Bu sene acayip bir arıcılık yaptık, acayip yorucu oldu. Beni asıl yoran ise anaarı üretmek oldu. Başta ilk üretimin tamamını gümlettim, bu sorun benimle alakalı degildi. Sonrasında kayıt işleri çok zaman alıyordu onu çözdüm, artık çok basit, benim açımdan bir sürü deneyim ve tecrübeler oldu. Anaarı üretimi ve sorunlarıyla alakalı ayrı bir yazı yazmalıyım. Seneye daha kapsamlı bir anaarı üretimiyle girmek istiyorum ve elimdeki kutu sayısınıda hem hacim olarak hemde sayı olarak artırmaya karar verdim ve bunu hayata geçirmek için çalışmaları hemen başlattım.
Yeni anaarı çiftleştirme kutuları gene üç gözlü olacak ve her gözünde 4 çıta ve son baharda kutu aradaki parçalar çıkartılıp 12 çıtalı metro kovana dönüşecek. Zayıf arıların ve kutuların kışlatılması çok pahalıya gelmekte ve ihmallerde ise sönmekte. Sezon sonu bir kaç kutu tek kutuya dönüştürülerek, bahara daha kolay çıkması sağlanmalı.Zayıf arıların nasıl masraflı oldugunu, geçen sene yayınladığım bir yazıda göreceksiniz, linkini aşagıya attım.
Benim oturmuş oldugum evimin balkonunda iki ayrı arı var. Birisi 3 çıtalık bir anaarı çiftleştirme kutusunda ve içinde normal kovan çıtasıyla 1,5 çıta arısı var yanı göz tamamen arı dolu ve bahara kadar ne yapacak görecegim. Anaarısı ise karniyol F1.
Bu görüntüler balkonumdan ve tarihi ise 14 aralık 2009 gününe ait. İnvert şurupla beslemekteyim Bu kutuda yavru alanı kalmadı tüm çıtalşarı invert şurupla bloke edildi.
Bazı kovanlarda ve anaarı kutularında hala kapalı yavru var. Bizde arıların tam salkıma geçmesi yılbaşını bulacaktır. Bazı arkadaşlar oksalik yapsalarda bu bölgede bence erken. Önemli olan varroaya bitirici darbeyi vurabilmektir.
Kapalı yavru varken bu darbe vurulamaz.
Zaten varroalar verecegi zararı arılarımıza verdi, 10-15 gün daha zarar vermesi pek bir şey degiştirmeyecek. Hiç yavru yokken yapılan mücadele her zaman en iyi yöntemdir ve başarılı sonuç alırsınız.
Bu arada Mehmet Yüksel'i adım adım takip edip sonrada Mehmet'din ismini anmadan yurt dışında böyle yapıyorlar demek ne kadar doğru bilemiyorum, yada kim yer dimi::))
Yeni anaarı çiftleştirme kutuları gene üç gözlü olacak ve her gözünde 4 çıta ve son baharda kutu aradaki parçalar çıkartılıp 12 çıtalı metro kovana dönüşecek. Zayıf arıların ve kutuların kışlatılması çok pahalıya gelmekte ve ihmallerde ise sönmekte. Sezon sonu bir kaç kutu tek kutuya dönüştürülerek, bahara daha kolay çıkması sağlanmalı.Zayıf arıların nasıl masraflı oldugunu, geçen sene yayınladığım bir yazıda göreceksiniz, linkini aşagıya attım.
Benim oturmuş oldugum evimin balkonunda iki ayrı arı var. Birisi 3 çıtalık bir anaarı çiftleştirme kutusunda ve içinde normal kovan çıtasıyla 1,5 çıta arısı var yanı göz tamamen arı dolu ve bahara kadar ne yapacak görecegim. Anaarısı ise karniyol F1.
Bu görüntüler balkonumdan ve tarihi ise 14 aralık 2009 gününe ait. İnvert şurupla beslemekteyim Bu kutuda yavru alanı kalmadı tüm çıtalşarı invert şurupla bloke edildi.
Balkonda başka bir arım daha var. Bu arı ise busene Almanyadan getirmiş oldugumuz 5 saf karniyoldan birisi. Görüntüler ise 10 Aralık 2009 gününe ait. Yapmış oldugum paket işçi arı takviyesiyle bu metro kovanı yaklaşı 3-4 normal çıtalı seviyeye getirdim. Şu anki durumu 8-10 kutu çıtası sarabilen bir konumda. Ayrıca bu metro kovan katlı görüntüleri aldıgım tarih itibariyle alt kat tamamen bal oldu ve yavru yoktu.
Saf karniyolumun ise iki çıtada yavru faliyeti devam ediyor. Saf karniolda invertle besleme ve yükleme yapıyorum. Artık bundan sonra yavru yapmasına musade etmeyecegim. Şuruplugu ters çevirip yoğun invert verek bu iki çıtayıda bloke edecegim. Yavru oldugu müddetçe kovandaki arılar kovan içi ısısını yükselmek zorundalar ve verdiğimiz besinlerde ısının tırmanması demektir. Ayrıca uçuş olmadıgında şurubun suyu içeride rutubet olarak kalıyor.
Karniol saf arımızın kapalı yavruları. Karniol arıları beslediğinizde dışardan polen gelmese bile içerdeki poleni bitirene kadar hemen yavru faliyetini başlatırlar. Bu ırkta teşvik ve yüklemeleri kış gelemden yapıyorlarki, kışa kadar yavru alanı kalmasın diye.
Bu resimler ise 15 Aralıktan. 15-16 Aralık tarihlerinde havalar iyiydi öğlen yemeklerini bu yüzden yemeyip kutuların kontrolleri yaptım. Daha önce böyle anaarı çalışmamız olmadıgı için başımıza geleceklerdende habersizdik. Kutuları sizin beslemeniz pek işe yaramıyor. Yani kutular size bağımlı olduklarında felaket tüketim yapıyorlar. Dışardan nektar geldiğinde ise siz ara sırada bir şeyler verseniz sorun olmuyor. Ne kadar alanlarını daraltsakta içersini ısıtabilmek için çok yakıt gidiyor.
Bu kutuda daha önce birleştirdiğimiz kutulardan birisi. Hazır anaarıyı kesip yeni anaarı çıkarmışlar. Bir kaç tanede anaarı memesini bozmuşlar.Bende şimdi anaarıyı arıyorum, yılın son çıtırı.
Bu çıtada anaarı ararken bir yakışıklı erkek buldum. Nerden de anladın burada çıtır bir kız oldugunu::))
Çıtır bu çıtada ama bu saatten sonra bununla ugraşmaya hiç niyetim yok. Aslında gözlem amaçlı bırakılabilirdi. Fakat başka zamana yaparız gözlemi, gözlemler çogalınca hangisini gözleyecegini de şaşırıyorsun.
İnşallah bu seneki öldürdüğüm son anaarı olur. Çıtır sizlere ömür. Bereket bu durumu hacı olmadıgı için göremedi, kesin doktora yetitirip gene birisinidaha sıktı der di::))
Sonuç ise anaası öldürülen kutu bir başka anaarılı kutuyla hayatlarını birleştirmek. Nikah için biraz formik asit kokulandırma yerine geçmekte, ortaya mihir olarak bir bardak invert şurup. Kutunun anaarısı görücüler fazla sevmesin diye kafeslendi . Dışardan gelen çıtalar dagınık olarak kutunun arka tarafına aynen böyle bırakıldı. Toplamda 5-6 çıta ful arı olacaklar. Kutu çıtası tabiki.Allah mesut ve bahara çıkmak nasip etsin deyip kapatıyoruz anaarı çiftleştirme kutumuzu.
Dügün evi belli olsun diye buralarda çam ağacı yok bazı bitki yaprakları iliştirildi girişe. Bunu neden koyduk derseniz başka bir kutudan arıların bir şekilde yer degişimi yapıldı.
Geçenlerdede Mehmet Yüksel kovanların arılıkta yerlerinin degiştirilmesiyle alakalı bir teknik yayınlamıştı. Mehmet Yüksel i tıklarsanız o teknige yerinden okuyabilirsiniz.
Bende bu teknigi arılar uçarken bir deneyeyim istedim. Ertesi gün baktıgımda eski kutuya çok az bir işçi arı dönüşü vardı. Belkide onlar işe gidip akşam dönüş yapanlardır. Anaarıyı hafta sonuna kadar kafeste tutacagım, bardaktaki şurup işçiler tarafından çıtalara çekilmişti hangi taraf çekti bilemiyorum, içerde herhangi bir kırılmada yoktu. Ayrıca anaarı olan bölüme arıların topladıgı görüldü. Hafta sonuna anaarıyı kafesten bırakıp, fazlalık çıtalarıda alacagız bu kutudan.
16 Aralık 2009 Yemekte yemiştim ama Saim abi telefondan Nimet abi yav buralarda hışır varmış nerede bize bir tarif edermisin, biz zaten sizler için buradıyız işimiz ise adres ve tarifle alakalı ayrıcada yiyecek yiyenlere refakat ediyoruz::))
Önce hışırın iddiasını gösterdim bak, aradıgın yerin reklamı bu diye::))
Çünkü arayan da laz, aranan da laz, aracı ise tam olmasada ...::))
Nimet abi bu hafta sonu gene Muğla yollarına düşüyormuş. Yola çıkmadan Saim abi onu kampa sokuyor Hışırın yerinde.
Yeme seyret yeterli.
Nimet abi dayanamayıp daliyor hamsilere. Biz ise kendisini yanlız hissetmesin diye bulunmaktayız masada::))
Çarşamba günü ise ziyaretçilerimden birisi ise İlhami Uyar abimiz. İlhami abi bizim kullanmış oldugumuz el demirini begenmişti. Begendiysen yaptır dedik, senmisin böyle diyen. El demirimiz bir gitti. Gebze'deki arılıkta her el demiri aradığımızda İlhami abimizin kulaklarını çınlattık::))
Çarşamba günü ise ziyaretçilerimden birisi ise İlhami Uyar abimiz. İlhami abi bizim kullanmış oldugumuz el demirini begenmişti. Begendiysen yaptır dedik, senmisin böyle diyen. El demirimiz bir gitti. Gebze'deki arılıkta her el demiri aradığımızda İlhami abimizin kulaklarını çınlattık::))
İki el demirim vardı birisi ormanda biriside numune oldu, kaldık el demirsiz.
En son hacı bir gün dediki, İlhami abiyi bulursam dövecem::))
Bunu hemen İlhami abiye ilettim, ertesi gün numune eldemirimiz ikiz doğurmuş şekilde geldiler.
Çarşamba günü arılıkta kutularla ugraşırken hacı geldi. Bu arada hacı, münübüsü satıp taka bir doğan taksi almış efendim bu az yakıyormuş. Aldıgı günden beri ne zaman arasam sanayideyim diyor.
Allah cümlemize akıl fikir ve de kolaylık versin.
Hacıya gelen el demirlerini gösterdim, demezmi kış günü el demirini ne yapacagız::))
http://tarimkutuphanesi.com/Konya_sartlarinda_arilarin_sonbahar_bakimi-_beslenmesi_ve_kisa_hazirlanmasi_Ramazan_Ozkilic_Tekniker_01845.html
Aynı yazıyı kopyalayıp yayınlamıştım. Ben kopyala yapıştıra karşıyım, fakat bazen öyle lazım oluyorki bu seferde tüm kanakları tarayacagıınıza kendi sitenizden ulaşması daha kolay oluyor. Birde bazı yazılar zamanla yok olabilmekte, onun içindirki bazı önemli yazıların kopyalanmasında sakınca görmüyorum.Devamlı kopyala yapıştır şeklinde yazılarda zaten bizim günlüğümüz degildir.
Zayıf kolonilerimiz ve anarı çiftlerştirme kutuları varsa bal giderinin çok fazla oldugunun bilmesi gerekir. İkibin (2000) işçi arıyla yirmi bin (20) bin arı aynı oranda bal tüketiyor.
Çok zayıf kavanlarında kışın sönmesinin nedenlerinden birisi çok bal tüketip aç kaldıklarından.
Onun içindirki her dönem güçlü kovan yada koloni tavsiye edilmekte, yurt dışında öyle yapıp öyle diyorlarmış::)))
Bu konuya başka bir açıklama gerekirse söylede denebilir. Bir kovanda yirmi bin işçi arı var 20 bin işçi arı ise 5-6 çıtaya denk gelir ve kış boyu 10 kg bal tüketir,bu miktarda bölgelere göre gene degişir. Birde ikibin nufuslu bir kovanımız var, buradaki işçi ise normal kovan çıtasının yarısı kadar bu kovanda 8 kg bal tüketiyor. Bu açıdan bakıldıgında kutuların bize getirisi ve götürüsünü iyi düşünmeli.
Bazı kovanlarda ve anaarı kutularında hala kapalı yavru var. Bizde arıların tam salkıma geçmesi yılbaşını bulacaktır. Bazı arkadaşlar oksalik yapsalarda bu bölgede bence erken. Önemli olan varroaya bitirici darbeyi vurabilmektir.
Kapalı yavru varken bu darbe vurulamaz.
Zaten varroalar verecegi zararı arılarımıza verdi, 10-15 gün daha zarar vermesi pek bir şey degiştirmeyecek. Hiç yavru yokken yapılan mücadele her zaman en iyi yöntemdir ve başarılı sonuç alırsınız.
Bu arada Mehmet Yüksel'i adım adım takip edip sonrada Mehmet'din ismini anmadan yurt dışında böyle yapıyorlar demek ne kadar doğru bilemiyorum, yada kim yer dimi::))
Sanki yurt dışında başka Türkçe yayın yapan var. İki üç sene önce niye kimse kışın salkımdaki arısına oksalik yapmıyordu. Kışın ortasında kek veriyorduk, o zaman niye kimse yurt dışında kışın kek vermiyor demiyordu. Aslında yazılacak çok şey var ama kalsın.
Ben oksalik asit uygulamasını 15-20 gün sonra yapacagım.
Arısında yavru olmadıgına inananalarda yapabilir.
Bu günlerde hava iyice sogumaya başladı, kış kapıya dayanmış bulunuyor.
Balkondaki saf karniol anacın kapalı yavruları. Filim 10/12/2009 tarihinde çekildi.
Ben oksalik asit uygulamasını 15-20 gün sonra yapacagım.
Arısında yavru olmadıgına inananalarda yapabilir.
Bu günlerde hava iyice sogumaya başladı, kış kapıya dayanmış bulunuyor.
Balkondaki saf karniol anacın kapalı yavruları. Filim 10/12/2009 tarihinde çekildi.
Zamanında paylaşamadığımız bir sürü bilgi ve resim gününde yayınlamadıgı için anlamını yitiriyor. Genelde arıcılıkla alakalı ve zamanında yapılan işleri aktarmaya çalıştık, son zamanlarda ise konular ve bende kopmalar oldu diyebilirim.
Şimdi arıların oğul vermesinden bahsetsek ne iyi gider dimi::)))
Tam oğul zamanı degilmi::)))
Arıya kat atmaz isen tabiki ogul verecek, diyede devam edeyim bitsin konu.::)))
Bu arada bir sürü kovan sönme haberleri gelmeye başladı.::(((
2 yorum:
Yav o demirler ikiz doğurdu da ne demek bu güne kadar sen dokuz doğurdun be:)
Hacı abiye diyecem seni bindirmesin o arabaya:)
abim selam aleyküm alman kızlarından afyona da gelin getirsek inşallah şimdiden söz leyelim bence abi kolaylıklar aman kızlara iyibak
Yorum Gönder