27.04.2013

ARICILIK VE NAKİL, EN ÇEKİLMEZİ İSTEMEYEREK YAPMAK ZORUNDASINIZ...

 Aydıncık İlçe tarım müdürümüz, sayın Ahmet Ömer Kahyaoğlu nu ziyaret ettik.
 2012 Yılının Aralık 17 de gelmiştik Aydıncık'a.
Mesafenin uzun olması nedeniyle, gidip gelmeler sorun oldu.
Burayı tercih etmemizin nedenlerinin başında, tanıdığınız birisine malınızı teslim etmek ve ana arı üretimini erkene almaktı.
Bu yıl Marmara bölgesi bir türlü ısınmadı, dolayısı ile Gebzeye dönüşü ertelemek zorunda kaldık. Sıcak bölgede yayılan arıyı soğuk bölgeye taşımak çok kötü sonuçlara neden olurdu. Aydıncık geceleri bile 15 derece altına düşmezken batı bölgelerimiz 5 derece altında seyretti uzun süre.
Nihayet tüm yurtta sıcaklıklar arttı ve dönüş hazırlıklarımız başladı.
Aydıncık İlçe tarım müdürümüzü ziyaret edip, evraklarımızı alıp geri dönüş hazırlıklarına cuma gününden itibaren başlattık.
Ahmet beyle bayağı uzun süren bir görüşme yaptık, zor ayrıldıkta diyebilirim.

 Sayın müdürümüz bizi kapıya kadar uğurladı.
 Bu kadar uzun süre denizin yanında durup, denize girmemek olmazdı, hatta ayıp olurdu::))
 Deniz harika ve çok temiz, Aydıncık'ta alt yapı yok dolayısı ile kanalizyasyonda yok, fabrika yok, köy gibi bir kasaba.
 İlhami abimi denizden zor çıkarttık bu seferde postu kumlara attı::))
Aydıncık incekum.
 Cuma günü Anamurdan misafirlerimiz vardı. Bizleri daha önce Anamurda misafir eden öğretmen Murat Toy ve avukat Kerami Özdemir, ana arı almaya geldiler. Misafirler gelene kadar kutuların içinde dört döndüm, zor zoruna 10 ana hazırladım, gerisin, Gebze'den yollayacağım.Talebin dörtte birini zor verdim. Yağışlı havalar çiftleşme uçuşlarını engelledi, beklediğimiz ana arıların bir çoğu yumurtaya başlayamadı, bu iş çok çalışıp daha çok üreteyim yok, her şey ana arının hazır olmasına bağlı ve eliniz kolunuz bağlanıyor. Gece arılıkta tur atıp malzemelere bakılıyor.




Kerami bizim kafada biri, arıcılık ekipmanlarını kendisi yapıyormuş, her türlü marangoz aletleri mevcut.
Blogundan yaptıklarını paylaşıyor.
http://hobilerlehayat.blogspot.com/
Erkek arı üreiminde kullanıan plastik petegi incelemekte.
Bu barada benim damızlık erkekler kapanmaya başladı, saf erkeklerim var, bizim kalfaya duyurulur::)

Damızlık erkek üretiminde sorunlar yaşamıştık bu yıl bunu yaşamayacağız, başka aletnatiflerimizde var.

Arılık dönüşü arkadaşımın evinde yeniden toplandık. Sohbet koyulaştıkça koyulaştı.

Ekrem değişik açılardan resimler alıyor. Bizimle tanışanların yapması gerekenlerin biriside ya resim çekecek, yada poz vereeceksin, poz verirken ise 333, patates patlıcan kelmeleri söylenecek, bu teknik Zaim abime ait, acayip güzel oluyor.
Amerikan traşlı bir teke::))
Keçilerin kocası oldukça yakışıklı ::))
Keçilerin rüyasıda diyebiliriz....
İlhami abi ise işi savsaklayıp tekeyle ugraşmakta::))
10 Gün öncesi larva transferlerini durdurmuştuk, 14-15-16-17 nisan tarihlerinin ana arı memelerinin dagıtımları bitti, 17 sine yapılan aşılamaların dagıtımı bu gün ayın 27 de yapıldı, bir iki gün içinde kraliçeler doğacak.
Doğmayan memeler sorun çıkartırmı bilmiyorum 11.gün yola çıkıyoruz.
İşlerin başı sonu gözükmüyor, dünya iş bitirilip pazar günü akşamına her şey hazır edilecek inşallah, bu gün haşat olmuşuz. Telefonu gün boyu kapadım Gebze ye kadarda açmayı düşünmüyorum, yoksa bu işlerin bitecegi filan yok....

2 yorum:

MUHTEŞEM TURUNÇ dedi ki...

Sevgili ustam erkeklerin hası bendedur:) yarına görürsün resimlerini, yanında yüzme bilen biri olmadan denize girme; şeker ve irmik fiyatları aldı başını gidiyor:( sağlıcakla kal.

Sıtkı YALÇIN dedi ki...

Çala kalem arıcılık hiç bir zaman sürekli başarıyı getirmiyor.
"Bu sene çok bal aldım ama kışın bütün kovanlarım söndü. O kadarda bakmıştım ama geçen sene bir şey olmayan arılarıma bu sene birşeyler oldu ne bal alabildim nede kışı atlabildim. bütün kovanlar söndü" diyen bir çok kendince usta arıcılar dolu.
Arıcılık hobi olarak yapılabilir, ancak hiç bir zaman ihmale gelmez.
Nedense bazıları da her tecrübesini paylaşacağına daha gizleyerek sanki dünyanın tüm balına tek o sahip olabilecekmiş gibi sır vermeyenler var... Soruyorum durum nasıl ne yaptın? Çalışmalar nasıl gidiyor diye. Valla çok kötü diye bir ağlamaya başlıyor, sadaka olarak üç beş kovan veresin geliyor. Sonra bakmışsın dolu dolu çift katlı kovanlarla karşına çıkıp geliyor.
Peki ne paylaştın? Arkadaşına ne katkın oldu? Ertesi yıl elinde ne kaldı? Neden tekrar başa döndün? Çalışmak ser verip sır vermemek midir?
Paylaşımdan, takım çalışmasından, bilgi birikimlerini birleştirerek en doğruyu ve güzeli ortaya çıkarmak kadar başka güzel ne olabilir ki?
Bilgi, tecrübe, yeni bilgilerle kendini donatma, takım çalışması ve en önemlisi istikrarlı ve planlı çalışmanın sonuçlarını almanız herkese örnek olsun.
Yolunuz açık olsun.