Gezi bitip normal hayatımıza döndük, bir site ve arıcılık formu kurma çalışmalarım var, başta isim bulmadık. Düşündüğünüz tüm isimler bir şekilde bloke edilmiş vaziyette, site olarak açık olmasada bu işi takip edenler isimlere az bir paraya alıp, isteyenlerede pazarlayanlar bile var.
Bir kaç isim üzerinde karar vermek üzerieyken, Oktay abicim arı bakanını alsana dedi. Bir kontrol ettik arıbakanı.Com boştaymış, bize bu isimi aldık. Site ve forum işi bana çok yabancı ama öğrenecegimi sanmaktayım. Şu an bu isim ve bir hostink alındı, inşallah hakkımızda hayırlı olur.

Egede ağaçsız yer tarif edilse olurda ağaçtan dön denilirse ayvayı yersiniz, çünkü her taraf ağaç.
Yanlız agacı giderken degilde dönüşte resimledik ve biz Milas'a hareket ederken hava karmıştı bile. Bu ağaç Milas Bodrum yolu ortasında çok büyük bir ağaçmış, yol bölünük ve ortasında. Tarihi diyenler bile var, devasa bir ağaç işte.

Fakat bu bilgileri bir türlü hayata geçiremedik, geleneklerden kopmak imkansız gibi, ben kaç senedir bunları başarmak için savaşıyorum ama bir yerlerde hata yapıyorum.
Bir taraftada geleneklerine devam edenler, arın güçlü degilse balında az olacak. Gelecek senenin arısını bu sene hazırlamaz isen seneye hazırladıgın arı kendisini toparlayana kadar sezonu hep yiyor. Benim bundan sonraki hedefim 20 çıtalık kuluçkalık, bu Egedekilere o kadar ters ki, adamlar bir çıta arı oldumu, baharda nasıl geliştirdiklerini anlatıyor. Bunlar düzelirmi derseniz heralde benim ömrüm yetmez.

Şimdi arıcıları ilgilendiren en önemli konu balların pazarlanması veya satışı ve karşımızdaki toptancılar.
Toptancılar çogaldıkça fiyatlar artacagına, bizde tersi oluyor, fiyatlar düşmeye devam ediyor. Bu konuda bir çok meil veya telefon alıyorum, şu bal fiyatlarrını ve durumlarımızı bir gündeme getir diye. Sebebi ise çok izlenenlerden biri oldugumuzdan.
Arıcılık dışardan magazin gözüyle bakıldıgında oo ne güzel ormanda piknik yapıyorsunuz denilsede, bu kişiler evlerini barklarını bırakıp, gurbet gurbet gezmekte, bir çok yerdede bal yerine sıfır çekilmekte.
Aziz Mumcu hem arıcı hemde kamyonculuk yapan birisi, kendisiyle konuştugumuzda kamyonun senetleri var diyordu. Sagım yaptıktan sonra bir kaç toptancıya bal vermek istemiş, ihtiyaç var senet ödenecek, orada para lazım, evinize uzaktada olsanız evedekilere para yollamak zorundasınız.
Verilen fiyat bu sene duydugum en düşük fiyattı. Bir teneke Teneke çam balına verilen para 96 lira. Bir firma reçel yapıp bal tenekesine koysa kesinlikle daha fazla paraya satar.
Durumlar çok vahim, gözüküyor.



Harbiden ilginç bir mangal, üstüne toprak kap oturtulmuş, kiremitte balık asıl bunda olurmuştu. İster ızgara yap ister güveç.

Resmin en sağındaki kişi ise köydeki yerli arıcı yunan dayı. Ne kadar acayip bir lakap ama bu en anomal olmayanı. Hatta yunan dayı birde atasözü dedi çamda bal bitmez, ................... diye.
Tütünü ne çekiyordu be, eski günlerim geldi aklıma.

İçimdende bu sallıyor demeye devam ediyorum, nerden tanıyorsun dedim dediki dur telefonuda vardı, görüşürüz deyince, dedim telefonu ne , ana bir baktım bizimkinin telefonu be. Yuh dedim dagın başındada belayı bulduk yani, içimizde ajan var dedim arkadaşlara ve dikkatli olmaları konusunda uyardım::)))

Karniyol arısdı Muğla arısından daha hızlı bir arı, birde geliştiginde başındaysanız oğul problemide yok, bunlarıda görüştük.
Emin Oral Çömlekçi köyünün en zengini, hali vakti yerinde olup yaklaşık 200-400 arası kovanla çalışan birisi.Aynı zamanda organik seracılık yapıyor. Resimin en arkasında sol baştaki duran kişi Mehmet Oral emin beyin abisi, Murat Gürel, şapkalı sıra adı Dursun ,ortadki kişi iseAhmet Bayrak Tepecikköyünden arıcı, Saim Gürel, Oktay, Emin Oral, Nimet Çubukçu, en öndeki genç ise Emin beyin oğlu Tolga Oral. Güzel bir ziyaret sonrası vedalaşıp ayrılıyoruz, ilerde görüşmelerimiz devam edecek, buradaki arıcılarada karniyolu denettirecegim. Hemde bir kaç degil sayıları bayagı var ve bunların hayatı arıcılık, bizim gibi degiller yani.

Oktay ise halılardan birisini begenip aldı. İçi dışı yün halı, iki kişi normal ev işlerini yaparken 2 ayda bitiriyorlarmış. Tek kişi devamlı dokuma yaparsa bir ayda bitiyor bir halı, tabi ebatları degişiyor. Aldıgımız halı 350 lira idi, 100 lirası yün ve ip parası tutuyor dediler, düşünün 250 liraya iki kişi iki ay ilmek atacak. Bzim evimizdede eskiden halı dokunurdu bilirim zor bir iş.

Devamında ise yolun ortasındsaki büyük agacı, resimledik, İzmir narlıdereye varıldı, Oktay bey bize evdeki hazır yemekleri ikram edip, üstüne çay ve Türk kahvesi ikram edip yolcu etti. Pazartesi saat 5,30 gibi ben evimim kapısı önündeydim haşat olmuşuz ama çok çok haşat olmakta fayda var. Geziyide böylece noktalayayım, belki ilerde o bölgeyle alakalı resimleri kullanabiliriz.
Resimlerin bir çogu bu linkte.
http://arivedoga.blogspot.com/
saim Gürel kamerasından seçilenler
http://arivedoga.blogspot.com/2009/10/milas-resimleri.html
benim kameradan seçilenler
http://arivedoga.blogspot.com/2009/10/milas-resimlerimizden.html





Fakat geçtiğimiz sene üç kovanım ansız kaldı, bunlardan biriside Alman F1, bunada yapacak bir şey yok. Siz arınızın anasının yaşını biliyorsunuz gücünü biliyorsunuz ve bu arıya bir şey olmaz dediniz ve anaarı kaybetmişse bu arıcı hatası degildir. Arıcı hatası ise bilerek veya bilmeyerek yaptıgı haytalarla bir çok kovanı birden söndürmektir. Ben üç senedir arı söndürmüyorum ve bunuda başarı olarak görmekteyim. Bu bölgede arı ölmüyormu derseniz o kadar kovan söndüren varki.
Bu sene Cemallettin abimizin arıları fena degil, keki Trakya sonu verdi, artık son bahar ve ilkbaharda kek vermeyecek. Şu an kek verenlerin tarlacı arıları bahara çıkamayıp, kekle ugraşırken ömrünü tamamlayacak. Kek kurakta ve yavruyu teşviş amaçlı bir keklemedir. Salkıma girmeye çalışan arılara kek verilmez, vermek isteyenlerde verebilmek için bahane aramadan versinler. Yazında kek arıya zarar veriyor ama bir arı ölürken üç arı doğurtuyorsunuz, kek bunun için zaten. Salkıma girecek bir arıyı öldürürseniz yerine yenisi baharda gelecek.Bununla ilgili bir çok yazı yazdım, önceleride bende kek veren birisiydim, kek verdikten sonra baharda arıların musluk üzerinde kıvranıp öldüklerini çok zaman sonra anlayan birisiyim.
Cemalettin abinin yeni barakası, dışı alimünyum saç ve içi strafor malzemeden yapmış, diyorki ne soguk nede sıcak geçirir.
Aydın yöresinde bu kulubelerin seri üretimleri var. Kulube yapacaklarada bu malzeme hem hafif hem saglıklı olur diye buradan paylaştım.
Bir buzdolabı, ben ilk defa gördüm, mutfak tüpüyle çalışıyormuş, hayret. Hem ceryanlı hemde tüplü bir buz dolabı.
Kulubede gözüme çarpan bir varroa ilacı. Rus perizini bu toz olarak üretilmiş ve çok ucuzdur. Bir ara kullanmıştım, aldıgım kişi çoktan beri getiremiyor.
Daha sonra bir önceki gün bakanmadığımız kovanları açtım. Bu üç resimde aynı kovanın yana yana olan yavrulu çıtası. Güzel bal gelmiş biz egede geçerken, aralara çıta girmem çok iyi olmuş, hatta bazı kovanlara az çıta bile girilmişti. Resimlerde görüyorsunuz, yavru çıkan yer bal dolmuş, birde çıta girilmeseydi bu kovanlar yatacaktı.
Birde şuna karar verdim, Gebze'deki arılarda o kadar mücadele etmediğim halde yok. Ormandaki kovanlara ne yaparsanız yapın bir türlü varoayı bitiremedin nedenide komşu arılıklar , bunun başka izahı yok.Çıtaların balla bloke olması.







5 yorum:
Tüh be tesadüfe bak hepsi zehirsiz mantarlarmış ha:)
SLM...
Sayın Bakanım.
Kendine dikkat et.Sanki bir doktor ayağını kaydıracak gibi.Sen iyisimi bir müddet ortalıklarda görünme.
Hem üstelik mantarla kendini yoketmeye çalışırken,arıları invertleyerek onlardan ne istedin :))
Yav doktorum ben öbür tarafa gitsem eline ne geçecekki. Bak kafamı bozma, adamda moral bırakmıyorsun ve motivasyonumu bozuyorsun haberin olsun.
Selamlar Yusuf kardeşim.
Nasıl kendime dikkat edeyimki, biliyorsun birkaç gün sonra, büyük ihtimalle sendeyiz, bu doktorda nerden haberi olduys, abi benide götürmeyi unutmayın, hem Yusuf'uda bir tanıyayım diyor, bak arkamızdan neler çeviriyor.Bu sıralar dedigin gibi arkanı kimseye çevirmemek lazım, bir çok bürütüs piyasada kol geziyor::))
Fakat bürütüsler olsada ben ortalıkta inşallah görünmeye devam edecegim.
Mantarlarla kendimi filan yok ettiğim yok, bir söz vardı, kötülere bir şey olmaz, iyileride Allah korur, diye. Bu pencereden bakınca iyiler ve kötülere bir şey olmaz birbirlerine lazımlar be.
İnvertlemeye arıyı karakovana silkeleyince başlayacağız. Daha kovanın karakovana silkelenme töreni olacak, bu ay bitsin bakalım. Fakat invert kullanımı bilindiğinden çok yayıld. Elimde bir kışlık bir deney sonucum var, ben onlar kadar yaygara kopartmıyorum. Onlar bir yerlerini yırtsalarda arıcılık gelişecektir,hemde takozları maziye göme göme.
Ali bey.yeni site hayırlı olsun.Emin bey muhteşem abiyi nerden tanıyor.Gitmişken 1 gs halısı ve mangal alaydın,saglıcakla kalın.
Vecdi abi saolasın, yeni siteyi henüz faliyete geçiremedim. İnşallah hayırlı olur.
Abi Muhteşem abiyi tanımayanmı varki, seninkide sorumu::))
Mangalı baka yerden temin edecegiz galiba, Zonguldak'tan bizi takip eden bir arkadaş burada var dedi bahara alırız sanırım. Sende sağlıcakla kal abi.
Yorum Gönder