamdakileri yapabilirsem idealimdeki arı,karniyolla Kafkas arısının karışımıdır.Bunları birbirine monte edebilirsek dünyada bana göre bu arıdan daha iyi özellikli arı bulunmaz.Doktorum Muhteşem ağabeyimin dediği gibi hayal nasılsa beleş,en iyisini düşünmeli.



Dünyadaki arıcılara bakacak olursak ,tabi ki gelişmiş ülkelerdekilere.Her ülkenin yöresine göre arıcıların yapacakları işlerin bir şablonu var.Kim nerede ne zaman ne yapacak bellidir.İlaçlamalar zamanında ve herkes aynı anda yapıyor.Bal hasadından sonra arılar gelecek sene için hemen kekle beslemeye alınıyor.Sonbahar gelmeden arıları kekle uzun süre besleyip mevcudu doruğa çıkarılıp.Birden yoğun invert şuruplamasına geçilir .Kısa sürede tüm petekleri şurupla bloke edilen kovanda anaarının işinede son vermek sizin elinizdedir.Anaarı ne kadar yumurta atmaya çalışsa da artık yavru alanı bulamayıp mecbur kışlama moduna geçecektir.

Ülkemizdeki arıcılara bakacak olursak ,durumlarımız karışık diyebilirim.Bizden geri ülkelerde var ama biz en iyisi olmalıyız.Çünkü ülkemiz arıcılık için tam bir cennettir.Kimin ne zaman ne yaptığı belli değil.Arıcılarımız yerli yersiz her şeyi yapıyorlar.Bizde gelişmiş ülkelerdeki gibi arıcılığı bilinçli yapan yok.Zaten olsaydı hala kış salkımına hazırlanan arılara kek vermeye devam etmezdik.Kek bizim arıcılık mantığımızda her derde ilaç gibi.Bazı yerlerde gözlemlerim ise çıtalarında doğru dürüst bal olmayan kovanların üstüne iki kilo keki koy,kovanı kapat bu arı kışı çıkarır mantığı devam ediyor.Kovanlarımız hadi kışı çıkarıp bahara ulaştı ,baharda bir avuç arılar ne yapacak ki.Baharda bu bir avuç arıyı adam edeyim derken yeni bir sezonu bir çok kovan yiyor kimsenin de haberi olmuyor.Fakat bu kısır döngü devam edip duruyor,çünkü bu bizde adettendir.Kovan ne kadar çok olursa hastalığı bize çok pahalıya mal oluyor.Kovan çok bal yok.Yabancı ülkelere bakıyorsunuz ,adamın 4 kovanı var ve sabit arıcı aldığı bir seferki bal 100 kg dır.Bizde de 25-30 kovanı olan arıcılarımız arılarına kek yapmak için başka arıcılardan bal satın alırlar ne kadar acayip bir durum.Bizdeki hataların başında başıboşluk,vasıfsız anaarı kullanımı,arıların sürekli çoğaltmak için bölme ve oğul verdirme,yanlış besleme ve yanlış zamanlarda varroa mücadelesi yapmak diyebilirim.


Konuyu bir şekilde son vermek lazımda nasıl.? Şimdi bazılarımıza çok komik gelebilir,Hindistan da insanlar ineklere tapar.Bu çağda bu olurmu?Bal gibi oluyor.Bizdeki arıcılıkta böyledir.Bizde arıcılık baba ve dededen gelme usülle arıcılık yapıldığından,adet ve gelenekleri bırakmamız zor.Arıcılıkta işin mantığı ortaya çıktı,hasattan sonra arıyı kekle besle kış gelmedende petekleri koyu şurupla biloke et ve kışa gir bahara kadarda o kovana hiçbir şey yapmana gerek yoktur.Geçenlerde Kosovalı Fatih yorum atmış benim yazılarımdan birine.Diyorki Türkiye de çok saçma şeyler var.Kardeşim çok saçma şeyler var diyeceğine deki kış salkımına giren arılara kek vermeyin.Hadi bunu diyemedin deki buralarda böyle ,böyle yapıyorlar ve bahara kadarda kovanlara bir şey verilmez haber yap.Bizim arıcılığımız gelenek ve adet arıcılığıdır.İnsanlar ana baba ve dededen gördüklerini yanlış olsa bile unutmaları imkansızdır.Biz Türk’lerin eski dini Şaman izimdir.Kökü ise ta iki bin yıl öncesine dayanır.Şamanizimde nazar boncuğu sizi nazardan korur,kurşun dökme vardır sizi hastalığınızdan iyileştirir,ağaçlara çaput veya bez bağlarsınız dilek ve istekleriniz gerçekleşir.Bazı kutsal kişilerinde türbelerine mum yakılır o ne işe yarar onu unuttum.Sağlıklı kafayla bunları düşündüğünüzde ne kadar saçma dersiniz,ama gelin görün ki iki bin senedir devam ediyor ve İslam dini bunları yasaklayıp adına da demiştirki batıl inanç.Yeni öğrendiğimiz bilgiler ne kadarda doğru olsa eskilerden de kopmak olmuyor değil mi ?
Siz eski hastalıklarınıza ve batıl inançlarınıza devam edin.Arılarınız kekleyin,beklide çok yakında kış oğulları alırsınız.Yeniliklere kapınızı sakın açmayın gelenekçi arıcı kardeşlerim benim.

Not:

Arıcılık bilgi paylaşım forumu ve arıcılık bilgi merkezi.

http://www.aribakani.com/forum/

10 yorum:

muhteşem turunç dedi ki...

Ali abi inek dedinde aklıma takıldı farklı inek ırkları farklımı beslenir acaba? hani yurt dışındakilerin farklı arı ırkları var ya aramızdaki besleme farkı bundan olmasın. Benim meslekte farklı ırklardaki insanlar hep aynı besleniyorda kafama takıldı..

ARICI ALİ TÜRK VE ARICILIK BİLGİLERİ dedi ki...

Muhteşem abi sen inek dedinde benim aklımada başka şeyler geldi şimdi ne yapacagız.Yada bunu sen çözeceksin,insanlarla uğraşan ben degilim.Benim bilgiğim inekler dört ayaklıdırlar.İneklerin 2,4,6 yada kırk ayaklısı varmı.?

Haberde yazımızı yazdık.Olay çok basit.Dahada mantıklı düşünülürse dağda bayırdaki yada ağaç kovuklarındaki arılara şurup yada kek veren varmı.Peki şurup ve kek verilmediği gibi birde varroa ilaçlaması yapılmayan arılar bahara nasıl çıkıyorlar bu inekler dimi.

Birde babamdan kalan arılarım var Niğde de .Babam vefat edeli ekimin 21 de 5 sene doldu.Bİr kovandı ertesi sene iki oğul verdi biri söndü.Hala iki tanesi köyümzdeki bahçemizde yaşıyorlarmış.Biladerlerden kim giderse balı varsa alırlar kapatıp gelirler.Ne kek ne şurup nede ilaçlama yapan var.Ben bunları yazarken gözlemlerimi yazdım.İşkembeden atmıyoruz.

Arıcı 07 dedi ki...

Sizleri okurken hem değerlendiriyorum.Hemde muhabbetlerizle neşeleniyorum.Bu şaka ve muhabbetlerinizin sonu sizlere başarılı arıcılığı getirsin...

UĞUR GÖK dedi ki...

Ali abi çok dolusun yine .Ama tamamen haklısın .Artık arıcılar bilinçlendi diyoruz ya şimdi dediğin gibi kek hastalığı başladı anaarıyı tanımayan arıcı kovana kış öncesi kek veriyor .kimden ne duyarsak onu yapıyoruz hiç sorgulamadan araştırmadan
Abi benim arılar kış moduna geçtiler ama 3 italyan ana geçmedi hala yoğun yumurta var yeterli dediğim kış azığı baktım şimdiden sona gelmiş beslemeyı yoğun çerçeveleri bloke ederek yaptım ama bunlarda olmadı6çerçeve arı 4 çerçeve fule yakın kapalı yavrubakalım hayırlısı

ARICI ALİ TÜRK VE ARICILIK BİLGİLERİ dedi ki...

Uğur doluluk derecem taştı aslında.Dünyada bizden geri olan Yunaniştan da bile kek veren yok.Dünyanın başka ülkelerindede kekle kış salkımındaki arıyı uyandıran başka arıcı toplulugu yok.Tamam bilmeden olur,kutularda sorun oluyor kovan hayatı yok onlar beslenebilir.Ama bir çark kurulmuş,petekçiler kek yapıp kışın arıcıları tahrik ediyorlar.Dünyada hiç kışın arıya kek veren varmı.Baharda olabilir arıya bakarsın aç kalacak ver.Tabi kek satıcılarıda işin başka tahrikçileri.

Bazılarıda tutturmuş bizim arı ırkımız farklı.Her bölgede her ırk arı yaşıyor magara ve kovuklarda bunlara şurup ve kek veren varmı,yok o zaman herkes bir kaç sene sonra gelecek bu dedigim noktaya.Ama dedikya gelenekçilik zordur.Kek yaparken niye her şey katılır, buralarda gelenek oldugu içindir.Sanalda zaten fazla arıcı yoktu,son olaylar ne kadar ileri gittigimizi gösterdiler sağ olsunlar.Hep yerimizde saymaya devam edecegiz galiba.Ülkeye örnek olacaklar böyleyse gerisini düşünmüyorum artık.

ARICI ALİ TÜRK VE ARICILIK BİLGİLERİ dedi ki...

Uğur akşam italyanlar arada kaynamış,Mehmet Yüksel yoğun şuruplamaya geçmeden çıta başına 1,5 kilo şeker alınacak.Sendeki 6 çıtalı her kovanına 9 kilo şeker ve bunu koyu şurub yaparak 10-15 günde vermelisin.Çıtalar zır boş sa bu 9 kilo şekerde yetmeyecektir.Mehmet yanılmıyorsam şurubu 5 şer kiloluk porsiyonlarda veriyor.Böyle yoğun bir yüklemeye, anaarınında yapacağı bir şey kalmıyor.Az yükleme yaparsan teşvik yerine geçer haberin olsun.Artık her an kış gelebilir acele et.

d.m.t dedi ki...

Selamlar Ali bey,
Yazınızı okudum. Tamamen iyi niyetle yazılmış olduğu belli!
Ancak bizim dünyayı kurtarmak gibi bir misyonumuz yok; buna gücümüzde yetmez. Bu blogta taa bir yıl önce Almanya da ki besleme yöntemlerinden bahsedilmişti, sizde defalarca bahsettiniz. O günden beri bu bloğu takip edenler bu durumdan haberdar. (Ben haberdarım örneğin) Siz görevinizi yaptınız!

İsteyen bunu kendine örnek alır; takvimi kendi arılarında uygular , isteyen uygulamaz.
Kışa girerken arılara kek verilir mi verilmez mi, yok arının tükürük bezleri yorulur mu yorulmaz mı!
Bu zamandan sonra tartışmanın hiç gereği yok ! Herkesin uygulaması ve yazıları kendini bağlar. Ayrıca uygulamaların sonuçları; arıların bulunduğu coğrafi bölgeye, çevredeki beslenme kaynaklarına, arıların cinsine, kovanların tipine hatta arıcının bilgisine göre bile değişebilir! Yani aynı uygulamada biri başarılı olurken diğeri başarısızda olabilir.

Diyeceksiniz ki sen neyle besledin? Ben teşvik beslemesine geç kaldım. Sonrasında sıvı besleme yaptım. En son olarak ta stok amaçlı sıvı besleme yapıyorum. Az bir şekerim kaldı.O da bir iki gün içinde biter. Şu anda kek vermeyi düşünmedim, düşünmüyorum. Ama bu da benim uygulamam sadece beni bağlar! Ayrıca ben örnek alınması gereken biri değilim.

Batıl inanç konusuna gelirsek ; kimseye zararı olmamak şartıyla isteyen istediğini yapabilir. Ben boncuk takarım, korkunç bir şey duyunca şeytan kulağına kurşun diye tahtaya vururum. Bir tür alışkanlık olmuş işte. Lakin eğriyle doğruyu birbirinden ayırabilirim. Herkese tavsiyem başkasının aklını değil kendi aklını kullanması yönündedir.
Şimdi kekle beslenen arılar oğul verebilir mi? Eğer verirse kış günü bol bol oğul resmi göreceğiz !
Yok eğer başarılı yada başarısız olurlarsa bunun sonucunu da bahara göreceğiz.
Sağolun sağlıcakla kalın selamlar.

ARICI ALİ TÜRK VE ARICILIK BİLGİLERİ dedi ki...

Demet kardeşim zaten iyiniyetli yazdımda,art niyet arayanlar var.

Almanyadaki geçen seneki son bahar beslemesini ben kaçırmışım bu sene tam anlamıyla anladım.Öğrenmenin yaşı yoktur.Dünyayı degil Türkiyeyi kurtarmaya ben niyetliyim.Almanya örnegi bizim Türkiyedeki tüm bölgeleri kapsamaz onuda belirteyim.Bazıları kekle beslemeye örnek verirken eğe ve akdenizden örnekler vermiş,eğe ve akdenizde tam Alman iklimiyle aynıya::))


Arılara kışın kek verilirmi verilmezmi soru cevap karışımı bir açıklama.Şimdi biri uykuya hazırlandı arılar yani.Önlerine uyumayın diye bir sürü iş atarsanız uyku kalırmı.Kek artı yavru demektir bunuda hatırlatayım.Kış günü bir kovanı hasta etmeniz diger kovanlarıda riske eder.


Benim için kimin neyle besledigi pek önemli degil bunu adet olmaktan çıkarmak önemlidir.Arıcı keki verdiğinde kovandaki tetiklemeleri hesap ediyormu bu önemli.

Batıl inançlar görrmekten kaynaklanır bir bilimsel açıklamasıda yoktur.Kek vermekte görenekleşti,bilerek yapılan bir iş olmadığı açıklaması içini.

Kek artı yavru dedik yukarda,arılar oğul vermesede yavru hareketi kışın iyimi.

Şimdi son bir şey daha ilave etmek gerekirse Almanya daki arıcılar yanlış bizmi doğru yapıyoruz.
Zaten buradaki arıcıların hiç bir mantıklı bir açıklaması yok.Olmayacakta.

Unknown dedi ki...

Ali bey güzel bir konuya parmak bastınınız sizi kutlarım.
Benim se bu konuya ekleyeceğim her zaman savunduğum tez ise arılarımızı ekim sonuna kadar varoa ve bal stoğu birde arı mevcudu olarak yeterli duruma getirdikten sonra arıları hiç bir şekilde rahatsız etmeden marta kadar hiç bir şey ,yanlarında ses dahi çıkarmadan dinlenmeye bırakmaktır. Göreceksiniz nasıl bıraktıysanız o mevcutta bulacaksınız saygılarımla...

ARICI ALİ TÜRK VE ARICILIK BİLGİLERİ dedi ki...

Salih bey hepsi olacak şu an geçiş dönemindeyiz bazımız hızlı bazımız yavaş öğreniyoruz.Ben bu ekibin en az hatayla yıllarını geçirmesini istiyorum.Biz buralara bir kişi gelmedik.

Yusuf Gürbüz'ün son haberi degil bir öncekinde linkler var arı beslemeyle alakalı.Orada aynı yurt dışını tarif etmiş.Beslenme tablolarına baktım adana tarafında şubatta başlamışlar zaten tablolara bakınca göreceksiniz.

İkici tablo ise biraz daha farklı,dokuzuncu ve onuncu ay beslenmiş kış dönemi ara verilmiş,tabloya baktım gene şubatta beslemeye geçilmiş.Ve orada beslemelerden sonra ilk sözü edilen şey yavru alanlarının genişlemesi.Bir başka şeye daha dikkat çekmek istiyorum uygulamaların yapıldıgı yerlerde kış olmaz.Ben adanayı bilirim kışın bile 15 derece civarıdır.Diğer uygullamalar ise Aydında yapılmış orasıda kışı olmayan bir yer.Erken ilk bahar beslemesi her yerde var.Ama kışın işler sakat.