Bu sözler Almanya’daki arkadaşımız Mehmet Yüksel’e ait ve tarih 10 mayıs 2009 du. İçimden ilk dedim ki yahu ne emeği verdin yattın, yattın balı süzdün. Asıl emek verenler biziz, geçen son bahardan beri arı besliyoruz ülke olarak ve hala bal sağım yapan göremedik. Halada amelelik yapmaya devam etmekteyiz. Bunlar bu günün meseleleri değil. Yıllardır ben bilim adamıyım diyenleri çok yakından ilgilendiren konulardır. Defalarca yurt dışı seyahatleri yapıp ülkemize bir katkısı olmayanları kastediyorum. Bilim adamlarımız yurt dışına devlet para ödeyerek gönderir. Git oradaki güzel şeyleri al burada ülke olarak kullanıp, dışarıdaki farlarla aramızı kapatalım. Ne yazık ki gidip gelenler bu yenilikleri aktaramadılar.Dışarıda ki farkları kapatacağımıza uçurumlaşmaya devam ediyoruz. Bence asıl sorun bilim adamlarımızın arıcı olmamasından kaynaklanıyor. Almanya da doktor unvanı alan her arıcının 100 kovanla arıcılık yaptığını biliyoruz. Bizim arıcı bilim adamlarımızın kaç tanesinde bu miktar arı var ki?. Üniversitelerin bahçesine birkaç kovan koyarak, yada başkalarının arılarına gidip gelip araştırma yaparak ancak bu kadar ilerlenebilir. Hep derler ki Türkiye’de bahar balı alınamıyor, neden alamıyoruz orasına bakanlar olmadı hiç. Böyle devam edersek amelelik yapmaya yıllar boyunca devam edilecek. Bu arada bahar gitti, kanola bitti hala sağım yapan göremedik. Eğe ve Akdenize yaz geldi oralarda da bahar balı alınamadı. Bu hep böyle gitmeyecek tabiki. Bundan sonra yazın bal sağımından sonra gelecek senenin arıları kurak zamanda hazırlanacaktır. Balın gelmediği dönemde gelecek senenin arısını mafediyoruz.
Bahar balı alamamamızın en büyük nedeni de güçlü kovanlarımız olmayışıdır. Biraz güçlü kovanlarımız olduğunda hemen oğullar başlıyor. Bunda arılarımızın suçu olduğu gibi kovan modellerimizin bu konuda suçu olduğunu düşünmekteyim. Kovanlarımız arılarımızı sanki sıkıyor ve oğula sevk ediyor. Yeni kovanların altında mutlaka havalandırma gerekli diye düşünüyorum. Polen tuzaklı kovanlarda havalandırma için idealdir. Ortada bir sorun varsa bu durup dururken oluşmaz. Oğul sorununu tetikleyen işlerin başında arı ırklarımızın ıslah edilmediği yatmaktadır. Islah programları ise devlet ve bilim adamlarını ilgilendirir, suçlular hanesine bunları da ilave ettik. Asıl suçlular ise biz arıcılarız. Kim ne verse ve ne derse yiyoruz. Şimdi durum ortada. Mehmet Yüksel son baharda arılarını besleyip arılarını kışa soktu. O zaman dedi ki bu yapmış olduğum besleme nisan ayına kadar yetecek. Sadece oksalik uygulaması için kovanı açtı. Şimdi ise balını sağdı ikinci sağımı beklemekte. Gelinen nokta ortada, kış boyu beslemeden ve bahar beslemesi yapmadan sağıma ulaşıyorsun. Ya bizde, kışın ortasında kek siparişi toplayan birlik başkanlarımız var, kimsenin gıkı çıkmadı, sesi çıkmayanlarda kekle beslemeye devam ediyordu. Bu işler artık gelenekleşti ve geleneklerin bırakılması çok zor. Bir ara bakıyorum konferans veren hocayla gezenler vardı, hocada derki sakın arılarınıza zamansız kek vermeyin, birde keke poleni hiç katmayın. Aradan biraz geçiyor arıya nasıl polen verilir haberi yapılıyor. Şimdi bu adamalara hoca ne yapsın ki. Bazı şeyler öyle yerleşmiş ki genlere çıkması zor. Arıları beslemekte arıların dengesini bozuyor sanırım. Arıları kendi haline bir bırakabilsek çoğu şeyi düzeltmiş olacağız. Zamanında ne yapılacağını inşallah öğreniriz.
Benim geçmişte yaptıklarımı herkes yapıyordu, sorun aynı şeylerde diretmeyim değişime uğramam. Geçmişte yaptıklarıma devam etsem şimdi buralarda zaten olmayacaktık ki. Hala eski bulunduğu yerde sayanlarında görüyoruz. Tam hatırlamıyorum ama bu sene bu civarda en son kovanları baharda ben açtım. Tabi bu arada da içim içimi yedi ne oldular diye. Hiç firesiz bahara çıktık 4 anasız kovanla. İki kovan ölümden döndü. Bu sene Alman ekolüne geçiyorum, kim ne yaparsa yapsın. Bazılarının da espri konusu oldu, neden Almanya diye. Futbolda bile başarılı ülkelerin teknik adamları, futbolcuları ve ekolleri transfer edilir.(Fenerbahçeyi bu konunun dışında tutun, Avrupa şampiyonu teknik adamın kariyerini mafetti:)).) Eskiden bizim köyde ineklerimiz vardı verdikleri süt 3-4 kiloydu. Şimdi bazı keçiler 10 kilo süt vermekte. Değişimleri görüp ona göre hareket etmeliyiz. Dünya bal ortalamalarını herkes ağzı açık kalarak izliyor, izlemeyip biz o oranları nasıl yakalarız diyen yok.
Aslında çareler arayan bir sürü arıcı var. Nerden anlıyoruz bunu, bir çok bölgede İtalyan ırkı anaarı üretimleri başladı, bu üretimi artırabilmek için çare aramaktır. Gene bazı bölgelerimizde buckfast anaarı üretimi başladı buda arıcılığı daha iyiye götürmek için çare aramaktır ama buckfast arısının safı yok bunu başka paragrafta yazayım. Bazı bölğelerde karniyol üretimi için izole bölge ilan edildi sonra ne olduysa vaz geçildi. Kafkas arısı ise ülkemizin en milli arısı.
Bu tür üretimi ve bal gelirini artırmak için arayışlar sürerken Buckfast arısı üretenler kalitesiz anaarı üretmektedirler. Nedeni ise bucfaks arısını üretmeniz imkansızda onun için. Buckfast arısının diğer adı ise papaz arısıdır.
Papaz doğru söylüyorsa formül şudur.
Buckfast : Br. Adam´ın İngiltere´de geliştirdiği bir hibriddir. Buckfast ana X Anadolu baba hırçın ve hareketli, Anadolu ana X Buckfast baba sakin ve uysaldır. Buckfast hibridi ebeveynlere göre % 128 - 151 daha verimli bulunmuştur.”
Papaz birkaç arıyı çaprazlayarak ortaya bir arı çıkarmış. Formülün gerisindeki arılar elinizde olacak birde formülü doğru uygulayacaksınız ki meşhur kullanma hibridi papaz arısını üretebilelim. Piyasaya verilen kullanma kibritinden 100 anaarı üretseniz içinden belki 10 tanesi işinize yarayacaktır. Ana arı üretiminde anaçlar saf olursa kaç tane üretirseniz üretin kaliteleri birbirlerine çok yakın olur. Papaz arısı aynı İsrail tohumunun aynısı gibi bir şey. Tohumu ilk alın acayip verimli, üründen kendin tohum üret acayip verimsiz olur.
Biz gene milli arıcılığımıza dönecek olursak öyle bir durumdayız ki gülsek mi ağlasak mı bilemiyorum. 4 mevsim, yaz kış fark etmez arıları besleriz, dağ taş ova orman gezeriz, bal verimine gelince dünya sonuncusu gibi bit şey bu. Öbür tarafta yazın son hasattan sonra arılara kek verip sonbaharda arılarına gerekli yüklemeyi yapıp, yattığı yerde balları sağıp, tüm yılın karşılığı emeği alan biri var.
Seneye bu ülkede bir çok yerde bahar balları sağılacak inşallah.
12 yorum:
inşallah sayın arı bakanım.
Ali bey,badanaj yapan toplum haline getirildik.Enerjimizi boşa harcıyoruz.Dört mevsimi bir arada yaşıyoruz,avrupa kıtasındaki bitki türünün BEŞTE ÜÇÜ bizde,övünürüz, düşünelim,YA ALAMANDA olsa bu şartlar,Almanyadaki ALAMANDAN azmı bal alır.Mehmet bey şarterden oynama çok yerde elektrik yok.İkinizede paylaşımlarından dolayı teşekkür ederim.
bu seneye lafını söyleye söyleye 10 yıl geçti ama gene diyelim belki önümüzdeki sene farklı olur.ben bu sene arıcılığı tamamen kapattım ağustosta yeniden arıcılığa başlayacağım.sebebi ise anlattığın gibi bizim yaptığımız amelelikten başka bişey değil boşa kürek çekmek buna denir. 10 şubat 2009 dan bu yana mayıs 22 oldu kıştan sağlam çıkan 55 küsur arıya 16 çuval yani 800 kg şeker şurubu yedirdim hala kata çıkan arı sayısı bir elin parmaklarını geçmedi.15/20 güne kadar kestane açacak hangi arı bal toplayacak merak ediyorum.dolayısı ile bu sene arıcılığı rafa kaldırdım bakalım karniyol analarımız bu durumu düzeltecekmi oda etkin olmazsa sanırım sadece hobi olarak 3/5 arı ile devam edeceğim.
Sayın abim
haftasonu işin yoksa gel sağım yapalım.İnşallah resimleri cumartesi benim blogda görürsün
30 kg dan fazla bal yapan kovanlar var gel bir incele istersen
selamlar kolay gelsin
Asım abi sanal alemde dördüncü yılımıza gidiyoruz ama arıcılık sezonu olarak bu üçüncü yılımız. gelinen nokta ortada. Yapmış oldugum araştırmalar en az arı ölümü sanalcılarda olmuştur.
Vecdi abi olay şablon olarak anlaşılmıştır, bundan sonrası arıcıların kendi bilecegi iş. Artık arıcıların uygulayacagı bir planı var yani, herkes kendi bölgesinde zamanına göre ne yapması gerektiğini yapacak. Almanyadaki güçte arımız olsa , sırayla bahar balını alırız, peşinden kestane balını alırız, peşinden, Trakya balını alırız, sonrasındada pürenden bal alınır, en son çama gidip, balları alıp sezonu kaparız. Bazılarına bu hikaye gelebilir ama karniyol arısı oğul vermiyor, tam açıklamayacam ama bu mevsimde 30 çıtada çalışan bir saf karniyol oğul vermeden anaarısını degişti. Bu arı her mevsim 20 çıtada kuluçkalıkla çalıştıgında devamlı yavru yapıyor.Yeterki arıcı bu arının çıtalarını bloke ettirmesin.
Mehmet bize bu konularda çok faydalı oldu, hatta diyebilirimki bilim adamlarımıza bile eğitim veriyoruz. Kütük kovan kışın petek örerken çogu kişi inanmıyordu bunun içinde bilim adamıyım diyenlerde vardı.
Yusuf kardeşim biz bu sezon sanalda üçüncü sezonumuzu yaşıyoruz. Senle daha önceki konuşmalarımızda dedinki 1 liraya bile anaarı alıyorduk, yav bu anaarının kafesini bazı yerlerde 1 lira üzerinde satıyorlar. Şimdi asıl sorun anaarıcılara şimdiye kadar hiç bir arıcı hesap sormadı. Sen 1 liraya aldıgın anayla önündeki üç yılı kaybediyorsun. Bak hala 5-6 çıta arıdayız diyorsun. Bende bazı arılar bal sırlamaya geçti ama genele vurduğumda bu az. Fakat bizde geçen sene olaya temkinli baktık ve kovanların anasına eskilerle devam ettik. Şimdi gel arılıga bir bak bakalım, temkinli baktığımız arılar neler yaptı. Benim böldüklerim hariç katsız arım yok gibi. Fakat istediğim düzeyde degiller. Ayrıca ben 10 çuval şeker aldım daha yarısını kullanmadım arı sayımız ise 85 kovan. Hafta sonuna kovan sayısı biraz daha artacak. Karniyolları çok kısa sürede neler yapıyor göreceksin.
Burada nasıl olsa herkese kobaylık yapan biri var::)))
Birde haber yaparken neler olup bittiğini hep yazmışım, bu çok önemli.Bir arılıkta hiçmi olumsuz bir şey olmaz, bakıyoruz başka yerlerde her şey dört dörtlük::)))
İsmail hafta sonuna o kadar çok işim varki sorma. Ayrıca arılıkta bir kaç kovana göre karar vermeyecegiz genel ortalamaya bakılacak.Ben istersem bir kovandan 200 kilo bal alacak şekilde ayarlarım. Senin arılık karman çormandı, Allah sana kolaylık versin.
Genel ortalama derken arılıkta tüm kovanlar eşit düzeyde olacak ve bal sezonu başladıgında tüm kovanlar bal yapmalı. Biri 30 kilo yapmış yan tarafta üç beş çıta arı olmayacak. Bu durum varsa arılığa hakim degilsin demektir.
Ali abi bir üniversite öğrencisi olarak bloğunu zevkle izliyorum . paylaşımların yorumların harika anlaşılır ve net üniversitelerimizdeki durumdan bahsetmişsin çokda yakınmak istemem ama üniversite tek başına çare olacak gibi değil çünkü toplum temelden yatmaya alışmış. 27kişilik arıcılık sınıfında 60 ad temel peteğin takılması tam tamına 4 saat sürerse analar babalar çocuklarını askerden iki sene daha kaçsınlar diye üniversiteye yollarsa durum budur okullarda . şunu belirtmek isterimki okuduğum okulda uygulama olsun ders anlamında olsun bir tek sıkıntı yok ama bir sene bitmiş hocasına bir tek devamsızlığını soran öğrencilerle bu iş senin anlattıklarına uyar elbet senem bitti bu okulda arılığımız hemde her imkanıyla yerinde duruyor ve insanlar arılığa sadece çay içmek için uğruyor derslerde yok yazılmamak adına geldiler ve ilk fırsata gittiler bu kınamak değil ama çalışmaya istemeyene ne verebilirsin ?? şu an istesek bal alabileceğimiz 50 civarı kovan oldugu halde hocamız bal sağımı yapalım dese hiç kimsenin ben bu işte varım bir günümü buna ayrırım demiyeceği gün gibi ortada. BEN OKULUMDAN BANA SUNDUĞU İMKANLARDAN SONUNA KADAR MEMNUNUM. ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ 28 YAŞINDA BU BÖLÜMÜ YAZDIM GELDİM OKUYORUM HER SORUMA CEVAP ALDIĞIM HATTA CEBİNDEN PARA HARCAYARAK BAŞKA OKULLARA GEZMEYE GELMİŞ YABANCI HOCALARI BİZE KONU ANLATMASI İÇİN OKULUMUZA GETİREN HOCALARIMIZ VAR. Ben başka okulları duyuyorum sadece ancak okuduğum okulda her imkan olduğunu hocam ben arı sütü üretmek istiyorum dediğimde ben polen üretimini görmek istiyorum ben ana üretmek istiyorum dediğimde bunların hiç esirgemeden yapıldığını söylüyorum.ŞUDA BİR GERÇEK Kİ ÇALIŞMAYAN İNSANIN KAZANCI OLMAZ. 19 mayıs tatildi bir bakalım arıcı abilerimzden kim yatabilmiş??? benim hocam 19 mayıstada arılıktaydı ama öğrencilerden ? kim vardı bunu sormak gerek .. insanlar artık bu gün tatil bu gün bayram bu gün yatma zamanı onu hesaplıyor.
BENSE BAL ARISINI ÖRNEK ALANLARIN BAŞARILI OLACAĞINI SAVUNUYORUM..
( bu uzun yazıya katlanıp okuduğunuz için teşekkürler )
Hüseyin Basri, ben ülkemizin genel bir fotosunu çektim yazıda. Sende çok iyi imkanlardan bahsetmişinde nerde bu sonuçlar. Ben ünüversitelerimizden somut bir şeyler görmek istiyorum. Bak biz 3 sene gibi sürede nereden nereye gelmişiz.Bence çok şey kattı sanal alem bizlere. İnşallah sende hayatında başarılı olursun, iyi okumalar.
sayın abim inanki çalışarak aşılmayacak engel yok okul bir şey katamadıysa arıcılara öğrenciler katacak belkide takdir ediyorum seni ve beklentilerinide anlıyorum ancak değişim her zaman kolay olmuyor işte bu sebeble çalışmaktan başka yol yok diyorum . okulumu bitirip bir şeyler sunmaya başladığımda ülke arıcılığa katkı yapabilmekten başka derdim yok. sen benden iyi biliyorsun bağrımızdaki yaraları umarım hepsine birer birer şşifa bulacağız beraber
Bahar balı alınabiliyormuş.
Benim 4 ad kovanım var. 2si yeni oğul 2si eski A1 kafkas kırması B1 ise yöre arısı (kılıç arısı diyorlar)
yeni ve amatör arıcı olarak sizlerden gördüklerimi uygulamaya çalışıyorum.
Kovan sayısını arttırmak ve bu kış yaptığım mehmet beyin kovanına arı koyabilmek için A1 kovanına 2 ad oğul verdirdim. A1 kovanından geçen hafta 11 kg bahar balı aldığımı belirteyim.
Geçen sene bahardan bu yana sayın Mehmet Yükselin yöntemlerini kısmen uyguluyorum.Yaz kış arılarımın üstü naylonlu ve straforlu ben arı gelişimini buna bağlıyorum.A1 oğuldan önce 20 çıtaya,B1 bugün 30 çıtaya ulaştı ve B1 den de yeni oğullara kapalı yavru takviyesi yapıyorum.Arı güçlü olursa bal geliyor.Allah izin verirse B1 den 15 güne kadar bal alabileceğimi düşünüyorum.
Geçen sene kışın zoraki yavrulu petek takviyeleriyle yaşattığım kovanlarımın bu günkü durumları beni memnun etmektedir.
Ben arılarımın gelişimini kovanüst izolasyonuna ve zamanında yapılan varova mücadelesine ve sonbahar beslemesine bağlıyorum.
Sonbahar beslemesini sade invert kekle yaptım.Baharda ise hiç besleme yapmadım.
Sonuç olarak kovan üst izolasyonuna ilginizi çekmek istedim.
Bilim konusuna gelince invet tartışmasında bu konudaki görüşlerimi belirtmiştim.
Sizlere teşekkür ederim.
Saygılarımla Elk.müh.ŞevketBayındır.
internet aleminde gerçek idealist olarak tabir ettiğim ve takip ettiğim 3-4 blogdan biride sizin ki çalışmalarınızı takdir ediyor ve başarılar diliyorum
inşaallah muvaffak olursunuz / oluruz
Şevket bey bahar balı alınır, alınırda o kültüre geçmemiz lazım. Tüm sezon boyu güçlü arılarınız olgugu zaman,ülkemizde bir çok bal alınabilir.
Kovanların izalasyonu çok önemli, kışın kovanın üstünü kapatan malzemeler zayıf olursa içersi sıcak, dışarsı soğuk, bu olay rutubet ve neme dönüşüyor. Aynı evinizdeki camlardaki durum kovan tavanında oluşuyor. Kışın evinizdeki camın içi niçin ıslanır bahsettiğim olaydan ötürü. Almanya da kovanların üstüne direk naylon örtüp üstünede 2,5 cm kalınlıgında strafor koyuyorlar straforun üstüne kapak, kovan girişleride geniş yada altı komple açık rutubet olmuyor. Bizim bir avuç arılarda rutubetten geçilmiyor.Daha önce bu konuyu Muhteşem abi işlemişti.
Bolkar inşallah bu işleri başaracagız. İnvert konusu arıcılara büyük kolaylık getirdi.Fakat ilerde sadece sonbaharda arılarımıza gerekli yüklemeyi yapıp, bir daha kış ve bahar beslemesi kendiliginden yok olacaktır. Mehmet Yükseli hep beraber seyrettik. Kışın kek verdimi, baharda besleme yaptımı, bunlar bazılarana çok ters gelsede gerçekler.
Yorum Gönder