5.10.2016

ARICILIK VE EKİM TOPARLANMA ZAMANI...

 Bir arıcılık sezonu daha sona erdi. Ana arı üretim çalışmalarıma ramazan bayramından sonra bitirdim. Ramazan bayramından sonra Bursa'dan Fatih kardeşimden aldığım A Lisanslı, Uludağ arısının larvalarını almıştım, en son üretimo larvalardan oldu. Bir kısmını suni tohumlamaya soktuk bir kısmı f1 oldu bazı kişilerede bu A lisanslı analardan gitmiş oldu.

Ana arı lazım oldukça kutulardan hazır ana arıları aldım, kutu kendi başına f2 yaptı, kontrollerde yumurtaya giren f2 lerin kanatlarının ikisinide kestim.

Kurban bayramında birleştirmelere başladık, bitmedi, bayram dönüşü yağış ve soğuk havalar bastırdı. Olumsuz hava koşulları bir çok kutunun terk etmesine neden oldu, kanadı olan ana arılar tüm kutulardan terk ettiğinde arı kopartıyor.
Ortada bir terk varsa, ona uyacak çok arı oluyor. Sanki düğün var ve civardaki arılar bu düğüne iştirak ediyor ve arılar anasız ise kutusuna dönmeyip bu cemiyette kalıyorlar :)
 Bu yıl yavrulu çıtaları standart çıtaya aldığımda birleştirilmiş ruşete vermedim. Genelde kovanlara verdim kovanlar kısa sürede çıtaları örmeye başladı örülen yerlere yumurta atıldı.
Birleştirilen ruşetlerede kovanlardan sarabileceği yavrulu çıta verildi. Böylesi daha iyi oldu.
Bu yıl alt tarafa çıta zımbalamadım, üsten aşağıya tek tip örmesi daha güzel oluyor, altla üst mutlaka örülürken sorun çıkartıyordu.
Geçen yıl uyguladığımız yöntemdeki aksaklıkları bu yıl yaşamamak için bazı şeylerde değişiklik yapmış olduk.

Bir ana arı kutusuna miller mem vermişim. Miller meme verirken çıtanın birisini alıp kaln 3 çıtadan birisi çapraz bırakılır, arı aradaki boşlukları öyle bir doldurmuş ki, ana arı çıtası bir kilo gelirdi, çoban balları götürdü tabiki :)
 Ekim ayının ilk cumartesi günü tüm kutular elden geçti. 20 Kutu darıcaya götürmüştüm, yaklaşık 60 kutuda burada var. Kutuların anaları genelde f2 kışlatmayı düşünüyorum, baharda acayip yavrulu çıta ihtiyacımız oluyor. 5-10 tane daha bölme yapıp 60-70 kutuyu kışa sokacağım. Hesaplarıma göre her kutu 1 kilo kek yese 5 lira eder. Baharda her kutu iki turda 8 kutuyu doldurur yani 5 liraya baharda 8 kutu doldurmayı hedefliyorum. Mutlaka sönenler olacaktır ama büyük bölümü inşallah bahara çıkar. Hepsi sönerse kaybımız 300 liralık kek olur. Geçtiğimiz yıl bir kaç kutuyu kışlatmıştım bahara çıkmışlardı.

İşin garip tarafı kış gelmiş hala ana arı arayanlar var, bu mevsimde ana arı hem alınmaz hemde  satılmaz, tabiki bana göre.
Elimde şu an 70 üzeri yedek ana arı var, satılık değil.
 Birleştirme sonrası ortalıktaki sessizlik görüntüleri...
 İnsan işten bazen nefret ediyor, çalış çalış bitmiyor. Günlerde kısaldı, mesai sonrası çok az vaktimiz kalıyor. Dün akşam 20-25 ruşete kek verdim akşam ezanı okunmaya başladı. Normal şartlarda pelitlide aralık ayı sonuna kadar bizde yavru faaliyeti sürer, darıcada hiç kesilmez.
 Akşamları bir saatlik bir çalışma zamanımız var, ortalığı artık toparlama zamanı.
Geç vakitlerde ise besleme işi yapılacak, zayıf bölmelere alabileceği şurup verilmeli. Zayıf arının yemliğini doldurursanız bir kaç gün şurubu alamıyor, tarlacılar şurubun başında olduğunda savunma zayıflıyor ve yağma başlıyor aman dikkat.
 Gelelim flumetrin kullanımına.
Olay o kadar basit olmasına rağmen benden daha kalın kafalılar var ve olayı anlayamıyorlar.

Şimdi işi birde başka yerden anlatayım.

Bizim 5 çıtalık kovanda varroa var, varroaları öldürmek içinde para lazım, her kovana 36 kuruş yetecek, 40 kuruşta daha iyi olur, 50 kuruş verirsen tadından yenmez oluyor.

İnsulin enjektörüde 100 kuruş alıyor.

Önceleri hiç yağ katmadan enjektöre 40 kuruş ile 50 kuruş çekip kovanlara verdiğim oldu.
Aldığımız hazır flumetrilli çubuklarda sanki yağ'mı var.

Bazıları yarı yarıya karıştırdığım yağa kafayı takmışlar.
Sonuçta 3-5 kat fazla yağ karıştırdığımda bunu nasıl ölçeceğiz, dozu ayarlamak için daha büyük enjektörlere veya damlalıklara ihtiyaç var.

Doz kelimesini porsiyon olarak anlamakta mümkün.
Dozları aşarsanız arıları zehirlersiniz arılar kovan tabanına bayılıp düşerler ve biraz sonra ölüyorlar.
Bu gibi durumlarda kovan kapakları ve örtüleri derhal açılmalı ve ilaçlar kovanlardan alınmalı. Bu hadiseler yaşanmasın diye doz doz deyip duruyoruz...

Olayı barut olarak örneklersem, avcılar fişeklerini kendileri doldurulardı en iyi dolular kendi doldurdukların olurdu.
Fişeklerde de doz ayarı barut ile yapılır, barutu az koyarsan olmaz, fazla koyarsan gene olmaz aşırı fazla koyarsan tüfeği parçalarsın, kendini yaralarsın.

Flumetrin ölçüleride 3.6 mg olarak belirlenmiş bu ölçüyü neyin içine katarsan kat, doz bu ölçü olmalı.
Gene kovanlarımda varroa var ve yağlı para veriyorum. Enjektör ile 80 kuruş çekersem bunun yarısı ilaç yarısı yağ ve ölçmesi çok kolay.

İki şekilde aynı dozu kullanıyoruz, bize zehirin miktarı lazım, 0.5 mg zehire 3-4 kat yağ karıştırıp her tarafı vıcık vıcık yağ yapmanın bir manası var mı yok, sonuçta yağ ne kadar artarsa ilaç sabit olmak zorunda dozumuz 3.6 mg 4 mg en fazla 5 mg olmalı.
Bunları nereden çıkartıyoruz diyen olursa ruhsatlı flumetrin ilacın reçetesine bakarsın, kaç sefer veriliyor ne kadar süre devam ediliyor, kalabalık arıya kaç doz verilmekte hepsi var sadece araştırıp okumak lazım.
 Yukarıdaki  ve son resimde yağsız çektiğim flumetrin oranı.


En iyisi, bu işlere karışmayıp, tıpış tıpış gideceksin ruhsatlı ilaç alıp kimseyi rahatsız etmek gerekiyor.
Bu konuda bundan sonra bir daha açıklama yapmayacağım, anlayana davul zurna saz, anlamayana sivri sinek az geliyor diye boşuna demiyorum :)

5 yorum:

Unknown dedi ki...

Selamlar ali abi anlatım şekliniz o kadar anlaşılır ve netki bir çok eğitmenden bile daha güzel anlatıyosunuz daha hala nasıl anlamıyorlar anlamış değilim sağımdan sonra varoa mücadelemi yaptım 3 tur duman verdim garanti olsun diye piyasadaki satılan şeritlerden alıp astım kontrollerde bakıyorum varoa diye bişey yok iyi dedim arılarım temiz sen videoyu yayınladıktan sonra aynı uygulamayı yaptım meğerse ne çok varoa varmış allah senden razı olsun abi meğersem yıllardır boşu boşuna birsürü paralar ödemişiz saygılar abi

muhteşem turunç dedi ki...

Sevgili ustam :),
Bakıyorum arılıktaki işlerden bıkmışsın ama haber yapmakta sana yetişene aşk olsun:))
Bu sene kış şartları zor olacakmış inşallah kutular kışlar. Ayrıca o nasıl oluyor elimde fazladan 70 ana arı var ama satılık değil demişin:(( yakında benim ana arı ihtiyacım olursa ben biliyorum nasıl alacağımı:)) doz ölçümü paylaşımında güzel olmuş porsiyon he:)) ama anlaşılır olmuş. Sana takılmadan duramıyorum ama Allah yardımcın olsun. Bu kadar koloni sayısı ve aynı zamanda işte çalış zor bunlar. Gene tek başına iyi yetiştiriyorsun.
Sağlıcakla kal.

ARICI ALİ TÜRK VE ARICILIK BİLGİLERİ dedi ki...

Mustafa bey siz ne kadar bilirseniz bilin, ne kadar güzel anlatırsanız anlatın, Mevlana derki, anlattıkların karşı tarafın anladığı kadar oluyor.Bu hafta sonu trakyalıyı ziyaret ettik dediki ağa biz şu kadar yağ katıyorduk senin yaptığını anlamadım deyince bayağı kızdım sen anlamaz isen başkası nasıl anlasın.
Ben geçmite ağaç çubuklara, ağaç kaplamalarına ve kestiğimiz kartonlara bu ilaçları emdirdim, en verimlisi peçete oldu.Peçeteden önce el kadar gazeteye yağsız doz yapıyordum, oda güzel bir yöntemdir.
Ruhsatlı ilaçlarda 3.6 etken madde yazıyor, ben 3.0 koyuyorum daha fazla etki ediyor, bizdeki buharlaşma daha hızlı oluyor ve etkisi daha fazla diye düşünüyorum. İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olanı görüşüyle bildiklerimizi paylaşıyoruz.

Muhteşem abi arılıklardaki işlerden nasıl bıkmazsın. İşler bitti diyoruz akşam şurup verilecek, iki saat boyunca şurup veriyorum şurup bitiyor şurup verilmeyen arı kalıyor, gelde bıkma. Abi haber birisi geziyle alakalıydı, buda haftalık yayın birbirine karıştımı tadı kaçıyor.
Abi anaların çoğu f2 ve sonbahar anası her an sizi ortada bırakabilir, baharda bunlar ana arı üretimi için lazım beya.
Abi porsiyonu dozu anlamayan paradan anlar dedim, paradan anlamayana şu ana kadar rastlamadım, deli bile paradan anlıyor :)
Abi işin sonuna gelindi sadece sonbahar stoklarını yapıp ortalığı topladıkmı sezon bitti demektir...

Sağlıcakla kalın.

Sıtkı YALÇIN dedi ki...

Selamünaleyküm,
Ali Bey, bir gün baktım benim A lisanslı ana gidiyor. Kovanın önünde yerde anayı gördüm. Aldım kafese koydum. Bir gün kafeste durduktan sonra, kovan ağzına içten ana arı ızgarası çakmak aklıma geldi. Kestim ızgarayı diklemesine kovan ağzına raptiye ile tutturdum.
Şimdi kovan ağzında içten ana ızgarası var.
Ben de rahat rahat işime bakıyorum. Ana içerde güvende ben huzurlu...
Sağlıcakla kalın.

ARICI ALİ TÜRK VE ARICILIK BİLGİLERİ dedi ki...

Aleyküm selam Sıtkı hocam.
Ana arı terk ettiğine göre orada bir sıkıntı var ve bölme bir şeylerden rahatsız dikkat edin.

Sağlıcakla kalın.